X

Kendinizi ne kadar tanıyorsunuz: Kişiliğinizi yeniden gözden geçirin

“Ailenin en güzeli, en zekisi, en yeteneklisi ben değilim. Ailenin genellikle dışarıda olan üyesi benimdir.”

Bu açıklamayı birçoğumuz yapıyoruz veya başkalarından duyuyoruz. İlginç olan bu açıklamanın kendisi değil, bunu söyleyen kişinin bu durumu son derece rahat bir şekilde kabullenmiş olmasıdır. Bu cümleyi söyleyen birçok kişi sözlerini “Ne yapayım, ben de böyleyim” diyerek bitirir.

“Ailenin başarılı kişisi erkek kardeşimdir. Ailenin yıldızı kız kardeşimdir. Ben ise utangaç çocuğumdur.”

Bu açıklamalardan o kadar çok var ki.. Siz de etrafınızdakilere “Ben ailenin … olanıyım” cümlesini söyleyip boşluğu doldurmasını istediğinizde, mutlaka herkesin söyleyeceği bir şey vardır.

Aile içinde kendimizi nasıl görüldüğümüz ve nasıl davranışlarla karşılandığımız, aslında hayat boyunca kendimize bakış açımızı belirler. Bize sunulan kimlik veya karakter özellikleri bazen apaçık meydanda olurken bazen de hemen anlaşılmayan şekilde gizli olabilir. Ebeveynleri bıktırma, ilgi eksikliği veya ebeveynlerin varlığımızdan duydukları mutluluk, “kendimizi geliştirmemiz için” yapılan eleştiriler, tüm sözlü ve sözsüz davranış şekilleri hızlıca içselleştirilir ve kendimizi nasıl tanımladığımızla ilgili zihnimizde bazı şekiller oluşmasını sağlar. Üstelik tüm bu tanımlamalar bizim gerçekte kim olduğumuzla çok az benzerlik gösterse de bu içselleştirme ve zihinsel süreç çoktan başlamıştır.

Varlığımızla ilgili varsayımlarımız, anne babamızdan aldığımız en ilkel fikirleri kaynak alır. Örneğin anne babamız tarafından sürekli bir şeye ihtiyaç duyan bir çocuk olarak görülüyorsak ve bu durum anne babamıza yük oluyorsa, kendimizi bencil veya girişken biri gibi görmeye başlarız. Küçüklüğümüzden beri istediklerimizi elde etmek için ısrarcı olmamız gerektiği öğretilmiş olabilir. Ya da ihtiyaçlarımızı dile getirdiğimiz zaman utangaçlık sergilememiz gerektiği öğretilmiş olabilir.

Eğer aile içinde kendi kendine yeten ve başkalarına daha az ihtiyaç duyan biri olarak idealize edildiysek, büyüdüğümüz zaman bir şey isterken kendimizi suçlu hissedebiliriz. Özgür olmak için hiçbir zaman başkasından yardım istemememiz veya başkalarına güvenmememiz gerektiğine inanıyor olabiliriz. Eğer kaba ve kontrolsüz biri gibi görülüyorsak, hiçbir işe yaramadığımız ve etrafımıza sadece kargaşa getirdiğimiz inancına sahip olabiliriz.

Kendi kimlikleriyle ilgili yanlış fikre kapılan kişiler, hayatları boyunca bu kimliği kanıtlama veya aksini kanıtlama çabası içine girerler. Buradaki en büyük sorun ise kişilerin kendileriyle ilgili sahip oldukları bu fikirlerin genellikle kendilerini tanımlamayan, yanlış fikirler olması. Örneğin, aile içinde en gürültücü kişi olduğunu düşünen biri, bulunduğu ortamlarda sürekli etraftakileri eğlendirme ve ilgi odağı olma ihtiyacı duyabilir. Ya da tam tersi davranışlar sergileyerek, başkalarını rahatsız etme korkusuyla sürekli kendini susturmak isteyebilir. Oysa bu davranış modellerinin her ikisi de, kişinin gerçek kimliğini yansıtmadığı gibi onun yararına hiçbir şey de sunmuyor.

Düşünün ki geçmişte duygusal ilişkilerinde sürekli başarısız olmuş bir kişi, bu döngüyü kırmak istiyor ve romantik, sevgi dolu bir ilişki kurmak istiyor. Ancak bu isteğine rağmen ona gerçekten ilgi gösteren, esprilerine gülen, birlikte vakit geçirmekten hoşlanan kişilerden uzaklaşıyor. Kendini yine onu sevmeyen, ilgisiz davranan, bencillik eden kişilerin peşinden koşar halde buluyor. Ona kendisini “sevgisiz” hissettiren kişilerin arkasından gidiyor. Bu anlaşılması zor kişilerle ilgilenerek, aslında eski kimliğinin aksini yapmaya çalışırken yine eski kimliğini pekiştiriyor. Bunun sebebi, daha küçücükken kendisini istenmeyen insan olarak hissettiği şeklindeki negatif duygulara tutunup kalmanın, kendini değiştirmekten daha “konforlu” bir alan olmasından kaynaklanıyor.

Kendimizi görme ve algılama biçimimiz, aslında daha çok ailemizin bizi nasıl gördüğü, bize kendimizi nasıl hissettirdiği, bize hangi rolleri biçtikleriyle ilgili. Bunu kabul etmek, kendimizi mağdur veya güçsüz hissetmek anlamına gelmiyor. Aksine, bu bir güçlenme ve farkını hissetme anlamına geliyor. Eski ilişkilerimizin ve eski kimliklerimizin, aslında bizim gerçek kimliklerimizle belki de hiçbir ilgisi olmadığını kabul ettiğimizde, kendimize geçmişin duvarlarını yıkmak için izin vermiş oluyoruz ve kişiliğimizi daha gerçekçi bir gözle algılama şansı tanıyoruz. Geçmişten, çocukluktan gelen ve içselleştirdiğimiz bu unsurlara karşı sevgi duyuyor olabiliriz. Ancak artık yetişkin olduğumuza göre kendi seçimlerimizi yapmalı ve geçmişten gelen tanımlamalara bağlı kalmamalıyız.

Kaynaklar:
Psychology Today
Tiny Buddha

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale