Konfor alanınızın dışına çıkmanıza engel olan bahaneler
Hayatınızın umutsuzca rutine bağlandığını düşündünüz mü? Hani sanki hayatınızda yapmak istediğiniz şeyleri değil de size sunulanla, kolaylıkla elde ettiklerinizle yaşadığınızı hissettiğiniz anlar.
Belki de siz alışkanlıkların insanısınız ve hep alıştığınız düzende kalmak istiyorsunuz.
Bu ilk başta rahatlatıcı gelse de, aslında hayatınızdaki pişmanlıkların birçoğu genellikle cesaret isteyen değil, korkunuzun galip gelmesiyle alınmış kararlar nedeniyle yaşanıyor. Ve eğer bir kere konfor alanınıza takılı kalırsanız, düzenli olarak böyle kararlar almak durumunda kalabilirsiniz.
Korkunuzun yapmak istedikleriniz önünde engel oluşturduğunu hiç düşündünüz mü? Üzülmeyin, yalnız değilsiniz.
İşte insanları konfor alanına sürekli olarak bağlı tutan 4 bahane:
‘Başka insanlarda olmayan korkulara sahibim’
Bu bahane aslında kısmen de olsa doğrudur. Hakim olmadığınız, yeteneğinizin olmadığını düşündüğünüz bir durumda kalmak insanları korkutur, sinirlendirir. Neden mi? Çünkü bu onlar için yeni bir durumdur, konfor alanının dışına çıkmışlardır.
Her ne kadar konfor alanından çıkmak sizi korkutsa da, kısa süre içerisinde yeni bir şey deneyimlemenin büyüsüne kapılacak ve sınırlarınızı keşfetme şansı yakalayacaksınız.
Birçok insan öz güvenin yalnızca bazı insanların sahip olduğu sihirli bir güç olduğuna inanıyor. İlk bakışta bu doğru gibi görünse de, aslında kendine güveni olan insanlar yalnızca daha çok deneyime ve yaptıkları şey hakkında daha çok içsel ve dışsal pozitif geri bildirimlere sahiptirler. Siz de bu alışılagelmiş sınırlarınızın ötesine geçerek öz güven sahibi olabilirsiniz.
Herkes bunu ilk kez yaptığında korku yaşar, fakat korkunuza karşı her seferinde zafer kazandığınızda, korkunuzun yok olmaya başladığını göreceksiniz.
‘Korkularım olmasaydı, hayatta istediğim her şeyi yapardım’
Bu düşünce görünüşte mantıklı gibi gelse de, aslında oldukça absürttür.
Bir düşünün, hayatınızda ilerlemek ve hedeflerinize ulaşmak için neye ihtiyaç duymalısınız? Elbette kendinize güvenmeye ve bir adım atmaya.
Siz o adımı atmadıkça korku sizin hayatınızda başrolü oynamaya devam edecektir.
Korkularınızı yenmek için bugün bir adım atın. Bu konuda söylenmiş çok güzel bir söz bulunmaktadır: ‘Korkuyu hissetseniz bile yine de yapın.’ Konfor alanınızdan çıkmak için korkusuz olmak zorunda değilsiniz, sadece doğru adımı atın yeter.
İlgili yazı: “Korkusuz” olmak yerine korkularınızı kontrol etmeyi öğrenin
‘İstediğim şeyi yapmak için öz saygımın gelişmesine ihtiyacım var’
Kendinize olan saygınızı kazanmanın tek yolu korkunuza karşı gelmek için bir şeyler yapmaktır. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse; diyelim ki karaokeye gittiniz ve şarkı söylemekten korkuyorsunuz. En kötü ne olabilir ki?
Tüm bunlar aslında sizin olaylara hangi çerçeveden baktığınızla alakalıdır. Korkularınızı ve tutkularınızı kendiniz belirlersiniz, bunu sakın unutmayın. Yalnızca en iyisi için çabaladığınız zaman ancak kendi öz saygınızı geliştirebilirsiniz.
Öz saygı aslında kişinin kim olursa olsun kendisine, başardıklarından bağımsız olarak ‘Ben değerliyim’ demesidir.
‘Gelecek sefer yapacağım’
İnsanlar genellikle konfor alanından çıkma denemeleri yapmaktadırlar. Bazen konfor alanından çıkmaya çok yaklaşır, hatta tam adımını atacakken hazır olmadıklarını düşünüp geri çekilirler. Belki siz de bu konuda daha çok çalışmanız gerektiğini düşünüyorsunuzdur ya da biraz daha pratik yapmanız gerektiğini.
Öncelikle şuradan başlayalım; eğer konfor alanınızın dışına çıkmanız gereken bir karar aldıysanız bunu ertelemek size hiçbir şey kazandırmayacaktır. Bahane bulmak yerine harekete geçmek ve konfor alanından çıkmak, risk almanın deneyimini yaşama ve bu sayede olgunlaşma, hem öz saygınızı geliştirmeniz açısından oldukça önemlidir, hem de size gerçek bir hayat görüşü katacaktır.
Kaynak:
lifehack.com