X

Korku tünelinden çıkış: Yeniliklere açık olmayı deneyin

Daha önce size söyledim mi hatırlamıyorum, ama ben şu an yılbaşına kadar 21 günlük bir meditasyon pratiğinin içindeyim. Zoom’dan bir grupla her sabah 07:30-08:30 arası meditasyona oturuyoruz. Senelerdir meditasyon yapmama rağmen bu benim ilk 21 günlük deneyimim. Size bu satırları yazdığım gün, bugün, 15. gündeyiz. Ben bile inanamıyorum. Dünya için küçük, ama benim için büyük bir adım.

İnanamıyorum çünkü 21 gün herhangi bir şeye sebat etmek, benim için imkansızdı. Fikrin bile verdiği his, korkunç bir sıkışıklıktı. Çalışmalarım sonucu bende küçücük bir çocuk gibi kalmış olan eril enerjimi büyüttükçe, orası kendini ifade etmek için alan buldukça, bana kendi fiziksel alanıma “cesaret” olarak yansıyor.

Hayatımın bu evresinde kendimde şunu gözlemliyorum: Küçük bir çocukken ya da ilk gençliğimde korkularımdan ötürü yapmadığım, yapamadığım ne varsa şu an hepsini yapmak, denemek istiyorum!

Mesela kendime denge tahtası aldım. Rollboard diye geçiyor. Benim iyi bildiğim Gamze o tahtayı görüp: “Yok yaa hiç uğraşamam valla, nesiyle eğlenebilirsiniz ki bunun?” derdi. Böyle derdi, çünkü düşmekten hep çok korktu; minicik bir yerden olsa bile. Böyle derdi çünkü kendine pek inancı yoktu. Başkaları yapabilir ve ona göre o hiç yapamazdı. O yüzden de denemeye bile gerek yoktu. Ve şu an hayatım boyu kendime bu tarz tüm yaklaşımlarımı alıp yeniden yazıyorum!

“Bir müzik aleti öğrenmek istiyorum!” dedim mesela bir anda. Araştırırken kalimbayı buldum. Hiç tanıdığım, bildiğim bir şey değildi. Ama sesi de bir o kadar güzeldi! Aldım hemen. Her gün kendi kendime pratik ederek çalacağım. Kalimba bana çalışmanın önemini, disiplini, vazgeçmemeyi öğretecek; biliyorum. Her şeyin ilk sefer yaptığında olmadığını, olmayacağını ve bunun da çok normal olduğunu anlatacak.

Tenise başladım biliyorsunuz, bahsetmiştim geçtiğimiz haftalarda. Ben büyük, küçük toplardan hep korktum! Hala da korktuğumu söylemeliyim, ama şu an güzel bir fark var: teniste o topun üzerine gidip bir de vuruyorum! Yine insanlık için küçücük ama benim için koskoca adımlardan bir tanesi.

Kanaviçe malzemeleri aldım bir de. Hiçbir fikrim yok nasıl yapıldığı konusunda. Hayatımda elime iğne, iplik almadım. Ama korkmuyorum artık denemekten. Yapamazsam da yapamam. Her şeyde mükemmel ve başarılı olmak zorunda değilim. Olduğum kadarım. Bu kadar.

Bu saydıklarım ise şu an kendime aldığım yeni oyuncaklarımdan sadece bir kaçı!

Baktım da çocukluğumdan beri tüm ama tüm her şeye engel olan korku duvarlarımmış. Nasıl ve ne zaman inşa edildiğini bilmediğim ama çok ama çok sağlam olan korku duvarlarım.

Hatırlıyorum, küçükken beden derslerine hiç girmezdim. Senelerce tam beden dersleri vaktinde hep karnım ağrıdı güya. Kabiliyetsiz olduğuma, herkes içinde rezil olacağıma inanıyor ve bundan çok korkuyordum. Ne üzücü! Aslında bir çocuğun en büyük ihtiyacı hareket! Bir çocuk koşmadan, bedenini kullanmadan zihnini nasıl kullanır? Zihinde kurulan o korku tünellerini nasıl yıkar?

Çok şükür çocukluğumdan beri her şeyim vardı. Ailem hiçbir şeyimi eksik etmedi, hatta fazla fazla sağladı. Fakat tüm imkanlarıma rağmen ben şu an anlıyorum ki bu yaşıma kadar hapishanede yaşamışım; kendi zihin hapishanemde. Hem inşa etmeye devam etmişim durmadan hem de bir de güzel sağlamlaştırmışım duvarlarını ki çıkmayayım diye. Muazzam bir şekilde bekçilik yapmışım sırça köşkümde güvenle oturayım diye. Çünkü eğer oradan çıkarsam; ya başıma bir şey gelirse?

Bir dakika! Bu cümle bana ait değil! Küçüklüğümden beri duyduğum bu cümle babamın! Babamın sesi bu! Şimdi anlamaya başlıyorum: korkudan hareket edememek, yeniyi denememek, cesaret edememek, ya başkalarına rezil olursam korkusu dahil; hiç biri bana ait değildi. Hepsi babamındı. Ve ben bu kadar zaman öyle güzel içselleştirmiştim ki, kendi sesim sanmışım.
İnsan bebeği işte.. Ne görürse onu taklit ediyor yaşamı anlamak için. Sen de anlamak, anlamlandırmak için taklit etmişsin işte Gamze. Ne büyük, ne aydınlık bir kapı burası. İyi bak ve tadını çıkar!

Bu konuda suçlu da yok. Babam hayatta kalabilmek adına böyle programlar geliştirmiş kendisine ve bu yolu seçmiş. O da kendi bildiğini söylemiş. Şimdi ise bu yol, kendimin sandığım onun yolu, bana çok dar ve sıkıcı gelmeye başladı. Bu noktada insan “rahatça” hayatta kalıyor bu şekilde, evet, ama kendime şunu sormadan edemiyorum: “Burada YAŞAM nerede?” O yok gibi.

Ve Gamze, senin hayat enerjin canlandıkça görmeye başlıyorsun. Bu KONFORLU HAPİSHANE dar, monoton. Burada neşe yok, yeni deneyim yok ve anlam hiç yok. Dünyada zarar görmeden durduğun yerde sadece öyle duruyordun gibi. Şimdi ise, denemek istiyorsun. Hem de aynı anda birçok farklı, sana yabancı bir sürü bir sürü şeyi.

Denge tahtasına çıkacaksın mesela, bisiklete bineceksin! İki kere bindin, düştün de ama bak hiçbir şey olmadı. Devam! İp atlayacaksın; 20 kere üst üste belki 30! Takılacaksın ama takılmaya da alışacaksın. Hatta bir süre sonra hiç takılmadan zıplayacaksın.

Artık yapabileceğini biliyorsun Gamze! Yapamazsan bile bunun problem olmadığını, robot değil insan olduğunu, denemekten korkmamayı, takılıp düşüp tekrar kalkmayı öğreniyorsun. İşte tam da buralarda heves var, heyecan var, merak var; YAŞAM var.
Sen artık bağıra bağıra “BEN YAŞAMAK İSTİYORUM!” diyorsun! Kimse tutamaz seni; hiç kimse! Bir kere yola çıktın mı, geriye de dönemezsin. Doğanın kanunu bu; hep genişleyecek hayat.

Bunları söyleyebildiğin için sanma ki o korku bekçisi hiç konuşmayacak zihninde, susacak. Konuşmaya devam edecek ara ara. Özellikle sen ona kulak kabarttıkça daha sesli konuşacak dinlenmenin verdiği hazla. Çok görev insanı olduğu için de inatçı bir yanı olacaktır mutlaka. Bil bunları. Bunları bil ve sen de bir o kadar inatçı, sabırlı ve anlayışlı ol. Korku bekçisinin sesini her duyduğunda kızma küsme, ama mutlaka al karşına ve konuş. Anlat durumu, anlat gerçeği. Anlat bu korkuların aslında sana ait olmadığını, aslında onlarsız çok daha iyi hissettiğini. Sabırla anlat.

Nice yıkılan korku duvarlarına… Aşkla…

İlginizi çekebilir: Bitkilerden yaşam dersi: İnsanlar bilmeyebilir, bildiğini de unutabilir

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale