X

COVID-19 ve korunma yolları rehberi: Korona virüsü sanıldığı kadar tehlikeli mi, kendimizi nasıl koruyabiliriz?  

İlk olarak Çin’in Wuan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Corona (Korona) virüsü, bilimsel adıyla COVID-19, tüm dünyayı alarma geçirmiş durumda. Bugüne kadar 4990(1) kişinin ölümüne neden olan COVID-19 Çin başta olmak üzere tüm ülkelerde binlerce insanın yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Virüsü taşıyan ve virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün hızla artıyor. 10 Mart’ta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından Türkiye’de görülen ilk korona vakasıyla ilgili yapılan basın açıklamasından sonra ülkemizdeki varlığı resmi olarak kesinleşen korona virüsü, hepimizde paniğe neden oldu.

Hızla yayılan ve tüm dünyanın gündemine oturan korona virüsü ile ilgili bilimsel kaynakları, istatistiki verileri ve uzman görüşlerini derleyerek hazırlamış olduğumuz kapsamlı yazımızda korona virüsüne dair tüm sorularınıza güvenilir yanıtlar bulacaksınız.

Koronavirüs nedir?

Adını yeni duymuş olsak da korona virüsleri aslında hayvanlarda ya da insanlarda hastalığa neden olabilen oldukça geniş bir virüs ailesi. İnsanlarda birkaç koronavirüsün soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar geniş bir spektrumda solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu biliniyor. En son keşfedilen koronavirüs ise koronavirüs hastalığına, yani bilimsel adıyla COVID-19’a neden oluyor.(2) 

Koronavirüs taşıdığınızı nasıl anlarsınız: COVID-19’un semptomları

 COVID-19’un en yaygın semptomları ateş, yorgunluk ve kuru öksürüktür. Bazı hastalarda ağrı ve acı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğaz ağrısı ya da ishal görülebilir. Tüm bu semptomlar başlangıç aşamasında hafif düzeyde, yavaş yavaş görülmeye başlar. Ancak hastalığın semptomlarının herkes için aynı olmadığının altını çizmemizde fayda var. Özellikle genç yaşlardaki bireylerde tüm bu semptomlar ortaya çıkmasa da enfeksiyon riski bulunabiliyor.


Görsel: T.C. Sağlık Bakanlığı

Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre corona virüsü taşıyıcılarının %80 gibi yüksek bir çoğunluğu tedaviye gerek olmaksızın virüsle mücadele ederek hastalığı kendi kendine atlatabiliyor.  Şimdiye kadar ortaya çıkmış olan vakaların yaklaşık %17’sinde hastalığın semptomlarının ağır geçirildiği ve hastanın özellikle solunum konusunda ciddi zorluklar yaşadığı gözlemlenmiş. Yaşlı insanların ve yüksek tansiyon hastalarının, kalp problemleri ya da diyabet gibi altta yatan tıbbi sorunları olanların ciddi hastalık geliştirme olasılığı daha yüksektir. Ateş, öksürük ve nefes almada zorluk çeken insanlar tıbbi yardım almalıdır.

Koronavirüs kimler için hayati tehlike taşıyor?

Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören koronavirüsün geçmişteki benzer bir örneği olan, aynı ailedeki SARS (Şiddetli akut solunum yolu sendromu) virüsünden çok daha az öldürücü bir virüs olduğunun altını çiziyor ve mevcut verilere göre Corona’nın çok korkutucu bir virüs olmadığını belirtiyor.(3) Özören, yeni bir virüsün ortaya çıkmasının beraberinde getirdiği en önemli sorunun çoğu insanın bu yeni virüsle ilk kez karşılaşması olduğunu, bu nedenle de 65 yaş üstü kişilerin, organ nakli olmuş bireylerin veya kanser hastalarının aldıkları kemoterapi veya radyoterapiden dolayı akyuvarlarının sayısının düşmesi ve bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle risk grubunda olduklarını söylüyor. 

Koronavirüsten korunmak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından önerilen temel koruyucu önlemler (4)

Dünya Sağlık Örgütü tarafından korona virüsünden korunma yollarıyla ilgili hazırlanmış olan kapsamlı rehberde kişisel hijyen konusu ön planda.

Ellerinizi sık sık yıkayın

Ellerinizi bol su ve sabunla düzenli olarak, ovalayarak temizleyin. Ellerinizi yıkayamadığınız durumlarda alkol içeren dezenfektanlar, jeller ya da kolonya gibi ürünlerle sık sık temizlemeye çalışın.

Neden?

Corona virüsü taşıyıcı kişinin dokunduğu yüzeylere bulaştığında uzun bir süre orada yaşamaya devam eder. Mevcut bulgular, yeni korona virüsünpek çok farklı malzemelerden yapılmış yüzeylerde saatlerce, hatta günler boyunca yaşayabildiğini gösteriyor. Görünür şekilde kirli olan yüzeylerin temizlenmesi ve ardından dezenfekte edilmesi, evinizde ve toplu yaşam alanlarında COVID-19 ve diğer viral solunum yolu hastalıklarının önlenmesi için en etkili korunma yöntemlerinden biri. Özellikle toplu taşıma, ofis, alışveriş merkezi gibi toplu olarak kullanılan ortak yaşam alanlarında ellerinizle dokunmak durumunda olduğunuz pek çok yüzeyden virüsün ellerinize aktarılması, dolayısıyla bedeninize taşınmasını ve enfekte olma riskini de beraberinde getirir. Elleri su ve sabun ile yıkamak ya da alkol içeren dezenfektanlarla temizlemek dokunduğunuz herhangi bir yüzeyden bedeninize girme riski bulunan virüsleri öldürerek virüsün bedeninize girmesini engelleyecektir.


Görsel: T.C Sağlık Bakanlığı

Öneri: Viral enfeksiyonlardan korunmak için sabun kullanmak dezenfektandan daha etkili olabilir(5)

Virüsler sanıldığının aksine bakteriler gibi canlı organizmalar değildir. Bir virüs bir çok küçük parçacığın (nano parçalar) kendi kendine bir araya gelmesiyle oluşmuş cansız bir yapıdır ve küçük parçacıkları bir arada tutan yağlı bir çeperle çevrilidir. Sabun, yağ çözücü özelliğiyle yapısında yağ bulunduran bu zarı çözerek virüsü oluşturan küçük parçaların dağılmasını, dolayısıyla virüsün parçalanmasını sağlar. Dağılan virüs bu yolla etkisiz hale gelir. Virüsler canlı hücreleri konak olarak kullanarak varlıklarını sürdürebilirler, canlı bir hücre bulamadıklarındaysa maksimum birkaç gün içinde dağılarak yok olurlar. Dezenfektan jeller ve sıvılar genelde canlı organizmalar olan bakterileri etkisiz hale getirecek özellikte oldukları için virüsle başa çıkmak konusunda sabun kadar etkili olamayabilirler. Bu nedenle korona virüsünden korunmak için en etkili silahınız sabun olacaktır. Ancak sabun da alkol de virüsleri yok ederken cildinize zarar verebilir. Bu nedenle bu dönemde ellerinizin bakımına ekstra özen göstermelisiniz.

Sabun ve fazla yıkama nedeniyle kuruyan ve çatlayan ellerinizi rahatlatmak için (6):

  • Cildinizin pH dengesine uygun ve losyon ya da gliserin içeren, nemlendirici özellikteki sabunları tercih edin.
  • Antibakteriyel sabunlar içerdikleri ekstra kimyasallar nedeniyle ellerinizin daha fazla kurumasına neden olabilecekleri gibi bakteriler gibi canlı yapıda olmayan virüslerin engellenmesi konusunda normal sabundan daha fazla fayda sağlamayacaktır.
  • Ellerinizi ılık suyla yıkayın. Çok soğuk ya da çok sıcak suyla temas etmek ellerinizin kurumasına ve çatlamasına yol açar.
  • Ellerinizi tam olarak kurulamayın, hafif nemli bırakın ve elleriniz kurumadan bir nemlendirici sürün. Eller hafif ıslakken nemlendirici sürmek ellerinizdeki duyun cildinize hapsolmasını ve ellerinizin daha uzun süre nemli kalmasını sağlayacaktır.
  • Gece yatmadan önce günlük kullandığınız el kreminden daha yoğun yapıdaki nemlendiri bir kremi (vazelin kullanabilirsiniz) ellerinize bolca sürün ve eldiven giyerek uyuyun.
  • Temizlik yaparken mutlaka eldiven kullanın.

Başkalarıyla iletişim kurarken fiziksel mesafenizi koruyun

Özellikle öksüren ya da hapşıran biriyle aranızda en az 1 metre mesafe olmasına dikkat edin. Virüs yalnızca temas değil havadan damlacık yoluyla da bulaşabildiği için özellikle kapalı ortamlarda diğer insanlarla mümkün olabildiğince uzak mesafede olmaya çalışın. Günlük yaşamınızda öpüşme, tokalaşma, sarılma gibi fiziksel olarak karşınızdaki kişiyle yakın temas kurmanızı gerektirecek davranışlardan kaçının.

Neden?

Birisi öksürdüğünde veya hapşırdığında, hatta konuşurken yanlışlıkla ağzından tükürük sıçradığında virüs içerebilecek küçük sıvı damlacıkları burundan veya ağzından havaya karışır. Eğer bu kişiyle fiziksel olarak çok yakın bir mesafedeyseniz ve öksüren kişi korona virüsü taşıyıcısıysa havaya karışan bu damlacıkların ve dolayısıyla korona virüsünün bedeninize girmesi riski oluşur. Ayrıca fiziksel temasta bulunduğunuz ya da tokalaştığınız kişinin ellerinde virüs taşıyor olma ihtimali de oldukça yüksek.

Öneri: Tokalaşmayı ya da fiziksel temas içeren hareketleri nazikçe nasıl geri çevirebilirsiniz?

Dünya Sağlık Örgütü’nün Pandemik ve Salgın Hastalıklar Direktörü Dr. Sylvie Briand, COVID-19’un yayılmasını önlemek için el sıkışmaya alternatif olarak selamlaşmak için el sallamak, kafayla selam vermek, dirsekleri tokuşturmak gibi tensel temasın olmadığı yöntemlerin kullanılmasının ve alışkanlık haline getirilmesinin önemli olduğunu vurguluyor. Harvard Üniversitesi’nin yayınlamış olduğu bir raporda tokalaşma sonucu ellerinize bulaşabilecek virüs miktarının yumruk tokuşturarak bulaşabilecek virüs miktarının tam on katı olduğu belirtiliyor.

Gözünüze, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan kaçının

Gün içinde farkında olmadan ellerimizle pek çok yere dokunuyoruz. Kapı kolu, tuvalet kapağı, bilgisayar klavyesi, metro demiri… Peki ortalama bir insanın saatte 23 kez yüzüne dokunduğunu biliyor muydunuz? Sanıyoruz daha fazla açıklamaya gerek olmaksızın vermek istediğimiz mesajı aldınız. Yüzünüze dokunduğunuz her an daha fazla korona virüsünün bedeninize girme riski artacaktır.

Neden?

Eller gün içinde tahmin bile edemeyeceğiniz kadar çeşitlilikte birçok farklı yüzeye dokunur ve bu yolla topladığı tüm virüsleri bedeninizin içine açılan gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza aktarabilir. Özellikle tırnak aralarındaki temizlenemeyen noktalara saklanmış virüsler ellerinizi ne kadar yıkarsanız yıkayın yüzünüze dokunduğunuz her an vücudunuza girme tehlikesi taşır.

Öneri (7):

Ellerimizle yüzümüze dokunmak bir çoğumuzun istemsizce yaptığı bir hareket. Ancak bazı küçük önlemlerle bu alışkanlığınıza engel olabilmeniz mümkün:

  • Kolunuzu hareket ettirdiğinizde rengiyle dikkatinizi dağıtacak ya da üstünde zil olan ve sesiyle sizi uyaracak, dikkat çekici bir hatırlatma bilekliği takabilirsiniz.
  • Ellerinize yoğun aromalı bir yağ ya da parfüm sürebilir, elinizi yüzünüze doğru getirdiğinizde kokuyla uyarılarak ellerinizin yüzünüze dokunmasına engel olabilirsiniz.
  • Boş kaldığınız zamanlarda ellerinizi kullanabileceğiniz aktivitelere yer verebilirsiniz. Stres topu sıkmak ya da örgü örmek gibi…

Solunum sistemi hijyeniniz konusunda dikkatli olun

Yalnızca kendinizin değil çevrenizdeki diğer kişilerin de nefes alıp verirken solunum hijyeniyle ilgili kurallara dikkat etmesini sağlamalısınız. Öksürdüğünüzde ya da hapşırdığınızda solunum yollarınızı dirseğinizle ya da kağıt bir peçeteyle kapatarak ağız sıvılarınızın havaya yayılmasına engel olun. Kağıt mendil kullandıysanız virüslerin yayılabileceği masa üstüne ya da çantanıza değil doğrudan çöpe atın.


Görsel: T.C. Sağlık Bakanlığı

Neden?

Solunum sisteminizdeki virüsler havaya damlacıklarla yayılır. COVID-19 hastalığına neden olan korona virüsü de tüm bulaşıcı virüs ve hastalıklar gibi bu yolla çevrenizdekilere bulaşabilir.

Öneri: Maske kullanmak Corona Virüsünü engellemek için yeterli mi (8)

Dünya Sağlık Örgütü sağlıklıysanız, ancak corona virüsü taşıdığından şüphelendiğiniz kişilerin olduğu bir yerde ya da kalabalık ortamlarda kesinlikle maske takmanız gerektiğini vurguluyor. Virüs, henüz kuluçka aşamasındayken yani henüz hastalığın semptomları açığa çıkmamışken de bulaşabildiği için öksürüyorsanız ya da hapşırıyorsanız da maske takmanız gerekiyor. Ancak ne kadar etkili ve koruyucu olursa olsun sadece maske kullanmak virüsten tam anlamıyla korunmanız için yeterli değil. Alkol içeren dezenfektanlar ve ellerin sabunla sık sık yıkanması maske önlemiyle birlikte dikkat edilmesi gereken hijyen kurallarının başında geliyor. Corona virüsünden korunmak için maske kullandığınızda maskenin nasıl kullanılacağını bilmeli ve kullandıktan sonra uygun koşulları göz önünde bulundurarak maskeyi imha etmelisiniz.

Maske nasıl takılır, kullanılır, çıkarılır ve atılır?

  • Koruyucu maskenizi takmadan önce ellerinizi bol su ve sabun ile, suya ve sabuna erişiminiz olmadığındaysa güvenilir bir dezenfektan jel ile güzelce temizleyin.
  • Maskeyi ağzınızın ve burnunuzun tamamını içine alacak şekilde yüzünüze yerleştirin ve yüzünüzle maske arasında en küçük bir boşluğun bile olmadığından emin olun. Korunmaya çalıştığınız şeyin bir virüs olduğunu ve en küçük bir boşluktan bile sızabilecek boyutta olduğunu aklınızda bulundurun.
  • Maskeyi yüzünüze yerleştirdikten ve sabit durduğundan emin olduktan sonra tekrar dokunmaktan kaçının. Dokunduğunuz takdirde ellerinizi en kısa sürede su ve sabunla yıkayarak ya da alkol içeren bir dezenfektanla sterilize edin.
  • Maske nefesinizdeki su buharı nedeniyle bir süre sonra nemlenmeye başlayacaktır. Nemlenen maskenizi en kısa sürede yenisiyle değiştirin. Tek kullanımlık maskeleri kullanımınızdan sonra çöpe atın ve kesinlikle tekrar kullanmayın.
  • Makenizi çıkarırken ağız ve burnunuzu çevreleyen kısma dokunmayın, arkasından tutarak çıkarın ve hemen bulabildiğiniz en yakın çöp kutusuna atın. Mümkünse bir poşete koyup ağzını bağlayarak çöpe atın. Maskenizi çıkardıktan sonra da ellerinizi dezenfekte etmeyi unutmayın.

Belirtilerinizin ve güncel gelişmelerin farkında olun

Ateş, öksürük ve nefes almada zorluk gibi korona virüsünden kaynaklanan COVID-19 hastalık belirtileriniz varsa mümkün olabilen en çabuk şekilde bir doktora görünün. Kendinizi iyi hissetmiyorsanız evden dışarı çıkmayın. Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü gibi resmi kuruluşlar tarafından yapılan tüm açıklamaları ve korona virüsüyle ilgili güncel haberleri güvenilir ve resmi kaynaklardan takip edin.

Neden?

Semptomları fark ettiğiniz an en erken şekilde tıbbi yardım almak, doktorunuzun sizi en hızlı şekilde uygun tedaviye yönlendirebilmesini ve hastalığın tehlikeli boyutlara ulaşmadan önlenebilmesini sağlayacaktır. Kaynağı belli olmayan çarpıtılmış bilgilerin ve spekülatif haberlerin sosyal medyada korona virüsünden daha hızlı yayıldığı bir dönemdeyiz. İnsan sağlığı gibi hassas ve ciddi bir konuda, hem de küresel bir alarm durumu söz konusuyken resmi merciler ve yerel yetkililer yaşadığınız bölgedeki durum hakkında en güncel bilgileri en güvenilir yoldan takip edebilmenizi sağlayacaktır.

 

 

Kaynaklar:

1. Worldometers – https://www.worldometers.info/coronavirus/

2. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) – https://www.who.int/news-room/q-a-detail/q-a-coronaviruses

3. Boğaziçi’nde Bilim – https://bogazicindebilim.boun.edu.tr/content/yeni-virusler-nasil-evrimlesiyor-ve-yayiliyor

4. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) – https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019/advice-for-public

5. Evrim Ağacı – https://evrimagaci.org/sabun-koronavirus-da-dahil-virusleri-bakterileri-ve-diger-mikroplari-yok-etmekte-neden-bu-kadar-etkili

6. Self – https://www.self.com/story/heal-dry-cracked-hands-from-washing

7. Well and Good – https://www.wellandgood.com/good-advice/how-to-stop-touching-your-face/

8. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) – https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019/advice-for-public/when-and-how-to-use-masks

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale