X

Kıymet bilmek tam da buradan başlıyor: Kendimizden

Son zamanlarda bu kelimeye takıldım: “kıymet”. Aslında ne kadar zarif, hoş bir kelime değil mi? Ne yumuşak duygular uyandırıyor insan duyduğunda.

Bu kelime aklıma nereden geldi diye düşündüğümde, üç hafta evvel çok samimi bir arkadaşımla yaptığımız sohbetten bir kesit geliyor: “Kıymetimi bilmiyor…” Hepimizin en büyük şikayetlerinden bir tanesi değil mi bu? Değerimizin görülmemesi, kıymetimizin bilinmemesi… Bizim karşımızdakiler için her şeyi yapmamız ama bir değer bile verilmemesi… Küçüklüğümüzden beri büyüklerimizden duyduğumuz aynı ezber cümleler: “Kendi değerini bil.” 

Duydukça bilinçaltımızda bir yerlerde yer edinen ama tam olarak nasıl olacağını bilemediğimiz bir kavram kıymet. Herkes bize bu cümleleri ezberletiyor ama kimse bize nasıl olacağını söylemiyor. Yer yön gösterenimiz pek yok. Çoğumuz yaşadıklarımızla, geçtiğimiz acılardan sonra keşfediyoruz ne demek olduğunu. Ve pek de rahat öğrenmiş olmuyoruz. Öğrenmemiz harika fakat bütün o yaşadıklarımız da yara izi gibi kalıyor hayatlarımızda. Gerçi o izler bir şeyleri öğrendiğimizin işareti belki de ama illa da gerek var mı diye sorgulamadan edemiyorum. Evet, bazen kesinlikle var kabul ediyorum. Bazen ne kadar bize anlatılsa da anlamamız için kendimizin tecrübe edip keşfetmesi gerekiyor. Ama bazen de illa da bu yoldan öğrenmek gerekmiyor sanki.

Başkalarının size değer vermesini beklemeden önce, siz kendinize “kıymet” verin.

Ben bugün kıymet konusuna değinmek istiyorum. “Nasıl?” sorusunun bir parçasına cevap olabilmek temennim.

Her zamanki gibi her şey önce kendimizden başlıyor ya hani. Evet, bu konu da aynı şekilde başlıyor. “İlk önce kendinize değer verin” denip duruyor. O zaman şuradan başlayalım: Bizim bu hayatta var olmamızı sağlayan araçlardan bir tanesi bedenimiz değil mi? Bu hayatı deneyimleyebilmemiz için en büyük araç beden. Beynimiz, kalbimiz, organlarımız vb. Peki onlar bizim hayatta sağlıkla var olabilmemiz için ellerinden geleni yaparken biz onlara nasıl bakıyoruz? Kıymetlerini biliyor muyuz? Yaptıklarının farkında mıyız? Her bir adım attığımızda aynı anda kaç yüz tane kas çalışıyor bizim adım atabilmemiz için biliyor musunuz? Ya da bir lokmayı çiğnerken dişler dışında neler aynı anda devrede. Ben kendi adıma her sabah, her yürüyüş yaptığımda bütün organlarıma bana sağlıkla eşlik ettikleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Bunu yapmam iyi, hoş evet ama gerçekten öyle de davranıyor muyum? Mesela canım çok sıkıldığında kendimi kaybederek yediğim çikolata, cipsler mideme iyi mi geliyor? Ona iyi mi bakmış oluyorum? Zavallım dayanabileceği son noktaya kadar dayanıp sonunda: “Lütfen artık canım acıyor.” der gibi mide ağrılarıyla beni uyarmaya çalışırken. İçki tüketimine karşı değilim ama bedenimize fazlasının iyi gelmediği bir gerçek. Çok fazla tüketim halinde beynimize, hücrelerimize hassas davranmış oluyor muyuz? Ya da sigara zehrini vücudumuza sokarken ciğerlerimize kendini tertemiz var etmesi için olanak sağlamış oluyor muyuz? Ya stres üzerine stresle sıkıştırdığımız ve yük bindirdiğimiz kalbimiz? Bu sorularla en çok kendimi sorguluyorum merak etmeyin. Ben de işin bu tarafını şu an “görmeye” başlıyorum.

Her şeyden evvel biz kendi bedenimizin kıymetini biliyor muyuz? Kıymet kelimesinin hakkını veriyor muyuz? Belki şimdi bazılarımız diyecek ki: “Ama benim bahsettiğim şey bu değil.” Yok hayır bahsettiğimiz şey tam olarak bu aslında. Çünkü her şey tam olarak buradan başlıyor: kendimizden.

Biz kendimizin, bedenimizin, bizi biz yapan şeylerin kıymetini bilmezken, başkalarının göstermemesinden dolayı şikâyetimiz neden?

Bedenden çıkıp yaşam tarzlarımıza bakalım şimdi de. Burada sanırım örnek üzerinden gitmek daha anlaşılır olacak. Hayatımızda çok sıradan kesitlerde bile mevcut aslında bu durum. Mesela güneşte durmayı, güneşlenmeyi, güneşten beslenmeyi çok seven bir yapımız olsun. Hayatımıza bir gün biri gelsin ve güneşlenmeyi hiç sevmiyor olsun. Sevgi adı altında kendimizi es geçerek artık güneşin altında zaman geçirmeyi bırakmıyor muyuz birçoğumuz? Mutlu etmek adı altında artık yok saymıyor muyuz kendimizi? E ne oldu şimdi? 

Ya da yürüyüşü seven bir insan olalım bu sefer de. Her gün yürümek, ter atmak bize çok iyi geliyor adeta canlandırıyor. Sonra hayatımıza biri geliyor ve hoşlanmıyor bu durumdan. Ona yatıp film izlemek daha cazip geliyor. Biz de yine sevgi ve mutluluk adı altında yürüyüşlerimizi bırakıp film izlemeye yöneliyoruz. E yine ne oldu? Kendi sevdiğimiz şeyler nereye gitti? Bize iyi gelen şeyleri nereye attık öyle hemen düşünmeden? Kendimizi nerede sahiplenmiş olduk? Kendi mutluluğumuzu oluşturan durumların değerini bilip sahiplendik mi? Biz bunları kendimiz için yapmıyorken karşımızdaki bizim için niçin yapsın hiç düşündünüz mü?

Biz kendimizin kıymetini; bedenimizin, zevk aldığımız seçimlerimizin, bizi biz yapan şeylerin kıymetini bilmezken, kendimize kıymet göstermezken başkalarının göstermemesinden dolayı şikâyetimiz neden?

Günün sonunda şunu demek istiyorum: insanın kendi kıymetini bilmesi kimseden beklemeden kendisine yediğiyle, içtiğiyle, okuduğuyla, izlediği ve dinlediğiyle kendisine fayda sağlayan seçimler yapması; insanın kendi kıymetini bilmesi, hayattan keyif almasını sağlayan her şeyin sınırsızca üzerine gitmesi; insanın kendi kıymetini bilmesi sevgi adı altında asıl kendisini memnun etme aşkından vazgeçmemesi ve insanın kendi kıymetini bilmesi kendisini her olduğu haliyle kabul edip sahiplenmesidir.

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale