Kışın karanlığı ruhunuzu sarmasın: Enerjinizi yükseltmenin yolları

Yine yılın o zamanlarındayız. Hani hafta içleri tek isteğimizin, kendimizi işten eve atıp koltuklarımızda uzanarak sadece dizi seyretmek olduğu, hafta sonları da mümkünse evden hiç dışarı çıkmadan olabildiği kadar tembellik yapma hayalleri kurduğumuz kış aylarından bahsediyorum. Evet gökyüzü kış ayları boyunca genelde gri. Hava cidden çok soğuk ve insan mecbur olmadıkça dışarı çıkmak istemiyor. Ama tüm bunlar kendimizi kış aylarının rehavetine bırakmamız için bir neden değil. Gelin size vereceğim önerilerle enerjimizi kış boyunca da yukarı çıkaralım. Nasıl mı?

Hareket ederek

Biliyorum kış akşamlarında çoğumuzun işten eve geldiğinde tek istediği, favori koltuğunda oturup, battaniyesine sarılıp, sıcak bir çay eşliğinde en sevdiği diziyi seyretmek. Arada bir, bu rutinin dışına çıkıp hafta içleri ya da hafta sonları daha hareketli bir aktivite yapmaya ne dersiniz? Örneğin bir dans kursuna kayıt olarak daha önce hiç denemediğiniz bir dansı öğrenebilirsiniz. Böylelikle hem kış rehavetini üzerinizden atacak, hem hareket ederek kendinizi dinç hissedecek, hem de yeni bir hobi sahibi olacaksınız. Anlayacağınız, bir taşla üç kuş vurmuş olacaksınız. Eğer dans etmek size göre değilse düzenli olarak yoga ya da pilates stüdyolarına gidebilirsiniz. Burada önemli olan evden-işe, işten-eve şeklinde yaşanan hareketsiz bir hayat sürmek yerine, vücudumuzu hareket ettirecek aktivitelerde bulunmak. Ve bu aktiviteler sayesinde kendimizi daha enerjik ve mutlu hissetmek.

Hayatınıza renk katarak

Renklerin ruhsal dünyamız üzerindeki etkileri hepimizin malumu. Kış geldi diye illa kendinizi gri, siyah ya da kahverengi gibi koyu renklere mahkum etmek zorunda değilsiniz. Biraz renk rutininizin dışına çıkıp turuncularla, kırmızlarla, morlarla, lilalarla, kışın kasvetli havasına meydan okuyabilirsiniz. Tabii ki burada tepeden tırnağa rengarenk giyinmekten bahsetmiyorum. Renkli parçaları gardrobunuzun kışlık demirbaşı olan daha koyu renklerle kombinleyerek içinizi açan bir görüntüye sahip olabilirsiniz. Ya da aksesuar seçimlerinizi renklerden yana yapabilirsiniz. Örneğin kullandığınız atkıların, berelerin, şalların ya da eldivenlerin renkli olmasına özen gösterebilirsiniz. Burada önemli olan bize pozitif duygular verecek, örneğin turuncu gibi renkleri kullanarak kışın karanlığını biraz olsun aydınlatmak. Bu arada evinizde de renklerin pozitif etkisinden yararlanabileceğinizi hatırlatmakta fayda var.

Ruhsal bakımınıza zaman ayırarak

Her gün diş fırçalar gibi ruhsal bakımımıza zaman ayırmak, kendimize iyi bakmak kış rehavetine karşı kalkan görevi görebilir. Gün içinde kendinize nefes alma alanları yaratmayı ihmal etmeyin.

Her gün en az on dakikanızı kendinize ayırın. Bu on dakikayı en sevdiğiniz aktiviteleri yaparak geçirin. Lütfen benim kendime ayıracak on dakikam yok demeyin. Sosyal medyaya ayıracak on dakikanız varsa, kendinize ayıracak on dakikanız da vardır.

Yapabileceğiniz aktivitelere örnekler: Bol köpüklü bir banyo yapmak, en sevdiğiniz müzikleri dinlemek, meditasyon yapmak, evde cilt bakımı yapmak. Bunların yanı sıra düzenli beslenip, düzenli olarak dinlenmeyi de alışkanlık haline getirin. Kışın insanlar genelde karbonhidrat içerikli yiyecekleri fazla tüketme eğilimi gösterirler. Bu eğilim yüzünden kilo almak istemiyorsanız bir diyetisyene de başvurabilirsiniz.

Evet kışın kendinizi daha enerjik hissetmeniz için size verdiğim bazı öneriler bunlar. Kendinizi her daim enerjik hissetmeniz dileklerimle. Bu arada size bir eğitim haberim var. WhatsApp ya da FaceTime üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık Öz Sevgi eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için [email protected] adresine yazabilirsiniz. Hayatı güzelleştirmeyle ilgili psikoloji egzersizlerini ise @ranakutvan Instagram hesabımdan paylaşıyorum.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

İlginizi çekebilir: Yaşamınızı güzelleştirmek elinizde: 2020 “hayatı güzelleştirme yılı” olsun mu?