Uzun zamandır aletli pilates dersleri alıyorum. Yapanlar bilirler, cadillac reformer diye bir alet var, üzerinde türlü türlü, kas gücüne göre yapacağınız hareketler var. Ben de derslerin birinde, hocamın da bana inancı ile alette ters takla atmayı denemek istedim. Öncelikle hocam gösterdi, ben nasıl yapılacağını izledim. İlk denemem fena değildi, taklayı atmayı başardım. İkinci de ise kendimi izlemem için videoya çekelim dedik. Ben yeniden denedim ve tam taklayı tamamlayacakken “yapamam” diyip bıraktım.
Tabii o sırada, titreyen bacaklarıma ve kollarıma odaklıydım; bu nedenle taklayı atamamakta gayet haklıydım! Sonra eve gelip videoyu tekrar tekrar izledim. Hareketi tamamlayacakken bırakmama sebep olan neydi düşündüm.
İlkinde hiçbir şey düşünmeden, sadece hocanın verdiği yönergeleri dinleyerek yapabildiğim hareketi ne oldu da ikincide yarıda kestim?
Sebebi çok netti : “Yapamam” etiketi. Hareketin öyle bir yerinde “yapamam” diyip bırakmışım ki, o sinyal beyne gitmese hareketi son derece estetik bir şekilde tamamlıyormuşum. Oysa ben, yapamam sinyalini beyne hızla gönderip hareketi yarıda kesmeyi tercih etmişim.
Bu minik spor aktivitesi, beynimizdeki etiketlerin günlük hayatımızda ne kadar da etken olduğunu hatırlamamı sağladı.
Zaman zaman hepimizin kendine sadece “etiketleri” yüzünden koymakta olduğu engeller var.
Sizin etiketleriniz neler?
“İsim hafızam çok kötü, tanıştığım insanın ismini aklımda tutamam”, “Ne kadar dikkat edersem edeyim zayıflayamam”, “İyi araba kullanamam, kullansam da park edemem”, “Hayatta İngilizce öğrenemem, yabancı dil yatkınlığım yok”, “İyi yemek yapamam”, “Benden iyi sevgili/anne/eş olmaz”…
Yukarıdaki örnekleri sonsuza uzatabiliriz. Hepimizin mutlaka zihninden geçen bir engelleyicisi, bir etiketi vardır. Bu etiketler olumsuz oldukları takdirde, maalesef o konuda başarılı olmamız çok güçtür.
Bu etiketler bizim muhteşem potansiyelimizi ortaya çıkarmaya engel birer parazittir. Parazitlerimiz içsel olduğu gibi dışsal da olabilmektedir. Dışsal parazitler, bizim etrafımızdaki insanlardan oluşurken, içsel parazitlerimiz kendi kendimize koyduğumuz engellerdir. Benim, “Bu taklayı atamam” dememde olduğu gibi.
Hedefime ulaşmaya ramak kala, beynime paraziti yerleştirerek performansımın tamamlanmasına engeli ben koymuş oldum.
Bizlerin en büyük çelme takanı, yoluna taş koyanı yine bizleriz. Her birimiz, akla, zekaya ve beceriye sahip eşsiz yaratıklarız.
Ancak buna rağmen neden kendimizin muhteşem potansiyellerini ortaya çıkarmak için engeller koyarız?
Çocukken ne kadar cesur olduğunuzu hatırlıyor musunuz?
Zaman zaman çocukları izlerim, onların şimdiye kadar bir şeyi yapamam dediklerine şahit olmadım. Hatta tam tersi, korkusuzca pek çok eyleme atıldıklarına da şahit oldum. Onlar da büyüdükçe, gerek çevresel dışsal parazitlere maruz kalıyor, gerekse yaşayarak edindikleri deneyimlerle kendi içsel parazitlerini oluşturuyorlar.
Louise Hay’ın Düşünce Gücüyle Tedavi kitabında dediği gibi, “Bazı düşünceler ilk başta yararlı oluyor. Ama büyüdüğümüzde artık bir hükmü kalmıyor. ‘Yabancılara karşı dikkatli ol’, küçük bir çocuk için gerekli ama bir yetişkin için aynı inancı sürdürmek insanlardan korkmaya ve yalnızlığa neden oluyor.
…. ‘Ben böyleyim işte’, ‘Hayat böyle ne yapayım’ sözleri ne kadar da sık söylenen sözler. Bu sözlerden çıkan anlam, inandığımız şeylerin bizim için doğru olduğudur. Genellikle inandığımız şey, bir başkasının düşüncesini, kendi inanç sistemimizle birleştirmek oluyor. Tüm inandığımız şeylere uyum sağlaması da doğal oluyor”.
Şimdi düşünelim beraber, bizler de çocuktuk…
Çocukken korkusuzca atladığımız sulara ne oldu da büyüyünce düşünerek atladık ya da atlamaktan korkar olduk?
Galiba cevabım, parazitlerimizi de bizle büyüttüğümüz yönünde. Güzel potansiyellerimizin ortaya çıkmasına engeli biz koyduk, bir nevi kendi kendimizi bıçakladık.
Dönüp çevremizdeki başarılı olmuş insanlara bakalım, lügatlarında olumsuz değil, hep olumlu etiketlerin olduğunu göreceğiz.
İçinizdeki potansiyeli ortaya çıkarmaya var mısınız?
“Bize düşüncelerimiz şekil verir; düşündüğümüz şey oluruz” demiş Buddha.
Zihnimizde ne kadar engelleyici etiketimiz varsa, yapmayı planladığımız eylemleri gerçekleştirmemiz de o kadar zor olur.
Bunun yerine, bizim kanımızı emen o zararlı parazitleri bir bir tespit edip, olumluya dönüştürmek bizleri gerçek performansımıza kavuşturacaktır.
Şimdi düşünelim, senin parazitin ne? Neyi çok istedin de kendine parazit oldun?
Peki, o parazitlerle mücadele edip gerçek performansını ortaya çıkarmaya var mısın?
Düşünmeye başladıysan, başarmaya başladın demektir!