X

Koşamayanlar için dördüncü kez koşacaklar: Wings For Life World Run

Omurilik felçlilerinin tedavisine yönelik araştırmalara kaynak bulmak amacıyla kurulan Wings For Life Vakfı’nın düzenlediği Dünya Koşusu’nun Türkiye ayağı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ford Otosan’ın katkılarıyla 7 Mayıs’ta İzmir’de gerçekleşecek. Wings For Life World Run’ın basın toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. Dördüncüsü düzenlenecek olan Wings For Life World Run, kurallarıyla bu zamana kadar düzenlenmiş hiçbir koşuya benzemiyor.

Organizasyonda Red Bull sporcusu Yağız Avcı’nın kullanacağı yeni Ford Kuga, önlerindeki binlerce katılımcıyı mümkün olduğu kadar uzağa ve hızlı koşmaları konusunda motive edecek. Koşucuların yakalama aracına meydan okuduğu bu konsept, dünyada ilk ve tek.

Wings For Life World Run

Wings For Life World Run’ın basın toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. Merve Toy’un sunumuyla gerçekleşen basın toplantısında organizasyonun elçilerinden Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Baş, TOFD Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya, Enes Günel, Emrah Başoğlu, Ayşe Tolga, Tanem Sivar, Merve Oflaz ile Red Bull sporcuları Yağız Avcı ve Ahmet Arslan yer aldı.

Koşuda dünyanın en hızlı pilotları da yer alacak ancak bu kez hayatlarının en yavaş yarışlarına katılacaklar.  Geçtiğimiz yıllarda David Coulthard, Max Verstappen ve Carlos Sainz gibi isimlerin kullandığı yakalama aracını İzmir’de ise 5 kez Türkiye Ralli Şampiyonu olmayı başaran Red Bull sporcusu Yağız Avcı kullanacak. Yağız Avcı, yeni Ford Kuga’nın direksiyonuna geçerek katılımcıların mümkün olduğu kadar uzağa koşmaları konusunda motive edecek.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı Ramazan Baş; “Omurilik felci çok basit kazalar sonrası herkesin başına gelebilecek bir sakatlık. Tüm dünyada omurilik sakatlanması nedeniyle engelli olan 3 milyon kişi var ve her yıl 250 bin kişi omurilik zedelenmesine yol açan bir sakatlık geçiriyor. Bu kadar çok hayatı etkileyen bir sorun olan omurilik felcinin tedavisine yönelik araştırmalar çok kısıtlı ve desteklenmesi gerekiyor. TOFD olarak, Wings For Life Dünya Koşusu’nun ülkemizde 4 senedir gerçekleşmesi bizleri mutlu ediyor. Bu sayede ülkemizde farkındalık gittikçe artıyor. Dernek olarak bizler de elimizden geleni yaparak, her yıl 250 bin kişinin etkilendiği bu hastalığın çaresinin bulunmasına destek oluyoruz” dedi.

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya ise, “Omurilik zedelenmeleri için dünyada ilk olacak tedaviyi bulmak için çalışan “Wings for Life” vakfı, çalışmalarına dikkat çekmek ve fon sağlamak amacıyla Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 24 ülkede aynı anda gerçekleşecek bir koşu düzenliyor. Wings For Life World Run 24 ülkede aynı anda koşulan benzersiz bir yarış. Biz de Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği olarak, bu anlamlı koşunun ülkemizdeki destekçisiyiz. Omurilik felci konusunda farkındalık yaratmak için her yıl daha da fazla katılımın olduğu bu yarışın öneminin farkındayız” şeklinde konuştu.

Wings For Life World Run

Yakın zamanda geçirdiği bir kazada omurilik zedelenmesi nedeniyle felç olan ancak bir mucizeye tanıklık etmemizi sağlayan Emrah Başoğlu ise; “2 Ekim 2016 tarihinde bir motosiklet kazası geçirdim. Kaza sonrasında omurgamın T5 ve T7 kemiklerimde kırık oldu. Kazadan 1 gün önce 30-35 dakika boyunca koşu bandında koşmuşken 1 gün sonra hiçbir şekilde hareket edemedim. Ne yaşayacağınızı, bundan sonra sizi nelerin beklediğini kesinlikle bilemiyorsunuz. Hastane odamda ailem felci araştırmamı tamamen yasakladı. Ama ben onlardan gizli, forumlardan, sağlık sitelerinden umut aradım. İlk yaptığım şey umut aramak oldu. Biliyorsunuz ki şu an omurilik felcinin bir tedavisi yok. Bu işi başarmış olan insanların hikayesini aradım ve bulamadım. Daha çok başarısız hikayeler vardı. İşte o gün bir karar verdim. Ben yürüyeceğim, bir gün bunu başaracağım ve eğer yapabilirsem ‘insanlara umut olacağım’ dedim. Ve kaza geçirdikten 2 ay sonra falan ilk adımlarımı atmaya başladım. Adım atmaya başlayınca sosyal medyadan bütün tedavi sürecimi her şeyimi paylaştım, insanlara anlattım. Bu şekilde devam ederken bununla yetinmemem gerektiğini düşündüm ve araştırmaya da başladım. Sonra karşıma Wings For Life çıktı. Sadece omurilik felçlileri için çalışan bir kurum. Bundan daha iyi fırsat olamaz dedim. Kendime bir hedef koydum ve kendi takımımı bile kurdum. 6-7 kişilik bir takımımız var, hepsi benim ve omurilik felçlileri için koşacak. Daha sonrasında ulusal kanallara çıktıktan sonra hikayemiz daha fazla kişiye ulaştı. Artık tecrübelerimi omurilik felçlileri ile paylaşıyorum. Bundan daha büyük manevi bir haz olamaz bence. Şunu unutmayın; kırığım sonrasında doktorlar yüzde 5 yürüme ihtimali bile fazla olabilir, oturursa dua edin demişti. MR sonuçlarına bakan doktorlar da çok umut yok demişlerdi ama ben yürümeyi başardım. Belki moral, belki şans ama bu oldu. Şu anda bu hastalığa bir çözüm var gibi gözükmüyor. Çünkü bir ilaç tedavisi yok. Vakfın bu çalışmalarının ben bir sonuca ulaşacağını düşünüyorum. Bunun için de ne destek verilecekse onlarla çalışmaktan büyük mutluluk duyarım. Herkese çok teşekkürler” dedi.

Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü’nde okuyan ve 2012 yılında snowboard yaparken geçirdiği kaza sonucunda omurilik felci olan Enes Günel de; “Wings for Life dünya koşusunun tüm sponsorluk gelirleri ve katılım ücretlerinin tamamı doğrudan “Wings for Life” vakfının omurilik zedelenmeleri araştırmaları için ayrılan fona gidiyor. Bizler için son derece önemli olan bu organizasyona destek olabilmek ve bu misyona dikkat çekebilmek için ben de bu sene Wings For Life dünya koşusunda yerimi alacağım” sözlerini sarf etti.

Wings For Life World Run’ın elçilerinden Ayşe Tolga ise; “Bu sene dördüncüsü düzenlenecek koşuya katılım her yıl artıyor. Aralarında David Coulthard, Felix Baumgartner ve Daniel Ricciardo’nun bulunduğu 400 elçi bu yarışın gönüllü destekçisi. Ben de bu sene 3. Kez bu global organizasyonun Türkiye elçilerinden biri olarak katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Geçtiğimiz üç yılda 260 binin üzerinde kişinin katıldığı koşuda toplam 17.8 milyon Euro bağış toplandı. Bu sene de hepimizin çabalarıyla Türkiye’den rekor bağış çıkacağına yürekten inanıyorum” diyerek koşuya desteğinin üstünde durdu.

Yakalama Aracı’nı kullanacak olan Red Bull sporcusu Yağız Avcı; “Bu anlamlı organizasyonun bir parçası olmaktan mutluluk duyuyorum. Keyifli ve aynı zamanda önemli bu koşuda yer alacağım. Yakalama Aracı ile birçok anımız oldu. Bu yıl da nicelerini yaşayacağımızdan hiç şüphem yok” dedi.

Wings For Life World Run 7 Mayıs’ta İzmir’de gerçekleşecek.

Red Bull sporcusu Ahmet Arslan ise; “Koşarak hayatını kazanan biri olarak, üç yıldır katıldığım Wings For Life World Run benim parçası olduğum en değerli koşu. Bu yıl da omurilik felci konusunda bilinç yaratmak için ben de orada olacağım. Wings For Life World Run’ın bir parçası olmaktan ve bu konuda farkındalık yaratmaktan dolayı mutluyum” şeklinde konuştu.

Koşu için 17.8 milyon euro toplandı

Wings For Life World Run, Wings For Life Vakfı’nın omurilik araştırmalarına destek için organize ettiği bir yarış olarak dikkat çekiyor. İlk üç yılda koşu için alınan kayıtlar ve toplanan bağışlarla toplam 17.8 milyon Euro toplandı. Wings for Life World Run, benzersiz formatı ile de koşuculara daha önce yaşamadıkları farklı bir deneyim sunuyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale