X

Kıtaları birleştiren İstanbul Maratonu’nun ardından

Kıtaları aşan, sorunları aşamayan maraton!

Bunca koşuya/yarışa katıldım, ilk defa emniyet kuvvetlerinin arkasında olduğu barikatların diğer tarafında beklemek zorunda kaldım yarış alanına girebilmek için. Pazar günü 6 yıldır olduğu gibi maratonda koşma, kıtaları aşma heyecanıyla köprünün Beylerbeyi çıkışına ulaştım ve o da ne; kimseyi içeri almıyorlar. Saat 07:50 idi.

  • Kalabalıktan biri: Neden bekliyoruz?
  • Diğer taraftan biri: (CEVAP YOK)
  • Kalabalıktan biri: Neyi bekliyoruz?
  • Diğer taraftan biri: (CEVAP YOK)
  • Kalabalıktan biri: Burada maraton koşacaklar var ve saat 8 oldu, ne zaman hazırlanacak bu insanlar?
  • Diğer taraftan biri: (CEVAP YOK)
  • Diğer taraftan biri: Tek tek geçebilirsiniz, numaralarınızı göstererek.
  • Diğer taraftan amir olduğu anlaşılan biri: Hayır, hiçbir yere geçemezler, derhal geri gidin, yerinize dönün.

Saat 08:30’da çantaların teslim edileceği otobüsler alandan ayrılacak, saat 08:10, hala barikatların arkasındayız. Dakikalar sürekli geçip gidiyor.

  • Diğer taraftan amir olduğu anlaşılan biri: Siz maraton ve 15K mısınız? İyi, geçin haydi!

İş bilmeden iş yapmak bu olsa gerek. Yapılan etkinliğe katılan kişilerin halinden anlamamak bu olsa gerek. En komiği de ne orada bekleyenin, ne de bekletenin hiçbir şeyden haberinin olmaması. Birileri gerçekten bir şeyler biliyor muydu, ondan da emin değilim açıkçası 🙂 Birkaç gün önce ufak bir açıklama yapılması yeterliydi içeri giriş kurallarıyla ilgili; ama onu da çok gördüler belli ki.

Yaşanılan olumsuzluklara karşın İstanbul Maratonu, yine İstanbul’u bambaşka bir şekilde deneyimlememize yardımcı oldu.

İyilik peşinde koşmak vardı kafamızda, o yüzden aldırmadık olanlara. Nihayet girdik içeri, kalabalıkla buluştuk ve yaşadıklarımızı unuttuk.

Not: Dünyada kıtaları aşan tek maratonda yaşatılan bu zorluk ve daha başkaları; mesela finish’e doğru inşaat panolarıyla kapatılan deniz ve manzara. Duvara doğru, duvar eşliğinde koştu maratoncular, üstelik en tükendikleri noktada, yani 30-37 km arasında. Tüm bunlar ne yazık ki yıllar içindeki katılımı olumsuz etkiliyor. Özellikle yabancı ülkelerden gelenler geçen seneye göre çok çok az, neredeyse 1/10 oranında.

Siz koştunuz da bitti mi koşu?

Girişte olanları bir kenara bırakalım ve keyfimize bakalım. Başladı koşu; kimi 10K, kimi 15K, kimi de 42K koştu. Kimileri de halk yürüyüşünün ve İstanbul’u bambaşka bir biçimde keşfetmenin keyfini çıkardı. Maraton dışında koşanlar olarak kendi mesafelerimizi tamamladık ve 42K’yı kat edecek olan arkadaşlarımız yardıma gittik. Azımsanmayacak bir kalabalık olarak neredeyse 3-4K koşucuların geldiği yöne doğru yürüyüp gelenleri destekledik ve gördüğümüz her arkadaşımızı alarak onlarla birlikte finish’e doğru 5-7K kadar geri koştuk. 4 yıl evvel ilk maratonumu koştuğumda, ne parkurda ne de finish’te beni bekleyen kimse yoktu. O yüzden bilirim ne kadar tatsız bir durum olduğunu. O nedenle, o günden beri kendi koşum bitince hep desteğe gidiyorum. Birlikte koştuğum kişiye, yolda alkışladığım hiç tanımadıklarıma moral veriyor, güç katıyorum ve bu o kadar iyi hissetmemi sağlıyor ki.

‘Yol Arkadaşım Olur musun?’
TOFD’deki (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği) arkadaşlarımızı tekerlekli sandalyeleriyle koşturup birlikte keyifli vakit geçirdik.

Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da TOFD’deki arkadaşlarımızı tekerlekli sandalyeleri ile birlikte koşturduk. TOFD’nin sloganı ‘Yol Arkadaşım Olur musun?’ Bizler öyle güzel yol arkadaşları oluyoruz ki birbirimize. Mesela ben ALİKEV için bağış toplayıp, kaynak yaratmaya çalışırken, yine aynı sandalyeyi iten ekip arkadaşlarımdan biri Tohum Otizm, diğeri de AKUT için bağış topluyordu. Diğer sandalyelerde de başka başka sivil toplum kuruluşlarından arkadaşlarımız vardı. Sorarım size daha anlamlı bir yoldaşlık olabilir mi?

Ayaz iki tekeriyle umudunun peşinde
Minik Ayaz, sevgi dolu kalbiyle Kanserli Çocuklara Umut Vakfı için bağış topladı.

İyi bakın bisikletin üzerindeki bu genç delikanlıya. Henüz 6 yaşında ve İstanbul Maratonu’nda. Kendi gibi gönlünce koşup, oynayamayan, hayalindeki bisiklete bir türlü kavuşamayan yaşıtları ve daha küçük kardeşleri için Kanserli Çocuklara Umut Vakfı – KAÇUV adına bağış topladı. Ayaz’ın umut dolu, minicik yüreği güzellikle, iyilikle çarpıyor. Ona destek olmak isterseniz işte kampanya sayfası.

Her şeye rağmen güzellikle dolu çevrem, ne mutlu bana, ne mutlu benim gibi olanlara. Teşekkürler beni bu yola sokanlara…

Kıvanç Ergun: Kıvanç Ergun bugün bisikletin tepesinde, yarın ormanda çamurun içinde… Harekete, iyilik peşinde koşmaya doyamıyor, başkalarına çılgınca gelen şeyleri yapmaktan inanılmaz keyif alıyor. İflah olmaz bir spor tutkunu olan Kıvanç, ‘yükseklerde’ yaşamanın, hayattan keyif almanın yolunu sporda bulmuş ve her gün yeni alanlara kayıp, kendini bilinmezlerde kaybetmekten hiç ama hiç çekinmiyor. Yaşını başını almış ama adrenalin söz konusu olunca kendini alamıyor, aktiviteye dalıyor. 2013 İstanbul Maratonu’nda ilk maratonunu (42 km), 2014'te Frig Vadileri'nde ilk Ultra Maraton’unu (60 km) koştu. Ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor ve bisiklet kullananların sayısını kültürel gelişmeyle eşdeğer tutuyor. Yazdığı yazılarda sınırları nasıl zorladığından, deneyimlerinden bahsederken, bir yandan da hareket etmemek için yaratılan bahaneleri çürütmekten büyük keyif alıyor. Yardımseverlik koşusunun Türkiye'de tanınmasını sağlayan Adım Adım Yardımseverlik Platformu'nda Marka ve İletişim Koçluğu görevini yürütürken, aynı zamanda TOG'un AA içindeki STK Sorumlusu ve gönüllü koşucusu olarak da devam ediyor yaşamına... Fotoğraf konusunda fena değildir, takip etmek isterseniz: instagram/kiverg

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale