Kendinize ışık tutmayı ihmal etmeyin: Direncinizi bıraktığınızda, sizi metanet karşılayacak
Bugünlerde metanet kelimesi ile çalışıyordum. Uzun uzun düşünüp tefekkür etmeye çabalıyorum. Hep aklıma tek bir cümle geliyor çalışma sırasında;
Kendine ışık tut.
Kendi bedenine ışık tut.
Kendi evine ışık tut.
Bu cümleyi her tekrarladığımda kendime olan direncim ile karşılaşıyorum.
İçsel benliğime karşı olan direncime bakıyorum ve hep soruyorum nerede kazandım bu özelliği acaba? Ne zaman buraya baksam hep bir yetersizlik giriyor devreye. Aslında her şeyi kendi kendime yapıyorum, dışarıdan hiç kimse veya hiçbir güç bana bir şey yapmıyor.
Hikayenin parçaları ile uğraşmaktan bütünü göremiyorum ya da bütünden bakmaya çalışırken parçalarda kayboluyorum.
Hayatlarımızda artık bize hizmet etmeyen her şeyi bırakmak istediğimizde en derinlerdeki korkularımız birdenbire ortaya çıkmaz mı? Bugüne kadar neyi çalışmadıysak, o kapı, o kapak açıldığında her şey üst üste geliyor.
Bazen sorunun başlangıcını yeniden yaşamak, çalışmak yeterli oluyor. Bazen de daha ziyade önemsiz bir başlangıç buluruz kaçmak için, yani bir bakmışız kendimize bir sürü duvar örüp içinden çıkamayacak zor setler oluşturmuşuzdur. Sonra yine kendi çaresizliğimizin kurbanı rolüne girmiş buluruz kendimizi.
Şimdi zihnimde, ruhsal varlığımda ve bedenimde, taşımakta olduğum geçmişe açılıp, onu özgürleştirmek istiyorum. Ve soruyorum şu an benim ihtiyacım nedir? Tam da şu anda ne olsa bana çok iyi gelir?
İçimdeki ses şöyle diyor;
Hep hayalimdeki o yeşil devin gelip beni omuzlarına alıp yolun karşısına geçirmesi ne kadar güzel olur. O omuzlardan her şeye ışık tutarak izlemek, seyretmek ne kadar dingin bir his yaratıyor bedenimde. İçinde bulunduğum evde.
Birlikte derin bir yolculuğa çıkacağımız bu çalışmayı sen de merak ediyorsan, [email protected] mail atabilirsin, ya da benimle ile ilgili daha fazla bilgi için Instagram’dan da bakabilirsin.
İlginizi çekebilir: Anne karnında oluşmuş sağlıksız bağlarınızı dönüştürerek ”yeniden doğmaya” hazır mısınız?