X

Kış mevsiminde evinizin hava kalitesini artırmak için öneriler

Yeni yılın habercisi olan ve bembeyaz karlı günlerin hayalini kurduğumuz kış mevsimi, aynı zamanda evlerimizin sıcacık ortamında daha sık vakit geçirdiğimiz bir mevsim. Havaların soğumasıyla birlikte vaktimizin büyük bir kısmını iç mekanlarda geçiriyor; sosyal aktivitelerimizden ofis saatlerine, hayatımızın pek çok farklı alanını evlerimize sığdırıyoruz.

Evlerimizin sağlıklı, keyifli ve huzurlu yaşam alanları olabilmesi için, temiz, düzenli ve huzurlu ortamlar yaratmanın yanı sıra iç mekan hava kalitesini iyileştirmek de büyük bir öneme sahip. Peki kış aylarında evimizin iç mekan hava kalitesini nasıl artırabiliriz?

İç mekan hava kalitesi neden önemlidir?

Hava kirliliği denildiğinde akla önce dış mekanlar geliyor olsa da, vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz yaşam alanlarımızın havası, dış mekanlardan daha kirli olabiliyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar, gelişmiş sanayi kentlerinde dahi, iç mekan hava kalitesinin dışarıdan daha düşük olabileceğini gösteriyor. Diğer yandan 2020 yılı içinde Dyson ve İstanbul Üniversitesi İstatistik Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından birlikte yürütülen “Ev Tozu Araştırması” da haftada ortalama 3 kez temizlenen evlerde bile %99,78 oranında hastalığa sebep olabilecek partiküllere rastlandığını gözler önüne serdi.

Küf ve mantar kalıntıları, polenler, dışarıda giydiğimiz kıyafetlerle ve ayakkabılarla eve taşıdıklarımız ya da evcil hayvan tüyleri gibi kirleticiler bir araya gelerek ev tozunu oluştururken; pencerelerden giren hava, kimyasal temizlik ve kişisel bakım malzemelerinin kalıntıları, ıslak kalan zeminlerle birlikte tüm bu kirleticiler mobilyalarımızın, halılarımızın ve hatta duvarlarımızın üzerinde birikebiliyor.

İç mekan hava kalitesinin bozulması hem kısa hem de uzun vadeli problemlere yol açabiliyor. Örneğin, kısa süreli maruz kalmada boğaz, göz ve burun kaşıntısı gibi alerjik reaksiyonlar görülebilirken, uzun vadeli maruz kalma, astım gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Özellikle çocuklar ve yaşlılar bu tozlardan daha fazla etkilenirken, alerjik bünyeler de tozların olumsuz etkilerine maruz kalabiliyor. İşte iç mekan hava kalitesini artırmanın yolları:

Kaynağı bulun.

İç mekan hava kalitesini artırmanın ilk adımı, havanızı kirleten etkenleri bularak ortadan kaldırmak. Örneğin, sigara dumanı, şömine ve ocaklardan çıkan gazlar zararlı karbonmonoksit ve nitrojendioksit gibi gazların havaya yayılmasına neden olabilir. Camları açtığınızda polen gibi kirleticiler evinize dolabilir. Bu noktada kirli havayı evin içinde dağıtan yöntemlerden çok, HEPA filtresine sahip bir hava temizleyici edinmek, kirleticileri ortadan kaldırmanıza yardımcı olabilir. Son olarak, dışarıda giydiğiniz kıyafetleri ve ayakkabılarınızı çıkarmak için evin girişinde bir alan yaratmak, kıyafetlerinizle ve ayakkabılarınızla içeri taşıyacağınız kirlerden kurtulmanıza yardımcı olabilir.

Zemini temiz tutun.

Ev tozunu oluşturan kimyasallar, alerjenler ve kirleticiler çoğu zaman evinizin zemininde birikebilir. Ev tozundan kurtulmanın ilk adımı ise evinizi düzenli olarak süpürmek. Evinizi süpürürken yalnızca zemini değil, toz birikimi olabilecek halı kenarlarını, koltukları, mobilyaları, duvarları ve hatta yatağınızı da süpürmeniz şart. Etkili bir temizlik deneyimi için evinizi haftada birkaç kez süpürebilir, rahat kullanımlı ve HEPA filtreli bir süpürge edinerek pratik ve etkili temizliğin tadını çıkarabilirsiniz.

Unutmadan söyleyelim; evcil hayvan tükürüğünde, idrarda ve kepekte bulunan partiküller de toz şeklinde ortama dağılabilen bir yapıda olduğundan dolayı, tüylü dostlarınızın sık vakit geçirdiği alanları temiz tutmak da oldukça önemli.

Doğal olana yönelin.

Evinizin, çamaşırlarınızın ya da bulaşıklarınızın hoş kokması için mumlara, tütsülere, hava temizleyici spreylere ya da kokulu deterjanlara yönelmeniz oldukça normal. Ne var ki bu sentetik kokular, hava kalitesini olumsuz etkileyen pek çok kimyasal maddeyi içeriğinde barındırıyor.

İç mekan hava kalitesini kirleten bu kimyasallardan uzak durabilmek için, etiket okuma alışkanlığı geliştirerek doğal içerikli deterjanlar tercih edebilir; deodorant, saç spreyi, hava temizleyici sprey gibi aerosol sprey kullanımından vazgeçebilir; hoş kokular için limon, taze çiçekler gibi hoş kokulu doğal malzemelerden faydalanabilirsiniz. Son olarak aloe vera, kılıç bitkisi gibi havayı temizleyen bitkiler de evinizin hava kalitesini artırmanıza yardımcı olabilir.

Nem oranını kontrol edin.

İç mekan hava kalitesinin en büyük düşmanlarından olan toz maytları ve küf, nemli ortamlarda barınır. İç mekan hava nemini %30-50 arasında tutmak, hem ev tozları hem de diğer alerjenleri kontrol altına almanıza yardımcı olur.

Evinizin nem dengesini ve dolayısıyla iç mekan hava kalitesini koruyabilmek için, gaz ve su buharının ortama yayıldığı yemek ve duş gibi aktiviteler esnasında evinizi havalandırabilir, ev bitkilerini fazla sulamaktan kaçınabilir ve çamaşırlarınızı açık havada kurutmaya özen gösterebilirsiniz.

Etkili bir temizlik için: Hava temizleme yönteminizi değiştirin.

İç mekan hava kalitesini artırmanın en etkili yöntemi ise, HEPA filtresine sahip bir hava temizleyici fana yatırım yapmak.

Dyson mikrobiyoloji laboratuvarlarında, mikroskobik partiküllerin nasıl çoğalıp evlerinize yayıldığını araştıran mühendislerin geliştirdiği öncü Dyson teknolojisi; havada uçuşan ince toz gibi küçük partikülleri yakalayıp hapseden hava temizleyiciler tasarlıyor.

Dyson Hava Temizleyici fanların 360 derece yalıtımlı filtrasyon sistemi, aktif karbon ve HEPA filtreleri; ultra ince partikülleri, alerjen ve polenleri yakalar; polenler dahil olmak üzere, havadaki partiküllerin %99,95’ini temizler*. Evinizde soluduğunuz havayı temizlemenin yanı sıra ısıtma, serinletme ve nemlendirme gibi farklı özelliklere sahip Dyson hava temizleyicilerden ihtiyacınıza en uygun olanını seçebilirsiniz.

Evinizin havasını yumuşatmak ve nemlendirmek için Dyson Humidify+Cool™: Temizler, nemlendirir, serinletir; hepsi bir arada. 360° kapalı filtrasyon sistemine sahip cihaz içerisinde aktif karbon ve cam HEPA filtre bulundurur. Aktif karbon filtre, gazları ve kokuları yakalarken; HEPA filtre ultra ince partikülleri yakalar. Dyson Humidify + Cool™ 5 litrelik bir su tankına sahiptir ve verimli su yönetimi sayesinde 36 saate varan nemlendirme sunar. Cihaz içerisinde biyostatik evaporatör bulunmaktadır. Bu evaporatör sayesinde yakalanan ultra ince partiküller hapsedilirken, filtrelenmiş nemli hava dışarı verilir. Diğer hava temizleyici fanlar gibi, Dyson Link uygulamasına bağlanır; kullanıcılara anlık oda içi hava ve nem kalitesi hakkında raporlama yapar, kumanda işi görür, filtre ömrü hakkında bilgi verir.

Evinin havasını temizlerken ısıtmak da isteyenler için Dyson Pure Hot+Cool™: Tüm odayı aynı anda hem arındırmak hem de ısıtmak için Dyson Pure Hot + Cool™ havayı temizleyen ısıtıcılı fan, hava kirliliği seviyesini otomatik olarak algılar ve havayı kirleten çok çok küçük maddeleri yakalar. Air Multiplier™ teknolojisini kullanarak temizlenmiş ve ısıtılmış havayı odaya dağıtır.

Temizlenmiş ve tazelenmiş, serin bir ev için Dyson Pure Cool™: Dyson Pure Cool™ hava temizleyici fan, bir odanın havasını gerektiği şekilde temizlemek için standart test koşullarının ötesine geçerek, aynı zamanda partikülleri ve gazları otomatik olarak algılayarak, ultra ince partikülleri %99,95 oranında hapseder ve Air Multiplier™ teknolojisiyle temizlenmiş havayı dağıtır ve yayar. Tüm yıl boyunca havanızı temizler ve ihtiyacınız olduğunda sizi serinletir.

 

* Aktif karbon ve cam HEPA filtresi ile havadaki gazları ve ince partiküllerin %99.95’ini hapseder. Filtrenin verimliliği, bağımsız laboratuvarlar (IBR US) tarafından EN1822 test koşullarında 0.1 mikron boyutundaki ultra ince partiküller üzerinde (DEHS) laboratuvar şartları altında test edilmiştir.
* Dyson Ultraviyole temizleme teknolojisi sayesinde altındaki su tankı haznesi içerisindeki her damla ultraviyole ışık yayar. Böylece partiküllerin %99.99’u yok edilir. Test Tesisi: Üçüncü parti ajansı, Campden BRI (İngiltere) -Test Metodu: Dyson Test Metodu TM- 004533 – tanktaki suya test organizması aşılanır ve UVC’yi geçtikten sonra toplam yaşayabilir partikül sayısı miktarı ölçülür. -Konu: Su tankındaki ultra ince partiküller (4 tip). – Ultra ince partikül giderimi: Su tankına gömülü UVC ışığı ultra ince partiküllerin DNA’sını bozarak çoğalma ve hayatta kalma yeteneğini ortadan kaldırır. -Test Sonuçları: UVC ışığının ilk geçişinden sonra ultra ince partiküllerin yüzde 99’unu temizler. Yukarıdaki sayılar, makinenin kullanım koşullarına ve ortamına bağlı olarak değişebilir.
* İçerisindeki algoritma sayesinde oda içerisindeki nem seviyesini takip ederek otomatik olarak kontrol eder ve ihtiyaç halinde düzenler.
* Havanın temizlenme özelliğinin kapsamı 81m³’lük bir odada test edilmiştir. Havanın nemlendirilme özelliğinin kapsamı 41m³’lük bir odada test edilmiştir.

 

Bu içerik Dyson katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Evinizde yapacağınız küçük değişikliklerle kışı daha sağlıklı, mutlu ve huzurlu geçirmenin yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

‘Evdeki herkes barista’: Bosch VeroBarista ile kahve deneyiminizi zirveye taşıyın

Kahve, şüphesiz ki pek çoğumuz için lezzetli bir içecekten çok daha fazlası; adeta bir tutku, bir ritüel… Sabahın ilk ışıklarında enerji veren, gün içindeki küçük molalarda kendimizi şımartmamızı sağlayan, bazense sohbetlerin tadını ikiye katlayan en keyifli eşlikçi. O yüzden günün farklı anlarını, farklı kahvelerle taçlandırmak gibisi yok; ne de olsa her anın kendine has bir kahvesi var. Güne enerjik bir başlangıç yapmak için yoğun aromalı bir americano ya da gün içinde en sevdiğimiz tatlının yanında yumuşak içimli bir cappuccino en iyi seçim olabilir.



Peki ya bu seçimlerimizi evde barista ustalığıyla hazırlayabilir miyiz? Elbette. Bosch Tam Otomatik Kahve Makinesi VeroBarista ile günün her anına ve her damak tadına uygun lezzetli kahveler hazırlamak mümkün; çünkü VeroBarista ile evdeki herkes barista. Her fincanınızı ustalık eserine dönüştürmeye hazırsanız, işte VeroBarista ile yapabilecekleriniz:

Kahve çekirdeklerini dilediğiniz gibi öğütebilirsiniz

Barista ustalığında lezzetli kahveler hazırlayabilmenin ilk adımı, kahve çekirdeklerini doğru bir şekilde öğütmekten ve tazeliği korumaktan geçiyor. Güzel haber; VeroBarista tüm bunları sizin için yapıyor. CreamDrive, yüksek kaliteli seramik kahve öğütme ünitesi ve özel aroma koruyucu çekirdek haznesi ile günün her saati taze çekilmiş kahve çekirdekleriniz hazır.

Üstelik çekirdek öğütme inceliğini de dilediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Arka arkaya iki öğütme ve ısıtma sayesinde ekstra güçlü kahvenizi tadı daha az acı olacak şekilde hazırlayabilirsiniz. AromaDouble Shot Fonksiyonu ile kahve aromasından ödün vermeden ekstra yoğun kahveler hazırlamak da mümkün. E bir barista daha ne ister, öyle değil mi?

Farklı anları, farklı kahve çeşitleriyle taçlandırabilirsiniz

Taze çekilmiş kahve çekirdeklerinin mis kokusunun yanı sıra kahve hazırlamanın en güzel yanlarından biri de hiç şüphesiz her damak zevkine uygun farklı seçenekler yapabilmek. Sert tatları sevenler, yumuşak içim tercih edenler ya da daha eğlenceli köpüklü bir şeyler arayanlar… VeroBarista’da herkes için bir şeyler var. Cappuccino, flat white, latte macchiato, sütlü kahve, OneTouch Function ile hepsini tek tuşla hazırlayabilirsiniz. Dahası, yoğun tatları seviyorsanız americanonuz da VeroBarista ile hazır.

Belirtmekte fayda var ki; bir barista ustalığında kahve hazırlayabilmek için özellikle sütlü kahvelerde doğru lezzeti yakalayabilmenin en önemli sırrı sütün sıcaklığını ve kıvamını doğru ayarlayabilmek. Neyse ki VeroBarista, ideal demleme sıcaklığı konusunda tam bir usta. Sütlü kahvelerde bile mükemmel sıcaklığı yakalıyor, süt köpüğü ve sıcak su hazırlama seçenekleri ile her kahve türünü lezzetten ödün vermeden hazırlıyor. Ayrıca sütlü kahveleriniz için de hortumlu süt adaptörü sayesinde esnek çözümler sunuyor. İster kutudan, ister şişeden, ister kendi termosundan süt alın, VeroBarista ile sonuç hep aynı; hep mükemmel.



Kişisel tercihlerinizi kaydedebilirsiniz

Geçek bir barista kahve hazırlarken mutlaka kişisel dokunuşlarıyla fark yaratır; VeroBarista da evdeki herkesin kendi ‘barista’ dokunuşunu ekleyebilmesi için kişiselleştirilmiş tercihlere göre 4 adede kadar favori kahve kaydedebilme özelliğine sahip. Böylece her yudumda tam da istediğiniz gibi bir lezzete kavuşabilirsiniz. Ayrıca evinizde baristalığı başkasına devretmeniz gereken anlarda da kahvenizin yine tam istediğiniz gibi hazırlanacağından da emin olabilirsiniz 🙂 Sıfır risk, bol lezzet…

En sevdiğiniz kahveyi, en sevdiğiniz fincanda içebilmeniz için de VeroBarista üstüne düşeni yapıyor ve yüksekliği ayarlanabilir kahve çıkışı sayesinde 15 cm yüksekliğe kadar ayarlanabiliyor. En uzun latte macchiato bardaklarınızı bile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Zamandan ve enerjiden tasarruf edebilirsiniz

Kahve hazırlarken lezzet kadar önemli bir şey daha varsa; o da şüphesiz ki zamandan ve enerjiden tasarruf edebilmek. VeroBarista, minimum ısınma süresiyle 45 saniye gibi çok kısa bir zamanda kahvenizi hazır hale getiriyor. Ayrıca her kahveden sonra autoMilkClean süt temizleme sistemi ile tam otomatik temizlik sunuyor ve kolayca çıkartılabilir damlama tepsisi, kahve posası kabı ve süt ağızlıkları bulaşık makinesinde yıkanabiliyor. Yani kahve keyfiniz bittiğinde sizi temizlikle hiç yormuyor. Ve son olarak ZeroEnergy Auto-off otomatik kapanma özelliği ile belirlenen saatten sonra enerji tasarrufu yapmak için kapanıyor, sizi düşündüğü kadar çevreyi de düşünüyor. Kim hem çok lezzetli kahveler yapan hem de akıllı özellikleriyle kahve hazırlamayı mükemmel bir deneyime dönüştüren böylesi bir yardımcıyı evinde istemez ki?

Siz de evinizin baristası olmaya hazırsanız, en lezzetli kahveleri kendi damak tadınıza göre ayarlamak ve her defasında mükemmel sonuçlar elde etmek için hemen tıklayabilir, VeroBarista ile tanışabilirsiniz.

*Bu yazı Bosch katkılarıyla hazırlanmıştır.





21 Günde Ustalaş: Hayatınızı dönüştürmenin kısa rehberi

Günümüz dünyasında insanlar hızlı ve etkili çözümler ararken, uzun vadeli değişikliklerin ne kadar süre gerektirdiği sorusu akıllarda yer ediyor. Araştırmalar, bir alışkanlık kazanmanın 21 günlük bir süreç olduğunu belirtiyor. Bu gerçek, “21 Günde Ustalaş” serisini şekillendiren temel düşünce. Omega Yayınları’nın yayımladığı ve Marie-Claire Carlyle, Leon Nacson ve David A. Phillips gibi alanında prestijli yazarların katkıda bulunduğu seri, hayatın farklı alanlarında bir dönüşüm yaşamak isteyen okurlara kısa ama derinlemesine bir yolculuk sunuyor. Peki, bu serinin her kitabı, okura nasıl dokunuyor? Gelin, seriye birlikte göz atalım.



Marie-Claire Carlyle-Para Mıknatısı: Zenginliğe Giden Yolda Bir Yol Haritası

Serinin ilk kitabı olan Para Mıknatısı, parayla olan ilişkimize yeni bir perspektif getiriyor. Carlyle, paranın sadece maddi bir unsur olmadığını, aynı zamanda kişisel değerimizin ve başkalarına sunduğumuz katkının bir yansıması olduğunu öne sürüyor. Kitap, okuyucuları “zengin” olmanın ötesine taşıyarak, yaşamlarında gerçekten neye değer verdiklerini sorgulamalarına yardımcı oluyor. Paranın bir enerji olduğu fikri üzerine kurulu bu kitap, hayata daha fazla refah çekmek isteyenler için önemli adımlar sunuyor. Okur, mevcut finansal alışkanlıklarını gözden geçirmeye ve “para mıknatısı” olma yolunda ilerlemeye davet ediliyor. Carlyle’ın dili basit ama etkileyici. Kitap, “Paranın Değeri” ve “Niyet Etmenin Gücü” gibi bölümlerle, paraya olan bakış açınızı tamamen değiştirebilir. Ancak bu kitap, sadece bir kişisel gelişim kitabı değil; alışkanlıkları kökten dönüştürmek isteyen herkes için bir rehber niteliğinde. Para ve refah konusunda mevcut düşünce kalıplarını yıkmak isteyen okurlar için güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Leon Nacson-Rüyalar: Bilinçaltınızı Keşfetmek İçin Bir Araç

Serinin ikinci kitabı olan Rüyalar, sadece uyku sırasında yaşadığımız olayların ötesinde, bilinçaltımızın derinlerine bir yolculuk yapmamıza yardımcı oluyor. Nacson, rüyaların anlamını çözebilmek için onları hatırlamanın önemini vurgularken, okuyuculara kendi rüya günlüğünü tutmanın faydalarından bahsediyor. Modern yaşamın karmaşasında, rüyalarla ilgili sembollerin ve temaların nasıl çözüleceğine dair pratik bilgiler sunuyor. Kitap, rüya yorumlamada bireysel deneyime önem vererek okuyucunun kendi rüyalarının dilini öğrenmesini sağlıyor. Rüyaların sembolizmi üzerine yoğunlaşan bölümler, okurun bilinçaltına dair ipuçlarını yakalamasını kolaylaştırıyor. “Düşmek, Uçmak ve Kovalanmak” gibi herkesin yaşamış olabileceği rüya temalarına açıklık getirirken, kişinin ruhsal yolculuğunda bir rehber olma niteliği taşıyor. Nacson, rüyaların günlük hayatımızdaki yansımalarına dikkat çekiyor; bu da kitabı okura bilinçaltıyla ilgili derin bir keşif fırsatı sunan önemli bir araç haline getiriyor.

David A. Phillips-Numeroloji: Sayıların Gizemli Dünyası

Üçüncü kitap Numeroloji ise, yaşamın derin sırlarını anlamak için sayıların gücüne odaklanıyor. Phillips, Pisagor’un öğretilerine dayanan bu kadim bilim dalını modern hayata uyarlayarak, insanların kendilerini ve çevrelerindekileri daha iyi anlamalarına yardımcı olmayı hedefliyor. Numeroloji, sadece kişilik analizi değil; aynı zamanda kariyer seçimleri, ilişkiler ve ruhsal gelişim açısından da rehberlik sunuyor. Phillips, kitabında sayılara dair teorik bilgilere ek olarak, gerçek dünyadan ünlü örnekler sunarak konuyu daha somut bir hale getiriyor. “Ruh Sayıları” ve “Adların Gücü” gibi bölümler, okurların kişisel yaşamlarına dair önemli çıkarımlar yapmasına olanak tanıyor. Numerolojiye ilgi duymayanlar bile, bu kitap sayesinde yaşamlarını yeni bir gözle değerlendirmeye başlayabilir.

21 Günlük Yolculuk: Alışkanlıklar ve Dönüşüm

Bu seri, alışkanlıkların nasıl şekillendiğine ve yaşamda yeniye yer açmanın neden önemli olduğuna dair kapsamlı bir rehber niteliğinde. Her kitap, 21 gün boyunca okuru derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor ve bir yandan kısa süreli bir rehber gibi görünse de her birinin arkasında büyük bir felsefi altyapı bulunuyor. Para Mıknatısı, finansal refahın anahtarlarını sunarken; Rüyalar bilinçaltımızı çözmemize yardım ediyor ve Numeroloji kişisel potansiyelimizi anlamamıza kapı aralıyor. Bu serinin en büyük gücü, herkesin hayatında bir noktada değişiklik yapma ihtiyacını hissetmesi ve 21 gün boyunca süren bu küçük ama etkili adımların, büyük dönüşümlere yol açma potansiyelinde yatıyor. Her kitap, farklı bir tema etrafında dönse de ortak payda: Bireyin kendi gücünün farkına varmasını sağlamak ve bunu bir alışkanlığa dönüştürmek.



Sonuç olarak, “21 Günde Ustalaş” serisi, hayatta bir adım öne geçmek ve yeni bir başlangıç yapmak isteyenler için ilham verici bir çalışma. Her kitabın derinliği, okurun kendine dair yeni keşifler yapmasına olanak tanıyor. Seriyi okurken hem kişisel gelişiminize katkıda bulunacak hem de alışkanlıklarınızı yeniden gözden geçireceksiniz. Hayatta yeni bir sayfa açmak için siz de bu 21 günlük yolculuğa çıkmaya hazır mısınız?

Bu yazı Deniz Poyraz tarafından kaleme alınmıştır.

İlginizi çekebilir: Yaratıcılık bir hayal mi? Yaratıcı olmak mümkün mü? İyi ama nasıl?





İlgili Makale