X

Korona virüsüne karşı bağışıklığınızı nasıl güçlendirebilirsiniz?

Bağışıklık sistemini, diğer bir deyişle immün sistemi güçlendirmek çok boyutlu bir süreçtir. Kişisel hijyene önem vermek (örneğin elleri sık sık sabunla yıkamak), dengeli ve yeterli beslenmek, yeterli uyumak, yeterince egzersiz yapmak, mikrobesin eksikliklerini fark edip yerine koymak, meyve yemek, stresi en aza indirmeye çalışmak, toplu yapılırsa daha etkilidir.

Bağışıklık (immünite), başta enfeksiyon hastalıkları (ör., COVID19) olmak üzere hastalıklara direnci, hastalıklarla baş etmeyi ve onlara galip gelmeyi tanımlar. Bağışıklık sistemi (immün sistem), enfeksiyonlara karşı direnci sağlayan insan vücudundaki organlar, dokular, hücreler, moleküller topluluğudur.

Bağışıklık sistemi, mikroorganizmalara karşı zafer kazanmak için çok sayıda silah sistemine sahiptir. Örneğin solunum yoluyla bir virüs tehdit oluşturduğunda, burundan nefes alan kişinin burnunda makrofaj hücreleri, kan damarlarında antikorlar, kompleman molekülleri, lenfatik sistemden B hücreleri, T hücreleri, öldürücü (killer) hücreler, gücü ve farkındalığı ölçüsünde harekete geçer. Ağızdan nefes alan bir kişide de tonsiller ilk defansta yer alan yapıdır.

Enfeksiyonlar, insanda hastalık yapan nedenler arasında sık karşılaşılan hastalıklardır. Hafif nezleden yaşamı tehdit eden enfeksiyonlara kadar geniş bir yelpazede yer alırlar. Hastalığa sebep olan mikroplar (patojenler), ilk olarak insan vücudunun dış zırhını geçmelidir (deri ya da iç organların yüzeyini döşeyen hücre döşemesini). İnsan vücudunun en büyük organı olan insan derisi, mikroplarla baş etmede ilk bariyerdir. Bu sebeple, kişisel hijyen, elleri sabunla yıkama dahil, cildi de yıpratmadan sık sık duş almak önemlidir. Cilt kuruluğuna karşı da, zeytinyağı bile olsa duş sonrası cildi besleyen bir formül uygulamak da önemlidir.

Bağışıklık sisteminin daha güçlü olması için hijyen, besin, uyku, egzersiz, zihin rahatlığı gerekir.

Bağışıklık sisteminin beslenme tarafındaki gücünü artırmak için, virüs, antiviral anahtar kelimeleriyle Prof. Dr. Erdem Yeşilada’nın İyileştiren Bitkiler kitabını taradığımda bulduğum bilgileri paylaşıyorum.

Karanfil çayı

Karanfil içerisindeki etkili bileşenler uçucu özellikte olduğundan, demleme şeklinde hazırlanmalıdır. Kapaklı demlik ya da fincan içerisindeki taze kaynatılmış su içerisine, tercihen kullanılmadan hemen önce kaba parçalanmış halde karanfil tomurcukları atılarak 5- 10 dakika bekletilir. Miktarı, istediğiniz lezzet derecesine göre değişebilir. Ayrıca tarçın, zencefil, zerdeçal gibi baharatlar ile birlikte farklı lezzetler yaratılabilir.

Ihlamur çayı

Viral veya bakteriyel boğaz enfeksiyonlarında yüksek ateş, kırgınlık gibi şikayetlerin yanı sıra hastaları bezdiren şikayetlerden biri de “inatçı öksürük”: Öksürük şikayetlerinin hafifletilmesinde aklımıza ilk gelen çözümlerden biri sanırım ıhlamur içmektir. Ihlamur, bileşiminde bulunan müsilajlar yardımı ile boğazda tahrişlerin önlenmesini sağlarken, flavonoit tipi bileşenleri yangı giderici ve ağrı kesici etkisi ile, tahriş olan alanın onarımına yardımcı olmakta ve uçucu bileşenleri (linalool) ise hastanın yatışmasını, rahatlamasını sağlamaktadır.

Zerdeçal (Curcuma longa)

Zencefil ile aynı bitki grubundan, yani akrabası (Zingiberaceae). Türkçede “zerdeçal, zerdeçöp, Hint safranı” gibi isimler ile ya da İngilizce “turmeric” olarak adlandırılıyor. Uzakdoğu’da yetiştirilen tropik bir bitki. Esasında Türk yemek kültüründe diğerlerine göre daha az aşina olduğumuz bir baharat. Suda kaynatılıp kurutulmuş kökleri (rizom), öğütülerek Hintlilerin meşhur baharat karışımı “köri”nin temelini oluşturuyor. Köriye karakteristik koyu sarı rengini ve lezzetini veren de zerdeçal. Bu sarı rengi nedeniyle peynirler, tereyağı gibi gıdaların yanı sıra deri ve giysi gibi malzemelerin renklendirilmesinde de yararlanılıyor. Bu nedenle “Hint safranı” olarak da adlandırılıyor.

Bilhassa çorba, tavuk, balık çorbası/güveci gibi yemeklerde aranılan bir çeşni. Yapılan deneysel çalışmalar ile gerek zerdeçal özütlerinin ve gerekse içerisindeki başlıca etkili bileşenleri fenolik yapıdaki kurkuminlerin, antioksidan ve yangı giderici
etkilerinin olduğunu gösteriyor; virüs, bakteri ve mantar enfeksiyonları, diyabet, alerjiler, artrit, Alzheimer hastalığı ve diğer süreğen hastalıklarda etkili olabileceğine dair deneysel bulgular bildirilmektedir. Zerdeçalın çözünme sorununun yanı sıra ağızdan alındığında vücuttan emilimi de düşük orandadır. Bu nedenle günde 1,5 gram kadar zerdeçalı bal ile karıştırarak yutmak gerekiyor.

Adaçayı

Adaçayının, bakteri ve virüsler üzerinde etkisini ortaya koyan çalışmalar var. Tıbbi adaçayı (Salvia officinalis) olduğunu bildiğimiz, kalitesine güvenilir adaçayını satın alıp (poşet ise 2-3 adet) kapaklı bir büyük fincana (1,50 mililitre) koyunuz. Taze kaynatılmış içme suyunu yaklaşık 80°C’ye gelinceye kadar bekletiniz ve bardağın içine dökünüz. Kapağını kapatıp 5- 10 dakika bekletiniz. Boğazınızın dayanabileceği bir sıcaklığa gelince, şeker ilave etmeden ağzınıza alıp gargara yapabilirsiniz. Günde 6-9 defa bu çay ile gargara yapın. Çayı her gün taze olarak hazırlamak gerekir. Bu karışım biraz yoğun olduğundan çay olarak içmenizi önermem. Bu tedavi sırasında günde 4-5 defa normal şekilde hazırlanmış adaçayı içilmesi de daha başarılı bir sonuç için yararlı olacaktır.

Spirulina

Giderek artan dünya nüfusunu besleyecek alternatif kaynaklar arasında en çok dikkati çekenlerden biri de zengin protein ve vitamin içeriğine sahip su yosunları. Durgun tatlı sularda, açık hava su depolarında veya göletlerde ya da denizlerde oluşan bu mikroalgler arasında spirulina türleri ve klorella türleri şu an piyasada en popüler olanları.

Bu mikroalgler arasında spirulina (Arthrospira platensis ve A. maxima) türleri Amerika Birleşik Devletleri uzay araştırmalarında NASA tarafından astronotların beslenmesinde başarı ile uygulanması nedeniyle dikkati çekti. Yüzde 70’e varan zengin protein içeriği dışında taşıdığı vitaminler [B- 1 2 vitamini, provitamin A (beta-karotenler), tokoferoller (E vitamini)], çeşitli mineraller, bilhassa demir, fenolik asitler ve gama linolenik asit gibi vücudumuz için gerekli bileşenleri taşımaktadır. Mavimsi rengini veren pigmentler “fıkobilinler” (fıkosiyanin ve allofıkosiyanin), bilirubin gibi safra pigmentlerinin yapısına yakın yapıda olup proteinler ile kompleks oluşturmuştur (fıkobiliprotein).

Spirulina üzerinde yürütülen deneysel (deney hayvanı ya da hücre kültürlerinde) çalışmalarda elde edilen bulgulara dayanılarak çeşitli kullanım önerileri yapılmaktadır: Virüs enfeksiyonları ve alerjilerin tedavisi, bağışıklık düzenleyici, kolesterol düşürücü, antioksidan ve karaciğer koruyucu. Yapısında bulunan “kalsiyum spirulan” adı verilen sülfatlanmış pokisakaritlerin bazı membran virüslerinin gelişimini engellediği, virüslerin konakçı hücre içine sızmasını önlediği deneysel (in vitro ve in vivo) olarak tespit edilmiştir. Bu virüsler arasında uçuk virüsü [herpes simplex virüsü- 1 (HSV- 1 )], grip etkeni influenza A virüsü, kızamık virüsü, kabakulak virüsü, sitomegalovirüs ve AIDS etkeni HIV- 1 virüsü bulunmaktadır.

Propolis

Propolis, eski çağlardan beri tedavi de dahil çok çeşitli amaçlar ile kullanılıyor. Yapılan bilimsel çalışmalar ile yangılı hastalıklar, ülserler, yanıklar üzerinde iyileştirici etkisi bulunduğu ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği ortaya koyulmuş. En dikkati çekici özelliği ise antibiyotik özelliği; bakteri, mantar ve virüs enfeksiyonları üzerinde de etkili olduğu ortaya koyulmuş. Nitekim 12. yüzyıldan kalma kayıtlarda, propolisin ağız ve boğaz enfeksiyonlarının tedavisi için hazırlanan reçetelerde yer aldığı görülmektedir.

Lavanta

Lavanta, kokusunun taşıdığı uçucu yağa bağlı olarak rahatlatıcı ve yatıştırıcı etkilerinin yanı sıra virüs, bakteri, fungus gibi mikroorganizmalara karşı etkili olduğu bilinmektedir.

Ekinezya

Ekinezya solunum sisteminde hastalıklara yol açan virüsleri öldürüyor. 2009 yılında yayımlanan bir çalışma, ekinezya ürünlerinin, soğuk algınlığına (influenza virüsü ve solunum sinsityal virüs) ve uçuğa yol açan virüsleri öldürücü etkisi bulunduğunu gösteriyor. Bu çalışma, ekinezyanın neden solunum sistemi rahatsızlıklarında etkili olduğunu ortaya koyması bakımından önemli. Araştırmanın ortaya koyduğu bulgulara göre, ekinezya hem bu virüsleri öldürüyor, hem de virüslerin yol açtığı yangı etkenlerinin (sitokinler) miktarını kontrol ederek boğaz ve akciğerlerdeki iltihabın yol açacağı hasarı engelliyor.

Astragalus membranaceus

Türkçe adı yok, çünkü ülkemizde yetişmiyor. O nedenle Latince bilimsel adını kullanıyoruz. Bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğu çok sayıda deneysel çalışma ile de ortaya koyulmuş. Türkiye’de 450 kadar Astragalus türü var ve “geven, keven” olarak biliniyor. Geven balını her sabah bir kaşık alabilirsiniz.

Umckaloaba

Umckaloaba, hem bağışıklık sistemini destekleyici, hem de soğuk algınlığı enfeksiyonlarına yol açan mikroorganizmalar üzerinde antibiyotik benzeri etkisi bulunan ve eczanelerde satılan bir bitkisel ilaç. Güney Afrika sardunyası (Pelargonium sidoides) ya da yerel adı ile “umckaloaba” bitkisinin standardize edilmiş kök özütü formülleri (EP 7630) ile yürütülmüş bilimsel klinik çalışmalar (randomize ve plasebo kontrollü), soğuk algınlığında, üst solunum yolu enfeksiyonlarında belirgin bir yararı bulunduğunu ortaya koyuyor.

Klinik çalışmalar gerçekten yüksek bir hasta (erişkin veya çocuk) sayısı üzerinde yürütülmüş; akut bronşitte 2.317 ve akut tonsilofarenjitte 1.345 hasta üzerinde, çoğunlukla 7 günlük uygulama yapılmış. İlaç, bağışıklık sistemini uyararak, virüsler üzerinde (tümör nekroz faktörü ve interferon salınımını artırıyor) etki gösterirken, soğuk algınlığında vücuda yerleşen fırsatçı bakteriler üzerinde de orta kuvvette etkiye sahip (antibakteriyel).

Çocuk ve gençler (1 – 19 yaşları arasında 166 hasta) üzerinde yapılan çalışmalar, ilacın erken uygulanmaya başlanması ile 7 günlük tedavi süresi sonucunda antibiyotik kullanımına gerek kalmadan soğuk algınlığı şikayetlerini (öksürük, ateş) hafifletebildiği ve sekonder enfeksiyon gelişimi riskini önemli ölçüde önleyebildiğini gösterilmiş. Akut bronşit hastalarında yürütülen klinik çalışmalarda değerlendirmeye alınan; öksürük, balgam, öksürük sırasında göğüs ağrısı, nefes darlığı (bronşit şiddet skoru) gibi şikayetlerde belirgin azalma gözlenmiş. Erişkinlere önerilen miktar 7 gün süresince günde 3 defa 30 damla, 6- 12 yaş arası çocuklarda 20 damla ve 6 yaş altı çocuklarda ise 10’ar damla.

Sevgiler…

Referanslar:
1.U.S. Department of Health and Human Services. National Institute of Health. Understanding the immune system. How it Works. http://www.imgt.org/IMGTeducation/Tutorials/ImmuneSystem/UK/the_immune_system.pdf Erişim tarihi: 23.03.2020.
2.Gleeson M et al. Exercise, nutrition and immune function. Journal of Sports Sciences. 2004; 22:115-11125.
3.Yeşilada E. İyileştiren bitkiler. Hastalıklarda Faydası Kanıtlanmış 75 özel reçete. https://kupdf.net/downloadFile/5ad116d1e2b6f519198a0c0f Erişim tarihi: 23.03.2020.

İlginizi çekebilir: Magnezyuma neden ihtiyacımız var: Yeterli miktarda magnezyum almak için doğru beslenme

Emsal Salık: Tıp doktoru, Histoloji-Embriyoloji Uzmanı, Klinik Ayak Refleksoloji Uzmanı, Shiatsu Uzmanı, bass gitaristim. Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi mezunuyum. Artı Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Kayropraktik Yüksek Lisans. Çocukluğumdan itibaren günde 20-40 dakika arası spor hayatımın bir parçası. İlgi alanlarım Yoga, Ayak Refleksoloji, Shiatsu, Medikal QiGong, Kayropraktik, Tae-Bo, Şema Terapi, kitap okuma, kendini geliştirme. emsalbass@gmail.com

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale