X

Kolon ve Rektum Kanseri Farkındalık Ayı: Kolorektal kanserin nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Kolorektal kanser, çağımızın en ciddi sağlık sorunlarından biri. Kalın bağırsak ve rektumda ortaya çıkan bu kanser türü, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilirken, geç kalındığında ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Dünyada kadınlarda ve erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olan, her yıl milyonlarca insanı etkileyen kolon ve rektum kanserinde erken müdahale kritik öneme sahip. Mart ayı ise Kolon ve Rektum Kanseri Farkındalık Ayı. Bu doğrultuda farkındalık yaratmak ve erken müdahalenin önemini bir kez daha ön plana çıkarmak için Koç Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Dr. Emre Balık, kolorektal kanserine ilişkin uzman bilgilerini paylaşıyor:

Prof. Dr. Emre Balık

Kolorektal kanser, kalın bağırsak ve rektumda başlayan bir kanser türüdür. Erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bu hastalık, dünya genelinde hem erkeklerde hem de kadınlarda dünyada en sık görülen kanser türleri arasında 3. sırada yer almaktadır.  Mart ayı “Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı” olarak belirlenmiş olup, bu dönemde hastalığın önemi, teşhisi, tedavisi ve önlenmesi hakkında bilgi vermek amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar düzenlenmektedir.

Kolorektal Kanserin Nedenleri ve Risk Faktörleri

Kolorektal kanserin kesin nedeni her zaman açık olmamakla birlikte, çeşitli risk faktörleri hastalığın gelişimini tetikleyebilir. Yaş ilerledikçe kolorektal kanser riski artar, çoğu vakada 50 yaş üstü kişilerde görülür. Ailede kolorektal kanser öyküsü, genetik sendromlar, Tip 2 diyabet, obezite, sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi, düşük lifli ve yüksek yağlı diyetler ve karın bölgesine alınan radyoterapi tedavileri diğer önemli risk faktörleridir. Genetik yatkınlık başlı başına bir risk faktörüdür. Birinci derece yakınlarında kolon tümörü olan kişilerin tarama protokolleri standart kişilerin taramasından daha öne çekilmektedir.

Belirtiler ve Teşhis

Kolorektal kanserin belirtileri arasında dışkıda kan, sürekli karın ağrısı, kilo kaybı, kronik yorgunluk ve dışkılama alışkanlıklarında değişiklikler sayılabilir. Bu belirtiler her zaman kanseri işaret etmese de, özellikle 50 yaş üstü kişilerde ya da risk faktörü taşıyanlarda görüldüğünde doktora başvurmak önemlidir.

Teşhis genellikle kolonoskopi yoluyla yapılır. Bu işlem, kalın bağırsağın iç kısmının incelenmesini sağlar ve gerekirse poliplerin (kansere dönüşebilecek iyi huylu büyümeler) alınmasını mümkün kılar. Erken teşhis kolorektal kanserin başarıyla tedavi edilme şansını önemli ölçüde artırır.

Tedavi ve Önleme

Kolorektal kanserin tedavisi, kanserin evresine ve yayılımına bağlı olarak değişir. Cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi en yaygın tedavi yöntemleridir. Cerrahi, kolorektal kanserin ana tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Ancak, hastalığın evresi ile hastanın özelliklerine göre tedavi kemoterapi ve radyoterapiyle kombine edilmesini gerektirebilmektedir. Başlangıç evresinde olan kanserlerin tedavisi ise sadece endoskopik olarak yapılabilmektedir.

Kolorektal Kanserin Cerrahi Tedavisi

Kolorektal kanser tedavisinde geleneksel açık cerrahinin yanı sıra laparoskopik ve robotik cerrahi gibi minimal invaziv yöntemler de giderek daha fazla tercih edilmektedir. Bu modern cerrahi teknikleri hastalara daha kısa iyileşme süreleri, azaltılmış ağrı ve daha küçük yara izi gibi önemli avantajlar sunar.

Laparoskopik Cerrahi

Laparoskopik cerrahi, karın bölgesinde küçük kesiklerle ve bir kamera yardımıyla yapılan cerrahi bir yöntemdir. Bu teknik, cerrahın büyük kesikler yapmadan hastanın iç organlarını büyük bir monitörde görebilmesini sağlar. Laparoskopik kolorektal cerrahi, özellikle erken evre kanserlerin tedavisinde etkili bir seçenektir. Bu yöntemle hasta daha hızlı iyileşir ve hastanede kalış süresi kısalır. Ayrıca, laparoskopik cerrahi sonrası ağrı ve komplikasyon riski de daha düşüktür.

Robotik Cerrahi

Robotik cerrahi, laparoskopik tekniklerin bir adım ötesine geçerek, cerrahın robotik kollar aracılığıyla daha hassas hareketler yapmasına olanak tanır. Robotik sistem, cerraha 3D görüş ve dönebilen enstrümanlarla daha iyi kontrol imkanı sunar. Bu, özellikle dar veya zor ulaşılabilen bölgelerde, örneğin rektum kanseri tedavisinde büyük bir avantaj sağlar. Robotik cerrahi hastanın daha az kan kaybetmesine, iyileşme sürecinin hızlanmasına ve genel olarak daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilmesine katkıda bulunabilir.

Her iki minimal invaziv teknik de kolorektal kanser tedavisinde önemli ilerlemeler olarak kabul edilmektedir. Ancak, her hastanın durumu farklı olduğu için, hangi cerrahi yöntemin en uygun olduğuna karar verilirken bir dizi faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Bu faktörler arasında kanserin evresi, hastanın genel sağlık durumu ve cerrahın deneyimi yer almaktadır.

Laparoskopik ve robotik cerrahinin kullanılması, kolorektal kanser tedavisinde önemli bir ilerleme anlamına gelmektedir. Bu yöntemler hastalara daha iyi tedavi sonuçları ve iyileşme süreçleri sunarken, aynı zamanda cerrahların da işlerini daha etkin ve hassas bir şekilde yapmalarını sağlamaktadır. Hastaların bu tedavi seçenekleri hakkında bilgilendirilmesi, kolorektal kanserle mücadelede önemli bir adımdır.

Hastalığın önlenmesinde sağlıklı bir yaşam tarzı da önemlidir. Düzenli fiziksel aktivite, dengeli bir diyet, alkol tüketiminin sınırlandırılması ve sigaranın bırakılması riski azaltabilir. Ayrıca, 50 yaş ve üzeri kişilerin düzenli tarama testlerinden geçmesi önerilmektedir. Tarama başlangıçta dışkıda gizli kan aramasıyla olacağı gibi, doğrudan endoskopik olarak da yapılabilmektedir. Günümüzde hali hazırda 50 yaş olarak belirlenen tarama kolonoskopisi sınırı, genç yaşta kolorektal kanserin ortaya çıkma oranının artması nedeniyle günümüzde 45 yaşa çekilmesine neden olmuştur. Ailede kolorektal kanser öyküsü olan kişilerde taramaların daha erken yaşlarda başlaması gerekebilir.

Farkındalık ve Destek

Kolorektal Kanser Farkındalık Ayı”, bu hastalık hakkında bilinçlenmenin ve toplumda farkındalığın artırılmasının önemini vurgular. Kişiler risk faktörleri, belirtiler ve önleme yöntemleri hakkında bilgilendirilmeli, düzenli taramaların önemi konusunda teşvik edilmelidir. Ayrıca, hastalıkla mücadele edenler ve aileleri için psikolojik ve sosyal destek sağlanmalıdır.

Kolorektal kanserle mücadelede bilgi güçtür. Kendinizi ve sevdiklerinizi korumak için risk faktörlerini azaltın, belirtileri tanıyın ve düzenli sağlık kontrolleri yaptırın.

Erken teşhis hayat kurtarır.

*Bu yazı Koç Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Dr. Emre Balık tarafından kaleme alınmıştır.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale