X

Kıymet bilmek: Bugün kaybetmeden değerini anlayabilmek

“Kıymet bilmek; kaybedince arkasından ağlamak değil, yanındayken sımsıkı sarılmaktır.” Mevlana Celaleddin Rumi

En sevdiklerimizi en kolay incitiriz oysa… Nasıl olsa yanımızdadırlar… Her ne yaparsak yapalım bizimle kalacaklarına inanırız değil mi? Nasıl olsa sevgili eşimizdirler, kızmazlar… Kızsalar da affederler… Gitmeyecek olanlardır… Nasıl olsa bir kere bizim sevgilimiz, erkek arkadaşımız, kız arkadaşımız, nişanlımız, karımız veya kocamız olmuşlardır… Hayatları boyu kızılmayı kabullenmişlerdir… O kadar kolay olur ki bazen, nasıl olsa daha önce de kötü sözlerimize bir tepki göstermemişlerdir… Saygısızlık etsek de özür dilemişizdir ve geçivermiştir… Sonra tekrar ve tekrar ve tekrar… Her seferinde daha da kolay oluverir kırmak, dökmek, incitmek… Nasıl olsa toplamak bundan daha da kolaydır… Yıkılmayacaktır o karşımızdaki… Nasıl olsa tamam diyerek bir kenara çekiliverecektir… Nasıl olsa her ne olursa olsun bizi aynı şekilde “sevmeye” (evet sevebilmeye) de devam edeceklerdir değil mi?

Ben bugün sizlerle birlikte sevdiklerimizin kıymetini bilmek konusuna biraz daha detaylı bakalım istiyorum… Bizler bugün yeterince kıymet bilebiliyor muyuz? Elimizi tutan adamın veya kadının kim olduğunu, onun da bir kalbi olduğunu, incinebileceğini, hayata dair hayallerini, kısacası o kişiyi yeterince değerli görebiliyor muyuz? O kişiye gerçekten “görmek” üzere bakmayı biliyor muyuz? Yani kıymetini bilebiliyor muyuz?

O kişi hayatımızda olduğu için, elimizi tuttuğu için kendimizi dünyanın en şanslı adamı veya kadını olarak hissediyor muyuz? Bu hayatımızda başımıza gelen en güzel şey mi? Ya da bu cümleleri tam tersine çevirelim; nasıl olsa benimle birlikte diye düşünerek üçüncü yılımızı tamamladığımız bugünlerde artık “aynı” yüze bakmak, aynı gözlerin içine bakarak konuşmak bizi eskisi kadar heyecanlandırmıyor mu? Ya beşinci senemizse o kadın “hep bildiğimiz” kadın olarak mı geliyor aklımıza? Nasıl değiştiğine nasıl güzelleştiğine nasıl olgunlaştığına nasıl kendileştiğine tanık olduğumuz için kendimizi artık o ilk günlerde olduğu kadar şanslı hissedemiyor muyuz? Nasıl olsa diye başlayan cümleler artık aklımıza daha sık mı geliyor?

Değerini bilmek kavramı aslında birçoğumuza göre “göreceli” öznel bir kavram… Ben bunun “kendimize” verdiğimiz değerden kaynaklandığını düşünüyorum. Öncelikle kendimize bu şekilde değer vermiyorsak başka birine verebilmemiz de mümkün olmuyor. Kendimize sonsuz bir saygı duymuyorsak başkasına da duyamıyoruz. İşte bu yüzden öncelikle özel ilişkilerimizdeki kıymet bilmek kavramına bakacağız…

Bir ilişkide eğer kendimizden önce karşımızdakini düşündüğümüzde, kendimizin yeterince değerli yıllar geçse de aynı öneme sahip sıkıcı olmayan kaybedilebilir olmayan olduğumuzu düşündüğümüzde, aslında aynı duyguları eşimiz veya sevgilimiz veya nişanlımız veya kız ya da erkek arkadaşımız için de hissedebiliyoruz… Bizler para kaybetmeyi göze alabiliriz, iş kaybedebiliriz, yer kaybedebiliriz, belki araba belki ev kaybedebiliriz ama hayatta kaybedemeyeceğimiz tek şey kendimiziz… Bu inanç içimizde olduğunda hayatımızda “o” kişi olanı da aynı sıralamaya koyamayız; o kişiyi “kaybedemeyiz”… Nasıl ki kendimizi kaybettiğimizde para, iş, araba, ev her ne ise değersiz hale gelecekse ve hepsinin kaynağı yine benden geçecekse, o kişi de hayatımızda işte böyle bir kıymettedir…

Bu yüzden “gerçekten” kıymet bilmek, o kaybedemeyeceklerimizi her daim bu gerçekle hatırlamaktan geçer… Sesimiz yükseldiğinde bile bu gerçek bizi yatıştırır… Sadece kendimiz ile ilgili planlar yaparken bile bu gerçek ile planlarımız değişir… Hayattan beklentilerimizi düşündüğümüzde bu gerçek ile beklentilerimiz ortaklaşır… Yapmak istediklerimiz, sahip olmak istediklerimiz, gitmek istediklerimiz, konuşmak istediklerimiz, hepsini sıralarken, bu gerçek tüm bu “isteklerimizin” içerisinde hayat buluverir; biz işte o zaman gerçekten kıymet vermekteyizdir… Kıymet vermek demek, o adamı veya kadını hayatımıza “gerçekten” kabul edebilmek ve bu kabulün tüm sorumluluklarına iyisi ve kötüsüyle tüm zorluk ve kolaylıklarıyla razı olmak demektir…

İşte incinmek, kırılmak, yıkıp dökmek noktası tam olarak bu “andaki” kopuşlarda gerçekleşir. Örneğin X anında yanımızda olsun isteriz de Y için haber vermek bile aklımızdan geçmez… A yaparken yanımızda olmalıdır da B için hesap vermek tüylerimizi diken diken yapar. C için bizim “eşimiz” olur da, D yemeğine katılırken “eşimiz” olup olmadığı konusunda o derece emin değilizdir…

E günü geldiğinde o kadın karımız olur o adam kocamız olur da, F gününde X durumunda bizim “biricik” karımız veya kocamız olmak hali siliniverir, utanırız, öyle göğsümüzü gere gere açık edemeyiz, başka “olasılıkları” kaybetmekten korkarız… İşte bu anlarda kırarız, işte bu şekilde kıymet “bilemiyoruzdur”… Oysa sıkı sıkı elini tutmak vardır, sıkı sıkı sarılabilmek her ne olursa olsun her kim olursa olsun karşısında durup bu benim “bir” eşim, hayat eşim, hayat arkadaşım ve değişmeyen tek gerçeğim diyebilmek vardır…

Bugün bu yazımı okuyorsanız o “biricik” eşinizin elini sıkı sıkı tutmanızı dilerim. Her ne olursa olsun, her nasıl ve her nerede olursanız olun, o kişinin hayatınızdaki kıymetini ve varlığının güzelliğini sonuna kadar hissedebilmenizi dilerim… Çok geç olmadan, kaybetmeden, yitirmeden kırıp dökmeden, yıldırmadan çok ama çok daha önce bunu “tüm kalbinizde” hissedebilmenizi dilerim… Geç olmadan kıymet bilmek mümkün…

 

İlginizi çekebilir: Her şeyin bir vakti varsa beklemek o kadar kolay mı?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale