Kitap önerileri: Sonbahar ruhunu yansıtan kitaplar
Sonbahar, değişimin, dönüşümün, umudun, aşkın, hüznün, hayal kırıklığının ve daha birçok duygunun etrafımızı sardığı, doğanın eşsiz güzelliği ile büyülediği, heyecanını hiç kaybetmeyen hem serin hem sıcak, kısacası en tatlı mevsim. Tıpkı inişli çıkışlı duygularımız gibi, bir yandan rüzgar estirip bir yandan güneş açan, hem yeni başlangıçlar için heyecanlandıran hem de geçmişten anıları aklımıza getiren… Cama vuran yağmur damlalarına, sehpada duran sıcak çaya, fonda çalan hafif müziğe, salonun loş ışığına, dökülen yapraklara ve zihnimizden durmadan akıp giden düşüncelere eşlik edecek, sonbahar ruhunu yansıtan kitaplar için yazımızın devamını inceleyebilirsiniz. Keyifli okumalar…
“Hoş geldin sonbahar, geçmişin korkularından ve eskilerden kurtulmanın, yenilere yer açmanın mevsimi…” –Paulo Coelho
Fotoğrafçı ile Küçük Kız – Mario Claudio
Çağdaş Portekiz edebiyatının en iyi yazarlarından Mario Claudio, sizi geçmişe götürmeye ve hayaller diyarına yolculuğa çıkarmaya kararlı. Alive Harikalar Diyarı’ndan ilham alan, yalnızca neşeli karakterleri değil, karanlık, puslu anları da ele alan, tıpkı sonbahar gibi her rengi barındıran bu kitabı yağmurlu bir günde okumayı çok seveceksiniz.
Akıl Dışı Ama Öngörülebilir – Dan Ariely
Aslında “mevsimsiz” kitaplar arasında yer alabilecek Akıl Dışı Ama Öngörülebilir‘in bu listede olmasının sebebi, sonbahardan çok kışa hazırlık konusunda yardım edebilecek olmasıdır. Kış derken, aklınıza kar, soğuk hava gelmesin; mücadele, zorlu ilişkiler, akıl oyunları ve benzerlerinden bahsediyoruz. Dan Ariely’in kesinlikle okunması, hatta bitirdikten sonra da ara ara dönüp bakılması gereken bu kitabı aslında tek bir şeyi değil, neredeyse her şeyi anlatıyor. Kararlarımızı nasıl aldığımızı, arka planda davranışlarımızı etkileyen gizli güçleri, Davranışsal İktisat alanındaki deneyleri ele alan, başucu kitabı olabilecek bu başarılı eseri kış mevsimi başlamadan bitirmeye ne dersiniz?
Güz Sancısı – Yılmaz Karakoyunlu
Sonbahar mevsiminin duygusunu en iyi anlatan kitaplardan biri olan Güz Sancısı, hüznün, huzursuzluğun resmini çiziyor. Türkiye tarihinin karanlık sayfalarından biri olan 6-7 Eylül Olayları’nı konu alan eser, azınlıkların ülkeyi terk edişini, savaşın kalıntılarını, yaşanan hayal kırıklıklarını roman kurgusu ile ele alıyor. Yazar, her karakterin ardındaki etnik çeşitlilik ile romana zenginleştirici bir hava katarken aşkı ve dostluğu da imkansızlıklar içine almayı unutmuyor.
Görsellerin üzerine tıklayarak kitapları inceleyebilir ve satın alabilirsiniz.
Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu – Haldun Taner
“İstanbul’a her mevsim çok yakışır ama sonbaharın bir başka hoşluğu var…” diyenlerdenseniz, bu sonbaharda size en iyi gelecek kitap “Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu” olabilir. Eski İstanbul’un insanlarını, Beyoğlu’nun, Şişhane’nin 5o’li yıllarda bile bugünden farksız hareketli hallerini, sade ama heyecanlı bir dille ele alan Haldun Taner, sizi, hayata bugüne kadar hiç bakmadığınız bir pencereden bakmaya; gerçekleri yeniden sorgulamaya davet ediyor.
Eylül – Mehmed Rauf
Bir eldiven, büyük ve imkansız bir aşkı anlatmaya yeter mi? İstanbul’un yalıları kaç aşka şahitlik etmiştir? Ölüm, sevenleri kavuşturabilir mi?
Türk Edebiyatı’nın ilk psikolojik kitabı olan Eylül’ü şimdiye kadar okumadıysanız bu sonbaharda okunacaklar listenize eklemek isteyebilirsiniz. Kitabın baş karakterlerinden biri olan Suat Hanım için Eylül ayı, kadınlığının sonbaharını anlatır çünkü aradığı aşkı evliliğinde bulamaz ve gönlünü başkasına kaptırır. Aşkının karşılığı olsa da satırların arasında acı vardır. Mehmed Rauf başarılı betimlemeleriyle Eylül kitabında anlatılacak, hatta okunacak bir eser değil, yaşanacak, hissedilecek bir aşk acısı yaratmayı başarıyor.
Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez – Kemal Sayar
“Gerçek hayat, tamamıyla buluşmadan ibarettir.”
Cama vuran, şemsiyeden süzülen, saçlarımıza sızan yağmur damlalarının en güzel mevsimi sizin için de sonbahar mı? Öyleyse bu kitap tam size göre olabilir. Kemal Sayar, Biraz Yağmur Kimseyi İncitmez kitabında, yağmurlu sonbahar günlerinde kendi içimize dönmemizi sağlayacak bir yaklaşım izliyor. Sıcacık anlatımıyla, yaşamı, yaşama olan bakışımızı, dünyayla kurduğumuz ilişkiyi ve dolu dolu yaşamak için beklememek gerektiğini keyifli bir şekilde anlatıyor.
Güz Bitigi – Cemal Süreya
“Bir şey söyle bana; bana bir laf et ki binlerce, on binlerce görüntü anlatamasın…”
Cemal Süreya‘nın satırları olmadan bir güz mevsimi tamamlanmamış sayılabilir. Usta yazarın, şiir, düz yazı, beyit ve şarkı gibi birçok farklı anlatımı birleştiren Güz Bitigi melankoli duygusunu ve sonbaharın hüznünü içinizi ısıtacak bir şekilde ele almayı başarıyor. Hemen bitirmemek için azar azar okuyacak, sayfaları çevirmeye kıyamayacaksınız.
Huzursuzluğun Kitabı – Fernando Pessoa
Sonbaharı en iyi yansıtan duyguyu düşünecek olursak çoğumuzun cevabı “huzursuzluk” olabilir. Fernando Pessoa, zihnimizde dönüp duran, sinsice aklımıza gelmek için an kollayan, çoğu zaman adını koyamadığımız tüm duyguları karşımıza çıkarıyor. Kitabın ismi her ne kadar huzursuzluk olsa da, okurken huzursuzluğun huzura dönüştüğünü hissedeceksiniz. Kitabın her cümlesi o kadar derin, o kadar anlamlı ki her bir cümlesini alıntı olarak paylaşmadan duramayacaksınız.
Pekin’de Sonbahar – Boris Vian
Zihninizin sınırlarını zorlayacak, tahmin edilemezliği ile gönlünüzü çalmayı başaracak Pekin’de Sonbahar, sınırları aşmayı başarmış bir yazar olan Boris Vian’ın en sevilen eserlerinden bir tanesi. Kitap, özgür, sıra dışı ve özgün anlatımıyla eğlenceli bir okuma deneyimi sunuyor. Her ne kadar ismi Pekin’de Sonbahar olsa da kitap ne Pekin’le ne de sonbahar ile ilgili. Bu da yazarın kıvraklığının ve oyunseverliğinin ilk göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Hikaye, çölde başlayan anlamsız bir demiryolu projesi ile başlıyor ve absürt olaylar, mizah ile harmanlanıyor. Emin olun bu kitap, genellikle işler güçler ile oldukça yoğun geçen sonbahar aylarında ufak bir mola vermenizi sağlayacak.
İmkansızın Şarkısı – Haruki Murakami
Sevgi ve aşk için o kadar gereksinim vardı ki… Hayatımda bir kez olsun bunun ne demek olduğunu en yoğun şekilde hissetmek istedim.
Japon Edebiyatı’nın en çok okunan yazarlarından biri olan Haruki Murakami’nin sevilen kitapları arasında yer alan İmkansızın Şarkısı, toplumsal olaylara değiniyormuş izlenimini verse de aslında bir aşk üçgenini anlatıyor. Kitap, iki erkek, bir kadından oluşan üç kişilik arkadaş grubunun birbirleriyle olan ilişkilerinin nasıl çıkmazlarla savaştığını, ilk aşkın yaşattığı tarifsiz duyguları ve geçmişle bugünün kopmayan bağını başarılı bir şekilde aktarmayı başarıyor. Biraz depresif bir hava estirecek, biraz sonbahar hüznüne eşlik edecek ama en çok da erotizmi anlatışıyla büyüleyecek bu eseri en kısa zamanda okumalısınız.
İklimler – Andre Maurois
Serinleyen havalarda içinizi ısıtıp yüzünüzde ılık bir gülümseye sebep olacak başarılı bir eser İklimler. Kitabı bitirdikten sonra “Aşkı anlatan daha iyi bir eser var mı?” diye düşünmeye başlayacaksınız. Aşkın her halini, insanı nasıl değiştirdiğini ve kıskançlığın gücünü şefkatle harmanlayarak okuyucuyu içine çekmeyi başarıyor. Sıcak bir çayın yanına en çok yakışan aperetifiniz olacağından emin olabilirsiniz.
İstanbul’un Antika Tipleri – Mahmut Yesari
Sonbaharın en çok yakıştığı şehirlerden biri olan İstanbul’u, bu listede es geçmek olmazdı. Mahmut Yesari’nin isminden de anlaşılacağı üzere mizahi bir bakış açısıyla birleştirdiği kitabı İstanbul’un Antika Tipleri, en hüzünlü sonbahar gününüzü bile neşelendirebilir. Adeta eski bir Türk filmi izliyormuşsunuz hissi veren kitapta, eski İstanbul’un filmlerden alışık olduğumuz eski İstanbul tiplemelerini okuyacak ve çok güleceksiniz.
Çavdar Tarlasında Çocuklar – Jerome David Salinger
Kitap, baş karakteri Holden’ın başarısız olduğu için okuldan atıldıktan sonra yaşadıklarını anlatıyor. Hem içsel bir yolculuğu anlatan hem de toplumsal bir bakış sunan Çavdar Tarlasında Çocuklar, yürek burkucu bir roman olsa da yazarın samimi dili sizinle birebir konuştuğu hissini vermeyi başardığı için yabancılık çekmeden kendinizi akışa bırakacaksınız. Holden’ın yaşadıklarını okurken kendinizi arka planda sürekli modern çağ insanlarının mutsuzluklarını sorgularken bulabilirsiniz. Öyle ki, Holden’ın gereksiz konuşmalar yapmaktan kaçmak için bulduğu sağır ve dilsiz taklidine bile hak vereceksiniz.
Otostopçunun Galaksi Rehberi – Douglas Adams
Gezegen’den nasıl ayrılabilirsiniz?
-NASA’ya telefon açın. Onlara, buradan olabildiğince çabuk ayrılmanızın çok önemli olduğunu anlatın.
Sonbaharın o hafif puslu havasını dağıtmayı başaracak bir eser Otostopçunun Galaksi Rehberi. Absürt olayların, bilim kurgu derlemelerinin ve dağınıklığın iç içe geçmesiyle oluşan kaosu düzen içinde anlatmayı başaran Douglas Adams, sizi kafanızı önce dağıtmaya, sonra toplamaya davet ediyor ve şunu soruyor: Dünya bir inşaat filosu tarafından yıkılacak olsa otostopla kaçmaya ne dersiniz?
Yeraltından Notlar – Dostoyevski
Rus Edebiyatı’nın güçlü isimlerinden biri olan Dostoyevski’nin karamsarlığı yansıtan romanı Yeraltından Notlar hezeyanlarla ve hesaplaşmalarla dolu. Kitap, içine kapanık bir adamın, dünyadan, dünyevi her şeyden kopuşunu, kendi iç dünyasında yaşayışını, kırgınlık ve kızgınlarını ele alıyor. Dostoyevski, kırklı yaşlarında gençliğini sorgulayan kahramanın yaşadıklarını anlatırken, hem felsefi hem psikolojik bir tutum sergilemeyi başarıyor.
Kafamda Bir Tuhaflık – Orhan Pamuk
Sonbahar, şüphesiz ki bir yanında hüzün bir yanında umut olan karışık bir mevsim… Haliyle duygular da karmaşık. Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un çok sevilen eserlerinden biri Kafamda Bir Tuhaflık, tam da bu karmaşık duyguları, karışık zihinleri anlatıyor. Aslında her gün karşılaştığımız, gördüğümüz, duyduğumuz, çok iyi tanıdığımız ama bir türlü tam anlamıyla derinliğini fark edemediğimiz insanları konu alan başarılı eser, sonbaharı sayfalarına taşımayı başarıyor.
Bir Gün – David Nicholls
Dostluğun aşka dönüşmesine aşinayız; peki ya aşkın dostluğa dönüşmesine?
15 Temmuz’da başlayan bir hikaye, her yıl aynı tarihte kendini iyiden kötüye, kötüden iyiye dönüşerek tekrar eder. Kitaba neredeyse tüm duyguları aynı anda hissedeceğiniz bir akış hakim. David Nicholls, başarılı bir şekilde, aşkı, gençliği, mutluluğu, hüznü, sonsuzluğu ve hayal kırıklığını ele almayı ve okuyucuya hepsini hissettirmeyi başarıyor. Sonbaharın kasvetli duygusu, bazı sayfalarda derinleşirken, bazı sayfalarda umuda dönüşüyor. Kendinizden bir parça da olsa bir şeyler bulabileceğiniz bu sevilen eseri, listenize mutlaka eklemelisiniz.
İlginizi çekebilir: Zaman yönetimi kitapları: Verimlilikle ilgili ilham verici kitap önerileri