“Kıymeti bilinmeyenler kulübü”nün bir üyesi misiniz: Bu hisle 7 adımda başa çıkabilirsiniz
Hayata karşı içinizde bir kırgınlık mı var? Sanki hakettiğiniz yerde değilmişsiniz gibi bir his? Şans sizden başka herkese gülmüş gibi mi düşünüyorsunuz? O halde siz de “kıymeti bilinmeyenler kulübünün” bir üyesi olabilirsiniz. Kıymetinin bilinmediğini düşünen bir insan kendini değersiz hissedebilir ya da kimsenin onu anlamadığını düşünebilir. Yoğun bir şekilde hissedilen “kıymetim bilinmiyor” duygusu kişide depresyona dahi yol açabilir. Takdir görme arzusu tüm insanlarda var olan oldukça normal bir arzudur. Ama ya takdir görme arzumuz yüzünden hayattan bir türlü yeterince zevk alamıyorsak? Bu durumu değiştirmek istiyorsanız ilk önce şu soruya cevap verin lütfen: Sizce bir kişinin kıymetinin bilinmesi tam olarak ne demek? Etrafınızdaki insanlardan hangilerinin kıymetinin bilindiğini düşünüyorsunuz?
Peki bu rahatsız edici his ile başa çıkmak için neler yapabiliriz?
- Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçin. Bu dünyada herkesin kendine ait bir yolu olduğu gerçeğini iyice özümseyin. Hayatlarının sizden çok daha iyi olduğunu zannettiğiniz ve kıymetlerinin bilindiğine çok emin olduğunuz insanlara özenmekten, onları kendinizle kıyaslamaktan vazgeçin. Bu arada kendi hayatınızın da başkaları için bir gıpta kaynağı olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
- Olayları objektif bir şekilde değerlendirin. Evet belki de uzun zamandır beklediğiniz terfiyi sürekli patronun huyuna giden iş arkadaşınız değil de siz hakediyordunuz ya da belki de sizin yeteneğinizin yarısına bile sahip olmayan insanlar sizin gelmek istediğiniz yerlere gelmiş durumdalar. Tüm bunlar doğru olabilir. Yani siz gerçekten de haksızlığa uğramış olabilirsiniz. Ama biraz durup objektif bir şekilde düşünün. Bu dünyada haksızlığa uğramış tek insan siz misiniz? Elbette ki haksızlığa uğramak hoş bir his değil, ancak sürekli olarak “kıymetim bilinmiyor” hissiyle yaşamak da sizi aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyor.
- Genelleme yapmaktan kaçının. Diyelim iş yerinde yeterince takdir edilmediğinizi, kıymetinizin bilinmediğini düşünüyorsunuz. Peki sizce kıymetiniz hayatınızın her alanında mı bilinmiyor? Hayatınızda takdir edildiğinizi hissettiğiniz hiçbir durum yok mu? Çocukluğunda ailesinden takdir görmeyen bir insan büyüdüğünde “kimse benim kıymetimi” bilmiyor düşüncesine sahip bir yetişkine dönüşebilir. Eğer sizin de durumunuz buysa takdir görmeme hissini geride bırakmanın zamanı gelmedi mi artık sizce?
- İnsanları takdir edin. İnsanlardan takdir bekliyorsunuz. Peki ama ya siz insanları takdir ediyor musunuz? Eğer siz sürekli insanları eleştiren bir kişiyseniz onlardan sizi takdir etmelerini beklemek o kadar da mantıklı değil, öyle değil mi? Bu yazıyı okuduktan sonra sık sık etrafınızdaki insanları takdir etmeye, onları kıymetli hissettirmeye ne dersiniz?
- Kendinize kıymet verin. Eğer siz kendinize kıymet vermiyorsanız başkalarının size kıymet vermesini beklemek sizce ne kadar doğru? Diğer insanlardan beklediğiniz takdiri ilk önce siz kendinize verin. Unutmayın kendimizi kıymetli hissetmek için sürekli olarak başkalarından onay bekleyerek yaşamak bizi sadece mutsuz eder.
- Hayallerinizi gerçekleştirmek için daha çok çalışın. Hayallerinizi gerçekleştirmek için yeterince çalıştığınıza inanıyor musunuz? Yeteneklerinizin keşfedilmesini beklemeyin. Tüm yeteneklerinizi cesaretle dünya ile paylaşın. İçinizde senelerdir yazılmayı bekleyen bir kitap mı var? Yazın. Hep açmak istediğiniz bir blog mu var? Açın. Artık hayatı ertelemeyin ve “kıymetim bilinmedi” oyununu oynamaya harcadığınız enerjiyi hayallerinizi gerçekleştirmek için harcayın.
- Kendinizi koşulsuz olarak kabul edin. Kendini koşulsuz kabullenme, yanında staj yapmaktan ve kendisiyle tanışmaktan her zaman gurur duyduğum Dr. Albert Ellis tarafından geliştirilen Akılcı Duygusal Yaklaşım çerçevesinde yapılandırılmış bir kavramdır. Ellis’e göre koşulsuz kendini kabul, özellik, karakter, başarı, amaç, sosyal olarak onaylanmaya ihtiyaç duymaksızın kişinin kendini kabul etmesidir (Ellis 1973, 65). Kendinizi tam da şu an koşulsuz olarak kabul edin.
Hakettiğiniz takdiri görmediğinizi düşünerek hayatı kendinize zorlaştırdığınızın iyice farkına varın. “Kimse kıymetimi bilmiyor” düşüncesi yüzünden kendinizi dünyaya bir kurban gibi lanse etmekten vazgeçin. Biz sadece kendi yaptıklarımızdan ve kendimizi geliştirmekten sorumluyuz. İnsanların bizi takdir edip etmemesi kendilerinin bileceği bir konu. Gelin bu hiçbir işe yaramayan ve insanı güçsüz hissettiren “kimse kıymetimi bilmiyor” inancını bir kenara bırakın ve hayatınıza daha güçlü bir şekilde devam edin.
Bana [email protected]
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
Kaynaklar:
Ellis A. (1973) Humanist psychotherapy. The rational-emotive approach. New York: The Sulian Pres, s.65.
İlginizi çekebilir: Metta meditasyonu: Kendinize ve başkalarına nazik olun