Kış mevsimi, birçoğumuz için evlerimizde daha fazla zaman geçirdiğimiz, yeme-içmeyle ilişkimizin biraz daha arttığı, hareketlerimizin azaldığı, haliyle vücudumuzdaki ağırlıkları hissetmeye başladığımız, şişkinlik şikayetlerinden yakındığımız bir dönem olabilir. Karla geçen günleri geride bırakmış adım adım bahara doğru yaklaşırken hafiflemek, vücudunuzda biriken ve gereksiz yüklere dönüşen toksinlerden arınmak, detoks yaparak bütüncül sağlığınızı iyileştirmek istiyorsanız bu yazımız size yardımcı olabilir. Detoks dendiğinde aklınıza aç kalmak, sadece sıvı tüketmek ya da yorucu egzersizler yapmak geliyorsa bakış açınızı değiştirmenin şimdi tam zamanı. Vücudunuzda birikmiş olan toksinleri atmanın, şişkinlikten kurtulmanın, hafiflemenin birden fazla eğlenceli yolu var. Gelin, bahar detoksu hakkında birlikte konuşalım:
Günlük sıvı tüketiminizi artırın.
Yeterli miktarda su tüketmek yaşamsal faaliyetlerimizin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için büyük önem taşıyor. Dehidrasyon, baş ağrılarından idrar yolu sorunlarına, böbrek rahatsızlıklarından ciltte erken yaşlılık belirtilerine kadar birçok farklı alanda olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Öte yandan, sindirim sisteminin bozulmasına ve bu nedenle vücutta toksinlerin birikmesine neden olabiliyor. Biriken toksinler de birçok sağlık problemine zemin hazırlıyor. Sadece susuzluğu gidermek için değil, yağ yakmak, besinlerin düzgün bir şekilde emilimi sağlamak, detoks sürecini desteklemek, enerji seviyesini yükseltmek ve bağışıklığı güçlendirmek için her gün yeterli miktarda su içmek şart. Suyun yanı sıra bitki çayları, detoks sıvıları, meyve-sebze suları, sağlıklı smoothieler de tüm bu süreçleri desteklemek ve sıvı alımını eğlenceli bir şekilde artırmak için harika fırsatlar olarak karşımıza çıkıyor. Ara öğün olarak tercih edebileceğiniz yeşil içecekler, suyunuzu tatlandırabileceğiniz limon dilimleri, bedensel ve zihinsel rahatlamanın yanı sıra şifa kaynağı olarak da görev yapan bitki çayları günlük sıvı tüketimini artırmanız için eğlenceli ve sağlıklı alternatifler arasında. Bilimsel araştırmalar, kadınlarda günlük 2.7, erkeklerde ise 3.7 litre su tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Şekeri azaltın, paketli gıdalardan uzak durun.
İşlenmiş şeker, metabolizmayı gereksiz yere yormasının yanı sıra birçok sağlık problemine de zemin oluşturuyor. Obeziteden kalp hastalıklarına, cilt problemlerinden karaciğer yağlanmasına çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıkmasında etkin rol oynayan rafine şeker, vücudun kendini arındırabilmesinin önünde de engel teşkil ediyor. Metabolizmanın verimli bir şekilde çalışmasını sağlayan iç organların görevini yerine getirmelerini zorlaştıran şeker, vücudun detoksifikasyon yapamamasına neden oluyor. Bu da toksik maddelerin atılamamasına, vücudun kendini temizleyemeyip farklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor. Özellikle abur cubur tüketmek konusunda kendinizi sınırlandırmakta zorluk yaşıyorsanız işe bu tür ürünleri evinize hiç sokmamakla başlayabilirsiniz. Yüksek şeker içerikli paketli gıdalar yerine sağlıklı atıştırmalıklar, meyve ve sebzelerle öğünlerinizi zenginleştirmeyi deneyebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Şekeri azaltmak nedir, ne işe yarar?: Rafine şekeri bırakmanın 7 yolu
Aktif kalmaya özen gösterin.
Hareket etmek, bütüncül sağlığımız için en kritik eylem. Hem zihinsel hem de fiziksel sağlığın devamı için aktif kalmamız, günlük adımlarımızı artırmaya çalışmamız şart. Spor yapmak genellikle kilo verme süreci ile ilişkilendirilse de vücut ağırlığınız kaç olursa olsun düzenli egzersiz yaparak metabolizmanızı güçlendirebilirsiniz. Egzersiz yapmak ayrıca inflamasyonu azaltarak, detoksifikasyon sistemi de dahil olmak üzere vücudunuzun sistemlerinin düzgün çalışmasına ve hastalıklara karşı korunmasına da yardımcı olmakta. Öte yandan şişkinlik, hazımsızlık, ödem gibi bedeninizdeki ağırlıkları hafifletmek için de egzersiz en önemli kilit noktadır. Egzersiz sırasında ter dökerken attığınız toksinler de bedeninizin nefes almasına, detoks sürecinizi desteklemenize yardımcı olacaktır. Günlük rutinlerinize ekleyeceğiniz 20 dakikalık bir yürüyüş bile kısa zamanda etkili sonuçlar almanızı sağlayabilir.
Tuz tüketimini azaltın.
Daha yemeğin tadına bakmadan tuz atanlardan, salatayı bol tuzlu sevenlerden ya da sebzeleri tuzsuz yiyemeyenlerdenseniz bakış açınızı değiştirmenin zamanı gelmiş olabilir. Çok fazla tuz tüketmek böbreklerinizi, karaciğerinizi yormanın yanı sıra, hele bir de yeteri miktarda su içmiyorsanız, vücudunuzun fazla sıvı tutmasına zemin hazırlıyor. Çünkü, yeterli su içmeyip çok fazla tuz tüketmek vücudunuzun idrara çıkmayı ve detoksifikasyonu engelleyen bir antidiüretik hormon salgılamasına neden oluyor. Aşırı sıvı birikmesi de kendini şişkinlik olarak belli edebiliyor ve vücudunuza gereksiz yere ağırlık yüklemiş oluyor. Bu nedenle vücudunuzu bu yükten kurtarmak için izleyebileceğiniz en hızlı yol tuz tüketimini mümkün olduğunca azaltmak. Tuz yerine farklı baharatlar ile yemeklerinizi, salatalarınızı lezzetlendirmeyi deneyebilirsiniz. Tuzu azaltırken içtiğiniz su miktarını da artırmayı unutmayın.
Antioksidan zengini besinler tüketin.
Vücudumuz için faydalı olmayan besinler, alkol, tütün ürünleri, stres, kirli hava metabolizmanın işleyişine zarar verebilecek serbest radikaller üretiyor. Bu serbest radikallerle savaşan antioksidanlar da vücudumuz için kritik rol oynuyor. Çeşitli hastalıkları, sağlık problemlerini önlemede ve vücudun ihtiyaç duyduğu gücü, enerjiyi sağlamakla görevli olan antioksidanları çeşitli besinlerle vücuda kazandırmak mümkün. Enginar, ceviz, yaban mersini, çilek, pancar ve brokoli gibi antioksidan zengini meyve-sebzeleri beslenmenize katarak zararlı serbest radikalleri vücudunuzdan atabilir, bedeninizi arındırabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Antioksidan nedir, ne işe yarar: Vücudu koruyan antioksidan yiyecekler nelerdir?
Prebiyotik alımına dikkat edin.
Bağırsakların sindirimin sisteminin kilit parçası olduklarını hepimiz biliyoruz. Vücudumuzdaki toksinleri atmak, boşaltım sisteminin sağlıklı ve verimli bir şekilde işlemesi için dikkat etmemiz gereken birçok nokta var. Bunlardan en önemlisi de bağırsak florasında yaşayan yararlı organizmalar. Prebiyotikler, bağırsak hareketlerini düzenleyerek bağırsaklardaki yararlı organizmaların çalışmasını ve minerallerin emilimini sağlarlar. Düzensiz bağırsak hareketleri şişkinlik, gaz sancısı, ödem ve benzeri birçok olumsuz duruma sebep olabileceği için bağırsakların düzgün bir şekilde çalışması çok önemli. Bu nedenle vücudumuzun temizlenmesini, arınmasını sağlamak, sindirim sisteminin verimli, sağlıklı bir şekilde işlemesini desteklemek için prebiyotik alımına dikkat etmek şart. Kuşkonmaz, pırasa, yulaf, keten tohumu, muz, elma ve benzeri meyve-sebzeleri öğünlerinize ekleyerek vücudunuzun ihtiyacı olan prebiyotikleri artırabilirsiniz.
Gereksiz hava yutmanıza neden olan eylemlerden uzak durun.
Vücutta şişkinlik yapan etkilerden biri de gereksiz yere yuttuğumuz havadır. Sakız çiğnemek, tütün ürünleri kullanmak gibi durumlar gereksiz hava yutmanıza ve bu nedenle yaşadığınız şişkinliğin rahatsız edici boyutlara ulaşmasına ve aşırı geğirme, gaz sancısı gibi gastrointestinal semptomlar belirmesine neden olabilir. Öte yandan, yemek yerken konuşmak veya hızlı yemek yemek de bu semptomları tetikleyebilir. Bu nedenle gereksiz hava yutmamak için daha dikkatli davranmak ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkları bırakmak şart. Şişkinliği azaltmanın yanı sıra vücuda zararlı maddeler girmesine neden olan tütün ürünlerini bırakmak detoks etkisi yaratmasıyla birlikte bütüncül sağlığınızı da iyileştirecektir.
İyi uyuyun.
Uyku, vücuttaki tüm sistemlerin düzenli bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor. Vücudun bütüncül sağlığını, doğal detoks sistemini ve metabolizmanın verimli bir şekilde işlemesini desteklemek için yeterli ve kaliteli uykunun sağlanması şart. Beynin işleyişini düzenlemesini, vücudun kendini şarj etmesini sağlayan uyku, gün boyunca biriken toksinleri atmaya da yardımcı oluyor. Yeteri kadar uyumadığınızda vücudunuz gerekli görevlerini yapacak zamanı bulamayacağı için toksinler birikerek sağlığınızı tehdit edebilir. Bu nedenle uyku düzenine sahip olduğunuzdan ve yeteri kadar uyuduğunuzdan emin olmalısınız.
Bedeninizi esnetin.
Tüm gün kasılan gergin kasları rahatlamaya yardımcı olan esneme hareketleri sadece kas ve eklemler için değil, vücudun toksinlerden arınması için de son derece önem taşıyor. Esneme hareketleri kas ağrılarını dindirmeye yardımcı olurken iç organlar için de masaj görevi görüyor; organları sıkıştırıp bırakarak toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca kan akışının hızlanmasını ve oksijenin artmasını da sağlıyor. Vücudunuza etkili bir detoks yapmak istiyorsanız sadece yediklerinize içtiklerinize değil bedeninizin hareketlerine de özen göstererek zararlı maddelerden arınabilirsiniz.
Abhyanga Masajı ile bedeninizi ve zihninizi arındırın.
Abhyanga, vücudu, zihni ve ruhu iyileştirmek, detoksifiye etmek için tercih edilen Ayurvedik öz masaj türü. Sıcak bitkisel yağlar ile zihninizi, bedeninizi rahatlatırken vücudunuzdaki toksinleri de serbest bırakabilirsiniz. Dilerseniz “Abhyanga Masajı nedir ve nasıl uygulanır?”“ yazımıza göz atarak bu masajın tüm püf noktalarını keşfedebilirsiniz.
Bonus: Detoks suları
Birbirinden lezzetli bu iki tarifi ister ana ister ara öğün olarak tercih edebilir, detoks sürecinizi destekleyebilirsiniz.
Yeşil detoks
- 2 sap kereviz
- ½ salatalık
- ½ yeşil limon
- 1 bardak kişniş
- 1 bardak kale
- 1 yeşil elma
Sarı detoks
- 2 cm taze zerdeçal
- 4 havuç
- 1 cm taze zencefil
- 1 portakal
- ½ limon
- 3 sap kereviz
Tüm malzemeleri meyve sıkacağınıza koyun ve karıştırın. Soğuk olarak tüketin.
Afiyet olsun!
Kaynak: health, healthline, mindbodygreen
İlginizi çekebilir: Kış sebzeleri ve kış sebzeleriyle yapılan yemek tarifleri