X

Kişisel algılama alışkanlığınızı dönüştürün: Objektif bir bakış açısı kazanmanın yolları

Arkadaş çevrenizde, iş ortamınızda ya da romantik ilişkilerinizde aslında sizinle hiç alakası olmayan bir durumu kişisel algıladığınız için moralinizin bozulduğunu hissettiğiniz oldu mu? Ya da aslında, sizi hiç ilgilendirmeyen, sizin için söylenmemiş bir eleştiriyi üstünüze alınıp bütün gün üzerine düşünüp durduğunuz? “Servisten inerken bana iyi akşamlar demedi. “, “Sabah günaydın dedim cevap vermedi.”, “Onlar buluşmuş ama beni kimse çağırmadı.”, “Bir şey sordum, cevap verirken yüzüme bile bakmadı.”… Tanıdık gelen cümleler mi size? Belki de daha bugün buradaki örneklere eklenebilecek benzer bir şey yaşamışsınızdır, kim bilir… Gerçekte sizinle hiçbir ilgisi olmayan bir tepkiyi üzerinize alındınız ve bütün gününüzü kötü etkilemesine izin verdiniz. Peki, bunu önüne nasıl geçebiliriz? İşte kişisel algılamamak için yapabilecekleriniz:

Kişisel algılamak ne demek, neden kişisel algılıyoruz?

“Hiçbir şeyi kişisel olarak algılamadığında, gerçekten özgür olmuşsun demektir.” -Don Miguel Ruiz

Kısaca tanımlamak gerekirse; kişisel algılama, başkalarının söylediklerinden ya da yaptıklarından kendimize pay çıkararak küçümsendiğimizi, eleştirildiğimizi ya da suçlandığımızı hissetme durumudur. Bu durum, enerjimizin düşmesine, kendimizi kötü hissetmemize, motivasyonumuzun azalmasına, öz güvenimizin zedelenmesine ya da zihinsel ve ruhsal olarak kendimizi yormamıza neden olabilir. Duygusal olarak oldukça yıpratıcı bir durumdan kurtulmak ve hatayı kendimizde aramaktan vazgeçmek için bir şeyleri nasıl kişisel algılamayacağımızı öğrenmemiz gerekir.

Kendimizi kişisel algılama zincirinden kurtarmak için, kişisel algılama konusuna farklı bir bakış açısı getirmiş Dört Anlaşma Kitabı’nın yazarı Don Miguel Ruiz‘in sözlerine de kulak verebiliriz: “İnsanlar bana “Miguel sen iyisin.” dediklerinde bunu kişisel algılamam, “Kötüsün” dediklerinde de. Siz mutluyken bana “Miguel sen bir meleksin.” diyebilirsiniz ama kızgın olduğunuzda bana “sen şeytansın” dersiniz.”, diyor. Don Miguel Ruiz, Dört Anlaşma kitabında bize kendimizi kendimizden kurtarmamız gerektiğini anlatıyor. Bunun için de dört anlaşma sunuyor. Bunlardan bir tanesi ve belki de en önemlisi de “Hiçbir şeyi kişisel algılamamak“. Ruiz, kitapta başkalarının yaptıklarının, söylediklerinin bizden daha çok kendilerini ilgilendirdiğini, bu nedenle bize karşı söylenmiş olumsuz bir şeyin sebebinin aslında söyleyen kişi olduğunu fark etmemizi öğütlüyor.

Zaman zaman bu “kişisel algılama” kötülüğünü kendimize yapabiliyoruz ama artık buna bir son vermenin zamanı geldi de geçiyor. Hepimiz farklı bakış açılarına, farklı anlayışlara, farklı ifade tarzlarına sahibiz; bu nedenle kendimizi ne kadar doğru anlatmaya ya da karşımızdakini ne kadar doğru anlamaya çalışsak da uzlaşmakta zorlanıp iletişim kurarken bağlantı kopuklukları yaşayabiliyoruz. Tam olarak anlaşmayı sağlayamadığımızda da ortada olan bir durumu ya da konuşulan bir sözü kişisel algılama eğiliminde olabiliyoruz.

Herkesin kendi yolunda biricik olduğunu kabul ederek ve Don Miguel Ruiz‘in sözlerini aklımızda tutarak bir şeyleri kişisel algılamak yerine neler yapabileceğimizin cevabını bulalım:

Kişisel algılamanın önüne nasıl geçeriz?

1. Karşınızdakinin açıklık getirmesini isteyin.

“Ne demek istedin?”, sizi olayları kişisel algılamaktan kurtaracak bir kaçış cümlesi olabilir. Patronunuzun üstü kapalı cümlelerinden sonra söylenenleri kişisel algılayıp üzülmeye başladınız, hemen orada durun. Gidin ve sorun, “Ne demek istediniz, ben tam anlayamadım.”. Bırakın, asıl anlatmak istediği ne ise farklı cümlelerle kendini tekrar ifade etsin. Eşinizle bir sorun yaşadınız, size neden öyle davrandığını anlamadınız. Gidin ve ona da sorun. “Asıl sorun nedir, ne demek istedin, böyle davranmanın altında başka bir şey olabilir mi?”. Kendinizi gereksiz yere üzmek yerinize karşınızdaki kişiyle iletişime geçin.

2. Olumsuz inançlarınızı sorgulayın.

“Neden?” kendinize sormanız gereken en önemli soru. “Neden bu durumu böyle algılıyorum, neden bu şekilde düşünüyorum, neden söylenilenleri kişisel algılıyorum?”. Basit bir örnekten yola çıkacak olursak, selam verdiğiniz birinin size geri selam vermemesi belki de anlam yüklemeniz gereken bir şey değildir. Belki bu durum size kabalık ya da nefret göstergesi olarak öğretilmiştir, kalıplarınızda o vardır ama karşı taraf için aynı şey geçerli olmayabilir.

3. Sizinle ilgili olmadığını kabul edin.

Biz insanlar, hayatımızın ilk yıllarından itibaren “ben merkezci” olmaya, yani olan biten her şeyin ortasına kendimizi koyma eğilimindeyiz. Bu da, bir şeyleri kişisel algılamamak üzerine verdiğimiz savaşta önümüze engel olarak çıkabiliyor. Para üstünü verirken sinirli davrandığı için kasiyer size gıcık olmayabilir, belki de sadece iş yerinde kötü bir gün geçiriyordur ve bunu da davranışlarına, tavırlarına yansıtıyordur.

Spotlight effect” söylemini hiç duydunuz mu? Sanki herkes bize bakıyormuş, bizi izliyormuş hissi yaratan; görünüşümüzün, yaptıklarımızın başkaları tarafından fazlasıyla fark edildiğini düşünme eğilimi olarak tanımlanan bu terim, Türkçe’de “sahne ışığı etkisi” olarak karşılığını buluyor. Eğer, bu yanılgıya sahip olduğunuzu düşünüyorsanız bir şeyleri kişisel algılamanızın altında yatan sebep bu olabilir. Oysa ki, herkes kendisiyle bu kadar meşgulken, sizce sandığınız kadar sizin yaptıklarınızla ilgileniyor olabilirler mi?

4. Herkesin farklı olduğunu ve kimsenin birbirini sevmek zorunda olmadığını fark edin.

“Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı?” ne güzel söylemiş Nazım Hikmet… Bazen karşımızdaki kişinin de bizim gibi davranmasını bekliyoruz; düşüncelerimizi paylaşsın, olaylara aynı yaklaşsın, benzer cümleler kursun istiyoruz. Ne yazık ki bu mümkün olmadığı gibi, karşımızdaki kişiye de haksızlık. Herkesin kendine özgü bir tarzı var ve ifade etmek istediklerini  kendi cümleleriyle anlatma hakkı. Onun söyleyeceklerini değiştiremeyeceğimiz için kendi bakış açımızı değiştirmek ve söylenenleri kişisel algılamaktansa gerçekten ifade edilmek istenenin ne olduğuna odaklanmalıyız.

5. Kendinize şefkat gösterin.

Önce kendinizi kabul ederek ve kucaklayarak işe başlayın. Kim olduğunuz, neyi nasıl yaptığınız, sadece sizi ilgilendirir. Başkalarının ne düşünüp yaptığı da onları. O yüzden söylenen her şeyi üstünüze alınmayı, altında başka anlamlar aramayı, kendinizi başkalarının sözlerine ya da davranışlarına göre yargılamayı bırakın. Varsın, komşunuz o gün günaydın demesin, siz kendiniz olmaktan vazgeçmeyin.

Tam olarak karşınızdaki kişinin ne demek istediğini anlamadığınızda ya da olayları kişisel algıladığınızı düşündüğünüzde kendinizi bu girdabın içinden çekmek ve bakış açınızı değiştirmek için bu yöntemleri deneyin; özgürleştiğinizi hissedeceksiniz.

6. Yeni bir hikaye oluşturun.

Geçmiş deneyimlerimiz, hayatımızda çok fazla etkiye sahip. Duyduklarımız, gördüklerimiz, yaşadıklarımız, inançlarımızı; kim olduğumuzu; dünyayı algılayış biçimimizi doğrudan etkiliyor. Geçmişte sahip olduğunuz bir deneyim, bugün yaşadıklarınızı yorumlamanızı değiştirebiliyor. Birisi geçmişte iyi yemek pişiremediğinizi söylediği için bununla ilgili bir konuyu hemen üstünüze mi alınıyorsunuz? O zaman o hikayeyi unutun. Yenisini kurun. Evet, belki yemek pişirme konusunda iyi değilsiniz ama insan ilişkilerinde çok başarılısınız. Belki de gerçekten yemek yapmakta iyi olmadığınıza odaklanmak istiyorsunuz; o zaman bunu fırsat olarak görün ve kendinize bir şeyler katarak bu inancı dönüştürün. Kendinize yemek işinde çok iyi olduğunuz yeni bir hikaye yaratın.

7. Tepkinizi göstermek için kendinize zaman tanıyın.

Yukarıdaki tüm adımlara rağmen bir şeyleri kişisel algılıyor ve buna cevap vermek istiyorsanız düşünmek ve sakinleşmek için kendinize zaman tanıyın. Bir şeyleri kişisel algıladığımızda olaylara daha duygusal yaklaşabiliyoruz; bu da öfkemizi, sinirimizi, üzüntümüzü daha keskin bir şekilde karşı tarafa yansıtmamıza sebep olabiliyor. “Sen ne diyorsun?” diyerek karşı  tarafa saldırmadan önce kendinize zaman verin. Nefes almak, sakinleşmek, mümkünse meditasyon yapmak, sonraki adımınızı düşünmek, söylenileni ya da yapılanı yeniden gözden geçirmek için ortamdan uzaklaşın. Belki karşınızdaki sizi yargılamıyordu ya da küçümsemiyordu, siz kişisel algıladınız. Tepkinizi uygun bir şekilde göstermek için ihtiyaç duyduğunuz alanı kendinize yaratın. Öfkeyle kalkıp zararla oturmayın.

İlginizi çekebilir: “Kişisel olarak algılamama” sanatı 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

LEGO’dan hem çocukları hem yetişkinleri mutlu edecek en mükemmel yılbaşı hediyeleri

Yeni yıl, soğuk günleri sıcacık bir sevgiyle sarmalayan, neşe ve heyecan dolu büyülü bir dönem. Öyle ki yalnızca taptaze başlangıçların değil; sevdiklerimizi mutlu edecek fırsatların da habercisi. Bu özel dönemi daha da unutulmaz kılmanın ve yılbaşı coşkusunu sevdiklerimizle paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise hiç şüphesiz gözlerden kalpler çıkaracak mükemmel yeni yıl hediyeleri. Peki ama gerçek anlamda mükemmel bir hediye bulmak mümkün mü?



Çocukken çok kolay olan hediye seçimi konusu, ne yazık ki yetişkinlikte zor bir hal alabiliyor. O zamanlar en sevdiğimiz karakterin yeni çıkan bir kitabı ya da havalı yeni bir oyuncak, bizi mutlu etmeye yeterdi. Ama büyüdükçe işler biraz karıştı… İhtiyaçlar, istekler, beklentiler, arzular, hepsi değişti, karmaşıklaştı. Haliyle, bir yetişkini ‘gerçekten’ mutlu edebilecek o ‘mükemmel’ hediyeyi bulmak da zorlu bir sanata dönüştü. Ama çözüm, sandığımızdan çok daha yakında olabilir. Belki de oyuna ve yaratıcılığa yeniden kucak açmak, tüm bu karmaşıklığı alıp götürmeye yetebilir. Siz de bu yıl sevdiklerinizi gerçekten heyecanlandıracak bir hediyenin peşine düştüyseniz aradıklarınızı LEGO’da bulabilirsiniz. Çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de oyunun, yaratıcılığın ve rahatlamanın kapılarını aralayan LEGO’da herkese uygun yüzlerce çeşit var:

Estetik ve dekoratif dokunuşları sevenlere özel

Çevrenizde gördüğü her boş duvarı doldurmak için hemen zihninde tasarım yapmaya başlayan ya da boş rafları estetik detaylarla dekore etmeye bayılan sevdikleriniz varsa, onlar için en iyi yılbaşı hediyesi bir LEGO’dan bir sanat eseri, doğadan bir parça veya mimari bir detay olabilir:

  • LEGO® Art Mona Lisa: Dekorasyonun yanı sıra sanat ve tarih meraklısı sevdikleriniz için Mona Lisa’nın 3D versiyonu şahane bir yeni yıl armağanı olabilir. Sevdiklerinizin duvarlarını süsleyerek yaşam alanlarına enerji katacak bu özel hediye, onların yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.
  • LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu: Doğanın dokunuşlarını yaşam alanlarına taşıyacak LEGO® Icons Yalıçapkını Kuşu, canlı renkleriyle sevdiklerinize yılbaşı coşkusunu yansıtırken mutluluktan gözlerinden kalpler çıkartabilir.

Enerjisini doğadan alanlara özel

Doğaya, yeşile, bitkilere düşkün, enerjisini, ilhamını büyüleyici çiçeklerden ve renklerden alan sevdikleriniz için de en mükemmel hediyeler, yine LEGO’da:

  • LEGO® Icons Orkide: Orkidelerin bitkiler aleminde çok özel bir yeri olduğu tartışılmaz. Siz de sevdiklerinize onların sizin için ne kadar özel olduğunu hissettirmek istiyorsanız bu seti kaçırmayın. 5 taban yaprağı ve 2 hava kökü ile gerçekçi bir görünüme sahip bu ikonik orkide setini görenler canlısından ayırmakta zorlanabilirler 🙂
  • LEGO® Icons Erik Çiçeği: Bu set, sevdiklerinize güzel bir kırmızı çiçeği tomurcuktan açmaya ve tam çiçeklenmeye kadar inşa etme fırsatı sunuyor. Üstelik sevdikleriniz bu seti sergilemekten de büyük haz duyacak. Hem şık bir dekor hem de yaratıcı bir yapım süreci, ikisi de bu mükemmel hediyede.

Hız, heyecan ve adrenalin tutkunlarına özel

Hız, şüphesiz ki büyük bir tutku. Özgürlüğüne düşkün, heyecanı seven, teknolojiye ve otomobil dünyasına meraklı herkes için LEGO’da şahane hediyeler bulabilirsiniz:

  • LEGO® Technic Mercedes-Benz G 500 Professional Line: Mercedes-Benz tutkusu olan herkesi heyecanlandıracak, otantik özelliklerle dolu ikonik G Serisi’nden bir model, mükemmel bir yılbaşı hediyesinden çok daha fazlası olabilir. Baştan sona adeta bir mühendislik deneyimi sunan bu modelin sevdiklerinizi çok mutlu edeceği kesin.
  • LEGO® Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat: Maceranın sudaki halini seven ve yelken sporuna da merak duyan sevdiklerinizi mutlu etmek için fazla düşünmenize gerek yok. Aradığınız hediye LEGO Technic Emirates Team New Zealand AC75 Yat. Biraz çılgın, biraz heyecanlı, en çok da kusursuz… Emin olun sevdikleriniz bu seti hem yaparken hem de sergilerken çok keyif alacak.

Sinemaseverlere özel

Beyaz perdenin büyüsüne kapılan sevdiklerinize, onların bu tutkusunu daha da derinleştirecek hediyelerle unutulmaz deneyimler sunabilirsiniz:

  • LEGO® Star Wars™ Millennium Falcon™: Çoğu sinemaseverin gönlünde taht kurmuş en özel serilerden biri hiç şüphesiz ki Star Wars. Star Wars™ Millennium Falcon’un kokpiti, uydu çanağı, topları ve diğer ikonik detaylarıyla sevdikleriniz inşa sürecini tamamlarken kendilerini galaksinin derinliklerinde bir macerada da hissedebilirler.
  • LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba: Sevdiklerinizin sinema tutkusunu nostaljik rüzgarlarla buluşturmak isterseniz, aradığınız mükemmel hediye yine LEGO’da. Onları LEGO® Disney™ Genç Aslan Kral Simba ile çocukluk anılarına doğru bir yolculuğa çıkarabilirsiniz.

Oyunculara ve uzay meraklılarına özel

Uzayın sınırsız gizemini merak eden ya da en zorlu oyunları bile tek hamlede geçmeyi başarabilen sevdikleriniz varsa, onlar için de en mükemmel yeni yıl hediyeleri LEGO’da:

  • LEGO® Super Mario™ Super Mario World™: Mario ve Yoshi: Mario, şüphesiz ki hem çocukların hem yetişkinlerin gönlünde büyük yer tutan en ikonik oyunlardan biri. Eğlenceli bir nostaljik tur, keyifli bir oyun deneyimi ya da rahatlatıcı bir aktiviteden çok daha fazlasını sunacak bu set, sevdiklerinize yepyeni bir dünya yaratmak için ilham verebilir.
  • LEGO® Technic NASA Apollo Ay Taşıtı – LRV: Kozmik maceracılar için en şahane hediye: NASA Apollo Ay Taşıtı (LRV) modeli. Sevdiklerinizi yıldızlara götürüp geri getirecek bu özel hediye, bambaşka dünyaların kapısını onlar için aralarken yaratıcı duygularını da harekete geçirebilir.

Bonus: Mırmır Pati ile eğlenceyi geri getirin

LEGO’nun sonsuz olasılıklarla dolu dünyasında en mükemmel hediyeler de eğlence de oyun da bitmez… Mırmır Pati, oyunu her yaştan insan için geri getiriyor ve herkesi yılın bu büyülü zamanını çok daha keyifli geçirmeye davet ediyor.

Mutlu bir yer inşa etmek isteyen herkes için mükemmel hediyeler ve çok daha fazlası LEGO’da. Hemen tıklayın ve sevdiklerinizi mutlu etmeye erkenden başlayın.

*Bu yazı LEGO katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale