X

Kırmızının insana yakışan en güzel tonu: Kalp çarpıntısı

Geçenlerde çalıştığım şirketin, genç yetenekler için düzenlediği bir koçluk eğitimindeydim, çalıştığım kişileri farklı bir açıdan görmenin keyifli olacağını düşündüğüm için gözlemci ve dinleyici olarak katıldım toplantıya. Toplantıda herkes konuştu; kendini, grupla ilgili fikirlerini, devam edecek bu eğitimden beklentilerini, kariyer hedeflerini anlattı.

Departman dışından biri olarak sırf merakım sebebiyle orada bulunduğum için, sıranın bana geleceğini düşünmediğimden, karşımdakiler konuşurken pıt pıt ego kodlarını bulup içimden alıştırmalar yaparken, benim de kendimi anlatmamı istediklerinde önce bir şaşırdım ve sonra ne oldu biliyor musunuz? Konuşmaya başladığım an nefesim kesildi. Hani uyurken kabus görürsün, bağırmak istersin ve bağırdığın halde sesin çıkmaz ya, defalarca gördüğüm, yıllardır beraber çalıştığım insanlar önünde bir de en sevdiğim konularla ilgili konuşmak için ağzımı açtım ve kendi sesimi bir anda duymaz oldum. Kalbim içeriden deli gibi atarken, bir şeyler geveleyip durdum ve sıramı savdım. Toplantı bitip eve döndüğümde çalışmaktan başka çarem olmadığını biliyordum, bu akşam vücudum bana çok güçlü bir sinyal vermişti ve benim vücudumun ve ruhumun yardım çağrısına uymam gerekiyordu.

Kendimle konuşmaya başladım:

– Bu akşam bana ne oldu?

+ Topluluk önünde konuşurken aşırı heyecanlandım.

– Neden topluluk önünde konuşurken aşırı heyecanlandım?

+ Çünkü… Iııııı… Heyecanladım… Çünkü… Yanlış bir şey söylemekten korktum!

– Neden yanlış bir şey söylemekten korktum?

+ Iıııııı… Eğer yanlış bir şey söylersem benim akıllı biri olmadığım düşünürler.

– Akıllı biri olmadığımı düşünürlerse ne olur?

+ Akıllı biri olmadığımı düşünürlerse beni aptal bulurlar ve bu kız burada ne yapıyor derler!

+ Bu kız burada ne yapıyor derlerse ne olur?

– Bu kız burada ne yapıyor demeleri benim yetersiz olduğumu düşünmeleri anlamına gelir. Yeterli olmayan kimse alınmadı bu gruba, eğer böyle düşünürlerse bu benim yetersiz olduğum anlamına gelir… Tamam, buldum galiba, ben yetersizim. Evet, yetersizim hissediyorum.

Yani “inek nerede, dağa kaçtı, dağ nerede, yandı bitti kül oldu” hesabı. Akşam akşam nur topu gibi bir ego koduyla karşılaştım mı! Dedim ne yapayım madem geldin, seni iyi ağırlamak, Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek lazım. Aldım karşıma bugünkü beni, özümü kapatıp o anın içine girdim, tekrar yaşadım. Sahne bittiğinde egomu oturttum yanıma ve dedim ki: ‘ya amma da komik olmuş! Nasıl tutuldu dilim, nasıl heyecanlandım! Yanaklarım da kızarmıştır şimdi, neyse iyi oldu, allık da sürmemiştim zaten tanıdığım kişilerin yanında hala heyecanlanıyorum, bu heyecanı hissetmek çok güzel oldu, kalbim hala atıyor! Çok teşekkür ederim bu duyguyu yaşadığım için, çoooook’ derken bir baktım ki gülüyorum.

İlginizi çekebilir: Heyecan, arzu ve ait olmak üzerine

İyi ki yaşamışım, ne güzel akşam akşam eğlence çıktı işte dediğim noktadayım. Mutlulukla uyudum. Eski ben ne yapardım onu da ekleyeyim, ‘ah ben ne yaptım, hay Allah, bir sürü kişi vardı, soluğum kesildi, olmadı, 2 dakika konuşmayı beceremedim, diğer toplantıya katılsam mı, ay acaba katılmasam mı, neyse ben zaten grupta değildim, bir daha da o toplulukta bulunmam olur biter’… Kısacası duyguyu bulup ondan direk kaçardım, bir sonraki senaryoda duygu tekrar tetiklenene kadar aynı kısır döngü böylece sürdükçe sürerdi.

Bu duygu bana hayatımın her alanında hizmet eden bir duygu değil. Başkasının kendisini yetersiz hissettiği şeyle ilgili umarsızlığım olabilir veya tam tersi. Yetersizlik, değersizlik, kaybetme korkusu ve benzeri durumlar kök duygu olduğundan, onlardan kurtulmamız pek mümkün değil. Bana göre ‘‘şu teknikle artık tüm olumsuz duygulardan kurtulacaksınız!’’ gibi önermeler de doğru değil. Birincisi olumsuz duyguları yaşamamız gelişimimiz için, potansiyelimizi artırmak için çok gerekli. İkincisi de yetersizlik hissim beni zaman zaman ziyaret edebilir, ama bir iş toplantısında ama bir arkadaşımla bir olay yaşadığımda, bu his geldiğinde içinde ne kadar kalacağım benim seçimim. Duygunun içinde boğulup haftamı ziyan edebilirdim eğer eski ben olsaydım, tercih etmedim. Teknikler sadece tekniktir, onlara can veren, onların işe yaramasını sağlayan bizleriz ne de olsa.

Bu arada yazımın başında bu toplantıya gitme amacımın başkalarını keyifle gözlemlemek olduğunu yazmıştım, o anda öyle sanmışım. Şimdi anlıyorum ki egomla hesaplaşmam gerektiği için yaşamışım. Duygumla yüzleşmem gerekmiş. Ha bir de her zaman allık gerekmiyormuş, iki kalp çarpıntısı kırmızının insana yakışan en güzel tonuymuş!

Sıla Karadoğan: İngiliz Dili Edebiyatı eğitimli, Mutfak Sanatları Akademisi programı sonrası kendi pastanesini açan bir pasta şefi, rafine şekerle vedalaşıp yalnızca kendi sevdiği şeyleri pişiren, okuyan, yazan, theta healing danışmanı, dişi bilgelik çalışmaları öğrencisi, bolluk bereket yaratımı uygulayıcısı, bir de full time bir ofis işi olan, hayatı ve insanları çok seven biriyim.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale