X

Korkudan cesarete giden yol: Korkulara rağmen devam etmek

Cesaret demek korkmamak demek değilmiş. Cesaret, korkularına rağmen devam edebilmekmiş. Ben eskiden cesareti korkusuzluk sanırdım. Büyük bir hayranlık duyardım cesaretli gördüğüm kişilere. Özenirdim. Yeni yeni öğreniyorum ki aslında onların da hiçbirimizden farkı yokmuş. Onların da korkuları en az bizimkiler kadar varmış. Ya da bize göre en büyük farkları şuymuş: Korkularına rağmen devam ediyorlarmış! Korkularına rağmen adım atıyor ve durmuyorlarmış!

Vay be! Bu bilgiyle beraber cesaretli insanlara eskisinden daha da çok hayranlık ve saygı duymaya başladım! Ben mi nasılım? Ben ise daha çok yakın bir zamanda gerçek cesaret kavramıyla bir araya geldim. Selamlaştık ilk önce uzaktan birbirimizi anlamak, sınırlarımızı öğrenmek için. Bu aralar ise el tokuşma safhasındayız.

Ben ne ’99 depremini, ne de daha yeni başımızdan geçen 5.7’lik depremi yaşadım. Ne oluyor, nasıl bir his bilmiyorum. Allah da öğrenmek zorunda bırakmasın bu hissi tabii ama aynı zamanda içimde bir yerlerde teslimim de. Her şey tam da olması gerektiği anda ve olması gerektiği şekilde oluyor ve olacak.

En son yaşanılan depremde Kapadokya’da bir çalışmadaydım. Döndüğümde ise babam karşıladı beni. Sordum hemen nasıldı, çok mu sallandınız diye tekrar tekrar. “Evet”, dedi, “Sallandık.” Ben iyice didiklemeye başladım: “Ne kadar sallandınız yani? Korktunuz mu?

Babam da tüm sorularımı cevapladı. “Kitapların yere düşmüş olabilir. Evinde bir şeyler devrilmiş olabilir” diyordu. Beni, cevaplarının ardından daha durgun ve düşünceli görünce ise, yalnız yaşadığımdan ötürü: “Gel istersen bizim evde kal. Hem artçılar olabilir önümüzdeki 10-15 gün. Hiç hissetme boşver” diye teklifte bulundu.

Durdum, aklımdan 1001 düşünce geçiyordu. Korku ise dalga dalga yükselmeye başlamıştı tüm bedenimde; hissediyordum. Bir an ağlamaya başladım korkudan. Ne yapacaktım, yalnız evde nasıl kalacaktım? Babam beni ağlıyor görünce: “Hadi!” dedi, “Bizim eve gidiyoruz. Sen kendi evine istediğin zaman gidersin.” Ben yine durdum, sustum. Bir süre sonra: “Yok, ben kendi evime gideceğim! Lütfen beni kendi evime bırakır mısın?” dedim.

İçimde savaş var gibiydi. Bir yanım çılgın gibi babamlarla kalmak istiyordu. Hatta içimde bayağa çığlık çığlığa olan ses buydu. Fısıltı ile konuşan diğer yanım ise: “Git evine Gamze. Şu an korkuyorsun ve korkmakta ise çok haklısın. Ama bunun sonu yok ve hiçbir şey bilmiyoruz. Nereye kadar korkudan kendimizi sıkıştırarak yaşayabiliriz? Ne olursa olsun git evine ve güven hem evrene hem kendine.

Biliyordum. Eğer babamlara gidersem bir daha tekrar kendi evime ya çok zor dönecek ya da hiç dönmeyecektim. Fakat aynı anda bu şekilde yaşamak istemediğimi, istemeyeceğimi de biliyordum.

Çığlık çığlığa babamların yanına gitmem konusunda ısrarcı olan sese rağmen ben o fısıltıyı dinlemeyi seçtim ve kendi evime döndüm. Korkmuyor muydum ya da korkmuyor muyum? Evet, korkuyorum! Ama tuttum korkumun elinden: “Seni görüyorum, anlıyorum da. Haklısın. Fakat seni büyütmek değil hayatımda ihtiyacım olan. İhtiyacım olan senden bağımsız özgür bir hayat. Benim seni anladığım gibi sen de beni anla lütfen” dedim. Ben onu duyunca o da beni duydu sanırsam ki çığlıklarından vazgeçti. O da sakinledi. Var olmaya devam etse de en azından ses tonunu ufalttı. Hemen arkamda sağlamca duran ama korkuyu yatıştırmadan kendini pek de göstermeyi tercih etmeyen cesaret ise hemen o anda çok güçlü bir şekilde kendisini gösterdi: “Merak etme” dedi bana, “ben hep buradayım.

Bu olay henüz çok yeni, dün akşam yaşandı. Şu an ise bu yazıyı evimde tek başıma oturmuş yazıyorum. Hayran duyduğum cesaretli insanlar mı? Sanırım onlardan biri olma yolunda ilk adımımı attım!

Günün sonunda ben diyorum ki korkmak, insanın en doğal hissi. Ta doğumla, dünyaya doğarken tanıştığımız en ana his. Var ve var olacak. Fakat onu nasıl ele alacağınız ise size bağlı. Onu daha da güçlendirip ona bağlı bir yaşam mı yaşamak istediğiniz yoksa ona rağmen cesaretin elinden sımsıkı tutup özgürlüğe giden yol mu seçiminiz? Hayat sizin. Siz karar verin.

Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Bir balonla gelen ‘yaşam’: Kalıplarımızı fark etmek, özgürlük ve nihayet mutluluk

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale