X

Kolajen hakkında merak edilenler

Öncelikle, kolajen nedir? Kolajen, vücudunuzun doğal olarak ürettiği bir proteindir. Vücudunuzdaki proteinlerin yaklaşık üçte birini oluşturur. Sağlıklı eklemler için gereklidir. Ayrıca kırışıklıkları azaltmak için cildi elastik tutar. Bu nedenle, son yıllarda kolajen takviyeleri popüler olmaya başladı. Cildin daha genç görünmesini sağladıkları iddia ediliyor, ancak geleneksel bilim dünyası bunu destekliyor mu? Daha fazlasına ihtiyaç var mı? 

Kolajen vücudunuz için ne yapar?

Bu kelime, yapıştırıcı anlamına gelen Yunanca “kólla” kelimesinden gelir. Kolajenin güçlü lifleri vücudunuzdaki kaslar, kemikler, tendonlar, bağlar, cilt dokusunu bir arada tutmak için tutkal gibi çalışır.

Kolajen türleri

Vücudunuzda bu önemli proteinin 16 farklı türü vardır. Ama çoğunlukla tip I, II veya III olarak bilinir. Her birinin vücutta farklı bir görevi var. Tip I deri, kemik, tendonlar ve bağları oluşturur. Tip II, kıkırdak, kemikler arasında ve kulaklarda ve burunda esnek doku oluşturmaya yardımcı olur. Tip III, kasların ve kan damarlarının oluşturulmasına yardımcı olur.

Yaşlandıkça kolajen ne olur?

Yaşlandıkça, vücudunuz daha az kolajen yapar. Tam olarak ne kadarına sahip olduğunuzu ölçemezsiniz, ancak düştüğünde eklem ağrısı veya sert tendonlar gibi semptomlarınız olabilir. Kaslarınız zayıflayabilir. Ayrıca hızlı cilt kırışıklıkları görülebilir. Kaliteli içerikli, size uygun bir kolajen takviyesi almak bu semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.

Vücudunuzdaki kolajen seviyelerini neler olumsuz etkiliyor?

Yaş almanın yanı sıra, üç ana şey kolajen seviyenizi düşürebilir: Güneş ışığı, sigara ve şeker. Ultraviyole ışığa çok fazla maruz kalmak cilt yapısının bozulmasına neden olabilir. Sigaradaki kimyasalların cilt sarkması ve cilt kırışıklığı gibi zararları olabilir. Şeker, kolajen yapısının bozulmasına neden olur. Bu, cildinizi zamanla daha az elastik hale getirir.

Kolajen nelere iyi gelmez?

Kolajenin cilde iyi geldiği bilinse de egzama ya da atopik dermatit gibi cilt hastalıklarını tedavi ettiğine dair bir kanıt bulunmamaktadır. Kolajen enjeksiyonları akne izlerini tedavi etmeye yardımcı olsa da, kolajen takviyelerinin sivilceyi durdurabileceğine veya tedavi edebileceğine dair çalışmalar bulunmamaktadır. Ayrıca birçok besin desteğinin de kilo kaybı konusunda vaatleri bulunsa da kolajenin kilo kaybına yardımcı olduğuna dair bir bilgi yoktur.

Kolajen seviyenizi artıracak yiyecekler

Sağlıklı yiyecekler yiyerek vücudunuzun daha fazla kolajen yapmasına yardımcı olabilirsiniz. Bunu yapmak için vücudunuz glisin ve prolin adı verilen aminoasitleri bir araya getirir. Bu asitleri tavuk, balık, sığır eti, yumurta, süt ürünleri ve fasulye gibi yüksek proteinli gıdalarda bulabilirsiniz. C vitamini, çinko ve bakır gibi diğer besinler de kolajen yapımında rol oynar. Turunçgillerden, domateslerden ve yapraklı yeşilliklerden C vitamini alabilirsiniz. Çinko ve bakır için kabuklu deniz ürünleri, fındık, kepekli tahıllar ve fasulyeleri deneyebilirsiniz.

Kemik suyu ve kolajen

Kolajen oluşturmaya yardımcı olan proteinler için bazı iyi kaynaklar kırmızı et, tavuk ve kemik suyu gibi yiyeceklerdir. Kemik suyu yapmak için hayvan kemiklerini suda uzun süreler kaynatabilirsiniz. Bu, bazı kolajen proteinlerini et suyuna çeker. Vücudunuz onu doğrudan cildinize veya eklemlerinize emmez. Onu doku oluşturmaya yardımcı olan aminoasitlere ayırır. Hazır kemik suyu satın alabilir veya kendiniz yapabilirsiniz.

Kolajen takviyesine ihtiyacınız var mı?

Dengeli bir diyetle beslenirseniz, vücudunuz muhtemelen ihtiyaçlarınız için yeterli miktarda kolajen üretir. Kolajen takviyeleri ile ilgili çalışmaların çoğu küçük çapta araştırmalar olduğundan gerçekten yararlı olup olmadıklarını anlamak için daha büyük çalışmalara ihtiyaç var. Bu konuda doktorunuzun görüşünü almakta fayda var.

İlginizi çekebilir: Hayvansal kaynaklı ve bitkisel kaynaklı protein arasındaki fark nedir?

Diyetisyen Müge Bozok: 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarı ile mezun oldu. Türkiye’nin ilk Tıp Merkezi İntermed’de kariyerine başladı, bu merkezde çeşitli branşlarda doktorlar ile hastalıklarda beslenme tedavisi, sağlıklı beslenme, obezite tedavisi, adölesan çağı beslenme eğitimleri, hamile ve emzirme döneminde beslenme gibi birçok alanda çalıştı. 2011 - 2017 yılları arasında Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun kurucusu olduğu Yaşasın Hayat! Kliniğinde mesleğine devam etti. Diyetisyenlik mesleğinin yanı sıra sağlıklı yaşamın yapıtaşları olan beslenmenin ve egzersizin vazgeçilmez olduğunu düşünerek, uluslararası çeşitli eğitimlerden geçerek profesyonel olarak pilates eğitmeni oldu. 4 senelik profesyonel pilates eğitmenliğinin yanı sıra çok sevdiği yoga seanslarının ileri seviyesine giderek çeşitli yoga eğitimlerinde katılıp “Yoga Alliance” sertifikasını almaya hak kazandı. 2017 yılında ise mesleki bilgi ve tecrübesiyle danışanlarına ve öğrencilerine daha kapsamlı hizmet verebilmek için “Revita” isimli kendi beslenme danışmanlık ve pilates - yoga stüdyosu yaşam merkezini kurmuştur.
İlgili Makale