X

Kişisel çelişim 1: Okuduğunu anlamakla işe başla

Zaman kişisel olarak gelişmeye çalışma/çabalama zamanı. Çalışma/çabalama zamanı diyorum çünkü bir şeyleri yapmak için, başlamak için, oldurmak için, öğrenmek için yapmamız gerekenleri yapmayı, yapabilmeyi, yapamamayı ve daha birçok duyguyu sadece düşündüğümüz zaman bile kendimizi yetersiz hissedebiliyoruz. Burada başlayan gelişim, bilgi açlığı gibi görünen ama aslında yetersizlik hissiyatı ile “kendi çabamızla”, yani “kişisel olarak gelişmek için çalışmaya başlamaya başlayarak” başlıyor. Bu cümle sizin için bir şey ifade etmiş/etmemiş olabilir. Olabilir. Bunun bir önemi yok.

Son yüzyılın nörobilimcilerinin buluştuğu bir ortak nokta var: Beynin tepki göstermiyor, beynin sadece geçmiş deneyimlerine dayanarak tahmin ediyor, bu argümanları desteklemek için bir inanç yaratıyor ve kendi sanal gerçekliğinin içinde huzurla (!) yaşıyor. İşte nokta tam da burada: Bu senin huzurun değil, beynin doğal çalışma şekli.

Beyin geçmiş deneyimlerle yarına bakıyor, beyin geçmiş deneyimlerle şu anı yorumluyor olabilir. Bu beynin normal hali, parçaları alıp birleştirip tüm boşlukları dolduruyor. Boşluklar, yani sessizlik alanlarımız dolunca beyin huzur bulurken (!) siz huzursuzluktan ölecekmiş gibi hissedebiliyorsunuz. İşte tam bu noktada beyni sakinleştirmek için keşişler gibi bir manastıra kapanıp ya da kendi evimizi inziva alanına dönüştürüp diğer tüm iletişim ağlarını ve dolayısıyla algılarımızı kapatarak nasıl arınmış, nasıl hafif, nasıl başka hissedebiliriz? Hayali güzel geliyor, değil mi? Evet ama bu hayalin başkahramanı beyin çünkü beyin boşlukları doldurup tahminler üreterek görevini tam anlamıyla yerine getirmekte. Bu gibi kişisel ihtiyaçlarla başlanan herhangi bir etkinlik veya eğitim, orada geçen huşu dolu günlerin ardından kendi yaşam alanınıza ve günlük koşturmacanıza dönünce aniden bastıran duygular fırtınası size aldığınız nefesi dar edebilme ihtimalini de barındırıyor. Gerçek dünyaya adapte olmak, hayaller ve hayatlar arasındaki bu müthiş uçurum bizi yine kalbimizden, hem de tam on ikiden vurabilir: İnancımızdan.

Bilgiye o kadar çok açız ama bir yandan bilgi o kadar başıboş bir halde ki her yerde, her an, beklemediğinde, istemediğinde, gördüğün bir satırda, resimde, internette surf yaparken, yolda yürürken, Instagram’da stalk yaparken bir maruz kalma hali. Kişinin kendi talebi dışında kendisine çoktan yöneltilmiş olan bu bilgi aktarımı hali, bu kalabalık, ihtiyacımız olan sessizlik alanımıza girdiğinde huzursuzluk başlıyor. Artık geldiğimiz noktada kişisel gelişmenin gerçek anlamının dışındaki diğer tüm dallarda boğuluyoruz. Bir yöntemden bir diğerine geçerken, birinden beklediğimizi diğerinden umarak başlıyoruz. Şimdiye kadar öğrendiklerimize dayanarak yapmamız gerekenleri, anlamamız/içselleştirmemiz gerekenlerden daha önemli bir yere koyabiliyoruz. Henüz bildiklerimizin yetersiz olduğu düşüncesiyle adım atamadığımız için bu yüzyılın verdiği tüm imkanları kendi aleyhimize çevirip kendimizi tam da kalbimizden yaralıyoruz. İnancımızdan.

Bir şeyi, öncesinde bir hazırlık aşamasın ve hemen ardından yapılması gerekenler diye uzayan bir liste olmadan da yapabiliriz belki. Veya yapmamız gerekenleri tamamen eksizsiz yaptıktan sonra “Daha da yapabilirim/yapmalıyım” tavrına fazlaca tutunmak doğru bir başlangıç olmayabilir. Aranan/bulunan sebepler, bahaneler, motivasyonlar gerçek manasından çıkıp bir çeşit temel insani hırsa dönüşmüşse eğer, kendi çemberinin içinde dönüp dolaşıyor olma ihtimalin de var, hem de evet, hala. Tüm bu eğitimlere, tüm canlı yayınlara, hocaların verdiği tüm ödevleri eksiz bitirmene rağmen! Artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor, falancanın bile hayatı değişti neredeyse, ah hep o yaptığı yogalardan falan filan… Bunlar benim hayatımın bir kısmında, benim başıma gelenlerden bir kesit. Ama anlaşılıyor ki seçenekler sandığın gibi kafanın içinde dönüp duranlarla sınırlı değil. Hatta onlar gerçek bile değil!

Peki kişisel gelişimim için çalışmaya nasıl ve nereden başlamalıyım? Hangi öğreticinin ekolünü kabul etmeli, hangisini övmeli, önermeli, hatta belki hak bulup da yermeliyim? Arkadaşlarımın kullandığı hangi app’i indirsem, hangisini silsem? Filanca app bir arkadaşıma çok iyi gelmiş, denesem mi? Bunlar gibi birçok düşüncenin eşlik ettiği bu yolda, kişisel gelişim ancak kişisel olarak gelişmeye çalışma, çabalama aşamasında takılıp kalabiliyor. Hal böyle olunca yıllar boyu yapılanlar, hatta daha yapılacak olanlar, onlarca kamp, yüzlerce saat eğitim, okuma derken bir bakmışsın ki hala nerede olduğunu bilmiyor olduğunu düşünmenin -bilmen gerektiğine inanmanın- verdiği bir sancıyla baş başasın… İşte bunlar hiçbir zaman kişisel gelişim olmadı. Bu, olsa olsa ancak kişisel gelişmeye çalışma/çabalamadır ve hiçbir zaman kişisel gelişim için yapılan bir şey değildir.

Devamı haftaya!

Bundan sonraki satırlarda ve her hafta yayınlanacak tüm yazılarımda benim anlama yolculuğumu okuyor olacaksınız. Beni, anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın. Okuduğunuz an anladığınız şey, az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın.

Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

İlginizi çekebilir: Hayata dahil olmanın sırrı: Diğerlerinden önce, kendine koşabilmek

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale