Kıskançlık duygusunun uçlarında: Othello Sendromu
Sheakspeare’in ünlü eserlerinden biri olan Othello’yu duydunuz mu bir yerlerden? Bu eseri okumasanız da kıskançlık duygusuna pek de yabancı olmayabilirsiniz. Bu ölümsüz eserde, Othello ve eşi Desdemona birbirlerini büyük bir aşkla seven bir çifttir. Othello’nun büyük aşkı Desdemona’ya verdiği ilk hediye olan mendili Desdemona bir gün yitirir. Aşkları için anlamı çok büyük olan bu mendili, Desdemona bir türlü bulamaz. Kıskançlık ve paranoyanın etkisiyle Othello eşinden kuşkulanmaya başlar.
Mendili eline geçiren Iago, Desdemona ve Othello için kötü bir plan kurar. Othello’nun aklına Desdemona’nın onu Cassio ile aldattığı fikrini bir mendile nakış işler gibi yerleştirir yavaş yavaş. Kıskançlık duygusunun ateşiyle yanıp tutuşan Othello önce Cassio’yu, sonra da biricik aşkı Desdemona’yı öldürür. İş işten geçtikten, birçok can alındıktan sonra her şeyin Iago’nun hain bir planı olduğu ortaya çıkar. Othello yaşadıklarının acısına dayanamayıp intihar eder, Iago ise idama mahkum edilir.
Bu acı hikaye her ne kadar gerçek olmasa da kıskançlık duygusu gerçek dünyada var olan bir duygu. Hepimiz bir dereceye kadar kıskançlık geliştiriyoruz ve neyin “normal” kıskançlık, neyin patolojik kıskançlık olduğu konusunda ise net bir sınır çizmek neredeyse imkansız. Kıskançlığın doğası, mantığı ve kökeni tam olarak anlaşılmamış olsa da oldukça sık deneyimlenen bir duygu olarak karşımıza çıkıyor.
Kıskançlık, kişilerarası ilişkilerde yaygın olmasına rağmen tanımlanması zor ve hayli karmaşık bir kavram. Genellikle, gerçek veya hayali bir rakibin tehdidi nedeniyle kişi bir ilişkiyi kaybettiğinde veya kaybetmekten korktuğunda uyandırılan olumsuz bir duygusal tepki olarak tanımlanır. Bu tepkinin büyüklüğü ise kişiden kişiye değişir. Bazı kişiler kıskançlık duygusunu içselleştirir ve tepkileri de buna bağlı olarak büyür. Kişide saplantılı ve kontrol edilemez davranışlar meydana gelebilir. Bu duruma ise sanrılı kıskançlık veya Othello Sendromu denir. Othello Sendromu, aldatma veya kıskançlık sanrısıyla karakterize psikotik bir bozukluktur. Genellikle tıbbi, psikiyatrik veya nörolojik bozukluklar bağlamında ortaya çıkar. Othello Sendromu, İngiliz psikiyatristler J. Todd ve K. Dewhurst tarafından yayınlanan “Othello Sendromu: Cinsel kıskançlığın psikopatolojisi ile ilgili bir araştırma” başlıklı makalede tanımlanmıştır.
Kıskançlık duygusu hisseden bireyin duygusal deneyimlerinin ve davranışlarının etkileyici tasvirleri yalnızca Sheakspeare tarafından değil, aynı zamanda Guy de Maupassant’ın “Bir Akşam” adlı eserinde ya da ülkemizde Namık Kemal’in kaleme almış olduğu “İntibah” eserinde de görülür. Kıskançlık ve/veya partnerin sadakatsizliğine olan inancın derecesinin sanrısal yoğunluğa ulaştığı psikiyatrik bir durum olan Othello Sendromu’nda kişiler, şüphelerini desteklemek için rastgele olaylara, konuşma parçalarına veya yanlış yerleştirilmiş ev eşyalarına dayalı asılsız kanıtlar toplayabilir.
Peki, siz ilişkilerinizde kıskançlık duygusunu gözlemliyor musunuz? Ya da kıskançlık duygusuyla nasıl mücadele ediyorsunuz? Sizce ne dereceye kadar kıskançlık duymak kabul edilebilirdir?