Kendinizi sabote etmenize neden olan sınırlayıcı inançlardan nasıl kurtulursunuz?

Bir şeyi aslında yapabilecekken kendinizi geride tuttuğunuz oldu mu hiç? Başarabilecek kapasitede olmanıza rağmen bir türlü emin olamadığınız için yaşadığınız endişe, sizi yolunuzda ilerlemekten alıkoydu mu? Cevabınız evetse, kendinizi sabote ediyor olabilirsiniz. Belki çocukluktan beri taşıdığınız çözülmemiş travmalarınız, belki öğrenilmiş çaresizlik, çevre baskısı veya kalıplanmış bazı yargılarınız zihninizde sınırlayıcı inançlar geliştirmenize neden oluyor olabilir. Sınırlayıcı inançlar, doğru olduğuna inandığımız, bizi kendimizi geliştirmekten, hayatta ilerlememizden alıkoyan, kişisel ve profesyonel hayatımızı olumsuz etkileyen düşüncelerdir ve kendi önümüze engeller koymamıza sebep olurlar.

Ünlü yazar Mark Manson kendimizi geri planda tutmamıza neden olan sınırlayıcı inançların, 3 çeşidinin olduğuna dikkat çekiyor: Kendimizle ilgili, dünya ile ilgili ve yaşam ile ilgili sınırlayıcı inançlar. Yaş, kişilik özellikleri ve yaşadığımız duyguların kendimizle ilgili sınırlayıcı inançlara örnek oluşturduğunun altını çiziyor. İlerleyen yaşımıza takılıp yapabileceklerimizden vazgeçtiğimizi, olumsuz duygular yaşarken yeniliklere cesaret edemediğimizi veya çekingenlik, utangaçlık, fiziksel görünüşümüze olan takıntımızın gibi sebeplerle kapasitemizi kullanmaktan kaçındığımızı söylüyor. Onaylanmama korkusu, ön yargı ve özel olma isteğinin ise dünyaya karşı sahip olduğumuz sınırlayıcı inançlar olduğunu belirtiyor. Ünlü yazar bu durumu açıklamak için “Ben bir kadınım ve insanlar kadınların fikirlerini dinlemezler…” diyerek iş toplantılarında kadınların sessiz kaldığı örneğini veriyor. Yaşam ile ilgili olan sınırlayıcı inançların temelinde ise zaman kavramı yattığını vurguluyor ve insanlar arasındaki en yaygın “bahane“lerden bir tanesi olduğunu vurguluyor. “Zamanım yok, çok meşgulum, bu saatten sonra olmaz, o gemi kaçtı artık…” gibi söylemlerin harekete geçmemizi engelleyen sınırlayıcı inançlarımızdan olduğunu bizlere hatırlatıyor.

Bu konuda, The Biology of Belief kitabının yazarı Dr. Bruce Lipton da çocukluktan itibaren maruz kaldığımız her olayın veya söylemin bu tür sınırlayıcı inançlar geliştirmemizde etkili olduğunun altını çiziyor. Örneğin, sevgi dolu bir çocukluk geçiren kimseler, sevildiklerine, istendiklerine dair olumlu inançlar inşa ederken; sevgiden yoksun bir ortamda büyütülmüş kişilerin istenmediklerine inandıklarını söylüyor. Benzer bir şekilde başarıları takdir edilerek ve desteklenerek büyütülmüş çocuklar ileride kendilerinden daha umutlu olurken; “Yapamazsın.” söylemini sıkça duyan kişilerin yetişkinlik dönemlerinde de yapamayacaklarına inanarak sınırlayıcı inançlar geliştirdiklerini anlatıyor.

Çocukluğumuza dönüp çevremizde olan biten her şeyi değiştirme gücümüz olsaydı keşke; hemen gidip “yapamazsın”ları “yapabilirsin”lere dönüştürürdük. Geçmişe gitmek imkansız ama bugün yapabileceğimiz çok şey var. Gelin çoğumuzun sahip olduğu en yaygın sınırlayıcı inançlara ve onlardan kurtulmak için neler yapabileceğimize birlikte bakalım.

En yaygın sınırlayıcı inançlar

1. “Zamanım yok”

Gerçekten yok mu? Sürekli “Zamanım yok.” diye tekrarladıkça, bu sözü dilimize pelesenk ettikçe inanmaya ve kabullenmeye başlıyoruz. Sonra da karşımıza çıkan her durumdan zamanım yok diyerek kaçıyoruz. Belki hayatımızın fırsatıydı o zamanım yok diye ötelediğimiz şey, belki de bizi o hep olmak istediğimiz yere taşıyacaktı? Daha baştan kaçırdık.

Zamanı, “size karşı” değil “sizin için” çalışan bir araç olarak gördüğünüzde aranızdaki problemi halletmek için başarılı bir atmış olacaksınız. Zamanınızı yönetmeyi bilirseniz işlerinizi, yapmak istediklerinizi, yeni deneyimlerinizi rahatça hayatınıza sığdırabilir ve sizi kısıtlayan “Zamanım yok.” inancından da kurtulabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: En temel ilkeleriyle 6 adımda “zaman yönetimi”

2. “Yapamam”

“Yapamam çünkü… Onlar kadar iyi değilim, yeterince iyi değilim, çok yeteneksizim, daha önce başarısız oldum…” Daha denemeden “yapamam” demek, kolay ve hızlı bir kaçış mı yoksa sizin için? Söylemlerimiz, davranışlarımızı, hissettiklerimizi, yaşadıklarımızı çeşitli şekillerde etkiliyor. Tıpkı “Zamanım yok.” dedikçe zaman sıkıntısı yaşadığınıza kendinizi inandırabildiğiniz gibi, “Yapamam.” dedikçe de yapamayacağınıza inanacaksınız. Onun yerine “Şu anda yapabilecek durumda değilim, daha sonra yapabilirim” diyebilirsiniz veya kendinize bir şans verip hemen denemeye başlayabilirsiniz. Siz kendinize inandıktan sonra gerçekten yapamayacağınız ne olabilir ki?

3. “Yargılanırım”

Çoğu zaman başkaları ne der, ne düşünür, nasıl karşılar diye endişe etmekten kendimizi geri planda tutuyor ve aksiyon alamıyoruz. Başkalarının ne düşündüğünü kontrol edemeyeceğimiz gibi onların “olası” düşüncelerinin hayatımızı şekillendirmesine de izin vermemeliyiz. Kaldı ki, siz böyle düşünüyorsanız onlar da kendileri için sizin ne diyeceğinizi düşüneceğinden belki de ne yaptığınız umurlarında bile olmayacak. O yüzden ortada olmayan bir sebep için kendinize sınırlar koymayın.

4. “Bu yaştan sonra olmaz”

Yargılanma endişesini de temelinde barındıran “Bu yaştan sonra insanlar ne der?” düşüncesi, hala isteğiniz, beceriniz veya enerjiniz varken o şeyi “yapmamanıza” sebep oluyor. Sizin başlamak için çok yaşlı olduğunuzu düşündüğünüz bir iş için başkası da çok genç olduğunu düşünüyor olabilir. Öyleyse, doğrusu hangisi? Cevap, hiçbiri. Yaş, size engel değil, fırsattır. Bu yaştan sonra olmaz dediğiniz her şey, sadece kafanızda kendi kendinize yarattığınız bariyerlerden ibaret.

5. “Hiç yetenekli değilim”

Neye göre, kime göre? Evet, kimi insanlar bazı alanlarda daha “yetenekli” olabilir ama unutmayın yetenek tek başına başarı için yeterli olmadığı gibi, çalışmadan geliştirilebilecek bir beceri de yoktur. Bugün tüm dünyanın tanıdığı, yeteneğine hayran olduğu Mozart, sadece yetenekli olduğu için mi başarılı oldu? Hayır. Günde sadece 5 saat uyuyarak ve geri kalan tüm zamanını çalışarak, pratik yaparak, yeni besteler çıkararak geçirdiği için başarılı oldu. Belki her konuda yetenekli olmayabilirsiniz ama üzerinde çalışarak dilediğiniz becerinizi geliştirebilirsiniz. Siz inanmamanıza rağmen çevrenizde size yeteneksiz olduğunuzu söyleyen kişiler varsa da bilin ki onlar sadece başaracağınızdan en çok korkanlardır.

 

Bunlar ve bunlar gibi birçok sınırlayıcı inanç, sadece düşüncelerinizde kalmaz davranışlarınızı da etkiler. Örneğin, her şeyin mükemmel olması gerektiğini düşünüyorsanız risk almaktan kaçınırsınız; değersiz olduğunuza inanırsanız, sürekli kendinizi defans halinde bulursunuz; söylediklerimi kimse dinlemiyor derseniz, konuşmaktan vazgeçersiniz. Kendinizi hep geri planda tutmaya alıştırır ve fırsatları, güzellikleri kaçırırsınız; kendi başarılarınıza engel olursunuz.

Sınırlayıcı inançlardan kurtulmanın yolları

1. Kaynağını bulun

Sınırlayıcı inançlardan kurtulmanın en önemli adımı onları bulup kaynaklarına inmek. Düşünün, sizi engelleyen, yapabileceklerinize sınırlar koyan düşünceleriniz neler, bunlar sizi, yaşamınızı nasıl etkiliyor, ne zaman oluşmuş bu inanç, nereden besleniyor, hepsini yazın. Çocukluğunuzdan beri tutunduğunuz bir inanç mı yoksa geçmiş deneyimleriniz mi size sürekli bu inancı aşılıyor, kaynağını bulduğunuzda çözümü de belirecektir.

2. Kanıt arayın

Neden sıkı sıkı tutunuyorsunuz o inanca? Ona inanmanız gereken somut bir deliliniz var mı? Mesela, “Yapamam.” söyleminizi neye dayandırıyorsunuz? Daha denemediniz bile, bilemezsiniz ki. Sizi geri planda tutan, başarılarınızın önünde engel oluşturan ve size hizmet etmeyen sınırlayıcı inançlarınız için bir kanıt bulamıyorsanız artık onların zincirlerinden kurtulmanızın vakti gelmiştir.

3. En kötü senaryoyu düşünün

“En kötü ne olabilir ki?” sorusunu kendinize sorun. Örneğin, denediniz ve başarısız oldunuz, kaybedecek neyiniz var; insanlar hakkınızda kötü mü düşünecek, sizden nefret mi edecek, egonuz mu sarsılacak… Ne olacak? En kötü durumları düşünür ve bunlara kendi içinizde cevap verebilirseniz, üstesinden gelebileceğiniz bir durum için risk alabileceğinizi fark edeceksiniz. Sınırlayıcı inançlarınıza meydan okuyun, onların size ele geçirmesine izin vermek yerine onları alt üst edin ve siz galip gelin.

4. “Sınırlı”ların yerine olumlu inançları koyun

Sınırlayıcı inançlarınızı birden ortadan kaldıramıyorsanız onları dönüştürmeyi deneyin. Olumsuzların yerine olumlu ve daha etkili inançlar yerleştirin. Örneğin, “Daha önce başarısız oldum.” yerine “Deneyimim var, bu kez daha iyi yapabilirim.” inancını getirin. “Hiç yöneticilik tecrübem yok, o yüzden yapamam.” demeyin; “Yöneticilik yapmadım ama kalabalık ekiplerle çalıştım. Üstesinden gelebilirim.” deyin. Deneyin, göreceksiniz söylemleriniz değiştikçe inançlarınız, inançlarınız değiştikçe yaşadıklarınız değişecek.

5. Olumlamalardan faydalanın

Birçok konuda araştırma yaparken karşımıza çıkan “olumlamalar”ı sınırlayıcı inançlarımızdan kurtulmak için de kullanabiliriz. Bir şeyi tekrar tekrar söylediğimizde beynimizdeki retiküler aktivasyon sistemine mesaj gider ve ona inanır, ona göre yaşamamızı şekillendiririz. Olumlamaları hayatınıza kattığınızda sınırlayıcı düşüncelerinizi terk etmeye başladığınızı fark edeceksiniz. İşinize yarayacak birkaç olumlama örneğine göz atmak isterseniz:

  • Para beni kolayca bulur.
  • Sevgiyle çevriliyim.
  • Çok şanslıyım.
  • Mutluluk benim doğal varoluş halim.
  • Her şey benim faydam için çalışıyor.

İlginizi çekebilir: Değerinin farkına var, kendini sabote etmekten vazgeç

Kaynak: charukstudios, lifehack

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!