X

Köpek sahibi olmanın hayatınıza getireceği ilginç değişiklikler

Güneşin yüzünüzde dans ettiği ve baharın etkisini göstermeye başladığı şu günlerde, kendinizi dünya ve başardıklarınız hakkında daha optimist görebilirsiniz.

Artık üniversiteyi bitirdiniz, iş buldunuz, hatta kendi faturalarınızı bile artık kendiniz ödemeyi başarabiliyorsunuz. Bu da demek oluyor ki, hayatınızda yeni bir sorumluluğa hazırsınız; yani bir köpeğe! Her ne kadar günlük hayatın stresi ve yorgunluğu sizi bunaltsa da, eve geldiğinizde tatlı köpeğinizin size doğru koştuğunu görmek günlük sıkıntılarınızı bir kenara bırakıp mutlu olmanıza yardımcı olacaktır. Köpekler mutlu ve macera doludurlar.

Eğer hayatınızda bir sonraki adıma geçmek konusunda kararlıysanız, bir köpek sahibi olun. Fakat öncelikle köpek sahibi olmakla beraber elde edeceğiniz sürprizleri dinleyin:

1. Kendinizi ebeveyn gibi hissedersiniz

Köpek sahibi olduğunuzda köpeğinizle aranızda görünmez bir bağ oluşacaktır.

Aynı bebekler gibi, yavru köpekler de onun şirin suratına her baktığınızda mükemmel bir karar vermişsiniz gibi görünür. Aslında bu bağlılığın resmidir. Köpek yavruları size 7/24 ihtiyaç duyarlar.

Yavru köpeğinizi dışarı çıkardığınızda, aylarca birçok defa rastgele etrafı koklamasına hazır olmasınız. Ayrıca bazen köpeğinizi eve geri götürdüğünüzde, tuvaletini eve yaparken bulabilirsiniz. O yüzden aslında köpek sahibi olmak kolay bir iş değildir, ancak tüm zorluklarına rağmen kısa zaman sonra gerçek bir köpek ebeveynine dönüşürsünüz.

2. Yeni bir Instagram hesabı açma şansınız vardır

Yavru köpeğinizin ne kadar tatlı olduğunu fark ettikten sonra, sosyal medya hesaplarınızı sevimli köpeğinizin resimleriyle doldurmaya başlarsınız. Daha sonra yavaşça takipçi ve like sayınız düşmeye başlar.

Fakat belli bir süre sonra da Instagram’da sizin bambaşka bir dünyanın beklediğini anlarsınız: Köpeklere ait Instagram hesapları. Aniden, aradığınız insanları bulduğunuzu anlarsınız. Yalnızca o insanlardan biri olmak ve onlarla eğlenmek istersiniz. Eğer hali hazırda köpek sahibiyseniz işte ihtiyacınız olan birkaç Instagram hesabı: #DogsOfInstagram, #GinnyTheSwissy

2. Köpek parklarında yeni arkadaşlar edinirsiniz 

Köpek parklarından daha mükemmel bir yer yoktur, en azından köpeğinize göre. Köpek sahibi olmadan önce gecelerinizin ve hafta sonlarınızın bir bölümünün köpek parklarında geçeceğini bilmelisiniz. Golden Retriever cinsi bir köpek çok yakında köpek parkları sayesinde sizin ve köpeğinizin hayatında yer edinmeye başlayabilir.

4. Köpek tüyleri hayatınızın vazgeçilmezi olurlar 

İstemesek de görmezden gelemediğimiz şeyler gibidir köpek tüyleri. Her ne kadar görmezden gelmeye çalışıp günlük hayat rutininize devam etseniz de, biri sizi durdurup kıyafetinizin köpek tüyleriyle dolu olduğunu söyler.

Köpek tüyleri her yerde sizi takip eder. Tüy toplama rulosu alsanız da, hala arabanızda, yatağınızda ve hatta kahvenizin içinde köpek tüyleri bulmaya devam edersiniz. O yüzden en iyisi bu duruma hazırlıklı olmak ve savaşmak yerine bu şekilde yaşamayı öğrenmeye çalışmak.

5. İnsanları köpeğinizin o kişiyi sevip sevmemesine göre yargılarsınız 

Eğer bir köpek sahipleniyorsanız, bilmesiniz ki artık düşünceleriniz size ait olmayacak. Siz ve köpeğiniz her şeyi beraber yapacaksınız, buna insanları yargılamak da dahil. Eğer köpeğiniz aniden birine havlıyorsa, o insan güvenilmez olacaktır. Kısa bir süre sonra, köpeğinizin ağzından çıkacak her havlama sesi ister istemez insanlara şüpheyle yaklaşmanıza neden olacaktır.

6. Sosyal hayatınızı köpeğinize göre planlarsınız

Eğer köpek sahibi olmakla ilgili bir şey öğrenmek istiyorsanız hemen verelim: Sosyal hayatınız artık eskisi gibi olmayacak.

Seyahatlerinizi yeniden programlamak zorunda olacaksınız, çünkü köpeğinizi iki günden fazla yalnız bırakmak istemeyeceksiniz.

7. Kendinize ayırdığınız paranız köpeğinize gidebilir

Köpek sahibi olmak pahalı bir zevktir, hatta oldukça pahalı. Sindiremeyeceği her şeyi yemeye çalışır. Veterinere, doktora gittiğinizden daha çok gitmek durumunda kalabilirsiniz. Kendinize alışveriş için ayırdığınız parayı köpeğinize harcamak zorunda kalabilirsiniz.

8. Köpeğiniz sizi test eder

Köpekler tatlı oldukları kadar bakımı zor olan hayvanlardır. Kendi kişilikleri vardır ve bazen başlarını derde sokarak sizi en uygunsuz anda bile zor durumda bırakabilirler.

Her ne kadar çok sinirlendiğinizde onu geri vermeyi düşünseniz de, aslında onu hiçbir şeye değişmeyeceğinizi bilirsiniz.

9. Köpeğiniz en yakın arkadaşınız olacaktır

Alacağınız en iyi karar bir köpek sahibi olmaktır.

Köpekle ilgili en beklemediğiniz durum köpek sahibi olana dek köpekleri bu kadar sevdiğinizi fark etmemeniz olacaktır. Hep söylendiği gibi, köpeğiniz en yakın dostunuz olur. Köpeğiniz sizi herkesten daha iyi tanır.

İlgili yazı: Sadece köpek sahiplerinin anlayacağı 10 şey

Onlar hiç beklemediğiniz zamanda sizi mutlu etmeyi başarırlar ve en önemlisi de, her zaman orada sizi bekliyor olurlar. Bu yüzden alacağınız en iyi karar köpek sahibi olmaktır.

Kaynak:

elitedaily.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale