X

Kış günü, 40 derece Bikram’a gider yoga düşkünü

Yoga düşkünü (henüz) değilim, fakat ne yalan söyleyeyim bu soğuk ve karlı havalar beni çok zorluyor. Dondurucu soğuğa aldırmadan koşmaya çıkan çok sevgili arkadaşlarıma selam ve saygılarımı sunuyor ve onun yerine sıcaklığı 40 dereceye yükseltilen bir ortamda yapılan Bikram Yoga dersi için programımda yer açıyorum.

Geçen hafta Eda ile beraber ilk defa deneyimlediğimiz Bikram Yoga’yı, Amsterdam’da yaşayan çok yakın bir arkadaşımdan birkaç sene önce duymuştum. Kalite kontrol ve beğenisine güvendiğim bu arkadaşımın çok memnun olmasından dolayı epeydir merak ediyordum. Yoganın genel olarak ilgimi çekmesinin sebebi; varlığımızın fiziksel, zihinsel ve ruhani yanlarını bir bütün olarak işleyen, bir nevi “iyi ve sağlıklı hayat kılavuzu” görevi gören bir sistem olmasından kaynaklanıyor. Diğer yandan özellikle CrossFit yapmaya başladığımdan beri esnemenin, bedeni ve kasları rahatlatmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Yoğun ve yüksek şiddette devam eden sportif aktivitelerime, onu dengeleyecek bir rutin eklemenin zamanı gelmişti.

Böylece kendimi zihinsel ve ruhsal olduğu kadar fiziksel olan yeni bir deneyimin içinde buldum. Eda ile Etiler’de bulunan ve Türkiye’nin ilk ve tek lisanslı Bikram Yoga stüdyosu 40 Derece Bikram Yoga’ya gitmeden önce kısmen heyecanlıydık (dünyadaki tüm lisanslı Bikram stüdyolarına buradan ulaşabilirsiniz). İkimizin de yogayla pek haşır neşir olmuşluğu yoktu ve buna ek olarak Bikram Yoga kendine has pek çok özellik içeriyor: “Bikram Yoga, Bikram Choudhury tarafından Hatha Yoga’dan uyarlanmış; 40 derece sıcaklıkta, %40 nem oranına sahip bir odada yapılan ve 26 farklı postürden oluşan bir yoga uygulaması. Normal şartlarda bir uygulama 90 dakika sürüyor ve bu süre içinde 26 farklı poz ve 2 nefes egzersizi yapılıyor.”(Sevgili Merve’nin özetinin devamına da göz atabilirsiniz).

O sıcaklığa dayanabilecek miyiz, postürlere ayak uydurabilecek miyiz, hareketleri gerçekleştirebilecek miyiz? İşte heyecanlanmak için yeterli miktarda sebep! Öncelikle pratik bir bilgi vereyim: Oda sıcak, o nedenle mümkün olduğunca bedeninizi rahat bırakacak kıyafetler giymekte fayda var. Kadınlar için bir sports bra ve kısa tayt, erkekler içinse yalnızca diz üstü şort gibi. Derse girmeden stüdyonun giriş katında dersimizin eğitmeni Belinda karşıladı bizi. 5 senedir Bikram Yoga yapmakta olan Belinda, eğitimini aldığı Bikram Yoga derslerini İstanbul’da 40 Derece Bikram Yoga’da vermek için bulunuyor. Su ve havlularımızı alıp, odaya geçiyoruz.

Hafta içi öğle arasındaki bir derse gitmemizden dolayı daha tenha bir ders beklememize rağmen odada 6 kişi derse başladık. Belinda genel bilgileri ve kuralları hatırlattı, ilk defa deneyenler için (yani bizim için) gerekli yönlendirmeleri yaptı. Dersin ilk kısmını nefes egzersizi oluşturuyor, bedeni ve zihni ardından gelen postürlere yavaş yavaş hazırlıyor. Sıfırdan öğrenilmesi gereken pek çok şey gibi, aynı anda kontrol edilmesi gereken pek çok parametre var. Doğal olarak “doğru nefes alıp veriyor muyum?”, “ellerimi doğru şekilde mi koydum?”, “yanlış taraftan mı döndüm?” diye kendi kendime sorarken veya aynada hareketi doğru yapıp yapmadığımdan emin olmaya çalışıp, ön tarafımızda bulunan deneyimli Bikramcıların hareket akışını takip etmeye çalışırken, bu spesifik yoga sisteminin meditatif kısmına girmekte zorlandım. Fakat tam olarak da bir sistemden beklenebileceği gibi, düzenli olarak yapıldığı takdirde, bedenimin otomatik pilota geçip, zihnimin sessizleşip, elle tutulamayan diğer manevi kısımlarımın kendini akışa bırakıp senkronize olacakları bir deneyim olacağını kavradım. İşte benim için Bikram’ı bu kadar cazip kılan özellik.

Bu metodun en belirgin özelliklerinden bir tanesi, eğitmenin hareketleri göstermemesi. Onun yerine postürleri, hareketleri ve nefes alma şeklini tarif eden, ve bir süre sonra mantrayı andıran sistematik bir ses tonu ve temposuyla komutlar veriyor. Yeni gelenler, sınıfın en iyilerinin arka sırasına yerleşiyorlar ki hareketleri görsel olarak da takip edip aynısını gerçekleştirsinler. İlk duyduğumuzda ilginç gelen bu yöntem, aslında Bikram’ın uzun vadede yapılmasıyla daha rahat gerçekleşecek olan duruma imkan tanıyor: Birbirine yabancı birçok insanın olduğu bir ortamda kendiyle baş başa kalmak ve bağlantı kurmak, bedenine, zihnine ve iç dünyana odaklanmak ve kendini, o anını kabul etmek. Ve bunu bir süre sonra, rehberli meditasyon gibi, yalnızca güven veren bir dış sesin, yani eğitmenin sesli komutu aracılığıyla yapmak…

Belinda’nın veya diğer Bikram eğitmenlerinin görevi ise bu ortamı sağlamak ve korumak. Bu yönden bakıldığında kuralların ve disiplinli davranışların sebebini anlıyorsunuz. Bazı postürler gerçekten zorlayıcıydı ve yer yer başımız döndü. Çok zorlandığımız noktalarda, Belinda’nın onaylayan ve sorun olmadığını hissettiren bakışları eşliğinde hareketi bırakıp matın üzerinden oturup bekledik. Bazı postürlerden önce ise kendisi ilk tekrarda yalnızca izlememizi, yalnızca iyi hissedersek denememizi söyledi.

İlk dersin deneyimiyle Belinda’ya birkaç soru yönelttim:

Başlangıç seviyesindeki biri olarak, düzenli Bikram yoga pratiği ile nasıl bir gidişat bekliyor bizi? Özellikle bedenin sıcağa ve neme adaptasyonu, esneklik, duruş, zihinsel odaklanma becerisi, nefes kontrolü ve genel sağlık bakımından örneğin?

Bikram Yoga’ya başlayan kişinin kişisel hedefleri ve önceliklerine göre eğitmenle seans sıklığı gibi konular görüşülüp en uygun koşullar yaratılabilir. Böylece düzenli olmak şartıyla kişi 1 ay kadar kısa bir süre içinde tüm bu konularda değişimler görebilir.

Bu pratik esnasında nefesin ne kadar önemli olduğu aşikar. Hangi bakımdan böyle olduğunu açıklar mısın?

Bikram yogada kullanılan nefesin işlevlerinden bir tanesi ders esnasında farkındalığı sürdürmek. Ayrıca sinir sistemini sakin tutmayı, hareket ve postürler sırasında beyne ve kaslara oksijen akışını düzenlemeyi sağlıyor.

Eda ile dövüş sporları ve CrossFit gibi çok farklı (hatta belki de yogaya zıt olan) spor ve fiziksel aktiviteler yapmamızdan dolayı, egzersizin en zorlayıcı kısmı esnasında veya onun hemen sonrasında nefes vermeye alışkınız. Dolayısıyla ilk Bikram Yoga dersimde nefes alış-verişlerin süresi ve sıklığını takip etmekte, postürler sırasında normal şekilde nefes alıp vermeye devam etmem gerekip gerekmediği konusunda zorlandım. Genel kurallar neler?

Sizin de denemiş olduğunuz gibi baştaki ve sondaki nefes egzersizinde ağızdan nefes alıp veriyoruz. Onun dışında dersin geri kalanında yalnızca burnumuzu kullanıyoruz. Ders esnasında bahsettiğim üzere 80/20 tekniğini kullanmakta fayda var. Yani çok derin nefes alıyoruz, postüre geçiyoruz ve aldığımız nefesin %20’sini ağzımız kapalıyken düzenli olarak burnumuzdan veriyoruz. 80/20 nefes tekniğini gerektiren postürlerde akciğerlerin oksijen dolu olması gerekiyor ki sağlam bir şekilde o postürde kalabilecek güce sahip olalım. Nefes önemli olduğu kadar her gün, her an doğal olarak yaptığımız bir şey olduğu için kolay olmasını bekliyoruz. Fakat nefesinle bağlantıya geçmek ve onu kontrol etmek pratik gerektiren bir şey. Dersinizin en başında bahsettiğim gibi, ilk ders çok yoğun gelebilir ve bu esnada bir takım bilgileri kaçırmak mümkün olabilir.

Genelde akciğer kapasitemi verimli ve nefesimi doğru kullandığımı düşünmüyorum. Ayrıca kendimi bildim bileli sindirim ve hormonal sistemimi etkileyen psikosomatik sorunlar yaşıyorum. Bu bakımdan düzenli bir  Bikram Yoga rutininden fayda sağlayabilir miyim?

Nefes konusu gerçekten sadece farkındalık ve pratik gerektiren bir şey. Bikram’ın başlangıç serisindeki birçok postür psikolojik, hormonal, fiziksel ve ruhsal bakımdan çok faydalı. Bir kere daha söylemek gerekirse, bunlar kişinin amaçları ve ne kadar zaman ayırdığına bağlı. Sabır ve süreklilik işin sırrı.

Stüdyonun duvarlarında bir takım öneriler asılı. Mesela dersten önce bol bol su için.” Bunların dışında bizim için başka pratik önerilerin var mı?

Fark ettiğiniz gibi oda sıcak ve nemli, yani terleyeceksiniz. Yeterli su içmek o kadar önemli ki! Ayrıca dersten yaklaşık 3 saat önce yemek yenmemesini öneriyoruz. Elektrolit dengesini korumak için vücudun kaybettiği suyu yerine koymak çok önemli. Stüdyoda önemli bir elektrolit kaynağı olan Hindistab  cevizi suyu var. Bu veya benzer seçeneklerden yararlanılabilir. Bunların dışında derse katılacakların daha erken gelmelerini tercih ediyorum. Böylece hem bu tip konuları konuşacak, hem de odadaki havaya alışmaları için zaman oluyor. Son dakikada yetişilen bir ders odaklanma sorunu yaratıp, daha zor bir derse sebebiyet verebilir. Benzer şekilde dersten sonra vücudu tekrar dengesine kavuşturan Savasana pozunda ihtiyaç duyduğunuz kadar beklemek de zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak da yardımcı olacaktır.

Çok önemli olmayabilir ama merak ettim. Dersten sonra hangisi daha iyi: Sıcak, ılık veya serin bir duş mu?

Kişiden kişiye göre değişir. Soğuk bir duş daha ferahlatıcıymış gibi gelebilir fakat benim önerim suyun en azından ılık olması. Derste cildiniz ısınıyor fakat çekirdek ısınız 36.5 derecede kalacaktır, bu nedenle soğuk duş gerekli değil.

Kadınların adet dönemlerinde Bikram yoga yapmalarında herhangi bir sakınca var mı?

Üzerinde tartışılan bir konu bu ve pek çok kadın bu konuda endişe duyuyor. Bikram yoga adet dönemindeki semptomları hafifleten bir takım postürler içeriyor. En önemlisi bedenini dinlemen ve en ufak bir keskin acı hissetmen durumunda, o postürü bırakıp oturmak en doğrusu.

Bir metodolojiden bekleneceği üzere Bikram yoga ders sırasında konuşmamak, ders bitmeden odadan çıkmamak gibi kurallara uyma ve disiplin gerektiriyor. Bununla beraber, özellikle yeni başlayanların derste baş dönmesi veya bulantı gibi şeyler hissetmeleri doğalmış. Normal’ diyebileceğimiz baş dönmesi ve bulantıyı, dersten çıkmamızı gerektirecek tarzda ciddi bir şeyden nasıl ayırabiliriz?

Evet, odada her gün pek çok farklı fiziksel tepkilerle karşılaşabiliyoruz. Baş dönmesi ve bulantı genelde ya toksinlerin bedenden atılma süreciyle alakalı oluyor ya da bir postürün kişinin bedeninde bir tetiklenmeye işaret ediyor. Bu normal bir durum. Bikram Yoga eğitmenleri olarak aradaki farkı bilmeye ve duruma göre hareket etmek üzere eğitiliyoruz. Bu nedenle öğrencinin sakin olup eğitmeni dinlemesi çok önemli. Bizler yardımcı olmak için buradayız; hayatınızı dersten önce, ders esnasında ve sonrasında değiştirmenize yardımcı olmak için.

Eklemek istediğin bir şeyler var mı?

Genelde yeni katılımcıların Bikram yoganın kendilerine uygun olup olmadığını anlamaları için 5 derse girmelerini istiyorum. Her ikinizin de fark ettiği gibi ilk ders çok zorlayıcı olabilir ve Bikram sistemi herkes için en uygunu olmayabilir. Fakat bu deneyim hakkında net bir fikir sahibi olmak ve devam edip etmemeye karar vermek için en doğrusu 5 dersi tamamlamak.

Dersimiz bittiğinde, Eda ile daha tek kelime etmeden hem fikirdik: Bikram Yoga kesinlikle bize göre 🙂

Dünya hızla değişiyor ve bana öyle geliyor ki varlığımızı oluşturan beden, zihin ve elle tutulamayan diğer kısımlarını birleştiren, zorlayan ve dayanıklılığını arttıran bu tip “kontrollü challenge”lara kendimizi açmazsak, hayatta karşılaşacağımız kontrolsüz durumlarda ayakta kalma olasılığımız azalıyor. Bu nedenle izninizle tekrar şıp şıp terlemeye gidiyorum 🙂

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale