Kendinizle iyi geçinin: İç sesinizle arkadaş olmanın yolları

Hepimize günlük hayatında eşlik eden bir iç sesimiz var. Bu iç sesimizle hem kendi kendimizi hem de başkalarını değerlendirip analiz ederiz. Kendimizi nasıl gördüğümüzü ve kendimize nasıl davrandığımızı belirleyen şey de bu iç sesin ta kendisidir.

Sizi her zaman, her yerde takip eden bu iç sesiniz sürekli şikayet halinde olabilir. Etrafınızda sizi seven insanlar olmasına rağmen kendinizi güvensiz ve bunalmış hissetmenize neden olabilir. “Yeterince iyi değilsin, yeterince güzel değilsin, bu işi beceremezsin, o seni beğenmez ki, seni sevmez ki” cümlelerinin sahibi, iç sesiniz olabilir.

Maalesef birçoğumuz, tüm gün bize eşlik eden bu iç sesin ne kadar da kötü bir arkadaş olduğunun farkında değiliz. Kendimizi kötü hissetmemize ve kendimize kötü davranmamıza neden olan şeyin, iç sesimizden çıkan bu cümleler olduğunu bilmiyoruz bile.

İç sesinize karşı en önemli koruma kalkanınız, duygu ve düşünce arasındaki farkı kavramaktan geçer.

Ancak bundan kurtulmak da mümkün. Kendinizle daha anlayışlı ve motive edici bir sesle konuştuğunuzda, çok güçlü bir değişim yaratabilirsiniz. Panik yapmadan karar verme gücünüzün farkına varabilir, hayattaki güçlü yanlarınızı görebilirsiniz. Kısacası, iç sesinizle iyi bir arkadaş olabilirsiniz. Bunun için yapmanız gerekenler aslında oldukça basit. İşte iç sesinizle iyi bir ilişki kurmanın püf noktaları:

1. İçsel eleştirilerinizin farkına varın.

İç sesinizin size ne söylediğinin farkına varmanın zamanı geldi. Bu farkındalığa sahip olmadan, iç sesinizi sizin için iyi bir arkadaşa dönüştürmek mümkün olmaz. İç sesiniz size ilham mı veriyor, yoksa moralinizi mi bozuyor? İç sesiniz sizi korkutuyor mu, kendinize olan güveninizi mi artırıyor? İç sesiniz size değerli olduğunuzu mu söylüyor, yoksa kendinizi bomboş hissetmenize mi neden oluyor? Öncelikle bunun farkına varın. İç sesinizin sizi tuzağa düşürüp düşürmediğini fark edin.

2. İç sesinizin size yönelttiği eleştirileri sorgulayın ve asla teslim olmayın.

Eğer iç sesiniz sürekli sizi eleştiriyorsa, siz de bunu sorgulamaya başlayabilirsiniz. İç sesinizi hiç sorgulamamış olabilirsiniz. Onu sorgulamaya başladığınızda, aslında iç sesinizin size yönelttiği eleştirilerin ve şikayetlerin ne kadar da haksızca olduğunu fark edebilirsiniz. Örneğin sizi eleştiren iç sesinize şu soruları yöneltebilirsiniz:

  • Bu düşünceyi destekleyen kanıtlar neler? Bunun aksini destekleyen düşünceler neler?
  • Bu bir gerçek mi yoksa bir fikir mi?
  • Bu konuya dair düşünceler, hissiyata mı dayanıyor?
  • Bu düşünceye sahip olan bir arkadaşıma ne derdim?
3. Düşünce ile duyguları ayırt etmeyi öğrenin.

Bir düşünceyle bir duyguyu birbirinden ayırt etmek, hayatta hepimizin zorlandığı bir durum. Duygu, genellikle tek bir kelimeyle ifade edebileceğimiz şeylerdir. Gergin, rahatsız, muylu veya üzgün gibi. Buna karşılık düşünce ise genellikle bir deneyime dair değerlendirmeyi içerir ve cümlelerle ifade edilir.

İç sesiniz ise duygu ve düşünce arasındaki bu karmaşayı aleyhinize kullanabilir. Örneğin kendinizi rahatsız veya gergin hissettiğinizde, iç ses ortaya çıkar ve ters giden bir şeyler olduğunu söyler. Oysa gerçekte sizinle ilgili ters giden bir şeyler yoktur, bazen kendini rahatsız veya gergin hissetmek son derece doğal. İşte bu sebepten ötürü, iç sesinize karşı en önemli koruma kalkanınız, duygu ve düşünce arasındaki farkı kavramaktan geçer.

İç sesinizle iyi bir ilişki kurmak için bir süre egzersiz yapmak ve buna vakit ayıracak kadar sabırlı olmak gerekiyor.
4. Kendinizle yeniden ilişki kurmanın vakit aldığını unutmayın.

İç sesiniz yıllardır sizinle yaşadığına göre onun söylediği şeyleri değiştirmek bir anda mümkün olmasa gerek. İç sesinizle iyi bir ilişki kurmak için bir süre egzersiz yapmak ve buna vakit ayıracak kadar sabırlı olmak gerekiyor. Kendinizle yeniden ilişki kurdukça, bu masum ilişkinin sayısız faydasını görmek de mümkün oluyor.

 

İlginizi çekebilir: Dış sesleri kapatıp iç sesinize odaklanmanın önemi

Kaynaklar:
Lifehack
Psych Central

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!