X

Korku sizi ele geçirdiğinde hatırlamanız gereken 6 ipucu

Bir anda kendimizi çok acayip bir şeyin içerisinde bulduk.
Evlerimize kapandık, sevdiklerimizi göremiyor, dokunamıyoruz, izoleyiz ama güzel olan bir tarafı da var; tüm insanlar bir olduğunu hatırlama yoluna girdi. Belki de bugüne kadar pek umursamayışımızın aksine, kendimize nasıl iyi bakacağımızı öğreniyoruz; ve tüm bunlar olurken bir sürü ama bir sürü duygudan geçiyoruz.

Mesela ben; bir an her şeyi unutup sohbetlerde neşeyle var oluyorum, bir an kaybettiğimiz insanlar için yas tutuyorum, bir an sosyal medyadaki komik şeylere kahkahalarla gülüp hemen ardındaki diğer an korkudan donup kalıyorum. Sevdiklerimi kaybetme ihtimaliyle korkum her şeyin üzerine çıkıyor ve bedenimden ateş gibi çıkıyor.

Öyle bir dönem ki; duygular her an ama her an değişiyor. İyi bir gözlemci ve iyi bir yakalayıcı olmak gerekiyor. Yani bir gözünüzün daima kendi üzerinizde olması gerekiyor ki yakalayalım anlarımızı ve orayı şefkatle kabul edip ardından korkuda kaybolmadan çıkmak için bilinçli seçim yapabilelim.

Korku geliyor ve gelecek de. Şu an hem bireysel bazda hem de kolektif bazda ciddi bir korku enerjisi gezmekte. Yani bu korku bazen size aitse bazı anlarda da size ait değil. Sadece çevredeki titreşimleri kendi üzerinize alıyorsunuz demek.

Bugün, bu dönemdeki korkuya değinmek istiyorum. Öncelikle bunun çok normal olduğunu bilmemiz gerekiyor. Korku, bizim bu dünyada insan türü olarak devam etmemizi sağlayan içgüdülerimizden bir tanesi. Ayrım şurada ki; korku mu sizi ele geçiriyor yoksa siz korkunuzu fark edip yönetebiliyor musunuz?

Bilmekte fayda var: İnsan, tüm duygularını kontrol edebilir. Güç, hislerde değil de tamamen bizdedir! Gücünü fark et, gör, anla ve sahiplen! Altın kuralımız bu!

Korku anına girdiğiniz an öncelikle bunu fark edebilmeniz önemli tabiî ki. O an hemen bakın en son ne okudunuz, ne izlediniz, kimlerle konuştunuz? Yani hangi andan sonra korku hissi sizde yoğunlaştı? Cevap her ne ise, ilk yapacağınız şey oradan uzaklaşmak olsun.

Ardından yapabileceğimiz şeyleri aşağıda sıralayacağım ki unutabiliriz, insanız. Unuttuğumuz ve donup ne yapacağımızı bilemediğimiz anlarda dönüp buraya bakabilelim. Yani bu yazımı bir nevi hatırlatıcı gibi düşünebilirsiniz; kendime, yani bize bir not.

  • Korkunla konuş.
    Dışlama onu.
    Kaçma ondan.
    Kızma.
    Aksine anlamaya çalış, şefkatle yaklaş.
    Küçük çocuğuna korktuğunda nasıl yaklaşırdın? Kendine de öyle yaklaş.
    Konuş korkunla. İzin ver konuşsun, döksün içini. Görüldüğünü anlasın. Görülmek, dinlenmek her hissi sakinleştirir ve çözer; aklınızda bulunsun.
  • Ağlamak istiyorsan bırak ağla. Tutma. Ağlamak öğretilenin aksine güçsüzlük sembolü asla değil. Gerçi güçsüz olsan ne olmuş; o da ayrı konu. Ağlamak stres çözücüdür. Bağıra çağıra ağladıktan bir süre sonra rahatlama geldiğine şahit olacaksın.
  • Haberlerden uzaklaş!
    İletişim uzmanlarını dinliyorum; şu an bu noktaya bu kadar gelmemizin büyük sebebi sosyal medya diyorlar. 2009’da da domuz gripleri, kuş gripleri oldu; yine birçok ölümler meydana geldi fakat sosyal medya bu kadar aktif değildi. Çevremizden, haberlerden duyduklarımızla yetinmek zorundaydık. İyi de oluyordu. Şu anda tehlike varsa x1000, ölümler x1000 gösteriliyor. Mesela kimse iyileşme oranlarından bahsetmiyor farkında mısınız? Bir tuhaflık yok mu? Var tabiî ki ama medyanın da işi buymuş benim anladığım kadarıyla. Köpürtmek. Köpürtmek ama insanların dikkatini en çekecek şeyleri köpürtmek ki bu da korku bazlı herhangi bir haber demek oluyor. Ayrıca, neden anlamıyorum ama çok fazla yalan haber dönüyor. İnanmayın! Okumayın. Arkadaşlarınıza yollamayın. Gelenin okumadan önce kaynağını sorun. Kaynım, yakın arkadaşım, eltimin babası gibi kaynaklara asla ama asla aldırış etmeyin. Daha yeni çürüttüm bir arkadaşımın en yakın arkadaşından duyup doğru olduğuna emin olduğu bir haberi. Bu konuda daha fazla söze gerek yok sanıyorum; haberlerden uzaklaşın!
  • Enerjini hareket ettirmen çok ama çok önemli. Dans et, oyun oyna, yürü, koş vb. Ne ise seni harekete geçirecek şey 20-30 dakika yorulana kadar hareket et. Enerjin donmasın çünkü tüm hastalıklar o donan alandan çıkıyor. Bizim sistemimiz hareket üzerine kurulu. Hareket etmeye ihtiyacımız var. İyi haber; hareket korkuyu anında çözüyor! Ne yap et ve hareket et!
  • En sevdiğin şarkıyı aç ve sesli söyle. Kendi kendine sesli şarkı söylediğin için deli olmayacaksın merak etme. Aksine tam olarak akıllıların yaptığı hareket bu; özellikle şu an kendilerini korumak için. Şarkı söyledikçe içindeki neşeye tekrar ulaşacaksın. Dene bak; çok eğlenceli.
  • Gülmek en büyük ilaç. Gülmek bağışıklık sistemini o an kuvvetlendiren en büyük araç. Bu çok önemli. Hani bazıları bu virüsü şakaya vuran insanlara kızıyor ya; kızmayın. Hem herkes kendisine bu durumu hafifletecek bir çıkış yolu arıyor hem de hepimizi bu durumda bile bir şekilde güldürerek şifalandırıyorlar. Korkunun bedenini ele geçirmeye başladığını hissettiğin an, direkt en sevdiğin komedi programını ya da diziyi açabilirsin mesela. Nasıl hemen kaybolmaya başladığını görünce o korku hissinin; sen bile inanamayacaksın.

Ve son olarak…
Hepsi çok önemli ama belki de en önemlisi paylaşmak. Aylar önce Dr. Nirdosh Kohra’nın 5 Biological Law üzerine olan sağlıkla ilgili workshop’unda paylaşmanın üzerinde o kadar çok durulmuştu ki ben çok şaşırmıştım. Paylaşmanın birçok hastalığı bile engelleyebileceğinden bahsetti. Biz sosyal varlıklarız. Tek başımıza bu hayatta kalmamız pek mümkün değil. Ben de kendi adıma bunu yeni yeni öğreniyorum inanın. Değilmiş. Evet, izoleyiz ama kendinizi yakın hissettiğiniz insanları arayın ve o anki hislerinizi tüm kalbinizle paylaşmayı deneyin. Ağzınızdan yüksek sesle çıktığı an, görüldüğünüzü ve anlaşıldığınızı hissettiğiniz an o korkunun çözülmeye başlayıp yavaş yavaş kaybolmaya başladığını göreceksiniz.

Bugünlük benden bu kadar.
Enteresan, daha önce hiç bilmediğimiz bir süreçteyiz. Tekrar hatırlatarak bitirmek isterim ki; duygularınızın kontrolü sizde, güç sadece sizde!
Tekrar buluşmak dileğiyle.
Sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Zihnin yarattığı illüzyonlardan kurtulmak için en kısa yol: Kalbinizi ve bedeninizi dinleyin

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale