dummy

Kişisel yolculuğumda The Music Medicine ile ‘Müzikle terapi deneyimim’

Ben insan hayatının döngülerden ibaret olduğuna inananlardanım.

dummydummy

Birkaç senede bir vazgeçişler, vedalaşmalar veya mevcut durumu geliştirmeye yönelik çabalarla birlikte, gelişen yeni hedefler, değişen zevkler ve oluşan yeni niyetler bu sürecin vazgeçilmez parçaları.

Bu döngüler içinde insan kendini ne kadar iyi dinlerse, değişimlere o kadar iyi ayak uydurabilir. Kendine karşı saygıyla ve sevgiyle yeni bir yön çizebilir.

Ben kişisel olarak tam da böyle bir dönemdeyim. Bu yıl ülkemiz topraklarında yaşayan birçok insan gibi duygu durumlarımı kontrol edemediğim anlar yaşadım, kendimi olumsuz düşüncelerle dolu bir akışın içine bıraktım. Bunun sonunda çok sorguladığım ve en nihayetinde yenilenmeyi hedeflediğim bir sürece girdim.

Bu anları, bu durumları hepimiz yaşıyor, dönem dönem negatif düşüncelerin kurbanı olabiliyoruz. Ama zihnin zincirlerine teslim olmadan, kişinin kendi merkezine, özüne, hayat sevgisine erişmesi; zor da olsa bunu başarabilmesi, mutlu bir yaşam için hayati önem taşıyor.

Bu bahsettiğim, özüme / merkezime dönme haline kavuşabilmek için ise, zihnim beni ele geçirmeden önce kim olduğumu, neleri sevdiğimi, varlık sebebimi, bu hayattaki misyonum, vizyonumu yeniden oluşturmak için kendimi yeniden dinleme dönemine girdim. Sosyal medyayı limitli kullanma, iş & yaşam dengesini belli bir standarda oturtma, daha verimli ve daha kısa sürede çalışma, bolca günlük yazma, yoga & meditasyon çalışmalarına ağırlık verme gibi yöntemler izleyerek, Uplifers üzerinden önerdiğimiz birçok metodu hayata geçirdim.

Şanslıyım ki Uplifers sayesinde harika uzmanlarla tanışıyor, onlarla dertleşebiliyor, fikirlerini alabiliyor, güçlerini enerjilerini içime çekebiliyorum. Son dönemde yazarlarımız arasına katılan Ebru Şinik ile temsil ettiği ekolü olan Deepak Chopra meditasyonlarıyla daha yakından tanışmış oldum. Ebru Şinik’in meditasyon eğitiminden bir sonraki yazımda bahsedeceğim.

Müzikle terapi deneyimi: The Music Medicine

Dimitrios ile yaz aylarında tanışmış, doğa içinde harika bir müzikle terapi deneyimi yaşamıştım. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da gerçekleştirdiği bir başka Music Medicine etkinliğinde yeniden bu yolculuğu deneyimleme imkanı buldum.

Bir yandan bir diğer yeni yazarımız Dimitrios, Music Medicine isimli bir müzikle terapi grubu oluşturdu ve çalışmalarıyla inanılmaz bir ilham kaynağı oldu bana. Bu yazımda da sizlere Dimitrios’un hazırladığı sesle terapi seanslarındaki deneyimimden bahsedeceğim. Her ne kadar bu deneyimler son derece kişisel olsa da, birtakım önyargıları kırmak adına bu tecrübemi yazmak istedim. Birçok insan; sesle şifa / sesle terapi / müzik terapisi gibi terimleri tam olarak ne olduğunu anlayamadığı veya ‘şifa’ gibi kelimeleri itici bulduğu için deneyimlemeye korkuyor veya çekiniyor. Karanlık bir oda ve mumlar ürkütücü gelebiliyor 🙂

Dimitrios ile yaz aylarında tanışmış, doğa içinde harika bir müzikle terapi deneyimi yaşamıştım. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da gerçekleştirdiği bir başka Music Medicine etkinliğinde yeniden bu yolculuğu deneyimleme imkanı buldum. Bu etkinlikte Dimitrios’a Brezilya’dan yakın dostu Lucas Noronha şarkılarıyla eşlik ederken, Taylan ile de ritmik sesler ve chanting ziyafeti tattık. Bu etkinliğin bir diğer keyifli noktası ise, ressam Serra İnce’nin sesle terapi esnasında canlı olarak ortamın enerjisinden güç alarak bir tablo ortaya çıkarmış olması.

Ben şahsen meditatif hale hızla geçebildiğim için müziğin baştan sona sunduğu “yolculuğu” en saf haliyle deneyimlemek istedim. Her sound healing deneyimimde daha derinleşiyor, geçmişten bugüne içimde yaşadığım blokajları daha net hissedebiliyor, onları yeniden yaşayıp ağlıyor, sonrasında ise bu blokajları açarcasına gerçek bir iyileşme hissi, bedenimle ruhumla barışıyor hissi yaşıyorum. Muhakkak herkesin yaşadığı deneyim farklı. Ben hüngür hüngür ağlarken sevgilim rahatlayıp uykuya dalabiliyor yanımda 🙂 Bazılarından horlama sesleri de gelebiliyor. Ama müzik terapisi öyle bir ortam sunuyor ki, ne yanınızdaki kişiyi görüyor, ne müzikten başka bir kişinin sesini duyuyor, ne de etrafınızda olup bitenle ilgileniyorsunuz. Bu ilgilenmeme, başkalarının ne yaptığını önemsememe ve kendini dinleyebilme hali bile başlı başına erişilmesi son derece zor bir ruh hali. Dolayısıyla gerçek bir teslimiyet halinden bahsedebiliriz.

Müzik terapi esnasında herkesin yaşadığı deneyim farklı. Ancak herkes için gerçek bir teslimiyet halinden bahsedebiliriz

Son dönemde pek çok sound healing terapileri karşımıza çıkmaya başladı. Dimitrios’un etkinliklerini muhakkak takip etmenizi öneririz. @themusicmedicine @dimitriosvision instagram hesaplarından takip edebilir, @Uplifers Instagram hesabından #EventUp hashtagingden de yazarlarımızın farklı farklı alanlardaki etkinliklerinden haberdar olabilirsiniz.

Müzikle ve sevgiyle…

Eda Günay: Eda Günay, Paris IV Celsa Sorbonne ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldı. Ecole Normale Superieur de Lyon'da psikoloji dergilerinin sosyal temsili üzerine iletişim ve medya araştırmaları yükseklisansını tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönüp Uplifers projesini hayata geçirdi. Uzak Doğu dövüş sanatları, yoga, extreme sporlar, kediler, köpekler ve doğayla iç içe olmak favorileri arasında. Sağlığın ve hayatın kıymetini genç yaşta öğrenmiş olup doya doya yaşıyor.

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp