X

Bahar detoksu zamanı: Toksinlerden arının, kış şişkinliklerinden kurtulun

Kış mevsimi, birçoğumuz için evlerimizde daha fazla zaman geçirdiğimiz, yeme-içmeyle ilişkimizin biraz daha arttığı, hareketlerimizin azaldığı, haliyle vücudumuzdaki ağırlıkları hissetmeye başladığımız, şişkinlik şikayetlerinden yakındığımız bir dönem olabilir. Karla geçen günleri geride bırakmış adım adım bahara doğru yaklaşırken hafiflemek, vücudunuzda biriken ve gereksiz yüklere dönüşen toksinlerden arınmak, detoks yaparak bütüncül sağlığınızı iyileştirmek istiyorsanız bu yazımız size yardımcı olabilir. Detoks dendiğinde aklınıza aç kalmak, sadece sıvı tüketmek ya da yorucu egzersizler yapmak geliyorsa bakış açınızı değiştirmenin şimdi tam zamanı. Vücudunuzda birikmiş olan toksinleri atmanın, şişkinlikten kurtulmanın, hafiflemenin birden fazla eğlenceli yolu var. Gelin, bahar detoksu hakkında birlikte konuşalım:

Günlük sıvı tüketiminizi artırın.

Yeterli miktarda su tüketmek yaşamsal faaliyetlerimizin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için büyük önem taşıyor. Dehidrasyon, baş ağrılarından idrar yolu sorunlarına, böbrek rahatsızlıklarından ciltte erken yaşlılık belirtilerine kadar birçok farklı alanda olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Öte yandan, sindirim sisteminin bozulmasına ve bu nedenle vücutta toksinlerin birikmesine neden olabiliyor. Biriken toksinler de birçok sağlık problemine zemin hazırlıyor. Sadece susuzluğu gidermek için değil, yağ yakmak, besinlerin düzgün bir şekilde emilimi sağlamak, detoks sürecini desteklemek, enerji seviyesini yükseltmek ve bağışıklığı güçlendirmek için her gün yeterli miktarda su içmek şart. Suyun yanı sıra bitki çayları, detoks sıvıları, meyve-sebze suları, sağlıklı smoothieler de tüm bu süreçleri desteklemek ve sıvı alımını eğlenceli bir şekilde artırmak için harika fırsatlar olarak karşımıza çıkıyor. Ara öğün olarak tercih edebileceğiniz yeşil içecekler, suyunuzu tatlandırabileceğiniz limon dilimleri, bedensel ve zihinsel rahatlamanın yanı sıra şifa kaynağı olarak da görev yapan bitki çayları günlük sıvı tüketimini artırmanız için eğlenceli ve sağlıklı alternatifler arasında. Bilimsel araştırmalar, kadınlarda günlük 2.7, erkeklerde ise 3.7 litre su tüketilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Şekeri azaltın, paketli gıdalardan uzak durun.

İşlenmiş şeker, metabolizmayı gereksiz yere yormasının yanı sıra birçok sağlık problemine de zemin oluşturuyor. Obeziteden kalp hastalıklarına, cilt problemlerinden karaciğer yağlanmasına çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıkmasında etkin rol oynayan rafine şeker, vücudun kendini arındırabilmesinin önünde de engel teşkil ediyor. Metabolizmanın verimli bir şekilde çalışmasını sağlayan iç organların görevini yerine getirmelerini zorlaştıran şeker, vücudun detoksifikasyon yapamamasına neden oluyor. Bu da toksik maddelerin atılamamasına, vücudun kendini temizleyemeyip farklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacağı anlamına geliyor. Özellikle abur cubur tüketmek konusunda kendinizi sınırlandırmakta zorluk yaşıyorsanız işe bu tür ürünleri evinize hiç sokmamakla başlayabilirsiniz. Yüksek şeker içerikli paketli gıdalar yerine sağlıklı atıştırmalıklar, meyve ve sebzelerle öğünlerinizi zenginleştirmeyi deneyebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Şekeri azaltmak nedir, ne işe yarar?: Rafine şekeri bırakmanın 7 yolu

Aktif kalmaya özen gösterin.

Hareket etmek, bütüncül sağlığımız için en kritik eylem. Hem zihinsel hem de fiziksel sağlığın devamı için aktif kalmamız, günlük adımlarımızı artırmaya çalışmamız şart. Spor yapmak genellikle kilo verme süreci ile ilişkilendirilse de vücut ağırlığınız kaç olursa olsun düzenli egzersiz yaparak metabolizmanızı güçlendirebilirsiniz. Egzersiz yapmak ayrıca inflamasyonu azaltarak, detoksifikasyon sistemi de dahil olmak üzere vücudunuzun sistemlerinin düzgün çalışmasına ve hastalıklara karşı korunmasına da yardımcı olmakta. Öte yandan şişkinlik, hazımsızlık, ödem gibi bedeninizdeki ağırlıkları hafifletmek için de egzersiz en önemli kilit noktadır. Egzersiz sırasında ter dökerken attığınız toksinler de bedeninizin nefes almasına, detoks sürecinizi desteklemenize yardımcı olacaktır. Günlük rutinlerinize ekleyeceğiniz 20 dakikalık bir yürüyüş bile kısa zamanda etkili sonuçlar almanızı sağlayabilir.

Tuz tüketimini azaltın.

Daha yemeğin tadına bakmadan tuz atanlardan, salatayı bol tuzlu sevenlerden ya da sebzeleri tuzsuz yiyemeyenlerdenseniz bakış açınızı değiştirmenin zamanı gelmiş olabilir. Çok fazla tuz tüketmek böbreklerinizi, karaciğerinizi yormanın yanı sıra, hele bir de yeteri miktarda su içmiyorsanız, vücudunuzun fazla sıvı tutmasına zemin hazırlıyor. Çünkü, yeterli su içmeyip çok fazla tuz tüketmek vücudunuzun idrara çıkmayı ve detoksifikasyonu engelleyen bir antidiüretik hormon salgılamasına neden oluyor. Aşırı sıvı birikmesi de kendini şişkinlik olarak belli edebiliyor ve vücudunuza gereksiz yere ağırlık yüklemiş oluyor. Bu nedenle vücudunuzu bu yükten kurtarmak için izleyebileceğiniz en hızlı yol tuz tüketimini mümkün olduğunca azaltmak. Tuz yerine farklı baharatlar ile yemeklerinizi, salatalarınızı lezzetlendirmeyi deneyebilirsiniz. Tuzu azaltırken içtiğiniz su miktarını da artırmayı unutmayın.

Antioksidan zengini besinler tüketin.

Vücudumuz için faydalı olmayan besinler, alkol, tütün ürünleri, stres, kirli hava metabolizmanın işleyişine zarar verebilecek serbest radikaller üretiyor. Bu serbest radikallerle savaşan antioksidanlar da vücudumuz için kritik rol oynuyor. Çeşitli hastalıkları, sağlık problemlerini önlemede ve vücudun ihtiyaç duyduğu gücü, enerjiyi sağlamakla görevli olan antioksidanları çeşitli besinlerle vücuda kazandırmak mümkün. Enginar, ceviz, yaban mersini, çilek, pancar ve brokoli gibi antioksidan zengini meyve-sebzeleri beslenmenize katarak zararlı serbest radikalleri vücudunuzdan atabilir, bedeninizi arındırabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Antioksidan nedir, ne işe yarar: Vücudu koruyan antioksidan yiyecekler nelerdir?

Prebiyotik alımına dikkat edin.

Bağırsakların sindirimin sisteminin kilit parçası olduklarını hepimiz biliyoruz. Vücudumuzdaki toksinleri atmak, boşaltım sisteminin sağlıklı ve verimli bir şekilde işlemesi için dikkat etmemiz gereken birçok nokta var. Bunlardan en önemlisi de bağırsak florasında yaşayan yararlı organizmalar. Prebiyotikler, bağırsak hareketlerini düzenleyerek bağırsaklardaki yararlı organizmaların çalışmasını ve minerallerin emilimini sağlarlar. Düzensiz bağırsak hareketleri şişkinlik, gaz sancısı, ödem ve benzeri birçok olumsuz duruma sebep olabileceği için bağırsakların düzgün bir şekilde çalışması çok önemli.  Bu nedenle vücudumuzun temizlenmesini, arınmasını sağlamak, sindirim sisteminin verimli, sağlıklı bir şekilde işlemesini desteklemek için prebiyotik alımına dikkat etmek şart. Kuşkonmaz, pırasa, yulaf, keten tohumu, muz, elma ve benzeri meyve-sebzeleri öğünlerinize ekleyerek vücudunuzun ihtiyacı olan prebiyotikleri artırabilirsiniz.

Gereksiz hava yutmanıza neden olan eylemlerden uzak durun.

Vücutta şişkinlik yapan etkilerden biri de gereksiz yere yuttuğumuz havadır. Sakız çiğnemek, tütün ürünleri kullanmak gibi durumlar gereksiz hava yutmanıza ve bu nedenle yaşadığınız şişkinliğin rahatsız edici boyutlara ulaşmasına ve aşırı geğirme, gaz sancısı gibi gastrointestinal semptomlar belirmesine neden olabilir. Öte yandan, yemek yerken konuşmak veya hızlı yemek yemek de bu semptomları tetikleyebilir. Bu nedenle gereksiz hava yutmamak için daha dikkatli davranmak ve tütün ürünleri gibi zararlı alışkanlıkları bırakmak şart. Şişkinliği azaltmanın yanı sıra vücuda zararlı maddeler girmesine neden olan tütün ürünlerini bırakmak detoks etkisi  yaratmasıyla birlikte bütüncül sağlığınızı da iyileştirecektir.

İyi uyuyun.

Uyku, vücuttaki tüm sistemlerin düzenli bir şekilde çalışmasına yardımcı oluyor. Vücudun bütüncül sağlığını, doğal detoks sistemini ve metabolizmanın verimli bir şekilde işlemesini desteklemek için yeterli ve kaliteli uykunun sağlanması şart. Beynin işleyişini düzenlemesini, vücudun kendini şarj etmesini sağlayan uyku, gün boyunca biriken toksinleri atmaya da yardımcı oluyor. Yeteri kadar uyumadığınızda vücudunuz gerekli görevlerini yapacak zamanı bulamayacağı için toksinler birikerek sağlığınızı tehdit edebilir. Bu nedenle uyku düzenine sahip olduğunuzdan ve yeteri kadar uyuduğunuzdan emin olmalısınız.

Bedeninizi esnetin.

Tüm gün kasılan gergin kasları rahatlamaya yardımcı olan esneme hareketleri sadece kas ve eklemler için değil, vücudun toksinlerden arınması için de son derece önem taşıyor. Esneme hareketleri kas ağrılarını dindirmeye yardımcı olurken iç organlar için de masaj görevi görüyor; organları sıkıştırıp bırakarak toksinlerin dışarı atılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca kan akışının hızlanmasını ve oksijenin artmasını da sağlıyor. Vücudunuza etkili bir detoks yapmak istiyorsanız sadece yediklerinize içtiklerinize değil bedeninizin hareketlerine de özen göstererek zararlı maddelerden arınabilirsiniz.

Abhyanga Masajı ile bedeninizi ve zihninizi arındırın.

Abhyanga, vücudu, zihni ve ruhu iyileştirmek, detoksifiye etmek için tercih edilen Ayurvedik öz masaj türü. Sıcak bitkisel yağlar ile zihninizi, bedeninizi rahatlatırken vücudunuzdaki toksinleri de serbest bırakabilirsiniz. Dilerseniz “Abhyanga Masajı nedir ve nasıl uygulanır?”“ yazımıza göz atarak bu masajın tüm püf noktalarını keşfedebilirsiniz.

Bonus: Detoks suları

Birbirinden lezzetli bu iki tarifi ister ana ister ara öğün olarak tercih edebilir, detoks sürecinizi destekleyebilirsiniz.

Yeşil detoks

  • 2 sap kereviz
  • ½ salatalık
  • ½ yeşil limon
  • 1 bardak kişniş
  • 1 bardak kale
  • 1 yeşil elma

Sarı detoks

  • 2 cm taze zerdeçal
  • 4 havuç
  • 1 cm taze zencefil
  • 1 portakal
  • ½ limon
  • 3 sap kereviz

Tüm malzemeleri meyve sıkacağınıza koyun ve karıştırın. Soğuk olarak tüketin.

Afiyet olsun!

Kaynak: health, healthline, mindbodygreen

İlginizi çekebilir: Kış sebzeleri ve kış sebzeleriyle yapılan yemek tarifleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale