Modern yaşam hangi araçlarla bizi köleleştiriyor?
Modern yaşamda, herkes kendini olabildiğince özgür hissetse de aslında çok azımız gerçekten özgür bir ruha sahip. Çünkü insanlar, mevcut sistem tarafından kolaylıkla köle psikolojisine sokuluyorlar. Peki, modern yaşam hangi araçlarla bizi köleleştiriyor?
Çok fazla televizyon seyretmek
Köle psikolojisine yatkın olmanın en açık işaretlerinden biri de ana akım TV yayınlarının esiri olmaktır. Çünkü gün boyu gözünüzün önünden akıp giden dizilerin, reality show’ların ve sizi sürekli tüketmeye yönlendiren reklam kuşaklarının insan algısını manipüle ettiği artık bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Özellikle ana akım medyanın “habercilik” başlığı adı altında yayınladığı dezenformasyon yüklü içerikler ve daima olumsuz çağrışımlar yapan yayınlar zaman içinde insanları bağımlı bir zombiye dönüştüren bir beyin yıkama makinasından farksızdır.
İlginizi çekebilir: Bağımlılıklar alışkanlık mı seçim mi?
Politikacıları desteklemek
Politika, özü itibarıyla dünyayı gerçek manada iyiye götürmeyi amaçlayan bir araç olmaktan çok uzaktır. Politikacılar genelde iktidarı elde etmek uğruna, boş vaatlerin ve anlamsız argümanların ardına sığınırlar. Bu yüzden bir politikacıyı ya da siyasi partiyi ateşli bir şekilde desteklemek demek, politikacıların toplum üzerinde uyguladıkları köleleştirme politikalarının amacına ulaştığını gösterir.
Alışverişin sizi dertlerinizden kurtardığına inanmak
Hayatta sizi üzen, bunaltan şeylerin üstesinden alışveriş yaparak ve para harcayarak geleceğinize mi inanıyorsunuz? Cevabınız evetse özgür bir ruh olduğunuzu söyleyemeyeceğiz. Çünkü moda trendleri, sürekli değişen eğilimler ve cafcaflı reklam kampanyaları sadece büyük şirketlerin daha fazla para kazanmasını sağlamak için kurgulanmış bir oyundur.
İlginizi çekebilir: Terör tüketici davranışlarını nasıl etkiliyor?
Bir dine / inanca körü körüne bağlı olmak
Dinler ve inanç sistemleri genelde erdem ve spiritüel hayat dersleri içerse de, bu inanç sistemlerini hiç sorgulamadan kabul edip tüm hayatı bu kökleşmiş inançlara göre yaşamak zihinsel özgürlüğünüzü elinizden alır. Zamanla hayal gücünüzü ve haksızlıklar karşısındaki tepkinizi de yitirmenizi sağlayan bu davranış biçimi yaşam kalitenizi de hızla düşürecektir.
Çalışma konusunda kendinizi aşırı baskı altında hissetmek
Mevcut ekonomik sistemin en kötü yanlarından biri de insanları kredi kartları, banka kredileri vb. kanallarla sürekli borçlandırarak onları sevmedikleri işlerde çalışmak zorunda bırakması. Eğer sizin hayatınız da benzer bir düzlemde ilerliyorsa, ihtiyacınız olandan çok fazlasını satın alıyor ve bunları karşılamak için hiç sevmediğiniz bir işte çalışmaya devam ediyorsanız tam olarak özgürleşememişsiniz demektir.
İlginizi çekebilir: İstifa zamanının geldiğini nasıl anlarsınız?
Yediklerinize dikkat etmemek
Bedeniniz, ruhunuzun tapınağıdır. Bu yüzden, tüm hayatınızı içinde yaşamak zorunda olduğunuz bedeninize çöp kutusu muamelesi yapamazsınız. Market raflarında gördüğünüz renkli paketlere ya da televizyonda yayınlanan iştah kabartan reklamların oyunlarına gelerek endüstriyel gıdalar tüketmek, kendinizi bir bağımlılığın içine hapsetmekten başka bir şey değildir. Çünkü tükettiğiniz bu gıdalar zamanla bedeninizde bağımlılık yaratacak ve sağlığınızı bozacaktır. Tabii milyar dolarlık gıda endüstrisinin bu durumdan şikayet edeceğini hiç sanmıyoruz!
Şuursuzca ilaç almak
Sistemin topluma dayattığı en zehirli alışkanlıklardan biri de kontrolsüz ilaç tüketimi. Çünkü günümüzde ilaçlara ulaşmak son derece kolay. Amerika’da ağrı kesici bağımlılığı yüzünden acı çeken yüzbinlerce insan olduğunu hesaba katarsak, sistemin hesaplandığı gibi tıkır tıkır işlediğini görebiliriz.
Kaynak
Theunboundedspirit.com
İlginizi çekebilir: Mutlu bir yaşamın anahtarı: Özgürlük