Bir senaryo hayal edelim: Ayşe’nin yeni sevgilisi ne yaptığını ve hatta yaptığı şeyi kiminle yaptığını öğrenmek için ona devamlı olarak mesaj gönderiyor. Onu erkek arkadaşlarından kıskanıyor ve onlarla flört ettiği, hatta onu aldattığı şeklinde suçlamalarda bulunuyor. Ayşe ise onun bu kıskançlığından keyif alıyor. Ona özel ve istendiğini hissettiriyor. Bunu bir aşk işareti olarak görüyor. Arkadaşları ise onun bu kıskançlığını sağlıksız olarak görüyorlar ve kötü bir işaret olduğunu düşünüyorlar. Peki öyle mi?
Yeşil gözlü canavar
Kıskançlık yaygın bir insan duygusudur. Zaman zaman bu yeşil gözlü canavar ataklarını yaşamak normaldir. Çünkü başkalarından gelebilecek gerçek veya hayali tehditlere karşı belli bir miktar kıskançlık tepkisi veririz. Böylesi bir tehdit sevdiğimizin başkası ile flört etmesi de olabilir, başkasının onunla flörtleşmeye çalışması da olabilir. Ancak kıskançlık çirkin yüzünü genellikle romantik ilişkilerde gösterse de çoğunlukla geçici olur. Az miktarda bulunması sevgililerin birbirlerine hala ilgi gösterdiklerini ve başkası ile olmak istemediklerini gösterir.
Fakat bazı vakalarda çok sağlıksız olabilir. Kişi partnerinin sadık olmadığına dair mantıksız bir korku ile çok meşgul olabilir ve bu da aşırı koruyucu ve sahiplenici davranışlara sebep olur. Bunun sonucunda takip, telefonu ve bilgisayarı kontrol etme, aktivitelerini izleme, hatta onu aile ve arkadaşlarından izole etme gibi davranışlar ortaya çıkabilirler. Kıskanç olan partner, sevgilisini sürekli sorguya çekebilir ve onu sadakatsizlik ile suçlayabilir. Bunlar şüpheler temelsiz ve yersiz olsalar bile ortaya çıkabilirler.
Kıskançlık bazen açık sözlülük, aşk ifadesi, adanmışlık olarak yanlış yorumlanabilir. Aşırı hale geldiğinde toksik bir durum halini alır. Kıskançlığın sevginin ifadesi olduğu sadece bir efsanedir, gerçekte ise işlevselliğini yitirmiş bir ilişkinin işaretidir.
Kıskançlık çoğunlukla güvensizlikten, düşük özsaygıdan ve yetersizlik hissinden kaynaklanır. Travma veya terkedilme korkusundan ortaya çıkabilir. Ayrıca geçmiş ilişkilerde aldatılma yaşayanlarda bu tür algılanan tehditlere karşı fazla hassasiyet oluşabilir. Ağır bir kıskançlıkta partnerin sadakatsizliğine dair devamlı ve saldırgan düşünceler ortaya çıkarlar. Bunun sonucunda kızgınlık, düşmanlık, şiddet gibi davranışlar ortaya çıkabilir.
Othello Sendromu
Kıskançlık patolojik bir hal aldığında, buna sanrılı veya morbid kıskançlık adı verilir. Bu şekilde çok yıkıcı ve hatta tehlikeli olabilir. Morbid kıskançlık bazen Othello sendromu olarak da adlandırılır. Shakespeare’in oyunlarındaki bir karakter olan Othello’dan alınmış bir isimdir çünkü oyunda Othello karakteri karısı Desdemona’yı sadakatsiz olduğunu sanarak öldürür. (Ancak hikayede Othello sanrılardan dolayı değil, buna inandırıldığı için bu duruma gelmiştir.)
Morbid kıskançlık ilişkide ciddi endişelere sebep olur. Eğer durum çok ciddi hale gelirse sözlü tehditler, istismar ve şiddet ortaya çıkabilir.
Bu tip bir kıskançlık genellikle sanrı bozuklukları, şizofreni, borderline veya narsisistik kişilik bozukluğu, bipolar bozukluk ve diğer ruh hali bozukluklarının varlığında ortaya çıkar. Kıskançlığın hedefi olmak da depresyon ve anksiyete gibi ruh sağlığı problemlerine yol açabilir.
Bu makalede kendini görenler, hem kıskanç hem de kıskanılan tarafta olanlar, özellikle morbid kıskançlık durumunda profesyonel bir yardım almalılar. Net bir tedavi yok ancak pek çok birey doğru tedavi ile belirtilerini kontrol altına almayı başarabiliyor.
Kaynak: psychologytoday
İlginizi çekebilir: Neden kıskanırız: Kıskançlık sevgi göstergesi midir?