X

Kendinizi nasıl yakalayabilirsiniz: Çırılçıplak kalana kadar üzerimizdeki maskelerden arınmak

Kendini yakalamak, her duyguda, her hareketin başlangıcında bizleri olduğumuz şeye, hani halihazırda olduğumuz değil de, öz dediğimize yaklaştıran Kars treni gibidir.
Birini gördüğünde içinden küçük harfler ile çemkireni yakalamak, bir diğeri için o kadar söz söylemiş olmana rağmen, yanardağın usulca çıkan külleri gibi sevgi yaydığını yakalamak…
Bir iş yaparken; daha başlangıcında, diğerlerinin yapacağı yorumları düşündüğünü yakalamak, selfie çekerken; görmesini istediklerinin görüntüleri kafandan bir bir geçerken, onların beğenisine yönlendiğini yakalamak…
Aslında iyidir derken; içinde püskürmeyi bekleyen ejderinin ağzının ucunda durduğunu yakalamak!
Kendini yakalamak en birincil işimiz.

Oysa bizler kendimizi, olması gerekene ikna etme halindeyiz ve bu bizim doğalımız olmuş.
İyi biri olmak dedikleri pencerenin sınır çizgileri içine oturma çabamız, asıl olup bitenin üzerine ince bir tül perde çekmiş.
Bu durumda hala gerçeklikten, hala samimiyetten ve özellikle de “otantik” olmaktan bahsetmemiz kara mizah gibi.
Kişisel olarak gelişeceğiz diye, kendimizi duygusal hapishanelere tıktık.
Kızmanın, pis bir insanı sevmenin, saygı diye sertliğin ve değişmezliğin, özgürlük diye biat edişin elinden tuttuk.
Oysa özgürlüğün bunlar ile ne ilgisi olabilir?
Diğerlerinin çizdiği dünya tanımına sığma çabamız bizi merkezimizden uzaklaştırdı.
Bu yüzden, tüm kimlikleri çıkarmaktan bahsettiğimizde herkes bir boşluğa düşeceğinden korkuyor! Çünkü zemin kendine ait değil, bilmediği topraklarda yemlenen tavuklar gibiyiz.
Merkezde olan soyundukça zenginleşirken, diğerlerinin otlağında yemlenenler soyundukça fakirleşiyor. Tabii ki bir süreliğine! Bu fakirleşme fark ettiriyor zaten nerede olduğunu, merkezinin ne kadar yakınında veya uzağında olduğunu!
Hepsine şükür bu yüzden!
Kendini yakala! İsteğin sana mı ait, olması gereken mi?
Doğru diye öğrendiğin şey mi, yoksa güdülendiğin mi?
Anlayınca her şey çok basit! Sadece yapmayarak yapıyorsun! Sadece yapmayarak oluyorsun, sen oluyorsun. O “ben” dediğinin olmadığı yere yürüyorsun. Bütün ne, algılayabiliyorsun!

Olmakla, ilerlemekle ilgili bir derdin olmasın, sen olmuşsun zaten! Sadece buna dair bir idrakin yok! “Eşsizlik” “otantiklik” dedikleri şey, kelime anlamıyla kendine has demek, şahsına münhasır. Bizi merkezde bekleyen şey bu, lotusun göbeğindeki “padme” bu. Oraya giderken, başkalarının doğruları ile gidemezsin, öğrenilmiş fikirler ile gidemezsin, çaba ile gidemezsin, herkesin gittiği yoldan gidemezsin!

Nasıl mı gideceksin peki? Soyunarak… Ta ki; çırılçıplak kalana kadar, her soyunuşunda, her sıyrılışında bir adım daha yaklaşacaksın padme’ye.
Herkes kendisi gibi gidecek, kendi özütü gibi.
Çok zor değil, yakala kendini! Buldukların hoşuna gitmeyebilir ve oralarda “tanrı” olmadığını hatırla! Sen insansın, bir yeryüzü canlısı, bir yeryüzü yaratığı! Her şey tamam, düşüncelerin ne kadar cezalandırıcı, ne kadar öfkeli olursa olsun tamam… Sen kendini yakalayınca göreceksin sebebini ve azalacak öfken git gide.. Sadece yakala! Her an, her durumda yakala.
Vazgeçme kendinden, gözün üzerinde olsun!
Sonra gün gelecek güleceksin öfkene, kızgınlığına. Tanrı olmadığını hatırla demeyeceğim burada, tanrıda olmayan şey sende olmaz diyeceğim! Onu da sev ve kullanıp kullanmamak içindeki özüte göre değişecek bunu bil… 
Hepimizin evinde bıçak var, kaçımız insan öldürmek için kullanıyoruz?
Görünmez bıçaklarını kullanmayı öğren! Onlar birine karşı değil, bir duruma dair aletlerindir sadece! Yaşam kimsenin hakkına el uzattırmaz!

Bıçağın var diye hayıflanıp, kendini dövme, sadece kullanmasını öğren!
Yok sayıp utandığın, yargılayıp attığın şeyde usta olamazsın! Usta ol, belki bir, iki kesersin elini inceden, ama sonra iyi bir samuray olabilirsin! Duygularının ustası ol, hepsinin!
Ve böylece görebilirsin her şeyin sevgiden olduğunu. Yargının “ilahi komedya” olduğunu! İyi, kötü diye bir şeyin olmadığını ve bu kelimelerin durumu hiç anlatamadığını!
Kullandığın kelimelerin seni bu dualiteye sıkıştırdığını anlarsın… Konuşacak bir şey yok, yaşanacak çok şey var!
Yakala kendini, içinden konuşanı, sürekli dışarıda ve içeride diye ayıranı.
O mesafeyi daralttıkça, deneyimleyeceksin birliği!
Bir olmayacaksın! Zaten bir olduğunun farkına varacaksın.

Hadi!

İlginizi çekebilir: Bazen ne zor değil mi sadece içinden geçeni söylemek, sadece olduğun gibi davranmak?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenmek isteyenlere: Fine Life Fermente Kajulu İçecek

Son yıllarda sağlıklı beslenme ve bilinçli tüketim alışkanlıklarının, daha önce hiç olmadığı kadar ilgi gördüğü kesin. Veganlık, vejetaryenlik, fleksitaryen gibi bitki bazlı beslenme türleri, sadece etik ve çevresel nedenlerle değil, aynı zamanda bütüncül sağlık açısından sunduğu çeşitli faydalar nedeniyle de dünya genelinde hızla yayılmaya devam ediyor. Bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına yönelik talepler hızla artarken çok sayıda bitki bazlı ürün de raflardaki yerini alıyor. Özellikle süt ürünlerine alternatif arayanlar için çok sayıda ürün piyasaya sürülüyor. Bu konuda öncü isimlerden biri olan Metro Türkiye de “Sofrada herkese yer var!” mottosuyla tüketicilerin ihtiyaçlarına, yenilikçi ürünlerle cevap veriyor.



Raflarında 400’den fazla bitki bazlı ürün sunan Metro Türkiye, geleneksel lezzetlerden vazgeçmeden bitki bazlı beslenme alışkanlıklarına sahip olmanın en leziz yollarını sunuyor. Ve güzel haber; Türk mutfağının favori içeceklerinden ayrana bitki bazlı alternatif sağlıyor: Fine Life Fermente Kajulu İçecek.

Lezzetli, vegan, fermente: Ayrana bitki bazlı alternatif

Herkes için sağlıklı beslenme ve sürdürülebilirlik anlayışıyla hareket eden Metro Türkiye, beslenme trendlerine ve değişen tüketici taleplerine verdiği önemle Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i raflara getiriyor. Geleneksel lezzetimiz ayrana bitki bazlı bir alternatif olarak öne çıkan Fine Life Fermente Kajulu İçecek, bitki bazlı beslenme alışkanlıklarını benimseyen ya da benimsemek isteyen herkesin beğenisine sunuluyor.

Metro Türkiye raflarında yerini almaya başlayan bu yenilikçi ürün, %27 oranında kaju fıstığı, tuz ve çeşitli probiyotikler içeriyor. Bunun yanı sıra katkı maddesi, koruyucu ve gluten içermemesiyle de dikkat çeken Fine Life Fermente Kajulu İçecek, hem bitki bazlı ürünleri tercih edenlerin hem de laktoz tüketmemeye önem verenlerin favorisi olmaya aday. Ayran alternatifi olarak soğuk tüketilebilen bu ürün, 250 ml’lik cam ambalajlarda satışa sunuluyor. Vlabel etiketiyle otel ve restoran gibi yeme içme işletmelerinde rahatça kullanılabilecek Fine Life Fermente Kajulu İçecek, menülere yeni vegan bir alternatif getirirken, müşteri memnuniyetini de artırma potansiyeli taşıyor.

Geçtiğimiz yıllarda süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler sunmuş olan Metro Türkiye, Metro Chef Veggie Bademli ve Fındıklı içecekler ile yoğurda alternatif Metro Chef Veggie Fermente Süzme Kaju’yu ve Metro Chef Veggie Meze Serisi’ni tüketicilerle buluşturmuştu. Bu yıl ise Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden ayrana bitki bazlı bir alternatif getirerek hem sağlıklı hem de yenilikçi bir seçeneği yani Fine Life Fermente Kajulu İçecek’i tüketicilerle buluşturuyor.

Elbette Metro Türkiye’nin raflara taşıdığı yenilikçi ürünler sadece süt ve yoğurt gibi hayvansal gıdalara bitki bazlı alternatifler ile sınırlı değil. Çok daha fazlası, raflarda çoktan yerini aldı.

Bitki bazlı geniş ürün yelpazesi: 400’den fazla çeşit



Metro Türkiye’nin raflarındaki vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; falafel çeşitlerinden pizzaya, ranch sostan çamaşır yumuşatıcısına kadar 50’ye yakın çeşitte gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sunuyor. Eğer tüm bu ürünleri ve çok daha fazlasını incelemek isterseniz hemen tıklayıpvegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine;vegan ürün yelpazesi içerisinde bitkisel bazlı hamburger ekmekten köfteye, mayonezden çikolataya çok sayıda çeşit bulunuyor. Üstelik gıda dışı vegan ürünlerin de sayısı oldukça fazla. Vegan yumuşatıcı, şampuan, sabun, hatta yağ çözücü bile bu geniş yelpazede yer alıyor. Dahası, Metro markalı ürün portföyünü de yenilikçi çeşitlerle sürekli genişleten Metro Türkiye, kendi markaları altında içli köfteden lahmacuna paçanga böreğinden haydari, havuç tarator gibi meze seçeneklerine; Metro Türkiye’nin Bitki Bazlı & Vegan Katalogu’nu keşfedebilirsiniz.

Temel gıdadan temizlik ürünlerine, kişisel bakımdan atıştırmalıklara aradığınız her şeyi bulabileceğiniz Metro Türkiye ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam tarzına ulaşmak artık çok daha kolay.

*Bu yazı Metro Türkiye katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilir: Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’nin zengin vegan ürün yelpazesini keşfedinVegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’Vegan beslenenlere müjde: Metro Türkiye’

 

İlgili Makale