Birkaç senedir yalnızlığımı sevmek üzere kazı çalışmalarındayım. Zihnimde “sevgilim olunca” diye kaydettiğimi yakaladığım birtakım şeyleri yalnız yapmaya uğraşıyorum. Bu puzzle yapmak kadar küçük bir girişim de olabiliyor, arsa bakmak kadar büyük de.
Meğer yalnızlığımı sevme bahanesiyle 3 yıldır cennet gibi, korunaklı bir hapishane örmüşüm kendime… İçime doğru büyürken, dışarıdan gelebilecek gelişimi engellemişim fark etmeden. Benimle benzer hayat görüşüne sahip olmayan arkadaşlarımdan uzakta, rahatım yerinde. Az insan, öz muhabbet. Kendilik üzerine yapılmayan muhabbetleri hor gördüm yıllarca. İnsan isteyince kendini başkalarından üstün görecek gırla done bulabiliyor. Anlayacağınız minimum gerginlikle davranış gösterdiğim, pek de gerilmediğim rahatlık bölgeleri yarattım kendime.
Merhaba konfor alanı!
Ne alanmış arkadaş. Hangi halde az biraz fazla kalsam, iş konfor alanıma dönüşüveriyor. Hep aynı şeyleri yapmak, aynı kişilerle görüşmek, aynı yerlere gitmek rahatlatır sanıyoruz ama uzun vadede arızaya sebebiyet veriyor. Hep aynı yemeği yesen, sporda sürekli ve sadece aynı kası çalıştırsan bedenin arıza çıkartacağı gibi. Rahatta ve konforda beyin çıkıyor devreden. Otomatiğe bağlıyorsun çünkü. Ve otomatiklikte gelişim yok. Bir de bakmışsın bitki olmuşsun, toprağını değiştirenin yok.
Rahatsızlığı resmen sevmiyoruz. Evimiz, arabamız, işimiz tam olsun mutlu olacağız sanıyoruz. Sanki rahatta arıyoruz mutluluğu. Halbuki insanoğlu sınırlarını aşabilen tek canlı. Sınırlarımızı aşmadığımızda mutsuz oluyoruz. Becerememekten o kadar çok korkuyoruz ki zaten iyi olduğumuz şeyler dışında bir şey yapmıyoruz. Başarısız olmaktan korktuğumuz için yeni şeyler denemiyoruz, yeni şeyler denemediğimiz için gelişmiyoruz. Gelişmedikçe de daha erken yaşlanıyoruz.
Konfor alanından çıkmamanın bedeli, çıkmamın bedelinden inanın daha fazla. Bence hayattaki en büyük pişmanlığı zamanında içinde hayallerinin peşinden gitmek isteyen cesur sesi duyup da bastıranlar yaşıyordur. Geleceğin parçası olmak istiyorsak, konfor alanımızdan çıkmak durumundayız. Unutmayın ki rahatsızlık ve zorluklar bizi geliştirirken, kolaylık ve rahatlık çürütüyor.
Tüm bunları ve daha fazlasını “Bilinçli Geyik” ismiyle bulabileceğiniz podcast’imde paylaştım. İlgisini çekenlerle buradan kavuşabiliriz.
Yasemin’in penceresinden birkaç öneri
- Haftada 1 gün konfor alanından çıkacak bir şey yap. Ama sinir sistemini germemek için küçük adımlarla başla.
- Para yok bahanesine sığınma.
- Koltuğundan kalk, bırak biraz soğusun.
- Yararlı rahatsızlıklar ekle hayatına.
Podcast: Bilinçli Geyik
Güçlü ve mükemmel görünmek için kendim olamamaktan yılan bendeniz, Podcast işine soyundum. Kusurlarım, kırılganlıklarım ve korkularımla cıbıl cıbıl oturuyorum karşınızda. Amacım; kendi üzerimden örneklerle size kendinizi aynalamak. Halimizle biraz dalga geçmek. Zaman zaman kendimi atıyorum ortaya. Bazı bazı da konuk ağırlıyorum. Değişimimiz daim, kahkahamız bol olsun çocuklar.
İlginizi çekebilir: Özgürlüğün belirsiz, sisli yolları: Özgürlük için küllerinden doğmak