X

Korona günlerinde aşk: Pandemi döneminde ‘online flört’ alışkanlıkları nasıl değişti?

Covid-19 pandemisi, eskiden yüz yüze olan her şey gibi romantizmi de çevrimiçi dünyaya taşıdı ve pandemi süresinde çevrimiçi olmak ‘zorunda’ kalan her şey gibi, ilk buluşmalar ve flörtleşmeler de yüz yüze olduklarından çok daha farklı ve ilginç bir hale geldi. Bir yandan sosyal mesafelendirme önlemlerini uygulamak ve evde yalnız başına oturmak zorunda kalıp bir yandan da boş zamanlarını partner seçeneklerini keşfetmek için kullanmak isteyen tüm ‘müzmin bekarların’ buluşma noktası Tinder, Bumble, OkCupid gibi online flört uygulamaları oldu.

Bir yandan ilk buluşmaların, tanışmaların, akşam yemeklerinin, yani flörtleşmeye dair neredeyse tüm aktivitelerin dijital ortamlara taşınmış olması; bir yandan da pandemi döneminde artan sağlık ve güvenlik endişesi, yalnızlık ve endişe hisleri, bağlanma ve yakınlık ihtiyacı romantik ilişkilerdeki davranışlarımızı da kökünden değiştirdi. Online eşleşmelerin sayısında yaşanan rekor artışa karşın söz konusu yüz yüze buluşmak olduğunda – çoğunlukla sağlığımızla ilgili endişelerimiz devreye girdiği için- çok daha seçici davranmak, önceliklerimizin değişmesi, kısıtlı olduğuyla yüzleştiğimiz vaktimizi yüzeysel ilişkilerle ve insanlarla tüketmek istemememiz, seçeneklerimizle birlikte artan seçiciliğimiz gibi pandemi döneminde ilişkilerle ve ilişkilenme şeklimizle ilgili algımızda gerçekleşen pek çok değişim, elimizde henüz net bir veri bulunmuyor olsa da, her şey gibi ‘romantik ilişki’ kavramının da köklü bir değişim geçirdiğinin ve geçireceğinin sinyalleri gibi. 

Pandemi henüz bitmemiş olsa da, aşılama oranlarının artması ve önlemlerin hafifletilmesiyle birlikte sosyal hayata yeniden karışmaya başladık. Peki, okullar yüz yüze eğitime başlamaya hazırlanırken, ofislere ve ‘normal’ yaşama dönüş yavaş yavaş gerçekleşirken ilk buluşmalar da ‘eski normale’ tam anlamıyla dönebilecek mi? Görünüşe göre bu sorunun cevabı şimdilik HAYIR!

Pandemi döneminde online flört uygulamalarının kullanım sıklığı neden arttı?

2019 yılında yayınlanan ve online flört uygulamalarının yalnızlık hissiyle olan ilişkisini inceleyen bir araştırmanın sonuçları, flört uygulamalarını kullanan kişilerin profil oluşturmadan ve uygulamaları kullanmayı başlamadan önceki zamana kıyasla kendilerini çok daha yalnız hissettiklerini ortaya koydu. Ancak pandeminin başladığı 2020 yılı ve sonrasında yayınlanan araştırmalar, Bumble ve Tinder gibi online flört uygulamalarının kullanımının, kapanmaların yoğun şekilde yaşandığı Mart ayının ortasından bu yana %19-26 oranında arttığını gösteriyor. Peki, pandemi döneminde yüz yüze buluşmayı bırakın, evden çıkabilmek bile mümkün değilken, özellikle 25-35 yaş arasındaki genç yetişkinler neden online flört uygulamalarını daha yoğun olarak kullanmaya başladı?

Uzmanlar, online flört uygulamalarının kullanımındaki bu artışın en önemli nedeninin yalnızlık hissi olduğunu söylüyor. Yalnızlık hissinin, özellikle pandemi döneminde pek çok bekar insanda korkuya neden olduğu, bu korkunun en önemli kaynağınınsa ölümlü olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmemiz ve bu nedenle de insanlarla anlamlı bağlar kurmaya yönelik ihtiyacımızın artması olduğu düşünülüyor. Yalnızlık hissinin ve yalnız ölme korkusunun pandemi döneminde daha yoğun hale gelmesinin sebebiyse, işyeri ya da okul gibi sosyal ortamlardaki yakın ilişkilerimizden ve besleyici etkileşimlerimizden de uzak kalmış olmamız. 

Bu araştırma bulgularından ‘Partneri olmayan kişiler kendilerini yalnız hisseder.’ gibi bir çıkarım yapmak elbette söz konusu değil. Hepimiz romantik ilişkilerin yanı sıra aile bireylerimizle ya da arkadaşlarımızla kurduğumuz yakın ilişkiler aracılığıyla da duygusal pek çok ihtiyacımızı karşılayabiliyoruz. Ancak yine de, özellikle zor zamanlardan geçerken yanımızda bizimle yürüyen ‘özel’ birinin varlığının eksikliğini duymak, özlem ve yalnızlık gibi duyguları çok daha yoğun şekilde deneyimlememize neden olabiliyor. Bu da, pandemi gibi her anlamda zorlayıcı olan bir dönemde bizimle aynı ilgi alanlarına, aynı değerlere, aynı vizyona sahip kişilerle bir arada olma ihtiyacımızı artırabiliyor. 

Pandemi, online flört uygulamalarıyla ilgili alışkanlıklarımızı nasıl dönüştürdü?

Dünyada en yaygın olarak kullanılan flört uygulamalarından biri olan Tinder’ın yayınladığı yeni bir rapor, pandeminin başlangıcından bu yana insanların online randevuya ne kadar bağımlı hale geldiğini ve uygulama kullanan kişilerin flört alışkanlıklarının pandemi öncesindeki döneme göre son derece farklılaştığını ortaya koyuyor. Raporda, Ocak 2020 ile Şubat 2021 arasında uygulama kullanım sıklığı artan spesifik Tinder kullanıcıları da dahil olmak üzere, yaklaşık 5.000 Tinder kullanıcısıyla yapılan anketlerden elde edilen veriler kullanıldı. Ayrıca raporda, uygulamada görüntülü sohbet özelliğinin başlatılmasının ve kullanıcılar tarafından benimsenmesinin, flörtleşme sürecini ve kullanıcı alışkanlıklarını nasıl değiştirdiğine de yer verildi.

Rapordaki en çarpıcı sonuç hiç şüphesiz online flört uygulamalarının kullanım sıklığındaki artış oldu. Uygulama üzerinden yazılı ya da görüntülü olarak yapılan görüşmeler, salgın öncesi döneme göre ortalama %32 daha uzundu. Ayrıca, kullanıcıların beğendikleri (sağa kaydırdıkları) kişilerle eşleşme oranının %42 oranında arttığı da elde edilen bulgular arasında.  

2020 Şubat ayı ve 2021 Şubat ayı arasında geçen 1 senelik süreçte kullanıcıların mesaj alma/gönderme sıklığı da %20 oranında arttı. Tinder’daki ‘kaydırma’ sayısı, 2020 yılının Mart ayında ilk kez, tek bir günde 3 milyarı aştı ve ardından bu rakam tam 130 kez, 3 milyarın da ötesine ulaştı. Üstelik flört uygulamalarının artan kullanımı yalnızca Tinder’a özgü değil. Bumble ve Hinge gibi rakip uygulamalar da pandemi sırasında büyük bir ilerleme kaydetti.

Önemli değişimler sadece uygulama kullanım sıklığında değil, kullanıcı alışkanlıklarında kendini gösterdi. Yenilenen ara yüzlerle birlikte kullanıcılar profillerindeki bilgileri ve profil fotoğraflarını pandemi öncesi döneme göre %50 oranında daha fazla güncelledi. Pandemi öncesi döneme kıyasla artan profil güncellemelerinin, tüketici davranışlarında çok büyük bir değişikliği temsil ettiği de raporda yer aldı.

Online flört uygulamaları kullanıcıların farklılaşan ihtiyaçlarına nasıl yanıt verdi?

2020’nin Mart ayından Mayıs ayına kadar geçen 3 aylık süreçte, 16 farklı flört uygulamasının sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlamalar karşısında yaklaşımlarında nasıl değişikliklere gittiğini inceleyen bir araştırma, flört uygulamalarının sundukları flört deneyimini pandemi sürecinde 3 farklı yolla dönüştürmeye çalıştığını gösteriyor:

1. Sağlık konusunda bilgilendirme

Tinder ve Bumble gibi pek çok uygulama, fotoğraf kaydırmaları sırasında aralarda rastgele şekilde beliren pop-up mesajlar ve COVID-19 konusundaki bilgilendirici içerikleriyle, kullanıcılarının sağlığın her şeyden öncelikli olduğuna dair farkındalık kazanmalarına yönelik yaklaşımlar izledi. Hijyen önlemleri ve fiziksel mesafelendirme kurallarıyla ilgili önemli bilgiler içeren bu mesajların uygulamalarda yer almasıyla birlikte, kullanıcılar yüz yüze görüşmeyi azaltarak çevrimiçi şekilde iletişim kurma alışkanlığı geliştirmeye başladılar.

Kullanıcılar evde kalmaya, sık sık ellerini yıkamaya, fiziksel mesafelendirme önlemlerini uygulamaya ve COVID-19 semptomları varsa test yaptırmaya bu mesajlarla teşvik edildi.

2. Yalnızlık ve izolasyon hissini azaltmaya yönelik geliştirmeler

Flört uygulamaları sağlık konusundaki bilgilendirici içeriklerinin yanı sıra, uygulama üzerinden topluluk oluşturma özelliğini aktive ederek kullanıcılarının karantina ve fiziksel izolasyonla birlikte gelen yalnızlık ve korku gibi hislerini de azaltmaya çalıştı. Grindr, Lex, Bumble, HER ve Coffee Meets Bagel gibi uygulamalar konserler, flört oturumları ve uzmanlardan flört tavsiyeleri gibi çevrimiçi etkinliklere ev sahipliği yaptı.

Online flört uygulamaları çevrimiçi birlikteliği ve topluluk oluşturmayı teşvik ederek yalnızlık ve izolasyon duygularını önlemeye çalışmanın yanı sır,  sosyal medya hesaplarında da öz bakımın önemi konusunda içerikler paylaşmaya başladı. Bu gönderiler, pandeminin ilk birkaç ayında kurumsal şirketlerin, medya organlarının ve tüm sosyal medya kullanıcılarının yalnızlık hissiyle baş etme ve öz bakımı ihmal etmeme konularına olan hassasiyetlerini ve ilgilerini destekleyici olmaları açısından önemli girişimler oldu.

3. Çevrimiçi flört alışkanlıklarının pekiştirilmesi

Flört uygulamaları, çevrimiçi buluşmaları daha kolay hale getirebilmek adına normalde premium kullanıcılarına özel olarak sundukları pek çok özelliği herkesin kullanımına açık hale getirdi. Online flört, ‘yüz yüze buluşmak için uygulamayı bir araç olarak kullanma’nın ötesinde, insanların fiziksel mesafelerini koruyarak katılabileceği çevrimiçi etkinliklere ve bilgi alışverişinde bulunabilecekleri sohbet ortamlarına dönüştü.

Match, Bumble, Hinge, Jack’d ve Plenty of Fish kullanıcılarına ücretsiz olarak görüntülü konuşma hizmetleri sundu. HER, Coffee Meets Bagel ve OkCupid gibi diğer uygulamalar, kullanıcılarının Zoom ya da diğer video konferans uygulamaları, SMS mesajları ve hatta ‘eski moda’ telefon görüşmeleri aracılığıyla bağlantı kurmalarını sağlayabilecek geliştirmelere gitti. Tinder, kullanıcıların dünyanın herhangi bir yerinde kendilerini konumlandırabilmelerini sağlayan ‘pasaport’ özelliğini ücretsiz hale getirerek, bulundukları her yerden dünyanın farklı ülkelerindeki insanlarla bağlantı kurabilmelerine olanak sağladı. Sanal müze turlarından birbirleri için yemek siparişi vererek ilk buluşma yemeği atmosferi yaratmaya, FaceTime üzerinden baş başa yenen akşam yemeklerinden ilk buluşmada ne giyilmesi gerektiğine kadar, uygulamalarda kullanıcılarının ihtiyaç duyabilecekleri tüm konularda bilgilendirici içerikler paylaşıldı.

Flört uygulamalarının tüm bu çabasıysa, kullanıcılarına online platformlarda flört etmenin avantajlarını deneyimleme fırsatı sunarak flört uygulamalarını buluşma için ‘aracı’ bir platform olmanın ötesine taşımak ve tüm flört sürecini sanal bir deneyim olarak sunabilmekti. İstatistiklere bakıldığında, kullanıcı alışkanlıklarını bu yönde değiştirmekteki girişimlerinde epey başarılı da oldular.

İlginizi çekebilir: Tanışma uygulamaları ilişkileri ve cinselliği nasıl etkiliyor?

Online flört alışkanlıklarının geleceği

Pandemi sürecinde online flört uygulamalarında kullanıcı ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenen süreçler, beklenen ilgiyi gördü. OkCupid, kullanıcılarının %31’inin sanal etkinliklere katılmayı sevdiğini, %25’inin yüz yüze görüşmek yerine görüntülü sohbeti tercih ettiğini ve %15’inin çevrimiçi olarak birlikte film ya da TV izlemekten hoşlandığını rapor etti.

Pandemi döneminde çevrimiçi flört alışkanlıklarında yaşanan bu değişimler ve tüm sürecin dijital ortama daha fazla taşınması flört uygulamaları için son derece sevindirici olsa da, artan yüz yüze sosyalleşme ve dışarı çıkma ihtiyacı nedeniyle tüm uygulamalar eski ‘aracı’ işlevlerine geri dönmek için çalışmalarına çoktan başladı. Örneğin, Tinder kısa süre önce, bazı ülkelerde kullanıcılarının güvenli şekilde yüz yüze buluşmasını sağlayabilmek için, içinde hem kullanıcı hem de eşleştiği kişi için olmak üzere iki adet test bulunan yüzlerce COVID test kitini ücretsiz olarak dağıttı.

Tüm bu nedenlerle, ilerleyen günlerde vaka sayısının azaltılması, aşılamanın teşvik edilmesi, aşı olmayanların kamuya açık alanlarda bulunmasının kısıtlanması gibi konularda hükümetler tarafından net adımlar atılmasa da, flört uygulamaları kullanan kişiler ilk buluşmada nelere dikkat etmeleri, buluşma öncesinde ve sonrasında nasıl önlemler almaları, hijyen ve mesafe kurallarıyla ilgili hangi konuları önceliklendirmeleri gerektiği gibi pek çok konuda, flört uygulamalarının içerikleri ve kullanıcı odaklı geliştirmeleri sayesinde kendilerini çok daha güvende hissederek hareket edebilecek.

Online flört uygulamalarının ve online buluşma deneyiminin gelecekte hibrit bir sisteme evrilmesi bekleniyor. Bu öngörünün, uygulamada saniyeler içinde sağa ve sola ‘kaydırdığımız’ adayları gerçek hayatta da saniyeler içinde değerlendirmeye alacağımız anlamına gelip gelmediği; genelde offline buluşmalarda karşılaştığımız ‘Sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz?’ şikayetlerinde artışa neden olup olmayacağı, bizi ajandamızda ardı ardına sıraladığımız randevulara yetişmek zorunda bırakıp bırakmayacağı ya da aynı anda birden fazla kişiyle flört ederek doyumsuzluk yaşatıp yaşatmayacağı şimdilik hepimiz için merak konusu 🙂 Uygulamada ‘swipe etmek’ oldukça kolay, peki her şey gerçek yaşamda da bu kadar kolay olacak mı; bunu zaman gösterecek.

İlginizi çekebilir: Tinder kullanmak özgüveninizi olumsuz etkileyebilir

Kaynaklar: Insider, Today, Reuters, The Conversation, Bussiness Insider, Technology Review

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit

Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale