dummy

Korkarak, korkusuzluğa cesaretle: İnsanlığımızın kırılgan yerlerinden parlayabiliriz

Fiziksel yoga pratiğine başlayalı 15 sene oldu! Yoga pratiğine ilk başladığımda bedenimin yapabildikleri çok hoşuma gitmişti. Her zaman sevmiştim eğlence içeren pozları, el dengelerini, ters duruşları…Ta ki 2018’e kadar. 2018 yılında uzun yorucu bir ameliyat sürecine girmek ve beyin ameliyatı olmak zorunda kalmıştım!

dummydummy

İnsan böyle bir şeyden fiziksel olarak sağ çıksa da işin aslı bir parçasını kaybediyor. O parçayı aramak yerine yeni bir şey doğurmaya cesaret ettiğinde hikaye yeniden başlıyor! Ama sanmayın ki, bir anda hayata, fiziksel pratiğine dönebiliyor!

Yoga matıma ilk döndüğümde derinlerde büyük bir kayıp verdiğimi ve asla onları geri alamayacağımı anlamıştım. Pratiğim uzun süre ağlamalı, incinmeli oldu. Kendime acımamak için çok çaba harcadım. Nasılsın sorusuna ağlamaktan öte cevap veremiyordum.

Derin kayıp ya da acı yaşayanlar bilir ki, artık asla hayatınız eskisi gibi olmayacaktır! Eski hayatınızın geri gelmesini istedikçe karanlığınızı büyütmeye başlarsınız. Kocaman bir karanlık, hayatınıza oturup, sizden rol çalmak için elinden geleni yaparken, hayatınızın neresinden tutacağınızı bilemezsiniz!

İşte burası derslerde anlattığım yoga felsefesini pratik etmeye başladığım yerdi! Ama arkadaşlar, bilmek ve deneyimlemek o kadar farklı iki kavrammış ki anlatamam! Yoğun/sert karanlığın etrafını yaşamla çevirme pratiğini, ilk o zamanlar deneyimledim! Ve yatakta kalıp, kendime acımamak için kendimi kaldırmanın o zamanlar için dünyanın en ileri pratiği olduğunu itiraf edebilirim!

Ameliyattan bir ay sonra derslerime dönmüştüm. Geriye dönüp baktığımda en başta beni hayata tutan şeyin bu seçimim olduğunu söyleyebilirim. Karanlığın, etrafı yaşamla/nefesle sarılıyordu.

Sert deneyimler karşısında acınızı yaşamın sarmasına izin vermez, ona annelik etmezseniz, acınız bir hayat boyu öksüz kalıp, hayalet gibi peşinizden gelip duruyor!

Ve evet, acıma annelik ettikçe, yeni bir korkum olmuştu: Ters duruşlar.

Bir kere denersem her şey yeniden başa döner ve Özde’yi toplamakla uğraşmak zorunda kalırım sanıyordum! Arkadaşlar, çok korktum! Tüm ters duruşları denemeyi de çok uzun süre bıraktım.

Ta ki, korkmaktan sıkılına kadar… Bir süre sonra yeniden geldi, aynı coşku, merak, sanki hiçbir şey olmamış gibi… Biliyor musunuz, artık gelmez sanıyordum!

Toprağın üstündeki mevsimler ne olursa, derinde değişmeyen ve değişmeyecek bir şey vardı!

Beni yeni takip ediyorsanız ya da okuyorsanız sanmayın ki korkusuz kadın! Bu kadın deli gibi korkma cesareti duyduğu için bunları yazabiliyor! 

Kendime korkma izni verdiğim ve korkmaktan sıkılına kadar ruhumda ve bedenimde deli gibi gezinmesine izin verme halini pratiğe dönüştürdüğüm için son iki senedir fiziksel yoga pratiğimde de, hayat pratiğimde de kalbime ne düşerse denemeye istekliyim!

Korkudan arınmak diye bir şey yok! Sadece korkuyu öğretmen gibi görüp, sizi neyden uzaklaştırmak istediğine yakınlaşır, korkunuzla yan yana otursanız, emin olun vakti geldiğinde dönüşüyor!

Sanırım anahtar; olana izin verebilmek ve onunla kalabilmekte yatıyor.

Bu araya kadar bu yazıyı okuduysanız sizi kendi korkularınızla yan yana oturmaya davet ediyorum!

Konu her ne ise, yapamam, yapamıyorum dediğin adım atamadığın konu senin için neyse…

Eminim cevabı sen biliyorsun…

Haydi pratik başlasın!

Eminim yapabilirsin,
Eminim en azından olabildiği kadar o konuyla yan yana oturup, gözlerinin içine bakabilirsin!
Eminim hazır hissettiğinde korkuna koşabilirsin!
Eminim bu yazıyı buraya kadar okumanın nedeni vardır!
Eminim o nedeni bulabilirsin!
Haydi korkarak, korkusuzluğa cesaretle…
Eminim, sen, ben, biz…
İnsanlığımızın nahif kırılgan yerlerinden parlayabiliriz!

İlginizi çekebilir: Kendin olma pratiği, eve dönüş yolunun pusulasıdır

Özde Çolakoğlu: Çalışma Ekonomisinden mezun oldu. Mezun olduktan sonra metin yazarlığı, editörlük, sosyal medya uzmanlığı gibi farklı alanlarda uzun yıllar çalıştı. 2009 yılında yoga ile tanışmasının ardından farklı uzmanlar ve stillerle çalışma şansı yakaladı. Bedende başlayan bu öğretiyi daha da derinleştirmek isteyen Çolakoğlu bu amaçla ilk temel yoga uzmanlık eğitimini 2012 yılında aldı. O zamandan itibaren farklı birçok eğitime katıldı ve katılmaya devam ediyor. Ocak 2018’de Yoga Alliance’ın E- RYT 500 Sertifikasını almaya hak kazandı. 2013 senesinden itibaren çeşitli yoga merkezlerinde ders vermeye başlayan Çolakoğlu, 2017 yılında Githa Yoga ekibine katıldı ve stüdyonun ana hocalarından biri oldu. Bu dönemde stüdyonun büyümesi için kurucu ekip ile birlikte çalıştı, atölyeler ve eğitimler verdi. Çolakoğlu, yoga uzmanlık programları düzenleyerek uzmanlar yetişiyor. 200 ve 300 saatlik temel ve ileri yoga uzmanlık programları ve kamplar düzenliyor. 2021’de bu mesleğini stüdyo sahipliğine dönüştürmüştür. Kadıköy, Moda’da kurulan, Yoga ve Ayurveda merkezi Goa Yoga’nın kurucu ortağıdır.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp