“Şu fotoğraftakine bak. Sen onun yanında ne kadar ezik görünüyorsun. Hayatın her alanında kazanıyor. Harika bir iş, güzel bir ev, belli ki senden daha çok para kazanıyor. Kendine bakıyor. Fit bir vücudu var. Senin gibi göbeği yok. Dişleri bembeyaz.”
Bu cümleler size de tanıdık geliyor mu? Hepimizin içinde böyle bir ses var ve ne zaman bu nitelemeleri karşılayan biriyle karşılaşsak, hemen bu cümleler zihnimizde yankılanıyor. O düşüncesiz, kaba ses yargılamaya, yorumlar yapmaya başlıyor. Size kendinizi içten içe değersiz hissettiriyor.
Şimdi düşünün ki zihnimizdeki bu ses, gerçek bir ses olsun. Bir bankta oturuyorsunuz ve önünüzden bir yabancı geçiyor ve size dönüp “N’aber ezik” diye soruyor. Büyük ihtimalle bu kişiye hiç cevap vermeyip bu kaba davranışıyla onu kendi haline bırakırdınız ve “Benimle nasıl bu şekilde konuşabiliyor? Beni tanımıyor bile” diye düşünürdünüz. Hatta belki de başka insanları bu şekilde rahatsız etmesinin nedeninin aslında kendi mutsuzluğu olduğunu düşünür, söylediklerini ciddiye bile almazdınız.
Peki neden kendimizle bu şekilde konuştuğumuzda söylenenleri kabul ediyoruz? Çünkü o sözler gerçekmiş gibi geliyor. O sesin kendimize ait olduğunu düşünüyoruz. Oysa biz o sırada konuşan değil dinleyen konumundayız.
Ancak buna rağmen kendimizi başkalarıyla kıyaslamak için programlanmış insanlarız. Kendimizi başkalarıyla kıyaslamak doğal ve içselleştirilmiş bir güdü. Tarih öncesi dönemlerde bu yetenek bizlere başkalarını anlama ve olası tehditleri öngörme imkanı tanıyordu. Günümüzde ise kıyaslama, olası zararları önlemek yerine genellikle kendi başına zarara neden oluyor.
Oysa hepimiz ne kadar para kazanırsak kazanalım, bizden daha iyilerin, daha zenginlerin olduğunu biliyoruz. İşte bu yüzden kendi kendini kıyaslama alışkanlığından nispeten kurtulmak da mümkün. İşte kendinizi başkalarıyla kıyaslamaktan vazgeçmenizi sağlayacak en etkili 3 mantra:
1. Eğer kendinizi kıyaslayacaksanız başkalarıyla değil kendi geçmişinizle kıyaslayın
Hepimiz hayatımızın sonuna kadar öğrenmeye, gelişmeye, kazanmaya devam ediyoruz. Ancak içimizdeki negatif sesi dinlerken bunun farkına varma ve kendimizi ödüllendirme konusunda başarısız oluyoruz. Oysa kendi geçmişinizle kıyasladığınız zaman, bugün daha mutlu, daha bilgili, daha güçlü bir insan olduğunuzu kolayca fark edebilirsiniz.
Hepimiz hayatta zorluklar yaşıyoruz ancak hepimiz var olmaya devam ediyoruz. Kendimizi başkalarının kazanımlarına göre derecelendirdiğimizde ise kendi başarılarımızı hafife almış oluyoruz.
2. Kendinizi kıyasladığınız kişilerin de kusurları olduğunu unutmayın
Başkaları ne kadar kusursuz ve mükemmel görünürse görünsün, onların da başarısızlıkları olduğunu unutmayın. Hepimiz aslında hayata karşı eşit konumdayız. Başkasından daha iyi veya daha kötü değilsiniz. Sosyal medya bunu yansıtmayabilir ancak gerçek hayatta bunu görmek oldukça kolay.
3. Kendinizi olduğunuz gibi sevin ve kabul edin
Hepimizin zihninde olumsuz şeyler söyleyen sesler var. Belki de bu sesler bizi koruyor ve bizi biz yapıyor. İçinizdeki sesi duyun, onun da sizin bir parçanız olduğunu fark edin, onu dinlememeyi seçmek ise sizin tercihiniz. Kendinizi daha iyi ve daha kötü yönlerinizle, olduğunuz gibi kabul edin. Hepimiz yanlışlarımıza rağmen olduğumuz halimizle doğruyuz.
Kaynaklar:
PsychCentral
Psychology Today