Kullandığımız ya da duyduğumuz kelimelerin bizim üzerimizdeki müthiş etkilerinin farkında mısınız? Bana inanmıyor musunuz? Çocukken hepimizin korktuğu diş doktoru ziyaretlerini hatırlayın. Diyelim doktorunuz çocuk ruhundan anlayan bir kişiydi ve dişinizi tedavi ederken size güzel hikayeler anlattı, rahatlamanızı sağladı. Fiziksel olarak diş doktoru koltuğunda olmanıza rağmen, artık korkmuyordunuz ve zihinsel olarak daha mutlu bir yerdeydiniz. Bu örneğin de bize gösterdiği gibi mutluluk, bulunduğumuz ortamdan çok zihnimizle ilgili bir kavram. Ve sık sık kullandığımız ya da duyduğumuz kelimeler de zihnimizi etkileyerek mutluluk seviyemize tesir ediyor.
Yapılan araştırmalara göre pozitif kelimeler beynimizin motivasyon merkezlerini harekete geçirebilirken, sürekli olarak negatif kelimeler kullanmak, üzerimizde bunun tam tersi bir etki yaratıyor. Thomas Jefferson Üniversitesinden nörobilimci Dr. Andrew Newberg ve iletişim uzmanı Mark Robert Waldman’ın birlikte yazdıkları “Words Can Change Your Brain” (Kelimeler Beyninizi Değiştirebilir) kitabı sürekli olarak negatif kelimeler kullandığımızda beynimizin korku merkezini harekete geçirdiğimizi ve dolayısıyla stres üreten hormonların sistemimizde dolaşmaya başladığını öne sürüyor.
Peki ya siz gün içinde nasıl cümleler kuruyorsunuz? Ağzınızdan dökülen kelimeler eleştirisel, şikayet etmeye yönelik kelimeler mi yoksa dünyanızı daha güzel hale getirecek kelimeler mi? Sürekli olarak negatif kelimeler kullanıyorsak ve mutluluğumuzu dış koşullara bağlıyorsak mutsuzluğa davetiye çıkarıyoruz demektir.
O çok istediğimiz kırmızı elbiseyi alınca, okulu bitirince ya da iş yerinde terfi edince çok mutlu olacağımızı zannederiz oysa ki bu mutluluklar sadece anlıksal mutluluklardır. Biz her zaman mutluluğu varılacak bir durak olarak görüyoruz. Oysa mutluluk yolculuğun ta kendisidir.
Mutluluk pozitif ve negatif düşüncelerimiz arasında gidip gelen bir seçimdir. “Ben çok şişmanım, kendimden nefret ediyorum” dediğimizde mutsuzluğa yelken açıyoruz demektir. “Kilo vermek istiyorum, doğru diyetisyene danışarak bunu yapacağıma inanıyorum” şeklinde bir düşünce ise yapıcı ve bizi mutlu eden bir düşüncedir.
Peki zihnimizi mutlu olmak için nasıl eğiteceğiz
- Şikayet etmeyi bırakarak,
- Sık sık şükrederek,
- Problem değil çözüm odaklı olarak,
- Dikkatimizi pozitif olaylara yönlendirerek,
- Olumlu düşünerek,
- Kendimize söylediğimiz lafların pozitif olmasına dikkat ederek ama negatif kelimeler kullandığımızda da kendimizi yerden yere vurmayarak,
- İçimizde yaşayan acımasız eleştirmene kulak asmayarak,
- Günde beş, on dakikanızı hayatınızdaki ve etrafınızdaki pozitif olayları görmeye harcayarak.
Gelin kendinize bir iyilik yapın ve bu günden itibaren zihninizi mutluluğu seçmesi için eğitin.
Sorularınız için bana rsolaker@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz. Daha iyimser olmakla ilgili psikoloji egzersizlerini ise Instagram hesabımdan paylaşıyorum.
Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.
İlginizi çekebilir: Ağrılarınız duygularınızın yansıması olabilir: İçinizde ağlayan kim?