X

Kontrolcü insanların 2 önemli özelliği

Müdürünüzle olsun, sevgilinizle olsun herhangi bir insanla ilişkinizde bir şeylerin yolunda gitmediğini hissettiğiniz, ama sorunun ne olduğunu tam olarak çözemediğiniz oldu mu? Zaman zaman kendimiz gibi davranmadığımızı, o an başka bir ortamda ve başka kişilerle olsak çok farklı kararlar vereceğimizi hissederiz. Verdiğimiz kararların olağandışı oluşunu da işin gerekliliği, arkadaş ya da sevgili için yapılan fedakarlık olarak sınıflandırır ve böylece, kendimizi iyi hissetmeye çalışırız.

Hayatta birtakım fedakarlıklar ya da orta noktada buluşmalar gerekli, hatta mecburidir. Ancak, karşımızdaki kişi fark etmeden bizi kontrol altına altına almaya çalışıyor da olabilir, ve kendi fikir değişikliklerimizden bunu ayırt etmek epeyce zordur.

Siz Uplifers okurları kontrol delisi insanları görünce tanıyabilsinler diye, bu tip insanların ortak özelliklerinden bahsetmek istedik.

İnsanların 4 fizyolojik özelliği

Freud ile ortak çalışmaları ile bilinen İsviçreli psikiyatr Carl Jung, insanların 4 fizyolojik özelliğinden bahseder. Bunları şöyle listeleyebilir ve hayatımızın bir yerinde kurduğumuz cümleler üzerinden örneklendirebiliriz:

1. Algılama: “Ver, bakayım”, “Önce bir görmem gerek”, “Güzel kokuyor”
2. Öngörü: “İçimde kötü bir şeyler olacağına dair bir his var”, “Bugün güzel bir gün olacak gibi”, “Sende özel bir şey olduğunu biliyorum”
3. Düşünme: “Probleme mantıklı açıdan yaklaşalım”, “Bu daha önce de olmuştu”
4. Hissetme: “Ağrı hissediyorum”, “Bu odadaki enerjiyi seviyorum”

Algı ve öngörü, bilgiyi nasıl topladığımıza dair fikir verirken, düşünme ve hissetme bu bilgiyi nasıl değerlendirdiğimiz ve yargıladığımız ile ilgilidir. Sıradan insan, bu dört özelliği bünyesinde barındıran ve bunların farkında olan, davranışlarını doğru değerlendirebilen insandır.

Oysa kontrolcü diye adlandırılan karakter, bu özelliklerden en az birinden yoksundur ve bunun farkında değildir. Kontrolcü kişinin kendine dair bilinci yeterince gelişmemiş olduğundan, kendinde var olmayan bu kontrolü dışarıda araması ve başkaları üzerinde denemesi olasıdır. Örneğin, “erkekler ağlamaz”, “koca adamsın, güçlü olman gerek” gibi kişiliği zedeleyici öğütlerle büyütülüp, hissetme özelliğinden yoksun bırakılmış erkeklerin, başkaları üzerinde güç üzerinden kontrol kurmaya çalışması kulağa -ne yazık ki- anlaşılabilir geliyor.

Kişi kendisiyle bağını kopardığında, yani bu 4 temel özellikten birini kaybettiğinde, bir kişilik problemi ortaya çıkar ve bu da, başkaları üzerinde kontrol kurmaya çalışmasına sebep olur. Bir diğer deyişle, içindeki karakteri dışarı çıkarmak yerine, dışarıda oluşturduğu kontrolden kendi içinde bir kale kurmaya çalışır. Buna birtakım psikologlar “geri bağlantı” (backwards connection) adını vermektedir.

Kontrolcü insanların hemen hepsinde görülen 2 önemli özellik vardır: “Tek akıl” (one-mindedness) davranışını benimsemeleri ve karşılarındaki kişinin ne düşündüğüne ve hissettiğine onun yerine karar vermeleri.

Kontrolcü İnsanların “tek akıl” özelliği

Kontrol delisi kişi, insanları oldukları gibi ve farklı yönleriyle görmekten hoşlanmaz ve onları kafasında soktuğu, olmayan bir formda görür. Kontrolcünün kafasında yarattığı ideal kişi, onun ne istediğini, ne düşündüğünü ve ne tepki vereceğini bilen kişidir. Yani kontrolcüyle “tek akıl”a sahip olan kişi…

Örneğin kontrolcü bir kadın, eşini sevdiğini iddia etse de aslında kafasında yarattığı, gerçekte varolmayan bir tanımı sever, gerçek eşini de mümkün olduğunca bu ideal şekle sokmak için uğraşır. Bir diğer deyişle, eşini kontrol eder ve beklediği tepkileri alamadığında da ona manevi olarak kötü davranır, görmezden gelir…

Kontrolcü kişinin tek aklı benimsediğini söylemişken, bunun ne şekilde anlaşılabileceğine dair de ipucu vermek gerek: Soru sorarak! Karşısındakinin kendiyle aynı algı seviyesine sahip olduğunu düşünen birine, örneğin yukarıdaki örnekte kocanın eşine “Bana neden böyle davranıyorsun?”, “Seni neden memnun edemiyorum?” gibi sorular sorması kadında öfke yaratacaktır. Çünkü, eşinin kendisiyle aynı şeyleri düşünmediği ve aynı algıya sahip olmadığı gerçeğiyle yüzleşmiş olacaktır.

Ne düşündüğümüzü bizden iyi bilenler

Kontrolcü, her şeyi en iyi kendisinin bildiğine ve karşısındakine de bu birikimini aktarması gerektiğine inanan kişidir. Kontrolcünün hedef aldığı kişi onun için tamamen, kendi duygu ve düşüncelerinin bir yansıması olur. Yemek sipariş ederken “sen onu sevmezsin” diyerek karşısındaki kişi adına karar verir; kişi zorlandığını söylediğinde kabul etmeyerek ona kendi limitlerini dayatır ya da vakit geçirmekten hoşlandığı arkadaşlarının aslında ne kadar işe yaramaz olduklarını ileri sürerek günlük rutinini değiştirmeye çalışır.

Bunlar haricinde, kontrolcülerde görülebilen diğer birkaç özelliği de şöyle listeleyebiliriz:

– Aşırı kıskançlık, bir kontrol belirtisi olabilir. Kontrolcünün, karşısındaki kişinin ilgisinin kendisinden başka birilerinde odaklanmasını kıskanması olağandır.
– Kontrolcü kendi öfkesinin suçunu kurbanına yıkar.
– Bir öfke nöbetinden sonra değişeceğine dair sözler veren kontrolcünün davranışlarında genelde değişiklik gözlenmez.
– Kontrolcü, kurbanını tamamen kendisine bağlamak için onu hediyelere boğabilir.

Kontrolcü insanlarla nasıl baş edilebileceğini merak ediyorsanız, yeni bir yazı çok yakında Uplifers’ta olacak. Bizi takip etmeye devam edin!

Kaynak

Tower of Power 

Şule Kulein: Lisede “yapabildiği için” sayısal bölümü seçti ve Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’ne girdi. Üniversitede katıldığı Mühendislik Kulübü’nün dergisi StepS’e aşık olduğunda, içine sözelci kaçmış bir sayısalcı olduğunu fark etti. Yazım kuralları konusunda etrafındakileri itinayla delirten Şule, 2 yıl boyunca StepS’in editörlüğünü yaptı, üniversitede ve sonrasında okul ve şirket dergileri ile çeşitli bloglara yazılar yazdı. Seyahat etmeyi, okumayı, öğrenmeyi seviyor. Basılı materyalin hastası, fakat çevrimiçi de fena durmuyor. Şule kendini bildi bileli yazıyordu; artık bir de Uplifers’ta yazıyor.

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale