X

Kendinizi sevgisiz ilişkilerin içinde mi buluyorsunuz: Çocukluk yaranızı iyileştirme zamanı geldi

Çocukluk döneminde anne, babasından yeterince sevgi almadığı için kalbinde sürekli olarak bir yara ile dolaşan insanları mutlaka tanıyorsunuzdur. Ya da belki de siz öyle bir insansınız. Çocukken ebeveynlerinden sevgi görmeyen insanların büyüdüklerinde bu sevgiye takıntı derecesinde bir açlık duyan yetişkinlere dönüşme olasılığı çok yüksektir.

Bowlby’nin geliştirdiği Bağlanma Kuramı’na göre erken yaşlarda yaşanan ilişkiler gelecekte kurulacak olan ilişkileri şekillendirir. Eğer çocukluğumuzda ailemizden sevgi almamışsak, büyüdüğümüzde bu sevgi açlığı yüzünden sırf bizi sevdiklerini düşündüğümüz için bir arada olduğumuz, ama aslında bize iyi gelmeyen arkadaşlar bulabiliriz. Yine bu sevgi açlığı yüzünden kendimizi, bizi içten içe zehirleyen aşk ilişkilerinin kucağında bulabiliriz.

Anne ile çocuk arasındaki ilişkiyi çok önemli gören Freud, bu ilişkinin yaşam boyunca oluşan en güçlü sevgi ilişkisi olduğunu ve sonraki tüm sevgi ilişkilerinin de prototipi olduğunu ileri sürmüştür. Freud, bu prototipin aynı zamanda insan davranışını yaşam boyunca güdüleyen bir temel oluşturduğunu savunmuştur (Freud, 1979). Anna Freud ve Burlingham (1944) da ebeveyn-çocuk ilişkisinin, tüm insan ilişkilerine model olduğunu ve çocuğun ebeveyni ile ilişkisinde kendisini istenilen ve sevilen biri olarak algılamasının olumlu bir psikolojik gelişim için son derece önemli olduğunu vurgulamışlardır.

Çocukluktaki ebeveyn davranışlarının önemini ortaya koyan ve bir kişilik kuramı ile bütünleştiren, ebeveyn kabul ve reddinin sonuçlarını yorumlayan ve bu kuramsal çerçeveyi ampirik verilerle destekleyen kuramlardan biri Rohner (1975) tarafından geliştirilen Ebeveyn Kabul-Red Kuramıdır (EKAR Kuramı). Kuram, temel olarak “ebeveynliğin sıcaklık boyutu” olarak isimlendirilen ebeveyn-çocuk etkileşimine yani ebeveyn ve çocuk arasındaki duygusal bağın niteliği ve ebeveynin çocuğa yönelik duygularını nasıl ifade ettiği üzerine odaklanmıştır. Ebeveyn kabul ve reddi, olumlu tarafında kabulün (sıcaklık, sevgi ve şefkat), olumsuz tarafında ise reddin (sıcaklık ve sevgi eksikliği ile fiziksel ve/veya sözel yaralayıcı davranışlar) yer aldığı ebeveynliğin “sıcaklık boyutunu” oluştururlar. (Eryavuz, 2006)

Evet, her insan çocukken ailesinden sıcaklık ve sevgi görmek ister. Bu en temel ihtiyaçlardan biridir. Diyelim çocukken ailenizden yeterince sevgi görmediniz ve bu doğal olarak size acı veriyor. Muhtemelen senelerdir bu acıyla yaşıyor, sürekli ailenizden almadığınız sevgiyi dile getiriyorsunuz. Almadığınız sevgi neredeyse bir takıntı gibi zihninizi meşgul ediyor. Ancak sizce tüm hayatınızı “annem beni sevmedi, babam bana sevgi göstermedi” diye geçirmek ve bunun için sonsuz bir acı çekmek ne kadar mantıklı?

Artık bir yetişkin olarak çocuklukta sevgi alamadığımızı kabullenmenin, kendimize acımaktan vazgeçip yolumuza devam etmenin zamanı değil mi? Bence bu durumun üstesinden gelmenin en güzel yollarından biri işinin ehli bir terapist görerek, bu sizi senelerdir üzen, zihninizi meşgul eden durumu yargılanmadığınız bir ortamda özgürce ifade etmeniz ve sevgisiz geçen çocukluğunuz için son bir kez yas tutup, artık bu durumu kabullenerek hayatınıza bir yetişkin olarak devam etmenizdir. Siz şu an anne, babasının sevgisine delice ihtiyaç duyan küçük bir bebek veya çocuk değil, bir yetişkinsiniz. Bu gerçeği artık kabul edin. Çeşitli nedenlerden dolayı anneniz ve/veya babanız size istediğiniz sevgiyi vermemiş olabilir ama artık o sevgiyi almadığınız için derin derin üzülmekten vazgeçmeniz gerekiyor.

Anne ve babasının sevgisizliği yüzünden hayata küsüp kendini dış dünyadan izole ederek yaşayan insanlar biliyorum. Anne ve babasının ilgisizliği yüzünden kalbindeki derin yarayla o ilişkiden bu ilişkiye koşan insanlar tanıyorum. Ailesinden alamadığı sevgiyi takıntı haline getirip kendini gerçekten seven insanların varlığını görmezden gelen kişileri de unutmamak lazım. Eğer siz de böyle bir insansanız, bu duruma bir son vermeniz gerektiğini düşünmüyor musunuz?

Çocukken ailesinden yeterince sevgi görmeyen insanlar “ben sevilmeye layık değilim” diye düşünen yetişkinlere dönüşebilirler. Bu durum kişinin kendi kendine sevgi verme kapasitesini de etkiler. İstediğiniz tarz sevgiyi ailenizden alamadınız diye hayıflanmak yerine, o sevgiyi siz kendinize verin. Kendinizi sevme kriteriniz aileniz olmasın. Sizi yeterince sevmemelerini ya da sevdikleri halde sevgilerini sizin istediğiniz tarzda göstermemelerini umursamayın artık. Dünyadaki en acıklı olaylardan biri sevgisiz bir yaşam sürmektir. Siz anne ve babanızın mirasçısı olup kendinize sevgi vermemeye devam mı edeceksiniz, yoksa artık çocukluk yaralarınızı iyileştirip, kendinize içinde sevginin de olduğu güzel bir hayat mı yaşatacaksınız? Seçim sizin. Size her daim sevgiyi seçtiğiniz günler diliyorum.

Bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. 2019 yılını “Kendini Sevme” yılı ilan ettim. Kendini sevmekle ilgili psikoloji egzersizlerini #kendinisevmeyılı hashtagi ile paylaştığım Instagram hesabım @ranakutvanrsolaker@gmail.com 

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Eryavuz, A. 2006. Çocuklukta Algılanan Ebeveyn Kabul Veya Reddinin Yetişkinlik Dönemi Yakın İlişkileri Üzerindeki Etkileri. Doktora Tezi.
Freud, A. ve Burlingham, D. (1944). Infants Without Families: The Case For and Against Residental Nurseries. New York: International University Press.
Freud, S. (1979). Introductory Lectures on Psychoanalysis. London: Penguin Books.
Rohner, R.P. (1975). They Love Me, They Love Me Not: A Worldwide Study of the Effects of Parental Acceptance and Recetion. New Haven, CT: HRAF Press.

İlginizi çekebilir: “Kıymeti bilinmeyenler kulübü”nün bir üyesi misiniz: Bu hisle 7 adımda başa çıkabilirsiniz

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale