X

Kışın yürüyüş yapmanın benzersiz faydaları

Havalar soğumaya başladığında çoğumuz tüm günü evde sıcak bir şeyler içerek geçirmek isteyebiliyoruz. Dışarıdaki kara, yağmura, soğuk havaya karışmadan usulca evimizdeki sıcaklığın tadını çıkarmak daha cazip gelebiliyor. Açık havada yürüyüş yapmak bir kenara, gündelik işler için bile dışarı çıkmak çok zor bir hal alabiliyor. Ancak, evimizin sıcacık atmosferinin sunduğu konfora karşılık soğuk havada yürüyüş yapmanın da sağladığı birçok fayda var. Yalnızca bahar veya yaz aylarında yürüyüş yapıyor, kış mevsiminde yürüyüşlerinize uzun bir ara veriyorsanız bu yazımız fikrinizi değiştirebilir. Yapılan birçok araştırma ve uzman görüşü kış mevsiminde yürüyüş yapmanın fiziksel ve zihinsel sağlığı desteklediğine dikkat çekiyor. İşte sizi dışarıda dondurucu soğuk da olsa yerinizden kaldıracak, motivasyonunuzu canlı tutmanızı sağlayacak kışın yürüyüş yapmanın faydaları:

Daha fazla kalori yakmanızı sağlar.

Evet, kış aylarında yürüyüş yapmak daha fazla kalori yakmaya yardımcı oluyor. Özellikle kilo verme sürecinizi desteklemek için yürüyüş yapıyorsanız kışın dışarı çıkmak için kendinizi daha fazla motive edebilirsiniz. 53 kişiyle ile yürütülen bir çalışma, katılımcıların soğuk havada yürümelerinin sıcak havada yürümelerine kıyasla daha fazla kalori yakmasına, dolayısıyla daha kolay kilo vermelerine yardımcı olduğuna dikkat çekiyor. Fiziksel ve zihinsel sağlığın yanı sıra forma girmek de istiyorsanız kış aylarında yürüyüş yapmayı ihmal etmemelisiniz.

İlginizi çekebilir: Daha verimli egzersizler için bir profesyonel gibi egzersiz yapmanın 8 kuralı

Kemiklerinizi güçlendirir.

Güçlü kemikler için ihtiyaç duyduğumuz D vitaminin en önemli kaynağı hepimizin bildiği gibi Güneş. Yaz aylarında kolayca ve sıkça güneş ışınlarına maruz kalabiliyor olsak da bu, kış mevsimindeki açığı kapatmaya yetmiyor. O nedenle kış günlerinde özellikle güneşin kendini gösterdiği zamanları kollamak ve kış güneşinden faydalanarak güçlü kemikler için ihtiyacımız olan D vitaminini almak çok önemli.

İlginizi çekebilir: D vitamini kaynağı besinlerle hazırlanan lezzetli tarifler

Kış depresyonunu önler.

Kış aylarında günlerin kısalığı ve güneş ışınlarının eksikliği nedeniyle modumuz çoğu zaman düşük olabiliyor, bu da kış depresyonuna zemin hazırlayabiliyor. Hele bir de sabahın erken saatlerinde hava henüz aydınlanmadan evden çıkıp işten hava karardıktan sonra dönüyorsanız, enerjinizi yüksek tutmanın sizin için de zor olduğunu tahmin edebiliriz. Bu olumsuz duygunun sebeplerinden biri de gün ışığını az görmemizin yanı sıra doğayla olan bağımızın da koptuğunu, kabuğumuza çekildiğimizi hissetmemiz. Kışın açık havada yürüyüş yapmak, mümkünse parklara, ormanlara, deniz kenarlarına gitmek hem doğayla olan bağımızı koparmadan soğuk günleri atlatmamıza hem de gün ışığında zaman geçirmemize yardımcı olabilir. Eğer hafta içi işlerin yoğunluğundan ya da mesai saatlerinizden dolayı gün aydınlıkken yürüyüşe çıkamıyorsanız hafta sonu planlarınıza mutlaka açık havada yürüyüşü eklemelisiniz.

İlginizi çekebilir: Kış depresyonu nedir: 5 adımda kışın karanlığını üzerinizden atabilirsiniz

Modunuzu yükseltir.

Kış aylarında açık havada yürüyüş yapmak sadece olumsuz ruh halinden kurtulmamıza değil; enerjimizi yükselterek modumuzu toparlamaya da yardımcı oluyor. Soğuk havalarda yürüyüş yapmak kış depresyonuyla mücadelenin yanı sıra mutluluk hormonu olarak da bilinen endorfinin salgılanmasını artırarak modumuzu yükseltebiliyor. Birçok araştırma kısa süre bile olsa açık havada yapılan yürüyüşün mutluluğu artırmaya yardımcı olduğuna dikkat çekiyor. Kış aylarında her gün 20 dakika bile olsa yürüyüş için zaman ayırmanız bütüncül sağlığınız için atacağınız önemli bir adım olabilir.

İlginizi çekebilir: Ruh haline göre egzersiz seçimi

Daha hızlı uykuya dalmanıza yardımcı olur.

Soğuk havaların daha iyi uyumamız konusunda yardımcı olduğunu hepimiz biliyoruz. Yazın sıcak ve terletici havasında uykuya dalmak ve gece boyunca kesintisiz uyumak ne kadar zorlaşıyorsa kışın da serin havalar sayesinde bir o kadar kolaylaşıyor. Kış yürüyüşleri de vücut sıcaklığının soğumasına etki ettiğinden ve aynı zamanda kasları, kemikleri harekete geçirerek fiziksel yorgunluğa da zemin hazırladığından gün sonunda başımızı yastığa koyar koymaz uykuya dalmamızı sağlayabiliyor. Özellikle kışın kendinizi stresli ya da kaygılı hissettiğiniz zamanlarda uykuya dalmakta güçlük yaşıyorsanız kısa süreli de olsa soğuk havada yürüyüş yapmak dinlendirici bir gece uykusu deneyimine geçişinizi kolaylaştırabilir.

İlginizi çekebilir: Rahat ve kaliteli bir uyku için 5 çay önerisi

Dayanıklılığınızı artırır.

Soğuğa maruz kalmak, fiziksel dayanıklılığı geliştirmek için en etkili yöntemlerden biri. Kar, soğuk demeden buz gibi denize girenleri, yaz-kış soğuk suyla duş alanları, buz gibi havada incecik tişörtlerle gezenleri fark etmiş miydiniz? Hepsinin bir bildiği olmalı değil mi? Soğuk hava çeşitli bakterilere karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirirken aynı anda yaptığınız egzersiz de bunu destekliyor. Hem kan akışını artırması hem de hareket kabiliyetini güçlendirmesi nedeniyle soğuk havayı içinize çekerek yapacağınız yürüyüşle bütüncül sağlığınızı desteklemek için dondurucu soğuklarda bile yürüyüş yapmak için kendinizi motive edebilirsiniz. Harvard Tıp Fakültesi profesörü Adam Tenforde, soğuk havada yürüyüş yapmanın ayrıca kan basıncını düşürmeye, aerobik kapasiteyi artırmaya ve kan şekerini dengelemeye de yardımcı olduğuna dikkat çekiyor.

İlginizi çekebilir: Wim Hof Metodu: Buz adam Wim Hof’un gençlik iksiri nefes pratiği

Daha kolay nefes almanızı sağlar.

Daha önce fark etmiş olmalısınız ki; kış günlerinde hava daha temiz bir nefes sağlar. Daha az kirletici ve alerjenli olan serin hava vücudumuza sakinleştirici etkili, taze ve temiz havayı sokarak nefes alışverişimizi kolaylaştırma rolü üstenir. Ayrıca her nefeste yenilenmiş hissetmemizi de sağlar. Burnunuzun ucunun kızardığı, parmak uçlarınızın sanki donduğunu hissettiğiniz bir kış gününde yürüyüş yaparken içinize çektiğiniz o derin hava gerçekten de tazelendiğiniz hissiyatını vermiyor mu?

İlginizi çekebilir: Nefes egzersizleri: Rahatlatan ve enerji veren 8 farklı nefes tekniği

Bakış açınızı tazeler.

Kış mevsimi, doğayı dinlemek, ona kulak vermek, neler olup bittiğini sakince gözlemlemek, düşünmek için en ideal mevsim olabilir. Kar yağdığında etrafı saran sessizlik, yağmur yağarken çöken hüzün, rüzgara direnmeye çalışan yapraklarını dökmüş bir ağaç… Yürümek zihninizdeki karmaşanın düğümlerini çözmenize yardım ederken içinize çektiğiniz serin ve taze hava da düşüncelerinize yeni bir soluk getirebilir.

İster spor ihtiyacınızı karşılamak ister kilo vermek ister zihninizi dinlendirmek için dışarı çıkın; kış mevsiminde soğuk havaya rağmen yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Hem bedeniniz hem de zihniniz için kış aylarında mümkünse güneş ışınlarının kendini gösterdiği saatlerde kendinize yürüyüş için zaman ayırmanız yaşam kalitenizi hızlı bir şekilde yükselterek kendinizi çok daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.

Kaynak: today, 99walks, health.harvard

İlginizi çekebilir: Yürümek: Bu hayatta insana bahşedilmiş en kutsal eylem

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale