Eylül ayı İstanbul için hem sonbaharın gelişini hem de sanatın canlanmasını simgeler. Sergi açılışları, bienaller ve tiyatro sezonunun başlamasıyla birlikte sanat kokar İstanbul. Ben de elimden geldiğince kendimi sanata buladım Eylül boyunca. Kişisel gelişimimi destekleyen bu yolculuğum sırasında sergilerden birinde şu cümleye rastladım: “Yeni düzene hazır mıyız?”
Yeni bir düzene, değişikliğe, konfor alanımızdan çıkmaya ne kadar hazırız gerçekten? Eskiyi, alışılagelmişi bırakmadan, duvarları yıkmadan, temeli sarsmadan aradığımızı ve ulaşmak istediğimizi elde edebilir miyiz?
“Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir.” Einstein’ın en sevdiğim ve seanslarımda da sık sık kullandığım bir sözüdür. Şu an durduğumuz yerden başka bir yerde durmayı hedefliyorsak, bunu aynı yollardan giderek ve aynı çözüm stratejilerini uygulayarak sağlayamayız. İşte tam da bu noktada giderek daha fazla görülen “değişim korkusu” bizi esir alıyor.
Bu korku; saç kestirmek, dövme yaptırmak veya günlük rutinin dışına çıkmak gibi minör bir değişiklikle ilgili olabileceği gibi, partner, kariyer ya da yaşanılan yeri değiştirmek gibi majör bir dönüşüm de olabilir.
Değişime direnç gösteriyoruz ama halbuki hiçbirimiz bundan on sene önceki insanlar değiliz. Hepimiz değiştik. Bunu bazen hayat, tecrübeleriyle bize sundu, bazen de kendimiz çabalayarak başardık. “Şimdiki aklım olsaydı bunu böyle yapmazdım” cümlesindeki “aklımız” tecrübelerimizi ve değişimimizi simgeliyor ve bu cümleyi aslında böbürlenerek kullanıyoruz. Yani, zor olsa da değişmekten memnunuz.
Hayatınızı bir gözden geçirin. Sırf değişimden korktuğu için kendisini mutsuz bir birlikteliğe hapsedeniniz, kısır döngü içinde yaşayanınız, başka biriyle mutlu olma şansı varken yalnızlıktan korktuğu için hayatındaki insana tahammül edeniniz var mı?
Yeni bir iş bulma korkusuyla kendisini mobbinge maruz bırakan ya da yaptığı işi hiç sevmediği halde başka bir kariyer planı çizmeye tedirgin olanınız? Risk alıp konfor alanından çıkmaktansa böyle “idare etmenin” daha güvenli ve sizin için daha doğru olacağına kendinizi inandırmış olmayasınız?
Bu şekilde kendimizi susturmayı öğrenerek ihtiyaçlarımızı görmezden gelmeye başlıyoruz. Değişim korkunuzun sizi kendiniz olmaktan alıkoymasına izin vermeyin. Hayat “öylesine yaşamak” için çok kısa. Kendinizi mutsuz hissediyorsanız ve nedenini bulamıyorsanız iç sesinizi çoktan susturmuş ve özgüveninizi kaybetmiş olabilirsiniz. Böyle bir durumda bir uzmandan yardım almalı ve ne istediğinizi bularak cesaretinizi toplayıp hayal ettiğiniz kişi olma yolunda adım atmalısınız.
İlginizi çekebilir: Beyhude bir çaba: Elmadan portakal yapabileceğimizi ummak