Kendinizi nasıl tanımladığınıza dikkat ettiniz mi hiç? Aynanın karşısına geçip “Ben kimim?” diye sordunuz mu? Kendinize şöyle bir uzaktan bakmayı hiç denediniz mi?
Bugüne kadar bir şeyleri yaptık, bir şeyleri yapmadık, sevdiklerimiz oldu, sevmediklerimiz oldu. Biz kendimizi hep bunlarla mı tanımladık? Bir başkası üstünden, ona olan sahipliğimiz üzerinden, onun hayatındaki rolümüz üzerinden mi kendi varlığımıza sahip çıktık? Ya o olmasa ya da biz o şeye sahip olmasak neydik? Mesela, birinin eşi, birinin arkadaşı, annesi, babası, kardeşi olmak ya da mühendis, doktor, girişimci olmak veya hayvan sever, sanat sever olmak gibi sayısız kimlik, sayısız etiketten hangileriyiz? Peki, bu etiketleri tek tek sökersek en yalın haliyle kimiz?
Beynimiz kategorize eder, etiketleme yapar, gruplar çünkü çalışma şekli böyledir. Biz de eğer sadece zihnimizle bu etiketlere tutunarak kendimizi tanımaya çalışırsak elbet bir şeyler eksik kalacaktır.
Çünkü bizler aynı zamanda duygularımızdan da ibaretiz, düşüncelerimiz, davranışlarımız, bildiklerimiz, bilmediklerimiz, seçtiklerimiz, vazgeçtiklerimiz… Ama sadece bunlar da değil bizi biz yapan. Çünkü bunlar da sınırlıdır.
Örneğin, dün seçtiğimizi bugün seçmeyebiliriz. Dün A duygusuyla baş etme şeklimiz, bugün tamamen farklı olabilir. Hangisi biziz öyleyse? Dünkü de benim, bugünkü de, çünkü ben o duygumdan çok daha fazlasıyım. Ben duygum hakkında düşünenim aynı zamanda, duygumu fark edenim, birini yaşayıp öbür duyguya geçebilenim.
Alışkanlıklarımız da bizleri biz yapar mesela. O kadar sık tekrarlarız ki onları, bir bakmışız ikinci derimiz gibi sarmışlar bizi adeta. Ama ben bu alışkanlıkları kendim mi seçtim acaba, ya da artık bana fayda sağlamayanları değiştiremez miyim? Sırf kendimi onun üzerinden tanımladığım için ondan vazgeçemiyor isem, bunun bana ne faydası var?
Bazen kendimizi bildiğimiz hallerimizle kendimize sınırlar çizebiliyoruz işte böyle. Ancak biz bildiğimizden çok daha fazlasıyız. Daha keşfetmemiz gereken çok fazla halimiz var. Bambaşka hallerin de mümkün olduğunu fark ederek çıkabiliriz yola.
Tanıdık güvenlidir. Bu zamana kadar elbet kendimizi tanımışızdır diyoruz, değil mi? Ama bizler sürekli değişen varlıklarız. Ve durum böyleyken sırf kendimize “tanıdık” gelmek için, ya yeni fırsatları, bambaşka seçenekleri gözden kaçırıyorsak?
Etiketlerimize tutunmadan, yolda birini söküp yenisini takmaya ve bunu tekrar tekrar yapmaya gönüllü olarak devam etmeli yola. Daha kendimizle ilgili keşfedebileceğimiz çok şeyimiz var.
İlginizi çekebilir: Kişi değiştikçe kendine dönüşür: Dönüşüm için kendi sorularınızı keşfedin