Her bireyin yağ hücrelerinin yeri ve sayısı farklıdır. Kimileri için baskın bölge kalçalarken, kimileri için bacaklar ya da karın bölgesidir. Peki bu farklılık nereden geliyor?
Bunda, genetik yapı kadar çocukluk ve ergenlik dönemi de önemli bir belirleyicidir. Çünkü şişmanlık iki şekilde oluşur, yağ hücre sayısının fazla olması ve yağ hücrelerinin sayıca normal ama hacim olarak geniş olması. Yağ dokusunda, yağ hücrelerinin sayısının artması özellikle çocukluk ve adolesan çağında olur. Çocukluk ve ergenlik döneminde yağ hücrelerinin sayısı artarken, ileri dönemde bu mümkün değildir.
Yetişkin bireylerin vücudundaki hücre sayısı ise değişmez. Yağ ve kas hücrelerinin ancak hacmi büyür veya daralır. Yani ergenlik döneminde çocuk çok kilo alır ve bu dönemi kilolu bitirirse yağ hücre sayısı çok fazla olarak yetişkinliğe geçer. Sonrasında yağ hücrelerinin sayısını azaltmak ancak bir cerrahi operasyon ile mümkündür, onun dışında verilen kilolar yalnızca yağ hücrelerinin küçülmesini sağlar.
Kısacası yağlarınızın hem miktarını, hem de depolandığı yeri belirleyen birkaç etmen vardır ve yaş bunlardan biridir. Bunun yanı sıra genleriniz, cinsiyetiniz ve hormonlarınız da yağlanma durumunuzu etkileyebilir.
Armut mu, elma mı?
Armut tipi şişmanlık genelde kadınlar için tanımlanır. İnce bir bel ve kalça bölgesinin geniş olması durumunu anlatmak için kullanılır. Estetik olarak hiç kimsenin memnun olmadığı bu durum aslında sağlık yönünden avantajdır. Çünkü yağ hücrelerinin kalça ve üst bacakta birikmesi göbekte birikmesinden daha iyidir.
Elma tip şişmanlıkta göbekte biriken yağlar daha tehlikelidir. Armut tipi şişmanların en büyük şikâyeti satın aldıkları kıyafeti genelde kalçalarına göre alıp bel kısmını daraltmak zorunda olmalarıdır.
Yağ hücrelerinin yerini değiştirmek mümkün olmadığı için armut tip elmaya, elma tip de armut tipe dönüşemez. Egzersizle iki tipin de ancak boyutları küçültülebilir. Egzersiz ve dengeli bir diyet uygulamasıyla ancak büyük armut, küçük bir armut; geniş bir elma da, ufak bir elmaya dönüşebilir. Bu yüzden bölgesel zayıflama tuzaklarına düşmeyin. Sadece kalça eriten diyet veya sadece göbeği yakan egzersiz olmaz. Kalori kısıtlaması depo yağların yakılmasını sağlar, egzersiz ise kas kuvvetini artırarak kasın yağ yakma kapasitesini artırır ve enerji harcamasıyla kalori yakımına destek olur.
İç yağlanmaya dikkat
Deri altı yağ dokusunun yanı sıra bir de vücudumuzun göremediğimiz ve dokunamadığımız kısımlarında da yağ deposu vardır. İç yağlanma, karın boşluğunun derinlerinde ve karaciğer, bağırsak ve kalp gibi hayati organların etrafındaki yağlanmadır. Hayati organları çevrelemesi sebebiyle fazlalılığı da kalp hastalığı, diyabet, tansiyon ve bazı kanser türleri için risk faktörüdür. İç yağlanmanın, özellikle insülin direncine katkıda bulunduğu düşünülmektedir. Önemli bir nokta: İç yağlanma problemiyle karşılaşmak için illa fazla kilolu olmanız gerekmez. Düzensiz ve sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam iç yağlanmayı tetikleyebilir.
Bel çevrenizi kontrol edin
Elma tipi şişmanlıkta yağ hücreleri karın bölgesinde toplanmıştır. Karın bölgesi yağlanma, diyabet ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalık için risk faktürüdür. Bu sebeple bel çevrenizin erkeklerde 94cm’in, kadınlarda ise 80cm’in üzerinde olmamasına dikkat edin.
İlginizi çekebilir: Her şey ilk günkü gibi gitmediğinde diyetinizi sabote eden ne?