X

Kıbrıs’ta mavinin 50 farklı tonu: Lefkoşa – Gazimağusa – Maraş

Kıbrıs’taki ilk gezi güzergahımız olan Girne ve Alsancak’tan sonra, sıra geldi ikinci güzergaha, yani Lefkoşa, Gazi Mağusa ve Maraş’a.

Aslında her bir gezi noktası ayrı yazı altında toplanabilir. Ancak biz tüm bu noktaları tek bir güne sığdırdığımız için aynı hızlı turu sizlerle tekrarlayacağım. 🙂

Geziye başlarken ilk durağımız, Kıbrıs Barış Harekatı’nda kaybettiğimiz Türk Askerleri için yapılmış şehitlik oldu. Mücadele belki de Türkler’in kaderi. Her zaman alın teri dökmesi gerek gerçek başarı elde etmesi için. Barış getirmek için bile savaşması gerek.

Karaoğlanoğlu Şehitliği

Lefkoşe’nin kaderi Ankara’yla aynı

Lefkoşa, denizden uzak bir merkez olarak Ankara ile aynı kaderi paylaşıyor. Ülkenin başkenti olsa da, turistik olarak öncelikli tercih edilen bir şehir değil.  Zaten şehre girdiğim an itibariyle kendimi Berlin’deki o depresif ve hüzünlü geçmişin etkisinde buldum.

Yine şehri ortadan ikiye bölmüş bir duvar, yine katliam izleri, yine her şeye rağmen toparlanmaya çalışan kentin hareketliliği…

Şehirde yine Girne’de olduğu gibi fazla kat yok. Merkezin kenar kısımlarında daha çok bahçeli evler yer alıyor. Rahat, sakin bir yaşam hakim.

Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile ayrılmak için şehri ikiye bölen tel örgülerin arkasında yer alan İngiliz topraklarını çok rahat görebiliyorsunuz.

Daha sonra şehir merkezindeki Barbarlık Müzesi’ne uğruyoruz. İnsanlığın yitirildiği bir başka hikayenin izlerine tanık oluyoruz. Hala kurşun ve kan izlerinin bulunduğu,  Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görevli Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve çocuklarının evine misafirliğe gelen komşularıyla birlikte katledildiği boş evin duvarlarına asılmış vahşet fotoğraflarını inceliyor, buruk bir şekilde müzeden ayrılıyoruz.

Kıbrıs’ın bir diğer deniz kenarı tatil noktası İskele’de mola veriyoruz. Uzun, geniş bir sahil şeridine vuran yüksek dalgalar ile ister mücadeleye giriyorsunuz, isterseniz açık büfe restoranda karnınızı acıktıran iyot kokusuna paralel tabağınızı sınırsız dolduruyorsunuz. Mavinin 50 tonu ile biraz huzur depoluyorsunuz.

St. Barnabas Arkeoloji ve İkon Müzesi

Salamis Antik Şehri boyunca yolumuza devam ederek St. Barnabas Arkeoloji ve İkon Müzesi’ne gidiyoruz. Hıristiyanlık dinini yaymak için 1945 yılında ülkeye gönderilen ancak daha sonra öldürülen St. Barnabas’ın mezarının bulunduğu kilisenin tarihini dinliyoruz. Kilisenin bahçesindeki arkeolojik kalıntıları da hızlıca turlayarak yolumuza devam ediyoruz. Daha sonra bir diğer liman şehri Gazimağusa’ya geçiyoruz. Leonardo Da Vinci’nin inşa ettiği söylenen limanı görmek için, yüksek sur duvarlarına sonsuz basamakları tırmanarak çıkmanız gerekli. Çıktıktan sonrası engin mavilik…

Kıbrıs’ın engin maviliği adeta büyülüyor.

Kentin denize dik gelen caddesinden içeri doğru ilerlediğinizde Lala Mustafa Paşa Camisi olan St. Nicholas Katedrali, Namık Kemal Zindanı ve Müzesi ve arkeolojik şehir kalıntılarının bulunduğu meydana çıkıyorsunuz. Kısa bir tarihi anlatımın ardından yola koyuluyor, en çok merak ettiğim Maraş’a ilerliyoruz.

Hayalet şehir: Maraş

Anlatılanlara göre, Kıbrıs Harekatı sırasında bu çok önemli ve lüks otellerin bulunduğu alandan insanlar yalnızca ceketini alarak kaçmış ve masanın üzerindeki bardak bile olduğu gibi kalmış. Bu Yeşil Hat tampon bölgeye her iki ülke halkının da girmesi yasak. Girişte askerler nöbet tutuyor bu sebeple. Turizm değeri olarak kritik bir bölge olduğu için buradan faydalanmak isteyen çokmuş ancak şu haliyle bile yeteri kadar turist çekmekte. Balkonlarında plaj havluları halen sallanan içi boş yüksek binaların bulunduğu yerden geçerek turumuzu noktalıyor, Akdeniz’in mavisine gün bitmeden yeniden dalabilmek için Alsancak’a, yani otelimize dönüyoruz.

Gökçen Gökyer: Gökçen Gökyer - Gündüzleri bir Yüksek Şehir Plancısı, geceleri ise bir blogger, bir köşe yazarı. İYTE'de lisans, ODTÜ'de master, HafenCity Universitat'da Erasmus yaptı. Birçok ülke, birden fazla kıta gördü. Hayatta tat alınması gereken her şeyi itinayla araştırır, bulur, bulduğunu da duyurur; yazar.. Network kurmak ise temel hayat duruşudur. Senin de gelmen o yüzden önemlidir, beklerim: gokcengokyer.blogspot.com ;)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale