Her kış geldiğinde üstünüze bir hüzün çöküyor, kendinizi daha yorgun hissetmeye mi başlıyorsunuz?
“Kışları hep kilo alırım” veya “Kışın hiç kilo veremiyorum” diyenlerden misiniz?
Bu ve benzeri belirtiler içindeyseniz, muhtemelen kış depresyonu yaşıyorsunuzdur.
Mevsim geçişlerindeki duygusal iniş çıkışların sık yaşanması ile birlikte kış dönemlerinde bu tip tedirginliklerin daha yoğun hissedilmesinin ve hatta depresyona meyilin artmasının sebepleri var tabii ki…
Bu durumu kısaca açıklamaya çalışalım öyleyse…
Güneş ışınlarının azalması, havaların soğukluğu depresyona girişi tetikleyen faktörler arasında yer almaktadır. Sebebi ise, gözün ışığa duyarlı olan retina tabakası, gelen ışığı beynimizdeki epifiz bezine iletir ki bu durum uyku ritminizi düzenleyen melatonin hormonunun uyarılması ve aktif hale gelmesi için gereklidir. Karanlığın bastırılması ile birlikte melatonin seviyesi yükselerek kendinizi uyuşuk, uykulu ve biraz daha fazla iştahlı hissetmenize neden olur.
Depresyon hali her bireyin çeşitli dönemlerde yaşayabildiği bir süreçtir. Bu süreçte önemli olan nokta depresyon halinizin süresi ve hayatınıza olan etkisidir. Bu dönemlerin atlatılması veya geçiştirilmesi için ilk başvurulan yöntem “Yemeklere anlam yükleme” davranışıdır. Örneğin çikolata veya çeşitli karbonhidrat türevlerine ilgi göstermek olarak görülebilmektedir. Beslenme düzeni ise özellikle bu sıkıntılı dönemlerinizde önemli bir dönemeç olmaktadır.
Beslenme ruh halinizi nasıl etkiler?
Beynimizde sinir sistemlerinizin arasındaki iletimden sorumlu olan nörotransmiterler, besinlerde bulunan öğelerden çalışma kaynağını sağlamaktadır. Bu durumda şu sonuca ulaşabiliriz: Yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu, merkezi sinir sistemimizin işlevinde de aksaklıklar meydana gelecektir.
Depresyon dönemi sonunda alınmış olan kilolara muhakkak aşinasınızdır. Bu süreçte uzman diyetisyenler ile ilerletilen süreçlerde biraz daha fazla hassasiyet ile hazırlanacak, kişiye özel beslenme programları ile bireyin depresyon düzeyini hafifletmeye yardımcı olmak amaçlanır.
Depresyon dönemlerinde beslenmemizde nelere dikkat etmeliyiz?
- Meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketip, tarım ilaçlarından arındığına emin olarak temizlenmiş şekilde günlük ihtiyacınız olan düzeyde tüketin.
- Öğünlerinizi ihmal etmeyin. Günlük ihtiyacınız olan enerjiye uygun olarak yaklaşık ikişer saat aralıklarında öğün örüntüleri oluşturun.
- Su içmeyi ihmal etmeyin.
- Alkol ve sigaradan uzak durun. (Soyut bağımlılık oluşturduğunuz tüketim araçlarınız geçici mutluluklar haricinde çözüm yolu sunmayacaktır, unutmayın.)
- Şeker tüketimini artırmak da sizlere kalıcı mutluluklar vermez. Şeker ve kahve gibi geçici mutluluk kaynaklarının etkisi sonrası, kendinizi olduğunuzdan daha fazla yorgun hissedecek olmanız kısır döngüde kalmanıza sebebiyet verecektir.
- Çay, kahve, asitli içecekler iştah açıcı etkisi nedeniyle, aç karnına tüketilmesi halinde öğünlerinizdeki porsiyon kontrolünüzü zorlaştıracaktır.
- Bağışıklık sisteminizin önemli kaynaklarından olan faydalı protein kaynaklarını günlük olarak muhakkak almaya özen gösterin.
- Kan şekeri seviyenizi kontrollü düzeyde tutmaya yardımcı olacak önemli kaynaklardan biri de faydalı karbonhidratlar olan esmer ekmek grubunu (tam tahıllı, tam buğday, çavdar) günlük öğünlerinizde ideal porsiyonlarda tüketin.
- İçerisinde omega-3 yağ asitlerini barındıran (depresyon tedavisinde önemli yardımcılardan) balık çeşitlerine haftada bir veya iki defa sofranızda yer verin.
- Vitamin ve mineral yetersizlikleri ise ruh halinizin ve motivasyon düzeyinizin idealde kalmasında yardımcı olur. Bu sebepledir ki özellikle B ve C vitamini, Folik asit, Demir, Magnezyum, Potasyum, Selenyum ve Çinko düzeylerinizi muhakkak kontrol ettirip bir eksiklik söz konusu olması halinde takviyelerinizi yapmayı ihmal etmeyin.
Sağlıklı ve mutlu günler dilerim…