Aylardır insanlardan, sevdiklerimizden, iş arkadaşlarımızdan, yani “diğerlerinden” uzak kalmış durumdaydık. Aslında sosyal olarak bağlı kalabilmiş olsak da fiziksel olarak bu kadar izole olduğumuz bir dönem olmadığı için, bu izolasyonun üzerimizdeki etkilerinin neler olabileceği henüz bilinmiyor; yansıyan benliğimizi, yani “diğerlerinin” bizi nasıl gördüğünü ne şekilde etkilemiş olabileceği üzerine araştırmalar yapılıyor.
Davranış şeklimiz, karakterimiz, yansıyan benlik yüzünden oluşmaz ancak başkalarından gelen sinyallerle davranış biçimimiz de desteklenir. Bu sinyaller, yaptıklarımızın anlam kazanmasına yardımcı olur. Örneğin siz yardımsever birisiyseniz, insanların bunu görüyor olması sizin bir sonraki yardımsever hareketiniz için içten gelen isteğinize destek olur ve bu davranışı iyice benimsersiniz. Yani diğer insanlarla gün içerisinde etkileşimde olmak, nasıl biri olduğunuz ve diğerlerinin sizi nasıl gördüğü ile ilgili ipuçları toplamanıza da yardımcı olur.
Örneğin iyi bildiğiniz bir konudan bahsederken insanların sizi dinliyor olmasının ve sizin bu konuyla ilgili yetkin biri olduğunuzu düşünmesinin, sizin bu konuda daha fazla araştırma yaparak daha da yetkinleşmenizi sağlayacak motivasyona faydası olur.
İşte toplumdan izole olduğumuzda bazen kimlik kaybı hissi ya da yaşam amacını kaybetmişlik hissi ile karşılaşabilir ve bu durumun değişmeyeceğini düşünebiliriz. Bu izolasyon süreci uzadığı için amaç kaybına ek sosyal anksiyete ile karşılaşmak da mümkündür. Uzaklaştıkça empati yapabilme yeteneğimiz de azalır ve bu durum sosyalleşme isteğimize ket vurur.
Tüm bu olumsuzluklara karşın uzun bir izolasyon süreci sonrasında, tüm kaygınıza ve bunların olası nedenlerine rağmen dışarı çıkma ve sosyal mesafe tedbirlerini göz önünde bulundurarak sosyalleşme zamanı geldi. Geçtiğimiz yıl öğrendiklerimizi ve aşılamada bizimle benzer seviyede olan ülkelerin tecrübelerini göz önünde bulundurarak, önümüzdeki güz döneminde yine kısıtlamalarla karşılaşabilme ihtimalini de düşünerek bu birkaç ayı en iyi şekilde nasıl değerlendirebilirsiniz?
Bu süreci en keyifli şekilde geçirebilmek için öncelikle elinizdeki zamanın boyutunu fark edin. Evet, bugün yaz bitimine çok süre varmış gibi görünse de, şu an bu yazıyı okurken takviminizi açıp bir sonraki olası kapanmaya kadar gerçekten ne kadar zamanınız olduğunu belirleyin. Ağustos sonu çok uzak görünse de zamanın akıp gitme hızını biliyorsunuz. Elinizdeki gerçekliğin farkına varmak harekete geçmenize yardımcı olacaktır.
Kısıtlı zamanları yönetmekte işinize en çok yarayacak araçlardan biri bir rutin oluşturmaktır. Her sabah aynı saatte kalkıp güne sevdiğiniz bir aktiviteyle başlayabilirsiniz örneğin. Yaz dönemi planınızın yanında esnek bir haftalık hatta günlük plan yapabilirsiniz. Bu planları yaparken esnek olmanız, tamamlanamaması durumunda kendinize anlayış göstermenize ve öz saygınızı korumanıza yardımcı olacaktır.
Seyahat edebilmek, tatile gidebilmek bütçe ile doğrudan bağlantılı görünse de herkesin bütçesine ve isteklerine göre planlar bulunabilir. Şu an içinde bulunduğunuz durumda aylardır görmediğiniz arkadaşlarınızla bir kahve için buluşmak bile yenilik hissi vereceği için bu tarz etkinlikleri de mutlaka 2 aylık programınıza ekleyin.
Her çevreden insanın ekonomik olarak zorluk çektiği bir dönemden geçiyoruz. Bu zorluk döneminde bile her bütçeye uygun tatil seçenekleri olduğunu hatırlayın. Tatil planları yaparken ya hep ya hiç düşüncelerini bir kenara bırakın ve 1 gün, 2 gün demeden her fırsatı “tatil kavramı” dâhilinde değerlendirin. Kendinize rutin hayatınızdan ara verdiğiniz her anın tatil tanımına girebileceğini hatırlatın.
Eğer tatil bütçesi ayırabilenlerdenseniz mutlaka sizi mutlu eden yerlere gidin, kısa bile olsa sık tatillerle keyif yapın. Eğer bütçe kısıtlamanız varsa daha önce denemediğiniz farklı çözümler aramaya başlayın. Örneğin şehre yakın ama doğa ile bütünleşebileceğiniz bir yerde kamp yapın, ulaşım sorununuz varsa birkaç arkadaş birleşerek maddi yükü hafifletebilecek yolculuk çözümleri bulun. Çok popüler olmayan ama size yine de farklı hissettirebilecek yerlere gidin. Örneğin Ordu’nun Perşembe ilçesinde şu an bir grup tutkulu insan her gün sörf, yoga, meditasyon gibi birçok aktivitenin olduğu bir yaşam sürüyor. Bu tarz alternatifleri keşfedin.
Önerdiğim bu çözümler çok basit görünse de, birçok kişi “Ben hayatta yapamam”, “Ben öyle birisi değilim” gibi söylemelerle kendilerini, kendi yarattıkları kalıplara sıkıştırıp aslında kendilerine çok iyi gelebilecek fırsatları kaçırabiliyor. Benzer cümleler kullandığınızda bunları fark edip bir kenara koyun ve aklınıza gelen o radikal çözümü gerçekleştirin.
Son olarak kendi yarattığınız bu tatil kaçamaklarını yaşarken anda olun. Tatilde tam keyiflendiğiniz an her neredeyseniz bunu fark edin ve zihninizde bulunduğunuz yerden birkaç adım geriye çekilip kendinizi dışarıdan gözlemleyin, deneyimlerinizi fark edin, tüm duyu organlarınızın o anda ne hissettiğini kaydedin. Bu görüntüleri ve o an yaşadığınız minnet, huzur, güven, mutluluk vb. duyguları ileriki günlerde kullanmak üzere zihin arşivinizde özel dosyalar arasına kaydedin.
“Eğer şartları kontrol etme ya da etkileme şansın yoksa kendine uygun çözümler ara” mottosuyla bu yaz kendinize bol bol zaman ayırmanız dileğiyle…
İlginizi çekebilir: Bugün hangi moddasınız: Ruh halinizi dikkatle gözlemliyor musunuz?