X

İlişki uzmanlarına göre kişisel kırmızı bayraklarınızı nasıl belirlersiniz?

İlişkilerdeki “kırmızı bayraklar” hakkında sıklıkla bir şeyler gördüğünüze, duyduğunuza eminiz. İnsanlar bu terimi modern flört kültüründe, potansiyel partnerleriyle ilgili kişisel tercihlerden daha bariz uyumsuzluk belirtilerine kadar pek çok şey için kullanıyorlar. Karşımızdaki insanda bu uyarı işaretlerini aramak ilişkiler için önemli olsa da yapbozun çok önemli bir parçası genellikle eksik kalıyor: Kendi kırmızı bayraklarımızı belirlemek.

Kırmızı bayraklar nelerdir?

Kırmızı bayraklar dendiğinde, insanlar arasındaki ilişkiyi sürdürülemez hale getiren işaretleri ve sert duruşları düşünebilirsiniz. Çoğumuz bunları, bir başkasında fark ettiğimiz ve bizi onlarla ilişkiden uzaklaşmaya teşvik eden bir özellik veya davranış olarak tanımlarız. İlişkilerdeki kırmızı bayrakları fark etmenin her zaman kolay olmadığını unutmayın. Bu nedenle geçmişte, biriyle ilgili bu tür işaretleri kaçırdıysanız veya görmezden geldiyseniz kendinize anlayış gösterin.

Lisanslı bir terapist olan Jor-El Caraballo, kırmızı bayrakların yanı sıra ilişkilerde sarı ve yeşil bayraklar da olduğunu ekliyor ve şöyle diyor: “Sarı bayraklar, ilişkinin kaderi hakkında bir sonuca varmadan önce, dikkatli bir şekilde ilerlememiz ve daha fazla veri toplamamız gerektiğinin işaretleridir. Tam tersine, yeşil bayraklar, ileriye dönük ilişkiye yatırım yapmaya devam etmenin harika ve verimli olacağına dair işaretlerdir.” Yani aslında dengeli bir bakış için tıpkı olumsuz olanlar gibi olumlu özellikleri de fark etmek önemlidir.

İlişkilerdeki nesnel, ilişkisel ve kişisel kırmızı bayraklar

Psikoterapist ve ilişki uzmanı Ken Page’e göre kırmızı bayraklar; yani tehlike işaretlerini üç geniş kategoriye ayırabilirsiniz: Nesnel, ilişkisel ve kişisel kırmızı bayraklar.

  • Nesnel kırmızı bayraklar: Bunlar, bir ilişki için nesnel olarak sağlıksız olan davranışlardır ve aktif bir bağımlılık, duygusal istismar, fiziksel istismar, cinsel istismar, yalan söyleme, sürekli sadakatsizlik öyküsü, kronik olarak bencil davranışlar ve narsist eğilimler gibi şeyleri içerebilir.
  • İlişkisel kırmızı bayraklar: Bu, kişilerden ziyade iki taraf arasındaki dinamikle ilgilidir. Örneğin, çok kontrolcü olma eğiliminde olan biriyle, gerçekten pasif olma eğiliminde olan bir partnerin ilişkisini düşünün. Üzerinde çalışıyorlarsa sorun olmayabilir, ancak bu ilişki aynı zamanda her ikisini de sürekli olarak tetikleyebilir. Her ikisi de ayrı ayrı farklı ilişkilerde iyi olabilse de birlikte olmaları başlı başına bir kırmızı bayrak olabilir.
  • Kişisel kırmızı bayraklar: Son olarak, kişisel kırmızı bayraklarımız vardır. Yani size özgü olan, diğerlerinde gördüğünüz kırmızı bayrakları kastediyoruz. Bunlar sizi tetikleyebilir, kendinizi güvensiz, kızgın vb. hissetmenize neden olabilir, ancak diğer insanlara kötü bir şey gibi gelmeyebilir. Başka bir deyişle, bir başkası bunu tehlike işareti olarak görmeyebilir ama kesinlikle sizin için öyledir.

Kendi kırmızı bayraklarınızı belirlemeniz neden önemli?

Peki neden kendi kırmızı bayraklarınızı tanımaya çalışmalısınız? Kişisel kırmızı bayraklar derken, aynı zamanda diğer insanların ilişkilerde sizde gördüğü işaretlerden de söz ediyoruz; yani, insanların sizinle ilişki kurup kuramayacaklarını sorgulamasına neden olabilecek şeyler.

Terapist Caraballo, “Kırmızı bayraklarımızın bilincinde olmak önemlidir, çünkü bu bize duygusal ve psikolojik olarak nerede olduğumuza dürüst bir şekilde bakma ve tekrar derin, samimi ilişkilere girmeden önce hala iyileşmeye veya onarılmaya ihtiyaç duyan taraflarımızı belirleme fırsatı sunar” diyor.

“Kendi kırmızı bayraklarımızı belirlemek, bize belirli bir dönemdeki ilişkisel kapasitemiz ve yeteneğimiz hakkında daha doğru bir görüş sağlar” diye de ekliyor. Başka bir deyişle kendi kırmızı bayraklarınızı bilmek, üzerinde çalışabileceğiniz alışkanlıkları, daha iyi bir ilişki için partnerinize neleri açıklamanız gerektiğini, hatta bir ilişkiye hazır olup olmadığınızı belirlemenize yardımcı olabilir.

Kırmızı bayraklarınızı nasıl belirleyebilirsiniz?

Hangi davranışlarınızın başka birini tetikleyeceğini her zaman tahmin edemezsiniz. Ama sizi neyin tetiklediğini, sahip olduğunuz sağlıksız davranışları veya ilişki becerilerinizi geliştirmenin yollarını belirlemek üzerine çalışabilirsiniz. İşte nasıl yapılacağı:

1. Gözlemlemek için zaman ayırın

Pek çok deneyde olduğu gibi, gözlemleyerek başlayın. Kendi davranışlarınızı, düşüncelerinizi ve duygularınızı bir günlükte veya telefonunuzdaki notlar uygulamasında tutarak gözlemleyebilirsiniz. Gerekirse buna birkaç gün ayırın ve kalbinizi inciten ve dolduran şeyleri fark edin. İlişkilerde sizi güvensiz, kızgın, üzgün veya kıskanç hissettiren şeyleri yazın. Birkaç ortak tema toplayana kadar bunu yapın. Şu anda bir ilişkiniz yoksa, önceki ilişkinizi düşünün veya gelecekteki olaylara tepkinizi hayal edin.

2. Nedenlerini anlayın

Ardından, kendinize bu şeylerin sizi neden tetiklediğini sorun; kötü niyetle hareket eden diğer kişi yüzünden mi yoksa daha çok iyileşmemiş travmanızla mı ilgili? Bu, daha önce bir kenara koymuş olabileceğiniz, iyileştirmeye devam etmeniz gereken bir sorunu da ortaya çıkarabilir. İşlenmemiş bir travmaya sahip olmak kendi başına bir kırmızı bayrak değildir, ancak flört sürecinde ilerlerken dikkatli olmak isteyeceğiniz bir şeydir.

3. Kendinizle ilişki yaşadığınızı hayal edin

Bunu söylemesi yapmaktan daha kolay ama kesinlikle çabaya değer. Kendinize şu gibi sorular sorun: Kendimle neden birlikte olmak isterim? Hayal kırıklığına uğrayacağım şeyler neler? Bunları düşünebilir, güvenilir bir arkadaş veya partnerle konuşabilir veya günlüğünüzde tutabilirsiniz. Bir partner olarak hayal kırıklığına uğrayabileceğiniz şey, kendinizdeki potansiyel bir kırmızı bayrağı yansıtıyor olabilir. Örneğin;

  • Açıkça iletişim kurmak yerine üzgün olduğunuzda sessizleşiyorsunuz.
  • Başkalarına sınır koymakta zorlanıyorsunuz.
  • Dikkat çekmek için kasıtlı olarak partnerinizi kıskandırmaya çalışıyorsunuz.
  • Sesinizi kolayca yükseltiyorsunuz.
  • Hatalı olduğunuz zaman kabul etmekte zorlanıyorsunuz.
  • Başkalarına güvenmekte zorluk çekiyorsunuz.

Bunu eleştiriden çok öz-şefkat ve merakla yapmayı deneyin. Eğer kendinize karşı çok katı olduğunuzu düşünüyorsanız, şu soruyu sorun: “Eğer bu kırmızı bayrak arkadaşıma ait olsaydı, onu yargılar mıydım? Aynı nezaketi kendime nasıl gösterebilirim?”

4. Eski partnerinize sorun

Eski bir partnerle dostluğunuz sürüyorsa ve ona güveniyorsanız, gelişmek için ona danışabilirsiniz. Elbette, eski sevgilinize ulaşırken dikkatli olun. Bunun amacı devam eden gerilimleri yumuşatmak değil. Aksine güçlü yanlarınızın neler olduğuna ve sizi birlikte olmayı zorlaştıran şeylere karşı net bir bakış açısı kazanmak.

Kırmızı bayraklarınız üzerine nasıl çalışabilirsiniz?

Bu süreçte özellikle terapistiniz size en iyi şekilde yardımcı olabilir. Ama kırmızı bayraklarınız üzerine tek başınıza da çalışabilirsiniz. Buna tipik bir kendini geliştirme yolculuğu gibi yaklaşın.

  • Kırmızı bayrağınızı sergilediğinizi fark ettiğinizde, bunu aklınıza not edin.
  • Pratik yapın. Örneğin kırmızı bayrağınız sınır koymakta zorlanmaksa, bu zihinsel kası güçlendirmek için arada bir küçük sınırlar koymayı deneyin.
  • Açık olun. Eğer bir ilişkiniz varsa, partnerinize söz konusu kırmızı bayraktan bahsedin ve üzerinde çalıştığınızı anlatın.
  • Yardım isteyin. Daha önce de belirttiğimiz gibi, kendi kırmızı bayraklarınızı bir terapistle tartışmak ciddi derecede yardımcı olabilir.
  • Acele etmeyin. Her yolculukta olduğu gibi, bu biraz zaman alabilir. Yolculuk boyunca kendinize karşı nazik olun ve bir günde daha iyi bir partner olamayacağınızı unutmayın.

Kaynaklar: mindbodygreen, verywellmind

İlginizi çekebilir: İlişkiniz sinyal veriyor olabilir mi: Romantik ilişkilerde yeşil, sarı ve kırmızı bayraklar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale