Kokular, cinsellik ve beyin

Kokular Cinselliği Etkiler mi?
Kokular Cinselliği Etkiler mi?

Hayvanlar, en gelişmiş kimyasal analiz cihazlarından çok daha etkili bir kimyasal analiz yeteneğine sahiptirler. Tat ve koku duyumuz milyonlarca maddeyi farklı birleşenlerine ayırarak, birbirinden ayırt edebilir. Burnumuzun içindeki yüzlerce koku reseptörünün onlarcası sadece bir koku tarafından aktive edilir ve oluşan elektrik sinyalleri, nöronlarımızı harekete geçirir. Nöronlar, her bir kokuya ait sinyal kombinasyonunu tanıyarak, algılanan kokuyu tanımlar. Bu, mucizevi bir analiz sürecidir. Taze ekmek kokusu, Türk kahvesi, portakal kabuğu, sevgilimizin gömleği, evimizin kokusu gibi daha binlerce koku bu süreç sayesinde, hafızamızdaki yerini bulur.

Kokular Cinselliği Etkiler mi?
Kokular Cinselliği Etkiler mi?

Bir duyu olarak hayatımızda oynadığı rolün çok fazla bilincinde olmadığımız koku alma duyusu, sadece kokuları ayırt etmekle görevli değildir. Çoğu zaman kokular duygusal çağrışımlara yol açabilir. Uzun zamandır kullanmadığımız bir parfümün kokusu bazen beynimizde onlarca sahneyi canlandırır ve bizi eskilere götürür. Kötü bir anımızla çağrıştırdığımız bir koku, üzüntü veya öfkeye yol acar. Kimisi için bir travmaya sebep olan bir koku, bir başkası için pozitif duyguları tetikleyebilir. Vietnam Savaşı sırasında geçen “Kıyamet” (Apocalypse Now) filmindeki Kilgore’un sözlerini düşünün: “Sabahları napalm kokusuna bayılıyorum; zafer kokuyor.“

Tüm bu çağrışımlar, koku alma duyusunun beynimizde duygusal süreçleri kontrol eden limbik sistemle doğrudan bağlantı kurması sayesinde gelişir. Bu sistemin içinde yer alan yapılar, beyindeki ödül merkezini oluşturur. Besin maddeleri veya cinsellik gibi doğal ödüller, limbik sistemde dopamin salgısına yol acar. Çiftleşme öncesinde beynimizdeki ödül merkezi, partnerimizin kokusu tarafından tetiklenir.  Cinsel partnerimizin tanıdık kokusunun cinsel uyarılmayı pozitif etkilediği şüphesizdir. Partnerimizi seçerken “ten uyumu” diye adlandırdığımız, partnerimizin teninin dokusu, tadı ve kokusu gibi birtakım özelliklere dikkat ederiz. Özellikle partnerimizi kokladığımızda bize verdiği his, sağlıklı bir cinsel yaşam için çok önemlidir.

Şüphesiz ki kokular, cinsellikte çağrışımları tetikler, duyguları ve tercihleri belirler. Bazı araştırmalara göre eşcinsellerin, hemcinslerinin kokusunu yoğun bir şekilde algılayabilirken, karşı cinsin kokusunu neredeyse algılayamadığı sonucuna varılmıştır.

Kokular Cinselliği Etkiler mi?
Kokular Cinselliği Etkiler mi?

Genetik olarak önceden belirlenen bireysel vücut kokumuzda, Major histokompabilite kompleksi (MHC) molekülleri yer alır. MHC molekülleri bireysel kokumuzu oluşturmanın yanı sıra, bağışıklık sisteminde de önemli bir göreve sahiptir. Akrabalarda MHC profili ve dolayısıyla bireysel vücut kokusu birbirine çok yakindir. Ebeveynlerin MHC profili birbirinden ne kadar farklıysa, çocuk o kadar sağlam bir bağışıklık sistemine sahip olur. Bilim insanları, MHC profilinin partner seçiminde çok önemli bir rol oynadığını düşünmektedir. Bern Üniverstesi’nde yapılan bir araştırmada, erkek öğrencilerin giyilmiş t-shirtlerinden alınan koku örneklerinin, kız öğrenciler tarafından değerlendirilmesi istenmiştir. Kız ve erkek öğrencinin MHC profili birbirinden ne kadar farklıysa, vücut kokusu kız öğrenci tarafından o kadar çekici algılanmıştır.

Partnerimizin bireysel kokusu, aynı zamanda cinsel isteği tetiklediği düşünülen feromon moleküllerini içerir. Feromonlar aynı türün üyeleri arasında koku veya tat duyusu sayesinde algılanan ve sosyal davranışlar üzerinde etkisi olan kimyasal maddelere denir. Bu maddelerin bazıları üreme sürecinde önemli görevlere sahiptir. Hayvanlarda burnun iç kısmında vomeronazal organ denilen, feromonların algılanmasını sağlayan bir organ bulunur ve bu organ devre dışı bırakıldığında çiftleşmenin mümkün olmadığı gözlemlenir. Sağlıklı erkekleri, kısırlaştırılmış erkeklere tercih eden dişi sıçanlar, vomeronazal organları bloke edildiğinde, sağlıklı ve kısırlaştırılmış erkekleri birbirinden ayırt edemezler. Aynı zamanda vomeronazal organına bağlı olan nöronların hemcinsin kokusu tarafından aktive edilmediği gözlemlenmiştir.

Geçtiğimiz yüzyılda hayvanların cinsel hayatını kontrol eden vomeronazal organının insanlarda var olmadığı düşünülüyordu. 90’lı yıllarda plastik cerrahlar burnun içinde 2 ila 10 mm uzunluğunda ve 1 mm çapında, kimyasal maddelere karşı çok duyarlı bir bölge keşfettiler. Bilim insanları, yaklaşık 1000 hasta üzerinde incelenen bu bölgenin vomeronazal organ olduğu sonucuna vardı. Ancak bu organın feromonları analiz edip etmediği hala belirsiz.

Kokular Cinselliği Etkiler mi?
Kokular Cinselliği Etkiler mi?

Hayvanlarda feromonların cinselliğe olan etkisinin kanıtlanmasıyla birlikte, insanlar için, içinde bulunan feromon maddeleri sayesinde karşı cinsi baştan çıkaracak mucizevi kokular geliştirmeye çalışıldı. Kimi araştırmalara göre ticari amaçlarla kullanılan, tıraş losyonu, deodorant ve parfümlere ilave edilen bu maddelerin cinsel yaşamı hareketlendirdiği sonucuna varılsa da, çoğu bilim insani bu konuda hemfikir değildir.

Koku alma duyusunun cinsellikle etkileşimi ile ilgili çok fazla soru henüz bilimsel olarak cevaplanmamıştır. Ancak cinsel arzunun formülünün gizemli kalması, belki de sağlıklı bir cinsel yaşam için o kadar da kötü değildir.

Yazar hakkında:
İpek Sanal – Almanya’da Heinrich Heine Üniverstesi Fen Bilimleri Fakültesi’nde Psikoloji lisans eğitimini tamamladıktan sonra, Nöroloji yan dalı ve Fizyolojik ve Klinik Psikoloji alanlarında uzmanlık eğitimi aldı. Almanya’da farklı nörobilimsel araştırmalarda ve ilaç geliştirme merkezlerinde çalıştı.  Mesleğini bir hobi gibi gören İpek, şu sıralar Psikoterapi ve doktora eğitimine hazırlanıyor.

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!