dummy

Kendinizi sevmenin mucizevi getirilerinin farkında mısınız?

Kendini sevmenin, kendini sevmeyi öğrenmenin temel derslerden, temel öğretilerden biri olduğunu düşünüyorum. Ve bu öğretiyi, küçük yaşlardan itibaren öğrenmemiz gerektiğini de.

dummydummy

Ne demek kendini sevmek? Böyle narsistçe, herkese yukarıdan bakarak, kendini üstün görmek, mükemmel görmek, ayrıcalıklı görmek değil elbette. Kendini sevmek, öncelikle aynada gördüğün kişiyi sevmek. Tüm fiziksel özelliklerinle sevmek kendini. Ne kadar özeliz aslında. Kimseye benzemiyoruz. Kaşımızla, gözümüzle, boyumuzla, posumuzla, yara izlerimizle, can simidi fazlalıklarımızla.

Fiziksel bedenimizi sevmek, sadece aynada gördüklerimizden ibaret değil aslında. Tüm organlarımızı sevmek mesela. Evet, evet, aynen, akciğerini, karaciğerini, bağırsağını sevmenden bahsediyorum. Saçının her telini, tırnağının ucunu, dişini, kirpiğini. Hiç düşündün mü? Tüm organların hücrelerden oluşuyor, o hücrelerin canlı. Canlılarla ne yapılır? Onlarla iletişim kurulur. Ve nasıl bir iletişim daha sağlıklı olur. Sevgi ve şefkat dolu tabii ki. Düşünün; annelerimiz nasıl çiçeklerle konuşurdu. Ve o çiçekleri hep coşku dolu açardı. İşte tüm organlarını, kaşını gözünü, sev diyorum ben de, konuş onlarla, Sanki bir bebeği sever gibi. Onlar da size karşılık versinler, çiçek açar gibi.

Şimdi birçok bilimsel araştırma bu çalışmaların ne kadar şifalandırıcı olduğunu açığa çıkartıyor. İnancın biyolojisi kitabında Bruce Lipton, hücrelerin nasıl değiştiğinden bahsediyor. Dr. Joe Dispenza, “Plasebo Sensin” kitabında bedendeki hücrelerin, dokuların, organların ve sistemi yöneten o görünmez bilinç alanının nasıl mükemmel bir etkileşim içinde olduğunu ve düşüncelerimizle ve sevgimizle o etkileşimi nasıl pozitif değiştirebileceğimizi anlatıyor.

Geçmişte ağır bir hastalık geçirip, bu konuda bir aydınlanma yaşayana kadar böylesi bir sevgiden haberdar değildim. Ölümün kıyılarında dolaşınca anladım insanın kendisi sevmesinin her şeyin, her iyiliğin, güzelliğin başlangıcı olduğunu. İstisnasız tüm zamanların en iyi stressavarı, kana karışan en hızlı ilacı, SEVGİ. Ben, bende doğuştan var olan bu kaynağı önce kendime kullansam acaba bende neler değişir? Denemeye değer.

Bilmem en ağır eleştirileri kendinize yapanlardan mısınız? Hani şöyle, kendinizi eze eze çalışıp, tüm yükleri omuzlara alıp, sürekli şikayet edip, hiçbir şeyin değişmediğini ve tüm zorlukların sizin hayatınızda olduğunu düşünenlerden misiniz? Önce kendinizi sevmekle başlayın. Benim hikayemde bu kendimi sevmemin karşılığı; şu anda sağ olmam.

Kendini sevmenin gerçek bir erdem olduğu bilincine varmamla hayatımın o evrensinden sonraki dönemine aydınlanma dönemi diyorum ben. Her şeyiyle; kaşıyla gözüyle, çizgileriyle, yara izleriyle, beğenmediğim ne çok yanım varsa hepsiyle kabule geçip pamuklara sardım sarmaladım kendimi. Şimdiye kadar kendime yüklendiğim her suçlamadan kendimi azat ettim.

Tüm hatalarımı, hassasiyetlerimi, zaaflarımı seviyorum. Elbette hayatta hedeflerim var, hayallerim var. Elbette, yaptığım iş her ne ise onu iyi yapmak için bir gayretim var. Ama nasıl ki bir başkasına yaptığı hatalar için anlayış, hoşgörü geliştiriyorum. Aynı şeyi kendime, alasıyla yapmaya alan açıyorum. Buna en çok benim hakkım olduğunu düşünüyorum. Çünkü böyle öğreniyorum. Hatalarımın omuzlarımda bir yük ve kambur oluşturması değil onların bana birer merdiven olması benim işime yarayan şey. İnsanların ne düşüneceğinden, kendime yarattığım beni desteklemeyen sınırlardan, inançlardan, işimde mükemmel performans sergileme kaygımdan kurtulmaya niyet ediyorum. Kendimi ezmeye başladığımı düşündüğüm her an fark edip, bir an için durup, hemen kendime ödüller hazırlıyorum. Doğaya çıkmak gibi, gözlerimin içine bakarak kendimle konuşmak gibi.

Bütün kalbimle önce kendimi seviyorum. Ve insan sevdiği bir şeye zarar verir mi? Örneğin insan kendi çocuğuna bile bile zarar verir mi? Hayır. Kendimi, kendi çocuğummuş gibi seviyorum ve ona zarar gelmemesi için iyi bakıyorum. Tırnağımdan saçımın teline kadar. Ben size, bizzat bir çocuğu, hatta bir kediyi sever gibi kendinizi sevin diyorum.

Dr. Brene Brown; “Mükemmel Olmamanın Hediyeleri” kitabında iç konuşmalarımızı değiştirerek de kendimizi sevmeyi kendimizi değerli bulmayı geliştireceğimizi söylüyor ve şöyle bir örnek veriyor.

Mükemmeliyetçi iç konuşma: Öff, hiçbir şey olmuyor. Şişman ve çirkinim. Görüntümden utanıyorum. Sevgiye ve aidiyete layık olmak için şu andaki halimden farklı olmam gerekir.

Sağlıklı çabayla iç konuşma: Bunu kendim için istiyorum. Daha iyi ve daha sağlıklı olmak istiyorum. Tartı, sevilip sevilmediğimi, kabul edilip edilmediğimi göstermez. Sevgiye ve aidiyete şimdi değer olduğuma inanırsam, cesaret, merhamet ve bağlantıyı kendi yaşamıma davet edeceğim. Kendim için bunu halletmek istiyorum. Bunu yapabilirim.

Kendini sevmek kendini değerli görmekten geçer, değil mi? Kendi hikayenize sahip çıkın ve kendinizi sevin. Göreceksiniz çok şifalanacaksınız ve hayat daha kolay akmaya başlayacak.

Sevgiler…

Kaynakça
1. İnancın Biyolojisi, Bruce Lipton, Kuraldışı Yayınevi
2. Plasebo Sensin, Dr. Joe Dispenza, Ray Yayıncılık
3. Mükemmel Olmamanın Hediyeleri, Dr. Brene Brown, Butik Yayıncılık

Fatma Yıldız: Merhaba, yetişkin eğitimi alanında lisans ve yüksek lisans okudum. ICF onaylı dünyanın en büyük koçluk okullarından Erickson International School’dan tüm koçluk eğitimlerimi ve NLP Practitioner ile NLP Master programlarını tamamladım. ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) PCC seviyesi usta koçlarından biriyim. Şu an ağırlıkta yönetici ve takım koçluğu yapıyorum. Bununla beraber doğa ve yeni yerler görme tutkunu, çiçek, deniz, ağaç sevdalısı, hayvan dostu, kedi annesi ve yaşama coşkuyla bağlı biriyim. 2007-2008 yıllarında ağır bir kolon kanseri tedavisi gördüm. Sonrası hayatımın yeni bir dönemi başladı. Yaşam sanatını hakkıyla icra etmeye çalışıyor, tüm bilgi, beceri ve deneyimlerimi birçok kanalla insanlara ulaştırmaya çalışıyorum. Stres Yönetimi, Resilience, Yaşamı Güzelleştirmek, Potansiyelini Keşfet konularında programlar yaparken, iş dünyasını iyileştirmek ve insan odaklı hale getirmek için çalışmalar yapıyorum. Benimle ilgili detay bilgilere buradan ulaşabilirsiniz. https://www.fatmayildiz.com/hakkimda/

Anne evi rahatlığında seçimler: Anneler Günü’ne özel içinizi ısıtacak hediye önerileri

“An-ne”; iki hecesine dünyaları sığdıran; güven, sıcaklık, huzur, sevgi ve daha nice güzel duyguyla bizleri kucaklayan, yorgun günlerin ilacı, mutlu anların ortağı, düştüğümüzde koştuğumuz, sevincimizi ilk paylaştığımız o eşsiz kahraman. İki hece ama içinde bir ömür saklayan… Anne demek bir evin kalbi demek, sevgiyle hazırlanmış sofralar, kahve fincanında biriken mutlu anılar, bir koltukta kurulan huzur, sıcak bir evin rahatlığı demek. Çünkü bir annenin dokunduğu her şey, dünyayı biraz daha yaşanır kılar. İşte bu yüzden Anneler Günü yaklaşırken bu yıl onlara sadece bir hediye değil, hissettirdikleri o tarifsiz sıcaklığı, huzuru, ‘anne evi rahatlığını’ hediye etmek gerek. Ne de olsa her şeyin en iyisini, güzelini, rahatını, konforlusunu hak eden onlar.



Geçmişten günümüze dönüşümler geçirmiş olsa da bu özel ve anlamlı günün değişmeyen en önemli özelliği, kalbimizde ayrı bir yeri olan annelerimizi onurlandırmak için bir fırsat sunuyor oluşu. Şüphesiz ki annelerimizin bize kattığı güzellikleri bir güne sığdırmak mümkün değil ama bu özel günde özenle seçeceğimiz küçük bir hediye, onların bizim için ne kadar değerli olduğunu hissettirmek için şahane bir fırsat olabilir. Önemli olan, seçtiğimiz hediyeye sevgimizi katmak; tıpkı onların her lokmaya, her bakışa kattığı sevgi gibi. İşte birkaç sıcak öneri:

‘Anne kucağı’ gibi: Konforu eve taşıyacak hediyeler

Anne kucağının o benzersiz sıcaklığı, en zor zamanların bile en güzel ilacı değil mi? Ve evet aslında hiçbir hediye tam anlamıyla o sıcaklığı vermeye yetmez ama yine de biraz da olsa yaklaşabilir. Film keyfi için sıcacık ve yumuşacık bir battaniye, polar bir sabahlık, rahat terlikler, evin her köşesini anne sıcaklığına büründürecek ev tekstili ürünleri, yastıklar, kırlentler ve çok daha fazlası ile annelerinize bu Anneler Günü’nde huzur ve konforu hediye edebilirsiniz.

‘Anne eli değmiş’ gibi: Kişisel bakım ürünleri

Annelerimizin dokunduğu her yeri güzelleştirdiği aşikar… ‘Anne eli değmiş gibi’ dendiğinde her ne kadar lezzetli yemekler akıllara gelse de, bir atkının düğümünde, bir buklenin düzeltilmesinde de aynı özen var. Bazen son bir anne dokunuşu her şeyi bambaşka yapabilir. Annenizin kendisine de en az başkalarına gösterdiği kadar şefkatle ve özenle yaklaşması için kişisel bakım ürünlerinden şahane hediyeler seçebilirsiniz. Parfümler, cilt bakım ürünleri, saç şekillendiriciler, makyaj setleri ve çok daha fazlası bu özel günde annenizin yüzünde güller açtırabilir.

‘Annemin tarzı’ gibi: Zamansız, şık ve özel parçalar

Bazı parçalar vardır, bize hep annemizi hatırlatır. Onun yıllardır severek taşıdığı bir fular, özel günlerde takındığı bir broş ya da gençliğinden kalma bir ceket… Şimdi, o hatıraların yanına çok daha özellerini eklemenin tam zamanı. Zarif elbiseler, şık altın takılar, birbirinden güzel aksesuarlar, rahat ayakkabılar, yazlık kombinlerini tamamlayacak parçalar ve çok daha fazlası Anneler Günü’nde harika hediyelere dönüşebilir.

‘Anne sofrasından fırlamış’ gibi: Sofralara renk ve lezzet katan detaylar

Anne sofrası; her tabakta ayrı bir hikaye, her kasede ayrı bir emek ama hepsinde aynı lezzet. Kimi zaman dört gözle beklenen bayram sofralarının, kimi zaman okuldan eve dönüşte karşılayan leziz yemeklerin yıldızı annelerin sofralarını daha da güzelleştirecek, mutfakta geçirdikleri zamanları kolaylaştıracak pratik ve şık ürünler harika hediyeler olmaz mı? Şık yemek takımları, renkli masa örtüleri, kahve makineleri, mutfak robotları, airfryer’lar ve çok daha fazlası tek bir tık uzağınızda.

Pazarama’da ‘anne evi rahatlığında’ alışveriş

Annenize hissettirmek istediğiniz tüm bu duygular, bir hediyeye sığabilir mi? Belki tam olarak değil, ama Pazarama’da, onun kalbine dokunacak seçenekler sizi bekliyor.

Pazarama, binlerce ürün seçeneği, avantajlı fiyatlar, çok kanallı erişim imkanı ve güvenli ödeme alternatifleriyle size anne evi rahatlığında bir alışveriş deneyimi sunuyor. Bir hediye seçin, içine sevginizi katın ve annenize onu ne kadar çok sevdiğinizi bir kez daha gösterin. Aradığınız her şey Pazarama’da.

Ayrıca Anneler Günü’ne özel şahane kampanyalar da sizi bekliyor. Pazarama üzerinden yapacağınız 750 TL ve üzeri alışverişlerde geçerli “HEDIYE125” kupon kodu ile 125 TL indirim fırsatı yakalayabilir, eğer Pazarama Plus üyesi iseniz aynı tutardaki alışverişleriniz için “PLUS200” kupon kodunu kullanarak 200 TL’lik özel indirimden faydalanabilirsiniz. Hepsi ve daha fazlası için hemen tıklayın, tam anneme göre’ diyeceğiniz hediyeleri kaçırmayın.  Her şeyin en iyisini hak eden anneler için, bu Anneler Günü’nde sadece bir hediye değil, bir “teşekkür” armağan edin.

*Bu yazı Pazarama katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale
whatsapp