X

Kerem Görsev ile Caz Aşkına!

Caz Müzisyeni Kerem Görsev ile Röportaj

Türkiye’de ‘Caz’ denilince akla gelen ilk isimlerden Kerem Görsev… Müzik kariyerinde birçok önemli isimle birçok başarılı projeye imza atan Görsev, şimdi de yeni albümü ‘To Bill Evans’ ile sevenleriyle buluştu.

Caz müziğe olan ilgisi, hayalleri ve yeni albümü hakkında Kerem Görsev ile konuştuk.

1.  Müzik hayatınıza henüz 6 yaşındayken başlıyorsunuz konservatuvar eğitimi ile… Ailenizin fikri miydi bu, yoksa sizin isteğiniz veya yeteneğinizin keşfi sonucu yönlendirilmiş mi oldunuz bir nevi?

Doğduğum günden itibaren evde Klasik müzik dinleyen bir anne ve babanın çocuğu olduğum için ister istemez kulağım müzik ile doldu. Amcam Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde okurken piyano çalarmış, dayım İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun keman çalardı, teyzem müzikle çok yakındı. Beatles ve dönemin yeni müziklerini radyodan dinlerdi. Ben müziklere eşlik ederken kulağımın ve ritm duygumun iyi olduğunu anlayıp aileme söylüyorlar ve böylece 1967 yılında İstanbul Belediye Konservatuvarı yarı zamanlı Piyano bölümüne girdim. 1972 yılında İstanbul Devlet Konservatuvarı açılınca 1979 yılına kadar keman ve viola sınıflarına katıldım.. Kısaca ben çocukken ¨ne?¨, ¨nasıl?¨ derken kendimi konservatuvarda buldum.

2. Caz müziğiyle ilk tanışmanız, daha sonra tutkuya dönüşmesi nasıl oldu?

1970 yılların ortalarıydı ağabeyim Mehmet Görsev ve arkadaşları Caz müziği dinliyorlardı. Ali Arif Ersen bana ilk Caz kasetlerini doldurup verirdi, LP’den kasete kayıtlar yapardı. Bill Evans beni çok etkilemişti Caz müziğine aşık olmama sebep olmuştu.. İlerideki yıllarda ve günümüzde  ben akustik Caz müziğini tutku ile dinleyen bir birey oldum..

3. Her müzik türü kişiyi başka dünyalara götürür… Sizin de var mı böyle bir iç dünyanız cazın yarattığı?

Caz hayal kurdurma mekanizmasıdır. Neyin ne zaman geleceği belli olmaz. Ben Caz dinlerken ve çalışırken sakin, sessiz ve loş ortamlarda daha verimli oluyorum. Sonbahar ve İlkbahar yaratıcılığımı tetikleyen mevsimlerdir. Denizler, doğa, uçsuz bucaksız görseller beni etkiler…

Caz Müzisyeni Kerem Görsev ile Röportaj

4. Besteleriniz nasıl ortaya çıkar genelde? Direk bitmiş haliyle gelen vahiyler şeklinde mi, yoksa “bir başlayayım devamı gelir” mi?

Ben piyanomun başına “Haydi bir beste yapayım” diye hiç bir zaman oturmadım. Beste uzun yaşanmışlıkların hikayesi olup bir gizli kahramanı ve hikayesi olunca gerçekleşir. Ve gerçek hikayeden çıkan o müzik doğru bir mesaj verir, dinleyenleri etkiler. Bunun adı ise gerçek bir bestedir..

Beni etkileyenler genelde tabiat olayları ve dört ayaklı dostlarım. Ailem ve kızım ile yaşadığım ilişkiler …Dünya ve ülkemizdeki olaylar beni düşündürür ve birşeyler hissedersem beste olarak geri döner . Sipariş beste yapamam..

5. Birçok Türk ve yabancı müzisyenle çalıştınız. ‘En büyük hayalim’ deyip henüz buluşamadığınız birisi var mı?

Evet, yerli yabancı pek çok müzisyen ile çalışma imkanım oldu konserler ve CD kayıtları yaptık. Allah’a şükür ederim hep. Son Albümümün kayıtları 12-13 Mart Prag Philharmonic Orkestra ile Prag’da yaptık. Benim bestelerimi ALAN BROADBENT gibi bir dünya devi müzisyen orkestra düzenlemelerini yaptı ve orkestrayı yönetti. Albümün ismi de To Bill Evans oldu.

6. Sizi Fatih Erkoç ile olan konserinizde dinlemiştik, çok da keyif almıştık… İleride yine ortak tarzda buluşacağınız isimler var mı

Fatih Erkoç ile konserlerimiz devam edecektir. Kendisi Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli Caz vokalistidir ve çok iyi bir müzisyendir.. Ben proje bazında pek çok arkadaşımla konserlere devam edeceğim.

7. Eğer müzisyen olmasaydı, nerede olurdu şu an Kerem Görsev, neyle uğraşırdı?

Eğer müzisyen olmasaydım, tabiat olaylarını inceleyen doğa bilimci olurdum. Tarihe çok meraklıyım, arkeolog olabilirdim. Bir hayvan barınağında da bütün günümü geçirebilirdim -Vaktim olsaydı tabi…-

8. Caz müziği ile ilgilenen Uplifers okuyucularına başarılı olabilmeleri ve sektörde tutunabilmeleri için neler önerirsiniz?

Caz  dinleyenler her zaman farklı düşünür ve sıra dışı islere imza atarlar Başarı da kendi kendine gelmiş olur.

 

Gökçen Gökyer: Gökçen Gökyer - Gündüzleri bir Yüksek Şehir Plancısı, geceleri ise bir blogger, bir köşe yazarı. İYTE'de lisans, ODTÜ'de master, HafenCity Universitat'da Erasmus yaptı. Birçok ülke, birden fazla kıta gördü. Hayatta tat alınması gereken her şeyi itinayla araştırır, bulur, bulduğunu da duyurur; yazar.. Network kurmak ise temel hayat duruşudur. Senin de gelmen o yüzden önemlidir, beklerim: gokcengokyer.blogspot.com ;)

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale